HABER MERKEZİ –
“İki nehir arasında yeryüzünün cenneti olan bir ülke, günün birinde huzursuz sabahlara uyanmaya bıkmıştı. Çılgınlar gibi çalınan neşesini arıyor, bulamayınca da hüzünleniyor, ağlıyor, gözyaşları Fırat ve Dicle olup akıyordu. Bazen bulacak gibi oluyor, sevinç naraları atıyor ama her defasında aynı ümitsizliğe geri dönüyordu. Bu uzun soluklu olmayan zaferlerinden sonraki yenilgiler onu bir hayli yıpratmıştı. Güçten düşmüş ve bir kurtarıcı arıyordu. Ne var ki onu kurtaracak hiç kimse yoktu çünkü bu ülkenin tüm insanları taşlaşmıştı. Kuşlar uçmuyor, tek yaprak bile kımıldamıyordu. Bu güzel ve aynı zamanda hüzünlü olan ülke tam ölüm uykusuna dalacağı anda Halfeti’den bir ses duydu. Umutlandı. Sevindi. Çığlık attı. Ülkenin nehirleri çoşkunca akmaya, çiçekleri filizlenmeye, ağaçları çimenleri yeşermeye ve kuşları uçmaya başladı. Çünkü bu ses dokunduğu her şeye can veren, taşlaşmış insanları hayata döndüren güzel ülkenin kurtarıcısına aitti. Bu ülke o an anladı ki kölelik onun kaderi değildi. Yeniden gülebilir, eğlenebilir, akarsularıyla dans edebilir ve neşelenebilirdi. Artık tamamen özgürleşeceği günü hayal etmeye başladı.
İşte bu güzel ülkenin adı Kürdistandı.
Kürdistan var olalı beri özgürlüğü için her başkaldırısında bin türlü bedel ödemiş ve nice yiğit evladını ve önderini toprağa vermiştir. En çok bedeli, şehidini ise kuşkusuz PKK döneminde vermiştir ve hâlâ da veriyor. PKK tarihinde ise birçok önemli ve öncü kişiliğin, devrimci militanın Mayıs ayında şehid düşmesi bu ayı Kürt halkının unutulmaz sembol ayı haline getirdi.
Kürt insanının karakterindeki parçalanmışlığa ve bölünmüşlüğe çare olmak, çözüm üretmek, Kürdistan’a içeriden ve dışarıdan vurulmuş zincirleri kırmak, insanlığa yeniden güzelliği, anlamı vermek ve insanlık için dövüşmek adına Mayıs ayında şehid olan Türkiye devrim şehitleri Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya gibi öncü kişiliklerin izinden ve yine Mayıs ayı şehidi Haki Karer’in anısını yaşatmak için kurulan PKK, adım atmak, yürümek, ilerlemek, zaferler ve başarılar elde etmek, Kürt halkını özgürlüğüne kavuşturmak, esaretten kurtarmak için 43 yıl boyunca ağır bedeller ödeyip birçok şehid verdi. Özellikle Mayıs ayında neredeyse her gün verilen şehidler Mayıs ayını PKK ve Kürt halkı için “Kürdistan Şehîdler Ayı” yaptı. Mayıs ayı PKK’den önce ve PKK dışında da şehîd düşen önder kişilikler, devrimci ve işçileriyle halkların sembol ayı oldu. Bu şehidler halkların kazanımlarına ve özgürlüğün güvencesi olan PKK’ye adeta göğüslerini siper ettiler.
KALKAN OLDULAR
Tarihin her döneminde Kürt halkının yakasına arlanmaz bir hastalık gibi yapışan ihaneti paramparça etmek ve ulusal birliğin vazgeçilmez bir gereklilik olduğunu, Şehîd Mehmet Karasungur, Kürt halkına, canını ortaya koyarak anlattı. Mayıs ayının her bir şehadetinden sonsuz anlamlar çıkarılabilir. Haki Karer’in 18 Mayıs’ta bir ajan provakatör tarafından katledilmesi, Kürt Özgürlük Mücadelesini partileşmeye götürdü. Böylece Şehîd Haki Karer PKK’nin temel gücü olarak her daim yaşadı ve ölümsüzleşti.
Bu büyük varoluş savaşına yine sanatta öğretmen ve yaşamda militan olan Hozan Mizgîn yine bir Mayıs ayında, Mayıs sevdalısı olarak ve direnerek şehîd düştü. Onun ardından bu büyülü ezgi ve onurlu direniş bu toprakları hiç terk etmedi.
Bu yıl 43. Şehîdler Ayı olan Mayıs ayında “Dört”lerin yaktığı hiç sönmeyen kızıl ateşi ile birlikte insanlık düşmanlarının özgürlüğe bitmek bilmeyen öfkesinin bir sonucu olarak toplu katliamların da ayı oldu. Hewlêr Katliamı ve Taksim’de 1 Mayıs’ta 37 devrimci işçinin katledilmesi bu ayı hafızalara kazımakla beraber halkların mücadele ortaklığı ve dünya emekçiliğinin, devrimciliğinin ortak paydası olarak yakın tarihimize damgasını vurdu. Ödenen tüm bu ağır bedellere rağmen PKK özgürlük mücadelesi ve halkların hak arayışları tek bir adım geri atmadığı gibi onlara mücadele kararlılığı kazandırdı.
Şehîdler bedenlerini halkların kazanımlarına ve PKK hareketine kalkan yaparak bizlere mücadele azmi, inanç, sorumluluk ve zaferde sarsılmaz kararlılığı miras bıraktılar.
Onların mirasına sahip çıkacağız ve onlar her Mayıs ayında yüreklerimizi ve beyinlerimizi aydınlatan, asla sönmeyek olan bir meşale olacaklar. Onların emanetine bağlılık için zaferi mutlaka elde edeceğiz. Çünkü onlar, Kürt halkına kalkan oldular.”