HABER MERKEZİ – KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, PKK’nin ilan ettiği ateşkese uyulması ve saldırıların sonlandırılması gerektiğini belirterek, sürecin ilerlemesi için ‘Umut Hakkı’nın sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Medya Haber TV’de yayınlanan Özel Program’da Önder APO’nun başlattığı tarihi hamleye ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın Önder APO’nun 50 yıldır süren mücadelesi ve büyük emeği ile gerçekleştiğini belirten Karasu, aynı zamanda “Önder APO’ya özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasının da önemli etkisinin olduğuna işaret etti.
Önder APO’nun tarihi çağrısının yarattığı etkiye değinen Karasu, “Bugünkü aşamaya gelinmesi, Önderlik ile görüşmelerin olması, Önderliğin dünya kamuoyuna açıklama yapması, -görüntülü bir açıklama yapmıştır ama görüntü verilmemiştir- sadece resim vermiştir. Tabi bu resimde Önderliği görmek de, Önderliğin böyle bir belgeyi İmralı’da okuduğunu görmek de bize de büyük bir güç verdi, moral verdi. Halkımıza da büyük bir güç ve moral verdi. Bu yönüyle bu açıklama gerçekten çok çok önemlidir” dedi.
TARİHİ ÇAĞRI: YÜZ YILIN MANİFESTOSU
Tarihi çağrının “Yüz yılın manifestosu” olarak tanımlayan Karasu, şöyle devam etti: “Gerçekten o manifestonun her cümlesi iyi değerlendirildiğinde bir bakış var, bir felsefe var, bir siyasi anlayış var, bir politik anlayış var. Birçok konuda olaylara nasıl yaklaştığını o manifestoda görebilirsiniz. Belki kısadır ama her cümlesi belli bir konudaki yaklaşımı, perspektifi, bir felsefeyi, bir siyasi anlayışı ortaya koyuyor. Bu yönüyle değerlidir. Gerçekten biz heyecanlandık. Halkımız da heyecanlandı. Kuşkusuz tabi açıklama olduğu zaman yoğunlaşma, ağırlık, burukluk gibi belirli şeyler olmuştur. Hem açıklamanın ağırlığı, açıklamanın gerçekten yüzyıllık perspektif, büyük bir yoğunlaşma, büyük bir amacı ifade etmesinin etkisidir. Bu nasıl gerçekleşecek, bunun yoğunlaşmasıdır. Bu konuda herkesin üzerine düşen sorumluluklar nasıl gerçekleşir. Böyle anlamak gerekiyor.”
PKK’nin Kürt halkı için çok önemli olduğunu vurgulayan Karasu, “Halk yıllarca, on yıllarca ‘PKK halktır, halk burada’ demiştir. PKK Kürt halkı için, Kürdistan için sadece bir siyasi parti değildir. Yani dünyadaki siyasi partilerden farklıdır. Onun yaşamıdır, kültürüdür, varlığıdır. Ona ruh veren, inanç veren, ona çok şey kazandıran bir partidir. Bu nedenle feshedilmesi belli bir duygusallık yaratmıştır ama şu var tabi ki PKK dönüşecek, dönüşüm yaşıyor. Yeni bir biçimde siyasal mücadele içine giriyor, veyahut da yeni yaklaşımıyla diyelim siyasal mücadeleye, tarihe yön veriyor. Tarihteki etkisi olacaktır. Bu yönüyle PKK feshedildi, onun geçmişi ortadan kalktı, yarattıkları ortadan kalktı, onun yarattığı kültür ortadan kalktı! Öyle bir şey yok. PKK, 50 yıllık mücadelesi ile bu halka çok şey kazandırmıştır. 100 yıllara varacak etkisi olacaktır. Bunu böyle bilmek lazım” şeklinde konuştu.
Kürt halkının Abdullah Öcalan’a ve PKK’ye güvendiğini dile getiren Mustafa Karasu, “Önderliğin bu açıklamaları, bu yaklaşımı halka da çok kazandıracak, Ortadoğu halklarına da kazandıracak, yani kaybetmeyecek, daha büyük kazanımlar elde edilecek, daha büyük değerler kazanacak. Bu yönüyle halk böyle yaklaşmıştır. Biz nasıl yaklaşıyoruz, halkımızın da yaklaşımı öyledir. Önderlik nasıl yaklaşıyorsa, parti nasıl yaklaşıyorsa, bu sorunu nasıl ele alıyorsa, halkımız da öyle ele almıştır, öyle alacaktır” dedi.
‘ÇAĞRININ GEREKLERİ YERİNE GETİRİLECEKTİR’
Tarihi çağrının bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Mustafa Karasu, “Yeni bir milattır. Türkiye’nin demokratikleşmesi, Ortadoğu’nun demokratikleşme süreci içine girmesi, Türkiye’nin sorunlarının demokratikleşme temelinde, demokratik dönüşüm temelinde çözülmesi açısından bir dönüm noktasıdır. Sadece Kürtler için değil, Türkiye’deki tüm halklar için, tüm Ortadoğu için bir dönüm noktasıdır. Bu açıdan Önderliğin bu açıklamasını saygıyla selamlıyoruz. Bu yönüyle Önderliğimizi de böyle bir noktaya getirdiği için mücadeleyi, bu gelişmeyi yarattığı, bu dönüşümü yarattığı için bu dönüşümün önünü açtığı için de tabi saygıyla, minnetle selamlıyoruz. Önderliğin bu verdiği emek, tabi ki bizim tarafımızdan gerekleri yerine getirilecektir. Bu emeğe cevap vereceğiz. Biz her zaman Önderliğin emeğine cevap verme içinde olduk, böyle bir hareketiz. Eksiğimiz, yetersizliğimiz olabilir ama her zaman Önderliğin ideolojik, politik çizgisi doğrultusunda, onun emeklerine cevap verme içinde olduk. Bundan sonrada böyle olacağız” diye konuştu.
‘ÇAĞRI DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMÜ HEDEFLİYOR’
Çağrının doğru anlaşılması gerektiğinin altını çizen Karasu, şunları söyledi: “Bu çağrı aslında Türkiye’de, Kürdistan’da, hatta Ortadoğu’da hiçbir liderin, hiçbir siyasi hareketin, gücün yapamadığı bir hamle anlamına gelmektedir. Bu yaklaşım sadece Kürt halkının değil, Türkiye’nin, Ortadoğu’nun sorunlarını çözecektir. Böyle görmek lazım. Hatta dünyadaki küresel demokrasi hareketinin daha da gelişmesine büyük katkı sunacaktır. Bir kere bu açıklamayı, bu adımı böyle anlamak lazım. Büyük değer biçmek gerekiyor. Ucuz yaklaşımlar, basit yaklaşımlar, propagandatif yaklaşımlar, böyle bir açıklamaya hem saygısızlıktır hem haksızlıktır. Bu açıklama tabiki Türkiye’nin demokratik dönüşümünü hedefliyor. Demokratik dönüşüm demek, demokrasinin önünün açılması demek, çok önemli sonuçları olan bir adımdır, açıklamadır. Bu açıklamanın, girişimin çok önemli, muazzam sonuçları olacaktır. Bir barajın kapaklarının açılması gibi coşkuyla, büyük bir sel gibi demokratikleşmenin, demokratik dönüşümün gelişmesini sağlayacaktır” diye belirtti.
‘DEVLET VE İKTİDAR GEREKLERİ YAPMALI’
“PKK, Abdullah Öcalan’ın çağrısına uyacak mı?” tartışmalarına değinen Karasu, “PKK uyacaktır. PKK bir Önderlik hareketidir. PKK’nin politikasını, ideolojisini Önderlik belirlemiştir. Bu açıdan Önderlik bu hareketin ne yapacağını, ne edeceğini belirler. Biz bir bütün olarak bu hareketi, mücadeleyi temsil edemeyiz. Ama Önderlik bir bütün olarak bu hareketi temsil etmeyi ifade ediyor. Biz bu bilinçteyiz. Hep bu yaklaşım içinde olduk. Önderliğin izleyicileri, takipçileri olduk. Bugün de Önderliğin izleyicileri ve takipçileriyiz. Önderliğin ortaya koyduğu dönüşümü, PKK’nin feshini, silahlı mücadelenin sonlandırmasını gerçekleştireceğiz. Bu konuda hiç kimsenin tereddüttü olmasın. Devletin ve iktidarın da hiçbir bahaneye sığınmadan demokratikleşme doğrultusunda gereklikleri yapması gerekiyor” dedi.
‘ÇAĞRI YAPILDI, ‘UMUT HAKKI’ YERİNE GETİRİLMELİ’
İktidarın artık bahane bulamayacağını dile getiren Karasu, “Bunun gerçekleşmesi içinde Önderliğin perspektifi gereklidir. Açıklama kısa bir mektup, çağrıydı. Bu çağrıyı açması, tasfiye edilecek ama neden edileceğini kapsamlı olarak ortaya koyması, silahlı mücadelenin neden gerekli olduğunu daha açıklayıcı şekilde ortaya koyması ve bizim kararlarımızı doğru ve net olarak ele almamız açısından Önderliğin bir biçimde katılmasını bekliyoruz. Bunun içinde tabi ki Önderliğin özgür, çalışır koşullara kavuşması lazım. Önderliğin çeşitli kişiler ile görüşmesi lazım. 50 yıllık mücadeleyi, 100 yıllık sorunu ‘Önderlik bir mektup gönderdi çözüldü’ demek doğru değil. Ama bir irade, kararlılık var. Hükümet ve yetkililerde bu kararlı iradenin önünü açması gerekiyor. Devlet Bahçeli ‘çağrı yapsın, ondan sonra umut hakkını uygulayalım’ dedi. Çağrı yapıldı, o zaman ‘umut hakkı’nın gereğini yerine getirilmesi gerekiyor. ‘Umut hakkı’nın 25 yıldan sonra serbest kalmak olduğunu herkes biliyor. PKK’nin açıklamasının büyük bir kısmının da ‘umut hakkı’nın uygulanması ve Önderliğin özgür şartlarda çalışmasının önü açılması anlamı taşıyor. Artık siyasi ve hukuki koşulların yerine getirilmesi gerekiyor. Bunlar olmadan bu kadar gerilla nasıl silahlı mücadeleyi bırakacak. Bu kadar ‘örgüt üyesi’ nasıl bir sürece girecek? Böyle bir süreç başladığında herkes bulunduğu yerde kalıp, ne olacağını beklemeyecek herhalde. Böyle bir şey olabilir mi? Bu açıdan Önder Apo’nun belirttiği siyasi ve hukuki koşullarında gereklilikleri yerine getirilmesi gerekiyor” diye konuştu.
ÖMER ÇELİK VE MEHMET UÇUM’UN AÇIKLAMALARI
AKP Sözcüsü Ömer Çelik ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un çağrı sonrası yaptığı açıklamalara değinen Karasu, “Siyasi olarak kendilerini kurtarmadır. ‘Bakın bir şey vermeden çözdük’ demeye getirmek istiyorlar. Bu bir özel savaş politikasıdır. Ciddiye alınmayacak konulardır. Erdoğan’ın ne yapacağı, Bahçeli’nin nasıl davranacağı dikkate alınabilinir. Erdoğan’ın son açıklaması Çelik ve Uçum’dan farklıydı. ‘Sorun çözüldü’ demedi, ama bu sürecin sonunda herkesin kazanacağını söyledi. Bu yönüyle çeşitli çevrelerin AKP çevresinde propaganda yapmasına aldırış etmemek gerekiyor. Açıklama yeni oldu, bazıları çıkıp özel savaş ve propagandanın etkisi ile eski literatürde konuşabilir ama bunların aşılması lazım. Bunlar olabilir. Biz bunları çok önemli görmüyoruz ve ciddiye almıyoruz” diye belirtti.
‘KÜRTLER ÇAĞRIYI SAHİPLENDİ’
Mustafa Karasu, Kürt halkının tarihi çağrıyı sahiplendiğine dikkatleri çekerek, şunları söyledi: “Kürt halkı bu demokratik dönüşümün Kürt sorununun en doğru çözümü olduğunu bilmeli. Yerel demokrasi olduğunda Kürt sorunu bütün boyutları ile çözülecektir. Kürt halkının bu yönlü kaygıları olmamalı ve kendine güvenmeli. Bunun hem Türkiye’nin demokratikleşmesi hem de Kürt sorunun çözümü adımı olduğunu görmeli ve böyle yaklaşıp sahiplenmeli. En başta kadınlar ve gençler sahiplenmeli. Bu hareketin öncü güçleri onlardır. Savaşın sonlanması en fazla kadın özgürlük mücadelesini geliştirecektir. Kadınlar bu süreçten en kazançlı çıkanlar olacaktır. Bu bir sonuç değil, bir başlangıçtır. Bu mücadelenin yeni bir aşaması, yeni bir milattır. Bunu böyle görerek Kürt halkı ve tüm demokratik kesimler mücadeleye sahip çıkmalılar.”
‘CHP VE MUHALEFET AKTİF ÖZNE OLMALI’
CHP başta olmak üzere muhalefetin doğru bir yaklaşım içinde olması gerektiğini dile getiren Karasu, “Çok kaygılılar, kaygılarını belli bir yönde anlıyoruz. AKP baskı yaptı, yargıyı sopa olarak kullandı. Bunlar ile en fazla Kürtler muhatap oldu. Böyle bir sorun varsa, kendileri aktif olmalı. Kürt sorununun çözümümün aktif öznesi olmalılar. Onlara layık olan odur. Bu kaygıları daha öncede değerlendirdik. ‘AKP-DEM birlikte Anayasa’nın bir maddesini değiştirecek mi?’ yaklaşımları sıradan yaklaşımlardır. Böyle bir şey yok. Bu süreç öyle ortaya çıkmadı. Bu sürecin böyle bir anlaşma çerçevesinde ortaya çıktığını düşünenler büyük anlamda kaybederler. Bunu böyle görmek gerek. Evet, Türkiye’ye bir Anayasa gereklidir. Geçen gün Ali Mahir Başarır da söyledi, ‘Evet bir Anayasa gerekli’ dedi. Şimdiye kadar yasalar da Anayasa da dinlenmedi. İktidarın artık eskisi gibi hareket etme gibi bir durumu kalmadı. Beka sorunu gerekçeleri ortadan kalktı. Bazı şeylerden vazgeçecek. ‘Yok ben eskisi gibi devam edeceğim’ derse, bu süreci sabote etmektir. Son günlerde yapılan açıklamalar olumluydu, bu çerçevede onların da sahiplenmesi gerekir” dedi.
‘ATEŞKES İLAN ETTİK, SALDIRILAR SONLANDIRILMALI’
Mustafa Karasu, ateşkes ilan ettiklerini ancak Abdullah Öcalan’ın devreye girmesi gerektiğini bir kez daha vurguladı. Saldırıların da sonlandırılması gerektiğinin altını çizen Karasu, “Gerilla güçlerine saldırı olursa, gerilla ne yapacak? Meşru müdafaa yapmayacak mı? ‘Buyur beni esir al’ mı diyecek! Bu açıdan ateşkese uyulması gerekiyor. Biz ateşkes ilan ettik, buna uyulması gerekiyor. Buna uyulmaz ise bu ‘süreci kabul etmiyorum’ demektir. Sözde kabul ediyor ama pratikte farklı olmaz” uyarısında bulundu.