HABER MERKEZİ
Başurê Kurdistan’in Hewlêr kentinde Kürdistan Özgürlük Hareketi öncülerine karşı faaliyet yürüten Osman Köse isimli Mitçi yurtsever Kürt gençleri tarafından yapılan bir saldırı sonucu öldürüldü.
Teşkilatı Mahsusa’dan MİT’e değin kuruluş aşaması itibariyle Kürt soykırımını hedefleyen TC Kürtler ve diğer halklar karşısında sonuç alamayınca, hep istihbarat örgütlerince yürütülen kirli operasyonlarla sonuç almaya çalışmıştır. İstihbarat örgütleri eliyle Kürt önderlere karşı yaptığı komplovari kirli cinayetlerle soykırım politikalarını yürüterek, sonuçlandırmaya çalışmıştır.
Yakın geçmişte PKK Merkez Komite Üyesi Sakine Cansız, KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zeki Şengalî ve son olarak sadece çekirdek ailesinden yirmiden fazla yakınını Enfal Katliamı’nda yitiren, yaşamının büyük bir bölümünü Kürt Ulusal Birlik Mücadelesi’ne adayan PKK Merkez Komite ve KCK Başkanlık Divanı Üyesi Diyar Xerîb’in yaşamını yitirdiği saldırıları yerel işbirlikçileriyle planlayan MİT aynı kirli yöntemlerle sonuç almaya çalışmaktadır.
Buna karşın bir grup yurtsever genç Başurê Kurdistan’ın Hewlêr şehrinde bulunan bir restoranda karanlık bir iş görüşmesi yaptığı görülen Mitçi Osman Köse’yi yaptıkları saldırı sonucunda öldürmüşlerdir. Başûrê Kurdistan’da konsolosluk çalışanı, diplomat maskesiyle faaliyet yürüten Osman Köse kısa bir süre önce 6 aylık özel bir görevlendirme sonucu Başûrê Kurdistan’a gelmiş akabinde KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zeki Şengali’nin ölüm yıl dönümüne denk gelen bir dönemde PKK Merkez Komite ve KCK Başkanlık Divanı Üyesi Diyar Xerîb’e dönük komplovari bir saldırı gerçekleşmiştir. Al Monitör Haber Ajansı ve Mitçi Çetiner Çetin’in yaptığı açıklamalardan anlaşıldığı gibi Osman Köse’nin bir konsolosluk çalışanı veyahut diplomat olmadığı Kürt Özgürlük Hareketi önderlerine dönük komplo faaliyetlerini yürütmek üzere özel olarak Başurê Kurdistan’a MİT sorumluluğu düzeyinde görevlendirilmiş kirli bir şahsiyet olduğu açığa çıkmıştır.
Bir ülkenin istihbarat örgütünün veyahut istihbarat örgütü elemanının farklı bir ülkenin sınırları içerisinde istihbari faaliyetler içerinde bulunması yasadışı bir faaliyettir. Uluslararası hukukta başka bir devletin iç işlerine müdahale suçu kapsamında ele alınır. Bundan ötürü birçok istihbarat örgütü, istihbarat elemanlarını farklı ülkelerde, sınırları dışında görevlendirirken konsolosluk çalışanı veyahut diplomat sıfatı ile görevlendirir. Osman Köse büyük bir mücadele ve binlerce şehidin kanıyla özgürleştirilmiş Başûrê Kurdistan’da yasadışı yöntemlerle Kürt Özgürlük Hareketi önderlerine dönük özel bir görevlendirme içerisinde bulunmaktayken yurtsever Kürt gençlerince etkisiz hale getirilmiştir.
Yaşanılanları, Mitçi’nin ölümünü medyasında Kürdistan’a dönük terör saldırısı olarak yansıtan KDP Mitçi’nin ölümünden ne denli rahatsız olduğunu ‘terör saldırısı’ tanımıyla dile getirmiştir. Tarihsel açıdan Türk istihbaratı ile derin bağlara sahip olan KDP Türk özel savaş medyasının dahi dile getirmekten kaçındığı afaki kelimeler ile olayı yansıtmış ve Kürt yurtseverlere karşı İsrail’in Filistin halkına dönük geliştirdiği operasyonlara taş çıkartan tarzda operasyonlarla tutuklama furyaları başlatmış, akabinde Kürt gençlerine zalimce işkence uygulayarak itiraflar yaptırıp, Kürt gençlerini ve yurtseverlerini kendi medyasında teşhir etmiştir. Yine bununla yetinmeyip halka her fırsatta ajanlık çağrıları yapmış, Kürt gençlerinin yakalandığı operasyonları drone çekimleri ile zafer nidalarıyla yansıtmıştır. MİT’in Başurê Kurdistan’daki sorumlusu öldürülmüş, ancak KDP bunu gerekçe yapıp, bunun üzerinden bir Kürt hareketine neredeyse savaş açar hale gelmiştir. Bu durum sorgulanmayı ve sorgulatmayı gerektiren bir konu olmaktadır.
Peki Başurê Kurdistan’da yasadışı faaliyet yürüten, Kürt Özgürlük Hareketi önderlerine dönük suikastlar planlayan bir Mitçi’nin ölümünden KDP neden bu kadar rahatsız diye soramadan edemiyor insan. Ancak varlığını kendi varlık gerekçesi olarak gören bir yapılanma kirli faaliyetler içerisinde olan bir Mitçi’nin yokluğundan veyahut ölümünden rahatsızlık duyar.
KDP-İ Önderleri Ahmet Tofîk ve Silêman Muînî’den, Başurê Kurdistan Devrim Hareketi öncüleri Ali Askeri ve arkadaşlarının şahadetine, Sait Elçi ve Sait Kırmızıtoprak’ın komplo ile öldürülmelerine, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a dönük geliştirilen uluslararası komplodan, PKK Merkez Komite Üyesi Hamit Avcı cinayetine, Şahin Kılavuz ve arkadaşlarının Hezil Çayı’nda katledilmesinden, Jitemci Kontra Abdulkadir Aygan ile olan ilişkilere kadar KDP Kürt düşmanları ve Türk istihbaratı ile Kürt önderlerine karşı tarihsel anlamda birçok ortak operasyona imza atmıştır. Hamit Avcı’nın şahadeti ise KDP’nin Türk devleti ile ilişkilerinin ne denli kirli olduğunu gözler önüne sermektedir. Batman’ın Gercüş ilçesinden olan Hamit Avcı öğretmen örgütlenmesi olan TÖB-DER’de faaliyet yürütürken Apocular ile tanışır ve sıcak mücadele alanlarına katılır. PKK Merkez Komite Üyesiyken Türk istihbaratının verdiği bilgiler doğrultusunda KDP peşmergelerince pusuya düşürülen Hamit Avcı’nın kafasını vahşice keserler. Ardından KDP peşmergeleri, Hamit Avcı’nın kesik başını bir miktar para karşılığında Türk güçlerine teslim ederler. Kürdistan özgürlük mücadelesinde Truva Atı rolünü oynayan KDP böylelikle tarihin her döneminde Kürt ve Kürdistan düşmanları tarafından desteklenmiş ve derin ilişkilere sahip olmuştur. Bu gerçeklikten ötürüdür ki KDP Hewlêr’de yurtsever Kürt gençlerince öldürülen, tarihsel ortaklığı olduğu Mitçi’nin ölümünden bu denli rahatsız.
Günü geldiğinde Neçîrvan ve Mesrur Barzani görkemli Hewlêr kalesi altında bulunan, Enfal’de ve Halepçe’de yaşamını yitiren binlerce Kürdistan şehidinin kanıyla adı yazılmış Azadî Parkında Kürdistan’a ve Kürdistani değerlere ihanetten halk mahkemesinde yargılandıklarında yıllar önce bunu yazdım derim. Yüreğim ise hiçbir Kürdün böylesi bir durumla yüz yüze kalacak bir pratiğin içerisine girmemesi gerektiğini söylüyor. Böylesi acı bir durumun yaşanmaması için KDP ve Genç Barzanîler dedeleri Abdüsselam Barzanî’yi vahşice idam eden aynı zamanda binlerce Kürdü acımasızca katleden, kırıma uğratan bu ceberut devlete karşı tavır almalı, ulusal kongre çatısı altında Kürdistan’a ve onun aziz şehitlerinin hayali olan özgür Kürdistan’ın dört parça Kürdistan’da oluşmasına hizmet etmeli ve Osmanlı torunlarının Ali Cengiz oyunlarına alet olmamalıdırlar..!
Yeni Özgür Politika/H. Yekta EREN