Ağrı Doğubeyazıt’ta AKP müşahiti olduğu iddia edilen bir kişinin öldürülmesinden HDP’yi sorumlu tutan ve HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ı arayarak tehdit eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, yeni kabinede düşünülmediği iktidara yakın çevreler tarafından dile getirilmeye başlandı. Bunun üzerine herkese saldıran Soylu, birilerinin gözüne girmeye çalışıyor.
HABER MERKEZİ – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yeni kabinede düşünülmediği Ankara kulislerinde konuşuluyor. Seçim öncesinde Urfa Suruç’ta yaşanan olaylardan Muharrem İnce’yi sorumlu tutan, seçimden sonra da HDP Eşbaşbakanı Pervin Buldan’ı arayarak tehdit eden ve CHP İl Başkanlarının asker cenazelerinde protokolden çıkarılması talimatını veren Soylu, hem muhalefetin hem de iktidar çevrelerinin gündemine girdi.
“SÜLEYMAN SOYLU AÇIKÇA İÇ SAVAŞ ÇAĞRISI YAPIYOR”
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözleriyle ilgili, “Bu partinin MKYK’sı var orada konuşur karara bağlarız.” derken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Açıkça Türkiye’ye bir iç savaş çağrısı yapıyor bununla, iç savaş çağrısı. Ya bu ülkede kala kala şehitleri mi bölmek kaldı? Şehitler milletin şehididir. Toplumun her kesimi şehitlere sahip çıkmak zorundadır. Şehitler bizim şehitlerimiz, siz şehitleri nasıl ayrıştırabilirsiniz, bölebilirsiniz? Zaten ‘15 Temmuz şehitleri ve diğer şehitler’ diye birinci ayrımcılığı yaptılar, ki ‘CHP’nin il başkanları katılmayacak…’ Ne demek katılmayacak? CHP’nin il başkanları da CHP’liler de katılacak. Bu açıkça Türkiye’yi bölme, terörize etme ve Türkiye’yi yönetilemez hale getirmektir.” ifadelerini kullandı. Süleyman Soylu’nun muhalefet partisi genel başkanlığından iktidar partisinin bakanlığına uzanan siyasi yaşamını ve son dönemde yaşadığı gerilimleri derledik.
FATMA BETÜL SAYAN VE BERAT ALBAYRAK’LA AFRİN TARTIŞMASI
Süleyman Soylu’nun AKP içinde sorun yaşadığı isimlerin başında Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın geldiği iddia ediliyor. Soylu’nun, Afrin operasyonunun ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan’ın açıklamaları üzerine, Sayan’ı arayarak görevi olmayan konularda açıklama yapmasının uygun olmadığını söylediği ve Sayanla kavga ettiği iddia edilmişti. Sayan’ın durumu Enerji Bakanı Berat Albayrak’a anlatması üzerine tartışmanın ikili arasında devam ettiği ve tartışmanın ardından Süleyman Soylu’nun istifanın eşiğine geldiği iktidara yakın medya organlarında da dillendirilmişti. Bu iddianın dillendirildiği dönemde Süleyman Soylu Trabzon AKP İl Gençlik Kolları ile toplantı yapmış ve toplantıda “Belki buradan gideriz ve bir daha gelemeyiz. Hakkınızı helal edin.” demişti.
DEVLET BAHÇELİ’YLE ALAATTİN ÇAKICI GERİLİMİ
Yeni dönemde Meclis’te AKP’nin iktidar ortağı olan MHP’nin de Süleyman Soylu’yu yeni kabinede istemediği iddia ediliyor. Son dönemdeki MHP-Soylu geriliminin odağında ise Alaattin Çakıcı bulunuyor. Seçimlerden hemen önce “Genel af” ve Alaattin Çakıcı üzerinden yaşanan gerilimde; Devlet Bahçeli, af talebinde bulunduğu organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı’yı ziyaret edip tespih hediye ederken, İçişleri Bakanlığı, “2018 yılı içinde, Alaattin Çakıcı liderliğindeki suç örgütüne yönelik İstanbul ve Antalya illerinde gerçekleştirilen operasyonda 57 şüpheli yakalanmıştır. 2017 yılında ise, Çakıcı’nın silahlı eylem yapan ve eylem hazırlığı içerisinde bulunan 32 adamı yakalanmıştır” açıklamasını yapmıştı. Bu açıklama, Süleyman Soylu’nun Devlet Bahçeli’ye yanıtı olarak yorumlanmıştı. Alaattin Çakıcı ise danışmanı aracılığıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hitaben yazdığı ve seçim değerlendirmesi yaptığı mektubunda Soylu ile ilgili, “İnsanlar kriminal suçlu olabilir, çetelerin arkasında olan hani senin var ya, Trabzonlu, çirkin ve kel, sana gündüz imam gece papaz diyen Süleyman efendi mi hedef gösterdi. Sokak çeteleri hap satar, eroin satar, karı satar. Ekonomik koşullardan sosyal devlet olamadığımız için gasp yapar. Kapalı olarak kimi kastediyorsun?” yorumunu yapmıştı.
SÜLEYMAN SOYLU KİMDİR?
1990 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası aracı kurumlarında ticarete başlayan Süleyman Soylu, 1995 yılında kendi kurduğu şirketiyle siyasi yükselişinin yanı sıra ticari anlamda da yükselmeye başladı. Türkiye siyasetine ilk olarak 1987 yılında giren Süleyman Soylu, Demokrat Parti ve Adalet Partisi çizgisindeki aile geleneğini devam ettirerek merkez sağ Doğru Yol Partisi’nin Gençlik Kolları’nda görev aldı. 1987-1990 yılları arasında, DYP İstanbul İl Teşkilatı’nın Gençlik Kolları Yönetim Kurulu üyeliği ve teşkilat başkanlığı görevlerinde bulundu. 1995 yılında DYP Gaziosmanpaşa ilçe örgütünün yönetim kurulu üyeliğine seçildi. Kısa bir süre sonra 17 Temmuz 1995 tarihinde bahsi geçen ilçe teşkilatının başına getirilen Soylu, 25 yaşında Türkiye’nin en genç ilçe başkanı ünvanını aldı. Dört yıl sonra 29 Nisan 1999’da İstanbul il başkanlığı görevini geldi ve 2002 Genel Seçimleri öncesi milletvekili adayı oluncaya kadar bu görevi yürüttü.
TANSU ÇİLLER’İN ‘PRENS’LİĞİNDEN DEMOKRAT PARTİ GENEL BAŞKANLIĞINA
Süleyman Soylu, Doğru Yol Partisi’ndeki önemli görevlere getirildiğinde o dönemin parti Genel Başkanı ve İstanbul milletvekili olan Tansu Çiller´in partili “Genç gözdesi” ve “Prensi” olarak değerlendiriliyordu. DYP’nin 2007 seçimleri öncesinde ANAP’la birleşme çabalarından rahatsız olup Demokrat Parti ile hareket eden Soylu, Mehmet Ağar’ın istifasının ardından yapılan olağanüstü genel kurulun üçüncü turunda geçerli 800 oyların 529’unu alarak Demokrat Parti Genel Başkanlığı’ına seçildi.
15 Kasım 2008’de gerçekleştirilen DP 9. Olağan Kongresi’nde 993 oy geçerli oyun 922’sini alan Süleyman Soylu, Genel Başkanlığa yeniden seçildi.
ÖNCE ADAY OLDU SONRA GERİ ÇEKİLDİ
2009 Yerel Seçimleri öncesinde, hedefinin 2007 Genel Seçimleri’nde elde edilen yüzde 5,4’lük oy oranının üstüne çıkmak olduğunu söyledi ve “Yüzde 5,4’ün altında kalırsak çekilirim” dedi. Yerel seçimlerde il genel meclisi oylamasında partisi yüzde 4 oy alınca Süleyman Soylu, seçimin ertesi günü yaptığı açıklamada “Ben bildiğiniz siyasetçilerden değilim” diyerek istifa edeceğini ve kongrede aday olmayacağını açıkladı.
Ancak parti tabanının ısrar ettiğini söyleyen Süleyman Soylu, 12 Mayıs’ta bu kararını değiştirdiğini ve tekrar aday olacağını açıkladı. 16 Mayıs 2009’da kendi talebi ile gerçekleşen 5. Olağanüstü Büyük Kongre’de 3. tur oylaması öncesinde adaylıktan çekildiğini açıkladı ve DP’nin başına Hüsamettin Cindoruk geçti.
AKP’YE GİDEN YOL: 2010 REFERANDUMU
12 Eylül Referandumu için sunulan anayasa değişikliği paketinin, Türkiye’nin dönüşümü ve demokratikleşmesi için hayati öneme sahip olduğunu söyleyen Süleyman Soylu, ”Demokrasi Buluşmaları” adını verdiği bir dizi seminer düzenledi ve arkadaşları ile birlikte Türkiye’yi dolaşarak referandumdan “Evet” sonucu çıkması için çalıştı. Bu faaliyetinin ardından Hüsamettin Cindoruk’un genel başkan olduğu DP’den ihraç edildi.
Referandum sürecinin ardından AKP ile ilişkilerini geliştiren Süleyman Soylu, 2012 yılında düzenlenen törenle AKP üyesi oldu. AKP’de Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevi yürütürken 2015’te Trabzon’dan milletvekili seçildi ve daha sonra da kabinede yer verilerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlğı’na getirildi. Süleyman Soylu’nun iktidar çevreleri tarafından istenmeme nedenlerinden biri olarak AKP üyeliği öncesinde iktidara yönelttiği ağır eleştiriler görülüyor.
İşte Süleyman Soylu’nun AKP üyesi olmadan önce AKP iktidarıyla ilgili düşünceleri:
“AT ÜSTÜNDE DURMAYI BECEREMEYEN BAŞBAKAN”
20 Nisan 2008: Bu ülkenin herkese çatan ve kaos yaratan bir Başbakanı var ki, akşam evine gittiğinde karısına ve çocuklarına boynu bükük kalan esnafın, çiftçinin yerine kendini koymuyor. Kendisi evindekilerin yüzüne nasıl bakıyor. AKP iktidarından önce işsizlik yüzde 6’ydı bugün 11.3’e çıktı. Başbakan at üstünde durmayı nasıl beceremediyse, ülke yönetmeyi de aynı şekilde beceremedi.
“PAÇALARINDAN YOLSUZLUK AKIYOR”
10 Aralık 2008: 29 Mart yerel seçimlerinde halk AKP hükümetine sarı, DP ise kırmızı kart gösterecek. AKP hükümeti, yanlış ekonomi politikası sonucu bayramları da millete zehir etti. İnsanlarımız gülmeyi unuttu. Beceriksizlik ve yetersizlikle, Türkiye’yi krizle karşı karşıya bıraktılar. Paçalarından yolsuzluk akıyor. Türkiye’de ihale ve yandaş belediyeciliği yapılmaktadır.
“BOYAN DÖKÜLDÜ RECEP TAYYİP ERDOĞAN”
31 Aralık 2008: Çeviriyorsun, boş geliyor. Bir daha çeviriyorsun, pas geliyor. Günlerdir, Filistin’de Müslüman kardeşlerimizin yaşadığı acılar ciğerimize saplandı. Sen Olmert’le görüşüyorsun, ertesi gün bu katliamlar oluyor. Eğer Kırat iktidarda olsaydı, gök kubbe bu katliamı yapanların başına yıkılırdı. Önce çıktın, ‘Arabulucuyum’ dedin, şimdi bölgedeki Müslüman ülkelerin kalbini almakla görevlendirildin. Ey Recep Tayyip Erdoğan, boyun eydin, emir eri oldun, milletin ümitlerini boşa çıkardın. Boyan döküldü Tayip Erdoğan.
“BAŞBAKAN RANTIN BABASINI GETİRDİ”
25 Şubat 2009: Yolsuzluklarla mücadele edeceğim diyen hükümet, Türkiye’yi yolsuzluk çukuru içine batırdı. Tüyü bitmemişin hakkını yedirmeyeceğim dediler. Her gün tüyü bitmemiş yetimin üzerinden siyaset yapıyorlar. Bu ülkeyi rant ülkesi yapmayacağım dedi sayın Başbakan, rantın babasını getirdi. Bunlar yarım doktor, yarım hoca.
“KENDİSİNİ PADİŞAH OLARAK GÖRÜYOR”
14 Mart 2009: Seçim sürecinde Türkiye’de çok manidar işler oluyor. AKP mensupları uzun zamandır genel başkanları ve başbakanlarını, Başbakan da kendisini padişah olarak görmek istiyor. Ülkemizde sadaka kültürü var. Türkiye’de 3 kişiden biri fukaralık sınırının altındadır. Eleştirilmesi gerekenler insanları bu duruma düşüren hükümettir.