HABER MERKEZİ
30 Ocak 1993
Dün gece oldukça geç yatmıştım. Battaniyelerimiz eksik olduğun- dan sobanın yanında uzandım. Soba ısısını alan tarafım ısınıyor, kapı tarafına denk gelen taraf ise gelen rüzgarın vurmasıyla oldukça üşüyordu. İki gündür içeride yaptığımız içtimamızı bu sabah dışarıda yaptık. İçtimadayken ellerim o kadar üşüyordu ki, bir an kopacağını düşündüm. Kar taneleri rüzgarın desteğiyle ellerime ve yüzüme iğne gibi batıyordu. İçtima biter bitmez, hepimiz adeta çadıra saldırdık. İçeride yanan gaz sobamız çadırın içini oldukça ısıtıyordu. Hemen sobanın yan tarafına geçip oturdum. Son zamanlarda hep yerim oradaydı. Zaten arkadaşlar oranın üzerime tapulu olduğunu söylüyorlardı. Genelde kimse oraya oturmuyordu.
Birkaç gündür eğitim aralarında arkadaşlarla sürekli Kürtçe konuşu- yordum. Kürtçe’yi, bu kış sürecinde tamamen öğrenmeye kesin kararlıyım. Arkadaşlar da yardımcı oluyorlardı. Kürtçe’yi öğrenmeye ihtiyacımız var. Halkımızın arasına girdiğimizde Kürtçe büyük bir ihtiyaç olarak kendisini gösteriyordu. Şemdinli’ye ilk girdiğimizde herkes Kürtçe konuşurken, ben susuyordum. Bu da beni üzüyordu. Halkın içinde haykırmam gerekirken susuyordum. Halkın arasında konuşabilmek, duygu ve düşüncelerimi anlatabilmek için en kısa sürede, arkadaşların da yar- dımıyla, Kürtçe’yi öğreneceğim.
Eğitimimizin sabah bölümü bittikten sonra eğitime bir öğünlük ara verdik. Akşam bölük morali vardı. Yani kültür gecemiz. Onbeş günde bir böyle geceler düzenliyoruz. Bizim her dakikamız, her günümüz hep moraldir. Arkadaşlarımızın her biri kendi başına bir moral. Bölük için- de düzenlenen bu kültür gecesine her arkadaş kendi yetenekleri dahilinde bir şeyler hazırlar ve geceye katılır. Böylece kültür gecemiz oldukça zengin geçer.
Öğle yemeğinden sonra aşağı bölüğe gaz getirmek için indik. Bugün güneş açmıştı. Yalnız rüzgar yine esiyordu. Esen rüzgar güneşin ısıtıcı- lığına engel oluyordu. Arkadaşlar yavaş yavaş kendilerini morale ha- zırlıyorlardı. Rênas arkadaş da moral hazırlığı yapan arkadaşlardandı. Bir skeç hazırlıyordu. Bu skeç için işkenceci birini arıyordu. Nazikçe yanıma yaklaştı. “Mordem arkadaş, skecimiz için bir işkenceci gerekiyor. Senin tipin biraz buna uygun” dedi. Ben de gülerek cevap verdim; “Heval bugüne kadar kaç moral yapıldıysa bana ya ajan rolünü, ya iş- birlikçi, ya da subay rolünü verdiniz. Artık, bu rollerde oynamayacağım. Gerçekten de bu roller beni korkutuyor” diyerek kabul etmedim. Bunun üzerine kahkahalara boğuldu. Aynı teklifi Amed arkadaşa yaptı. O da aynı gerekçelerden dolayı kabul etmedi. Zaten Amed’le karar almıştık: “Bu defa baş rolü verirlerse oynarız.”
Akşam yemeğinden sonra moral gecemize başladık. Morale Azad arkadaşın gecenin anlam ve önemini içeren konuşmasıyla başlandı. Moralde söylenen türkülerde tüm Kürdistan’ı gezdik. Bunun yanında Arapça, Türkçe ve Almanca söylenen şarkılar da gecemize renk kattılar. Enternasyonalizm gecemize de yansıdı. Bazı arkadaşlar kısa skeçlerle moralimizi zenginleştirdiler. Fotoğraflar çektik. Yine diğer çadırdan getirilen lüks çadırımızın içini gün ışığı gibi aydınlatıyordu. Biz çadırımızda lamba kullanıyorduk. Işığı o kadar azdı ki köşelerde oturan arkadaşların yüzünü göremiyorduk. Ama lüks ortalığı apaydınlık yapmıştı. Çok güzel bir gece geçirdikten sonra yukarı takım topluca çadırına gitti. Topluca gitmek en sağlıklısıydı. Onların çadırı bizden yüz metre uzaktaydı. Ama böyle fırtınalı günlerde insan Zagros’ta, on metrelik bir mesafede bile yolunu kaybedebiliyordu. Topluca gidildiği zaman bunun önüne geçiliyordu.
Son günlerde biraz kendime geldim diyebilirim. Arkadaşların da bana yardımları ve destekleri oldukça fazla. Artık şahadetlere doğru temelde yaklaşmam ve ona göre tutum sergilemem gerektiğini bilince çıkarıyorum. Sertaç ve Cevahir yoldaşlar sık sık rüyalarıma misafir oluyorlar. Dilerim bu gece de düşümde onlarla buluşurum. Onları rüyada görmek çok güzel. Eskiden hep bana yardımcı oldular, arka çıktılar. Şimdi de aynı güç ve desteği bana veriyorlar. Artık cesaret alıyorum onlardan, güç kaynağım oluyorlar.
Yaşasın özgür ve bağımsız Kürdistan için ölümsüzleşen şehitlerimiz!