Babam hep umutluydu; bize kesinlikle ağlamayacaksınız, derdi. Şehadetiyle başımız diktir. Toplumumuzla birlikte acımızı yaşıyoruz. Halkın bu düzeyde babamızı sahiplenmesi bizim için büyük bir moraldir. Halkına duyduğu sevginin karşılığını alacağına inanıyorum. Hiç kimseden bir farkımız yok. Ben mücadelenin ve Mam Zeki’nin kızıyım.
CELLE – İşgalci Türk devletinin saldırısı sonucu şehit düşen KCK Başkanlık Konseyi ve Êzîdî Toplumu Koordinasyonu Üyesi Mam Zeki için Şengal, Kürdistan başta olmak üzere Avrupa’nın birçok kentinde taziyeler, anmalar, toplantılar yapılıyor. Şengal’den dönen Mam Zeki’nin kızı duygularını paylaştı.
Mam Zeki’nin akademisyen kızı Leyla Özden, çocukluğunu anlatırken, baba özlemiyle büyüdüğünü söylüyor. ‘’Babamla toplam bir sene ya kaldım ya kalmadım’’ diyen Özen, 12 yıl sonra babasını gördüğü anı ise ‘inanılmaz’ sözleriyle anlatıyor.
‘’Kürt sorunu’’ üzerine olan üniversite tezini babasının yardımıyla tamamladığını aktaran Leyla, ‘’Ben Mam Zeki’nin ve bu mücadeleninin kızıyım’’ diyor.
Mam Zeki’nin kızı olmak nasıl bir duygu,anlatabilir misin?
Ben küçüktüm, babamı çok az görüyordum. Dünyaya geldiğimde, babam aktif mücadele içerisindeydi. Gözlerim hep kapıdaydı, babam eve acaba ne zaman gelecek, diye. 1999’da babam ülkeye temelli döndü. Ancak biz yanına gidiyorduk, zaman zaman ziyaret ediyorduk.
Babanla kaç sene yaşadın?
Babamla toplam bir sene ya kaldım ya kalmadım. Hatırlayamıyorum, bile. Bazen eve geliyordu. Tüm zamanları üst üste koysam bir sene etmez. Özellikle Celle’de cezaevinde iken, neredeyse her gün görüyorduk. Bizden ayrıldığında hatırlıyorum, çok ağırdı. O zaman 14 yaşında idim. Elbette birlikte kısa zaman geçirmiş olsak da kısa kısa anılarım var. Babam Kürdistan’a döndüğünde 17 yaşındaydım. En son, hepimizle vedalaşarak evden ayrıldı. O zaman bir daha eve gelemeyeceğini anlamıştım. Ama bu benim için normal bir şeydi.
Ülkemizin hasretiyle büyüdük. Sarı, kırmızı ve yeşil renklerin hasretiyle büyüdük. Babamdan en son öğrendiğim buydu.
Daha sonra görme şansın oldu mu?
Üniversiteden sonra siyasi doktoramı Kürt sorunu çerçevesinde hazırladım. Bu sayede zaman zaman babamı görme imkanım oldu. Doktoram için bazı bilgilerin toplanma aşamasında gördüm. Yine Hewlêr’de Kürt Ulusal Kongresi’nin hazırlık aşamasında görüştük.
Babamı 12 yıldan sonra görmüştüm. Çok farklı bir duygu idi, anlatamam. İlk gördüğümde inanamadım, uzun bir aradan sonra görmek çok zordu. Ağlamaya başladım; donup kalmıştım, yürüyemiyordum. Hatırlıyorum, babamın yanına götüren şoför de benimle ağlamıştı. Babam beni teselli etmişti. Sevipte buluşamama, sarılamama…. Bazı koşullar el vermiyor, kimi yaraların iyileşmesine.
İlk görüşmemizde zorlanmıştım; hem çok mutluydum hem de büyük bir acıydı bu. Bir babanın seni beklediğini bilmek çok güzel bir duygu. İlk sefer, kısa bir süre babamın yanında kaldım. Büyük bir mutluluk ve keyifle kaldım. Yoldaşlarını tanıdım. Toplum içinde babama sarıldım; yoldaşlarının da kızıydım. Bu çok özel bir duygu.
Başka hiç gerilla çocuklarını gördün mü?
Hayır, hiç görmedim. Çünkü ziyaretlerde hep, anne, baba ve kardeşler geliyordu. Babamın arkadaşları için özeldik. Hiç kimse Mam Zeki’nin çocukları olduğunu bile bilmiyordu. Bir defasında, ‘annen nasıl seni bu düzeyde büyütmüş’ demişlerdi. Ben de onlara annem bir çocuk değil 7 kişiyi böyle büyüttü. Çünkü çoğu arkadaş evlenmeden önce mücadeleye katılıyor. Bundan dolayı beni çok seviyorlardı. Hayatım boyunca babamın yolunda idim. Babamızla mücadeleyi tanımış olabiliriz, ancak herkes mücadeleye fikriyle vardır. Bu mücadelenin bir parçasıyız ve hep öyle olacak.
Bir anımı anlatayım; hatırlıyorum, 14 yaşındaydım. Gideceğim lise için bir karar vermek gerekiyordu. Anne ve abilerim, farklı bir liseye gitmemi istiyordu, ancak ben başka bir yere gitmek istiyordum. Babam bizi çağırdı: ‘Babam, ilk önce Leyla konuşsun, o ne istiyor. Ben isteklerimi söyledim. Babam, bu kızımın iradesidir. Artık bu onun hayatıdır, o karar verecek, dedi. Babam hayatını da böyle yaşadı ve bize de yaşattı.
Her çocuk gibi ‘baba yanımızda kal’ ya da ‘geri dön’ diyebilirdin. Hiç böyle bir şey söyledin mi?
Babam cezaevinden çıktıktan sonra bir daha gideceğini bilmiyordum. Herkes anne ve babasının yanında olmasını ister. Gençken birçok şeyden de sıkılmıştım; bir genç olarak babama ihtiyaç duyuyordum. Ne kadar annemiz bizi sevse de babanın sevgisini özlüyorduk. O zaman çok kızıyordum, mecbur muyuz bu mücüdelede olmaya! Belki babam mücadelede olmasaydı, her gün yanımızda olacaktı. O zaman gençtim böyle düşünüyordum. Bugün düşünüyorum; eğer babam mücadelede olmasaydı, onun fikrini, hareketlerini, konuşmasına bu kadar değer vermezdik, herhalde! Bu hakikat yoludur. Ve hakikatın peşinde gidenler bu yoldadır.
Mam Zeki’nin Şengal’deki mücadelesini biraz anlatır mısın?
Şengal’de babamın toplumsal bir mücadele yürüttüğünü elbette biliyorum. Zaten hep halkın içindeydi. Ben Bakurê Kurdistan’da kaldım; Mam Zeki’nin kızı olduğumu çok az kişi biliyordu. Şengal’e yönelik ferman olduğu vakit, birçok kez basında çıktı zaten. Ben o zamanlar Bakur’daydım. Babama yönelik bir sevgi vardı, bunu görüyordum. Şengalliler de bana anlattılar. Bilmiyordum; anne ve babamız yaşında olanlara Mamo diyoruz. Eğer çok değer veriyorsak, ona Mamo deriz. Şengalliler ise ancak bir peygambere Mam derler. Mam ağır bir hitabettir, hak etmeke gerekir. Babam herkesi kazanmaya, barıştırmaya çalışırdı. O en kötü bireyde bile insani bir ruhun olduğuna inanırdı. Ve bu ruha yakınlaşmak isterdi. Hep bize, ‘kimseden şikayetçi olmayın siz mücadelenizle doğru yolu bulabilirsiniz’ derdi.
Babanın şehadetini nasıl duydun?
Hala rüyada olduğumu düşünüyorum. Hep uzaktan bir diyalogumuz vardı. Arkadaşlar şehit düştüğünde, hep babam aklıma gelirdi. Şu an basında gördüğüm fotoğraf hala gözlerimin önünde. Babam hep umutluydu. Bize kesinlikle ağlamayacaksınız, derdi. Şehadetiyle başımız diktir. Ağır bir duygu, anlatamam. Toplumumuzla birlikte acımızı yaşıyoruz. Halkın bu düzeyde babamızı sahiplenmesi bizim için büyük bir moraldir. Halkına duyduğu sevginin karşılığını alacağına inanıyorum. Bu şehadeti kabul etmemiz biraz zaman alacağını düşünüyorum. Şu an için bir şey diyemem. Hiç kimseden bir farkımız yok. Ben bu mücadelenin ve Mam Zeki’nin kızıyım.
Kaynak: Yeni Özgür Politika/Egîd Eren