MEXMÛR- Mexmûr kampı gençleri, dünyada Kürt dili için özel bir yasa çıkarılması gerektiğini belirterek, “Varlığımızı ve hakikatimizi ifade etmek için dilimizi en üst düzeyde geliştirmeli ve dilimize sahip çıkmalıyız” dedi.
Şehit Rüstem Cûdi Mülteci Kampı (Mexmûr) gençleri, 15 Mayıs Kürt dili günüyle ilgili ANF’ye bilgi vererek, kendini tanımanın tek yolunun dil olduğunu belirtt.
‘DİL TOPLUMUN TARİH KİTABIDIR’
Şilan Budak, dilin toplumun temel temeli olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Ortadoğu’da köklerini yayan en eski dil Kürt dilidir. Dünya dilleri arasında Kürt dili kırık bir dal olarak kalmıştır. Kürtçe ana dil günü Kürt halkı için çok önemli bir gündür. Kürt dilinin günü derken öncelikle karşılaştığımız direnişi dikkate almamız gerekiyor. Çünkü direnişimiz tamamen Kürt dilinin gelişmesi ve kazanılması içindir. Dil dediğimiz zaman geçmişle gelecek arasında insanların hem geçmişini bildiği hem de geleceğini kurduğu bir köprü gibidir. Dil toplumun tarih kitabı gibidir, insan dilini bilirse tarihini, toprağını, kültürünü de tanır.
Budak, dilin sadece kendini ifade etme, duygu ve umutları ifade etme aracı olmadığını, aynı zamanda insanların kendilerini korumak için kullanabileceği bir kalkan olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Bugün Kürtçe konuşmak hatta Kürtçe bir kelime bile dile getirmek yasak. 21 Şubat’ı Uluslararası Ana Dil Günü olarak ilan eden Amerika Birleşik Devletleri, ulusların çeşitliliğini ve uyumunu teşvik etmeyi amaçlıyor. Ancak bu gün duyurulduğunda binlerce dilin saldırı altında ve bunlardan biri de Kürt dilidir. Kürt dili, Kürt halkının edebi, kültürel ve kendini ifade dilidir. Önder Apo ‘Kürtçe toplumumuzun temelini oluşturuyor, onu korumamız lazım’ diyor. Eğer bu koruma ve geliştirme görevini kendimizde göremiyorsak bu bir eksikliktir. Bu bölgede Kürtçeye her zaman saldırıldı, dilimiz saldırıya uğradı. Dilimiz bugüne kadar korunmuşsa şehitlerimiz ve dağlarda gelişen gerilla direnişi sayesindedir. Ayrıca yıllardır bu tarihi coğrafyayı anlatan, Kürt dilinin varlığına sahip çıkan yazar ve gazetecilerimize de teşekkür ediyorum.”
Şilan Budak konuşmasını şöyle bitirdi: “Genç bir kadın olarak dileğim, Kürt dilinin dünyadaki varlığını koruyabilmesi ve bu dilin toplumdaki varlığını sürdürebilmesidir.”
“KENDİ DİLİMİZLE KONUŞALIM”
Dilgeş İsmaîl, dil konusunu değerlendirirken Kürt dilinin tarihi ve varoluşsal yönlerinin de bilinmesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Kürt dilinin tarihine bakıldığında, köklerinden gelen bir tarih vardır. Aryen halkı, milyonlarca yıldan günümüze direnişini devam ettiriyor. Kürt halkının tanınmasında en önemli şey dildir. Kürt halkı devrimini kendi dilinde gerçekleştirmiştir, faşizme karşı en büyük direnişini her zaman Kürt dilinde ortaya koymuştur ve bu direniş bugün de başarıyla devam etmektedir. Kürt dilini bilmek isteyen, genel bir yaklaşımla yaklaşmamalı. Kürt halkı dil konusunda çok hassastır ve bu hassasiyeti korur. Günümüzde Kürt dili en eski ve varlığını en çok sürdüren dört dil arasında yer almaktadır. Birçok millet bu dili yok etmek ve bu dile kendi dillerini dayatmak istiyordu. Ama Kürt dilinin varlığı bu faşist devletlerin ve ulusların Kürtçe’ye olumsuz etki yapmasına izin vermedi. Varlığımızı ve hakikatimizi ifade edebilmek için dilimizi en üst düzeyde geliştirmeli ve baskılara maruz kalmadan ona sahip çıkmalıyız.”
Dilgeş İsmail, tüm Kürt halkına dillerine sahip çıkmaları, kökenlerini ve milliyetlerini unutmamaları çağrısında bulunarak sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Birlik olabilmek için köklerimizi, doğamızı ve toplumumuzu tanımalıyız, kendimizi tanımanın tek yolu budur.”