HABER MERKEZİ
Murted Arapça bir kelime. İslam’da yaşanan olaylardan ötürü de kavramsal bir anlam kazanmış. İslam’daki anlamı dinden dönen ya da çıkan oluyor. Murted, Ridde kelimesinden türemiş. Ridde sözlükte ‘dönmek, geri çevirmek, kabul etmemek’ anlamına gelmektedir. İslam’da kendi iradesiyle dinden çıkan erkeklere Murted deniliyor. İslam fıkhındaki anlamı da tam olarak budur.
Murted denilenler Hz. Muhammed’in vefatından sonra, zekat vermeyerek ve ‘biz Muhammed ile anlaşma yapmıştık o öldüğüne göre İslam ile anlaşmamız bitmiştir’ diyerek dinden çıkanlardır. Dönemin halifesi Ebu Bekir’ de bunlara karşı savaşmış, bu savaşta çok sayıda sahabi yaşamını yitirmiştir.
Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişiminden önce adı Kazan olan ilçenin sınırları içinde Akıncı adıyla askeri bir hava alanı vardı. Bu hava alanının darbenin koordine edildiği yer olduğu iddia edildi ve Erdoğan, adını yoldan çıkanların yeri anlamına gelsin diye Murted yaptı. Müslüman adam ya, kendisine karşı çıkıp rejimini kabul etmeyenleri İslami bir kavram olan mürtedle tanımlayarak İslami kültürü bilenlerin kafasında bir algı oluşturmayı amaçladığına şüphe yoktur. Malum Kazan kazasını da Kahramankazan yapı verdi. Erdoğan rejiminden önceki rejime bağlı olanların ‘askerliğimiz, sözümüz seninle ve rejiminle değil, Kemalist ve batıcı rejimledir’ diyerek Mürted, üç beş fukara Kazanlı da alanda örgütü paramiliter güçlerin peşine takılıp ‘bismillah ya Allah Allah-u ekber’ diyerek ilçelerine Kahraman sıfatı kazandırdılar. Maraş’ın kahraman sıfatını aldığı günleri ve direnişi hatırlayınca, Erdoğan rejiminde nam almanın ne kadar bireyci, adamcılık ve beleşten olduğunu da düşünmeden edemiyor insan.
Hayat bu ya, Mürted hava alanı bu defa da S-400’lerin nakledildiği yer oldu. Bir süredir tartışılan bir konu olduğu için S-400’ler meselesine girmeyeceğim. Ancak son söylenmesi gerekeni başta söylemeden de edemeyeceğim. Garip bir tesadüf gibi olsa da Mürted hava alanı yeni bir Mürted olayına daha tanıklık ediyor. Erdoğan politikaları neticesinde bu defa Mürted olan TC oluyor gibi. Türk egemenlerinin son iki yüz yılık stratejisi olan ‘batılılaşma’ yolunda vardıkları son durak olan TC, bu yoldan dönüp mürted oluyorken tuhaf bir biçimde bu Mürted Hava alanında hayata geçiriliyor.
Türkiye cumhuriyeti, Osmanlının son yüz yılındaki değişim arayışının mirası üzerine kuruldu. Bu devletin mürted olduğu şey, son iki yüz yılık batılılaşmadır. İki yüz yılık tarih boyunca batıdan hak etmediği kadar çok destek gördü. Anlayacağınız ‘Zekat’ vermedi ama çok fazla ‘zekat’ aldı. Yani İslamiyet’teki mürted olayı ile kıyaslarsak burada olan onun tam tersi. Erdoğan’ın kendisine göre ilan ettiği mürted ile kıyaslarsak da benzer bir durum var ortada. Yani bir rejim ya da sistemden sırf iktidar hastalığından ötürü ayrılıyor. Kendisiyle iki yüz yılık bir devleti de mürted yapıyor. Kürt ve demokrasi düşmanlığı kanlarında olduğu için kendisiyle aynı gemidekilerin hepsi mürted yolunda ilerliyor.
Durum gerçekten ciddi. Fakat Türkiye’de ‘at izi ile it izi’ bir birine karıştığı için işin aslı çok konuşulmuyor. Mesela en iyi savunma silahının demokrasi ve barış olduğunu kimse söylemiyor. Söyleyemiyor. Hepsi erkek adam ya, savaş ve silah satın alma üzerinden yiğitlik taslayarak konuşuyor. Koca koca adam ve kadınlar ki konuştuklarında ‘bir Türk dünyaya bedel’ havalarında konuşuyorlar zannedersin ki bu dünya keyiflerine göre dönüyor. Onlardan başka haklı olansa hiç yok. Her kes işini gücünü bırakmış onlarla uğraşıyor. Oysa ki mürted olanlar kedisi. Herkesin tersine giden kedileri.
Mürted sıfatını İslamdan aldılar. Ve darbe girişiminde bulunanlara uyarladılar. Fakat İslamdaki mürtetlerin başına ne geldiğini düşünme zahmetine girmiyorlar. Mürtet olmadan önce ‘Akıncı’ olanların başına gelenleri bile düşünemiyorlar.
Erdoğan ve adamlarının başına ne gelebilir? Bunlar da koca kapitalist sistemin mürtedleri çünkü. Acaba koca sistem kendi mürtedlerini öyle rahat bırakır mı dersiniz? Bunu anlamak için AKP ve Erdoğan’ın neden, niçin ve ne zaman iktidara taşındıklarına bakmalıyız. Bu sorulardan daha önemlisi kimin bunları işin başına getirdiğidir. AKP ve Erdoğan, kapitalist sistemin ılımlı İslam projesinin eseridir. Türkiyeli Kemalist yazarlardan Merdan Yanardağ ‘Bir ABD Projesi Olarak AKP’ adıyla bir kitap yazmış, bu kitapta çok ciddi iddialar ileri sürmüş ve AKP Erdoğan’dan buna tek bir cümle itiraz gelmemiştir. Yani AKP’nin ABD daha geniş manada da sistemin ürünü olduğunu kendileri de kabul ediyor.
ABD’nin Türkiye projesi, Türkiye’yi batı değerleri denilen kriterlerle kendine çekmektedir. Erdoğan-Bahçeli Türkiyesi bunun karşılığında Kürt katliamına izin ve destek istemektedir. Kürt katliamı zor bir mesele olduğu için de ABD Türkiye’yi, Türkiye ise ABD’yi Kürtlere saldırtmak için uğraşıp durmaktadır.
ABD sistemden sorumlu bir güçtür. Türkiye gibi rahat davranma lüksü yoktur. Erdoğan Türkiye’si de bunu fırsat bilerek kendince hamle yapmaktadır. Bu hamleler ise ilginç bir biçimde Osmanlının kaybettiği toprakları yeniden ele geçireceğini sanarak Almanya yanında I. Dünya savaşına giren ittihatçılara benzemektedir. Çok uzatmadan görünen o ki kapitalist sistem kendi mürtedine ‘sen çok ileri gittin, artık yeter’ diyecek sınıra gelmiş gibi. Bunu bugün ya da yarın demeye bilir. Ama unutmayalım ki mürtedin atası Osmanlı’da onlarca yıl ölü olduğu halde cenazesi kaldırılmamıştı. Daha açık bir dil ile belirtirsem, Erdoğan’ın Türkiyeyi Sevr’e götürmesi için ömrü uzatılıyor. Bunun çok iyi mi kötü mü olacağını ben tam bilmiyorum.
Mehmet GÖREN/Kürdistan Stratejik Araştırmalar Merkezi