HABER MERKEZİ –
Kahramanlık gerçeği her şeyden önce bir halkın kendisini yeniden var etme tarihidir. Bir halk yok olmayla yüz yüze gelmiş iken birileri çıkıp yokedilmek istenen o halka özgürlük yolunu gösteriyorsa, o kesinlikle bir kahramanlıktır. İşte yokedilmek istenen Kürt halkının var olma ve özgür yaşama mücadelesi de yıllardır o kahramanların çizgisinde büyüyerek sürdürülmektedir.
Newroz ateşinin harlandığı bu günler o kahramanların çizgisinde yaratılan direnişin sonucudur. Bu yüzden Mart Ay’ı Kürtler için bir katliam ayı olurken, diğer yandan ise Kürtler için baharın gelişi, direnişin ve dirilişe uyanmanın da kendisidir.
Bugün Garê’de, Zap’ta, Avaşîn’de, Metîna’da ve Kürdistan dağlarında gelişen tarihi direnişin kahramanlık düzeyinde zirveleşmesini sağlayan Amed zindanında üç kibrit çöpüyle Newroz’u karşılayan Mazlum Doğan ve 28 Mart 1986 yılında Gabar’da şehit düşen, ilk kurşunun sahibi büyük komutan Mahsum Korkmaz’ın anılarına bağlılıktır.
21 Mart ile 28 Mart Kahramanlık Haftası’da Demirci Kawalar, Çağdaş Kawa Mazlumlar, Büyük komutan Mahsum Korkmazlar ve Zekiye Alkan, Rahşan Demirel, Berîvan ve Ronahîler şahsında fedaileşen kadınların direnişi zirveye taşıdıkları günlerdir. Bu yüzden Mazlum Doğan’ı ve Mahsun Korkmaz’ı anmak, anlamak, onların çizgisinde direnmek bu yüzden önemlidir. Onları en iyi şekilde tanımak, anlamak ise Önder Apo’nun sözleri ile mümkün olacaktır.
Önder Apo Mazlum Doğan için şunları söylemiştir:
Mazlum yoldaşın Newroz şahadetinde gerçekleşen şeyin büyük bir teslimiyete, o vahşet döneminde özellikle umudun o son kırıntılarının da alınıp götürülmesinde, namuslu ve onurlu yaşam olanağı tümüyle elden çıkartmaya, bunun için gerçekleşen son derece vahşi saldırıya karşı kendi kişiliğinde bitebilecek en son direnme hamlesiyle karşılık vermek olduğunu, böyle bir anlamının bulunduğunu ortaya çıkardık. Müthiş bir karanlık içinde bir kibrit çöpünü aydınlık gerekçesi yapmak, yaşamın korkunç bir biçimde teslim alınmak istenmesine karşılık kendini böyle feda ederek yaşam için böyle iddia olmak, iddia olarak varlığını sürdürmek çok önemliydi ve bu gerçekleştirilmiş oldu. Çünkü o haliyle yaşamı daha fazla götürmek mümkün değildi. Öyle bir baskı, öyle bir vahşet var ki, özgür bir yaşamın, namuslu ve onurlu bir yaşamın sözü olabilmek ancak böyle bir eylemle mümkündü.
Dediğim gibi, Mazlum yoldaşın şahadetinin bu gerçeği ifade etmesi çok önemlidir ve bunu anladığı ortaya çıkıyor. O, ideolojimizi iyi bilen bir arkadaşımızdı. Partimizi ruhundan tanıyan ve öyle kalmaya büyük özen gösteren gerçekten görkemli bir kişilik. Bu anlamda bu kişilik tam bir PKK oluyor; PKK’nin yaşam sözü, onun zirvesi oluyor.
Önder Apo Mahsum Korkmaz için ise şunları belirtmiştir:
Agit yoldaş, halkımızın Parti, cephe ve orduda mutlaka somutlaşacak olan kurtuluş sürecindeki özelliklerini, kavuşulması gereken bilinç özellikleri partiye ve halka, ulaşılması gereken ölçüler olarak sunabilecek kadar yüksek bir kişiliğe ulaşmıştır. Halkımızın ufkuna bir kader gibi giren kölelik yaşamını kendi kişiliğinde parçalamış; devrimci atılımlar içinde yarattığı güçlü, özgür ve çekici kişiliğini, milyonları bağımsızlık, özgürlük ve sosyalizme çağrıya dönüştürmüştür. O, bununla yetinmemiş, bu kişilik ve özellikleri halka mal etmenin büyük savaşını vermiş ve bunu önemli oranda başarmıştır. O, uyanmış, özgürlük bilincine ulaşmış ve parti, cephe, ordu silahıyla savaşımın içine çekilmiş Kürdistan halkının ölümsüzlük yürüyüşünün başında yer almıştır. Yoldaş olarak O, yüreğimizde ve bilincimizde sonsuz canlılığıyla taçlanmış; halkımız ve partimizin başında layık olduğu yere oturmuştur. Bu kahramanlar kahramanının anısı önünde büyük bir saygı ve sevgiyle eğiliyor; Ona olan vefa borcumuzu ancak, uğrunda büyük savaş yürüttüğü tüm halkımızı bir kurtuluş ordusu içinde örgütleme ve savaştırma görevini gerçekleştirerek yerine getirebileceğimizi biliyoruz.
Agit yoldaş! Evet, O’nu tanımak ve anlamak gerekir. Agit yoldaş şirin, Agit yoldaş cesur, Agit yoldaş fedakar insan! Bu can yoldaşı anmak ve aramak gerekir.