Rojava’nın Serêkaniyê kentinde ölümsüzleşen Baran Serhat’a (Bayram Namaz) ilişkin açıklama yapan MLKP MK, “Baran Serhat yoldaşa ve onun şahsında, devrim için toprağa düşmüş tüm yoldaşlara ve devrimci yoldaşlara sözümüzdür. Partimiz, bir feda bölüğü olduğu kadar, bir Baran Serhat’lar fideliğidir. O fidelik daima canlı kalacaktır” diye belirtti.
HABER MERKEZİ – Marksist Leninist Komünist Parti (MLKP) Merkez Komitesi, Rojava’nın Serêkaniyê kentinde Türk devleti ve işbirlikçileri tarafından düzenlenen saldırıda ölümsüzleşen Baran Serhat’a (Bayram Namaz) ilişkin açıklama yaptı.
MLKP Merkez Komitesi “Zaferler kuşağının önder temsilcisi Baran Serhat yoldaş ölümsüzdür! Faşist şeflik rejimini ve inkarcı sömürgeciliği yeneceğiz” başlıklı 2019/2 sayılı ve 23 Mart 2019 tarihli açıklamasında, “Parti adıyla Baran Serhat, aile adıyla Bayram Namaz yoldaş, faşist diktatör Erdoğan’ın talimatı, mit ve kontrgerillanın organizasyonuyla aracına bomba yerleştirilerek, Rojava-Serêkaniyê’de 23 Mart’ta katledildi” denildi.
MLKP MK’nın Baran Serhat’a ilişkin açıklaması söyle:
Devrim ve partimiz, uçurum boylarında yaşamayı olağanlaştırmış, yılmak bilmez bir militanın, kurucu iradesi yüksek yetkin bir örgütçünün, feda ruhu ve adanmışlığıyla örnek bir öncünün, büyük düşlerden vazgeçmeyen iddialı bir politik savaşçının, devrimci yoldaşlığın güçlü bir temsilcisinin, ve enternasyonalizmin coşkulu bir emekçisinin fiili katkılarından yoksun kaldı. Bunun boşluğunu duymamak imkansız. Ne var ki, yoldaşımızın yürüttüğü mücadele, yüksekte tuttuğu değerler, bir an bile gözünü ayırmadığı büyük devrimci hedefler ve atılım ruhu, devrime, partimize, yoldaşlarına güç katmaya devam edecek. En zor, en imkansız anlarda ve durumlarda, kızıl bir kılavuz olarak yol göstermeyi, esin ve kuvvet kaynağı olmayı sürdürecek.
Kardeşler!
Partimizin kurucu üyesi Bayram Namaz yoldaş, 20 Şubat 1970’de Ağrı Patnos’da dünyayla kucaklaştı. Çocukluğu ve ilk gençliği Van’da geçti. Sömürgeciliğin inkar ve asimilasyon politikaları ve toplumsal eşitsizlikler onun devrimciliğe yönelmesini koşulladı. Trakya’daki üniversite yılları ve turizm şehirlerindeki inşaat işçiliği dönemi bunu pekiştirdi. O yıllarda, ulusal devrimci mücadelenin artan etkisi Bayram yoldaşın yurtsever duygu ve düşüncelerini ayaklandırırken, politik arayışlarını hızlandırdı. Baştan itibaren silahlı mücadelenin zorunluluğu fikrindeydi. Örgütlülüğe ilk adımını Tekirdağ’da attı.
Siyasi polisin resmi kayıtlarına Mayıs 1990’da Çanakkale’de gözaltına alındığında girdi. Yaklaşık bir yıl sonra Nisan 1991’de ise bu kez, İstanbul’da iki yoldaşıyla birlikte kamulaştırma eylemine giderken, geçici olarak el konulmuş bir aracın içinde tutsak edildi. Hapishane yıllarının ardından dosdoğru Birlik Devrimi’ne koştu. Ekim 1995’ten başlayarak pek çok kez gözaltı saldırısına uğradı. Bunların içinden, Ekim 1995, Şubat 1997 ve Eylül 2006 gözaltılarından sonra devrimciliğini değişik sürelerle hapishanede üretti. Baran yoldaş, Nisan 1990’dan başlayarak tüm polis sorgularını işkencecileri inlerinde yenerek cevapladı. Mahkeme salonlarını, faşizmi, inkarcı sömürgeciliği, kapitalizmi yargıladığı, devrimci ideallerini haykırdığı mezvilere dönüştürdü.
Baran Serhat yoldaş, tüm bu savaşım dönemi içinde, Birlik Devrimimizin yaratmayı hedeflediği zaferler kuşağının önder temsilcilerinden biri olarak öne çıktı. Parti çizgisinin ve parti tarzının güçlü bir militanı oldu. Devrim nereye çağırıyorsa oraya koştu. Görev ve iş ayırımı yapmadı. Tüm görevlerine ruhunu katmayı bildi. Kolektif etkin birey niteliğini durmaksızın güçlendirdi. Çeyrek asırlık süre içinde, diğer görevleri dışında, değişik dönemlerde, MLKP İstanbul İl Komitesi Üyesi, Adana İl Komitesi Sekreteri, İstanbul İl Komitesi Sekreteri, Kuzey Kürdistan Örgütü Sekreteri, Rojava Temsilcisi, Kürdistan Örgütü Üyesi, Merkez Komitesi Üyesi ve Merkez Komitesi Yürütme Kurulu Üyesi olarak sorumluluklar üstlendi. Tüm görevlerini, büyük bir şevkle, kararlılıkla, ciddiyetle ve militanlıkla yürüttü. Hangisi olursa olsun, yeni bir görev, yeni bir sorumluluk onun için devrimci savaşımı güçlendirme talimatı, fırsatı ve borcuydu. Her alanda, birikim, deney ve yeteneklerini tüm gücüyle harekete geçirdi. Koparıp alma görüş açısı ve ruhuyla çalıştı. Yaratıcı inisiyatifi ve öncü iradesiyle faaliyetlere zenginlik ve tempo kazandırdı.
Baran yoldaş, partimizin Kürdistanilik ve sosyalist yurtseverlik niteliğinin pratikleştirilip derinleştirilmesinin önderiydi. Kuzey Kürdistan’ın Kawa’sı, Rojava’nın Baran’ı olarak sınırsızca emek harcadı. Zorlu, aşılmaz gibi görünen engeller karşısında kararlılığı bir an bile eksilmedi. İlerlemek için bir yol buldu veya yeni bir yol açmayı başardı.
Partimizin birleşik devrimci mücadele, cepheleşme ve birleşik devrimci önderlik kavrayış ve yöneliminin öncülerinden biri olarak, Enternasyonalist Özgürlük Taburu’nun kuruluşu için ter döktü. HBDH’nin kuruluş sürecinin öncüleri arasında yer aldı. Gerek HBDH’nin başarısı, gerekse de partimizin, bu başarının kazanılması yolunda etkinliğini ve özverisini yükseltmesi için kesintisiz bir çaba, devrimci bir ısrar içinde oldu.
Kardeşler!
Devrimci iyimserliğini hiç kaybetmeyen, devrimci romantizmle dopdolu bir devrimcilik üreten Baran Serhat yoldaş, 8 yıl hapiste tutulduğu “8 Eylül davası”nın 4 Kasım 2013 tarihindeki duruşmasında, iddianameyi ve mahkeme savcısının mütalaasını, bir bölümü Kürtçe, bir bölümü Türkçe 18 sayfalık bir metinle cevapladı. Kürtçe konuşmasında, Kürdistan’ın dört parçaya bölünmüşlüğünü, inkar ve asimilasyon politikalarını, Kürt halkının ulusal mücadelesini vurguladıktan sonra, tek tek parçalardaki durumu değerlendirdi. “Rojava’da, Batı Kürdistan’da Kürt bölgesi kuruluyor. Bu küçük parçada büyük bir kapı açılıyor” diye haykırdı. Dövüşenleri ve bedel ödeyenleri selamladı. Rojava devriminin Erdoğan yönetimi ve daiş ortaklığınca tehdit altında tutulduğu zor bir dönemde söylediği bu umut dolu sözlerden dokuz ay sonra, Temmuz 2014’te Rojava’da devrimci görevlerinin başındaydı.
Baran Serhat yoldaş, partimizin Rojava’daki savaşımının önderliğini yürüttü. Daiş’in yenilgiye uğratılması, göç eğilimine set çekilmesi, Rojava devriminin savunulması, halkın devrime ve kurumlarına sahip çıkması, Rojava halklarının kardeşçe demokratik birliği için tüm güç ve yeteneklerini seferber etti. Parti taburlarının kuruluşundan, kitle çalışması örgütlerinin kuruluşuna değin bir dizi konuda coşkulu çalışmalar yürüttü. Yönetici sorumluluklar taşıyan bir komutan olarak, gerilla adaylarımızın ve gerillalarımızın ideolojik, politik ve askeri niteliklerinin geliştirilmesi için çalıştı. Komutanlar yetiştirdi.
Yalnızca Rojava’nın dört bir köşesinde değil, Şengal’de de Baran Serhat yoldaşın izleri ışıldar.
Baran yoldaş, bütün bu zorlu dönemde, partimizin önderlerinden biri olarak, komünist öncünün gelişimi için kafa emekçiliğini sürdürdü. Katıldığı Merkez Komitesi toplantılarında ve toplantı dışı süreçlerde, düşünceleri, önerileri ve eleştirileriyle parti çizgisinin ve kararlarının güçlü, yetkin ve yaratıcı tarzda pratikleştirilmesi, yeni sorunlara doğru çözümler üretilmesi, partinin iddialarının ve ufkunun geliştirilmesi için emek harcadı.
Kardeşler!
Faşist politik islamcı şef Erdoğan ve onun faşist cellatlar rejiminin, Baran Serhat’ı katlederek, yoldaşımızdan ve partimizden intikam almayı, devrimi, partimizi, birleşik mücadeleyi güçlü bir önderlik aklından ve eyleminden yoksun bırakmayı hedeflediği aşikardır. Türkiye-Kürdistan ve bölge halklarının bu aşağılık düşmanları, aynı zamanda, bu katliamla, partimizin savaşım iradesini zaafa uğratmayı, devrimci iddialarımızı zayıflatmayı, Türkiye-Kürdistan birleşik devriminin köprüsü olma kararlılığımızı ve bölge devrimi yönelimimizi kırmayı umut ediyorlar.
Boşuna! Partimiz işçi sınıfı ve ezilenlerin kurtuluşunun, halklarımızın özgürlük ve eşitliğinin feda bölüğü olarak, kentlerde ve dağlarda savaşımını daha büyük bir kararlılıkla sürdürecek, devrimcilerin ve halkımızın dökülen kanlarının hesabını sormak hattından bir milim bile sapmayacaktır. Bu, Baran Serhat yoldaşa ve onun şahsında, devrim için toprağa düşmüş tüm yoldaşlara ve devrimci yoldaşlara sözümüzdür. Partimiz, bir feda bölüğü olduğu kadar, bir Baran Serhat’lar fideliğidir. O fidelik daima canlı kalacaktır.
Acımız güçlü. Fakat düşmanlarımız bilsinler ki, öfkemiz acımızdan da güçlü.
Devrimi yükselteceğiz!