YPJ Sözcüsü Nesrin Abdullah, Efrin Çağın Direniş’inde son sürecini değerlendirerek, gençliğe çağrıda bulundu. Abdullah, gün devrimciğin günü olduğunu söyleyerek, bütün Kürdistan ve Dünya gençliğini Efrin direniş alanına çağırdı.
QAMİŞLO – Kadın Halk Savunma Birlikleri (YPJ)’nin Sözcüsü Nesrîn Abdullah, Efrin Çağın Direnişi’ndeki son durumu değerlendirerek, başta Kürt, Arap ve Dünya gençliğine çağrında bulunarak devrim alanının Efrin olduğunu söyledi.
Abdullah, 57’nci güne giren Çağın Direniş’ndeki son durumu şöyle değerlendirdi: “Halk tarafında gün be gün büyük direniş yürütülüyor. Onun yanında İşgalci Türk devletinin ve çetelerinin saldırıları bunun yanında YPG/YPJ ve QSD savaşçılarının Avesta ve Barin ruhu ile direniyor ve halkı koruyor. Ve bedenini işgalcilere siper ediyor.”
Efrin’de her an bir destan yazılıyor
Abdullah, Çağın Direnişine dikkat çekerek, şöyle ifade etti: “Bugünlerde birçok destan yazıldı. Ve bu şunu ifade etti ki mücadeleleri Kürt halkının iradesini zirvede olduğunu gösteriyor. Efrin özgür fikir ve ruhun temsilcisidir. Biz Efrin’i Rojava devrimi olarak görüyoruz. Kürt halkının devrimi olarak görüyoruz.” Abdullah, Efrin Çağın Direnişi’nin Kürt ve insanlık tarihinde yeni bir sayfanın açtığını belirtti.
Efrin’deki saldırılar Suriye’deki çözümün önünü kapatıyor
Efrin’deki durumun doğru yorumlanası gerektiğini ve saldırıların sadece Efrin değil bütün Ortadoğu’nun üzerine olduğunu söyleyen Abdullah, “Özünde savaş Efrin’de yürütülüyor ama siyasi ve ekonomik açıdan ele alındığında büyük güçlerin önünde engel olan Efrin’e ve çözümün önünü kapatan saldırılar ile işgal edilmek isteniyor. Bu durumun bölge de krize neden oluyor her açıdan. Ve bu kriz bütün uluslararası güçlerin çıkarınlarına bağlı bir durum” dedi.
Efrin’deki saldırılara uluslararası güçler de destek veriyor
Abdullah, işgal saldırılarını bir komplo olarak adlandırarak, “Efrin’i işgalci Türk devleti için ele aldığımızda çıkarı olarak görüyor. Ve orada kendi iktidarını kurak istiyor. Bununla beraber Kürt halkının mücadelesine son verek istiyor. Bu saldırıları uluslararası bir komplo olarak ele alındığında Rojava ve Suriye halkları için, ilginç olan bu katliamlarda uluslararası güçler de var. Bu uluslararası güçlerin karanlık yüzleri Efrin’de ortaya çıktı. İnsan Hakları kuruluşları da iktidar sitemlerinin çıkarları için halkları kandırıyor. Demokrasi ve insan hakları onlar için sadece bir hikaye” diye konuştu.
Saldırılar savaşı daha çok derinleştiriyor
Abdullah, 7 yıldır süren savaşın işgalci Türk devletinin Efrin’e saldırarak daha derinleştirmek istediğini söyledi. İşgalci Türk devletinin kendi sınırlarını korumak adı altında işgal saldırısına geçtiğini aktaran Abdullah, bu tür oyunlarla kimseyi kandıramayacağını, yüz yıl önce var olan Hatay meselesini herkesin bildiğini açıkça demokgrafiyi değiştirmek istediğini belirtti.
‘Efrin zaten kazanmış, halk hiçbir zaman yok olmaz’
“Herkes şunu bilmeli ki Efrin bizim için coğrafik bir mesele değil. Efrin zaten kazanmış, halk hiçbir zaman yok olmaz. Biz Kürtler yüz yıldır topraksızıs ama yine de ruhumuzu öldüremiyorlar. Nefesimizi alamazlar, aklımızı yok edemezler. Biz her zaman ayaktayız ve devrim için mücadele veriyoruz” diyen Abdullah, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Devrimlerde zigzaklar vardır. Bazı olaylar için zaman gerekiyor. İşgalci Türk devleti ve ona bağlı teröristler bugün bütün gücüyle Efrin’e saldırıyor. Ama Efrin halkı Efrin’in merkezinde direniyor. Bu da sadece bir şey ifade ediyor. Efrin halkının direnişini ve Çağın Direnişinin ölmezliğini gösteriyor.”
‘Terörizme yani çetelere yani merkezler yapılıyor’
Abdullah, Rusya’nın Suriye’yi ateşe attığını ve koalisyonun da izlediğini belirterek, “Terörizme yani çetelere yani merkezler yapılıyor. DAİŞ ölmeye yakın bir durumda iken bugün işgalci Türk devleti Efrin’e işgal saldırısıyla ruh veriyor ve yeni yer yapıyor. Erdoğan bununla Arap halkının devrimini de boşa çıkartıyor. Ve devrimci isim ile çıkan gençler, doğrusu yurtseverlik bir ruh ile çıktılar. Halkını korumak istediler ve yeni bir sistem yaratmak istediler. Türkler bunu neden olarak göstererek halkları sırtından vurdu. Bu gençleri terörist aşamasına getirerek, kendi ailelerini katlettiler” diyerek şunları belirtti: “Efrin’de birinci şehit düşen Rubar kapında kalan İdlib’li İlhia adında Arap bir çocuktu. Arap halkı Erdoğan’ın onlara büyük bir haksızlık yaptığını görmelidir. Arap halkı Erdoğan’ın oyunlarına gelmemelidir.”
Kobanê ruhu geliştirilmeli ve Gençlik Efrin’e yeni bir ruh ile akmalı
Abdullah, var olan duruda gençlerin gerekliliğine dikkat çekti. Abdullah, Çağın Direnişi hakkında gençlerin rol ve misyonunun nasıl olması gerektiğini söyleyerek, gençlere çağrı da bulundu. Abdullah, şunları söyledi: “Efrin Çağın Direnişinde gençler, en büyük rol ve misyona sahipler. Çünkü YPG ve YPJ de gençlerden oluşuyor. Her genç, Efrin’de bugün yürütülen mücadelede Avesta’nın mücadelesini örnek almalı. Her genç o aşamaya gelmeli. Savunma ve katılım yapmalı her genç ve bulunduğu her yerde eyleme geçmeli.
Bugün bütün diğer zamanlardan da fazla gençlere ihtiyaç var. Bugün Efrin’e yönelik saldırıları her genç bilmeli ki bütün Kürt halkının üzerinedir. Nasıl ki Kobanê gençler cephelere akın ettiler ve şehit düştüler ki bugün de isimleri bile belli değil. Bugün o ruh aynı şekilde geliştirilmeli ve her genç Çağın Direnişine akmalı.
Bugün zaman şeref ve namus günüdür ve devricilik günüdür. Bu mesele tamamen gençliğin meselesidir.
Arap gençlere şunu söylemek isterim. Onlarda tutum sahibi olmalılar. Nasıl ki biz Raqqa, Mimbiç, Tebqa, Kobanê ve Cizîr de direndik beraber saldırılara karşı. Bugün de bu saldırı onların da üzerinedir ve yerlerini direnişin içerisinde almalıdır. Efrin’de halkların direnişi zirveye ulaşmıştır. Suriye’li gençler de buna göre mücadele vermelidir. Her genç bir güç sahibi olmalıdır. Dünya gençlik devrimcileri, Rojava da ve Kuzey Suriye de bir çok şehit verdiler. Onlara da çağrımızdır Efrin’de direnişe ortak olmalılar. Bütün gençlik yönünü devrim alanına vermeli.”