Şengal Katliamı başlığını değerlendiren Hêja Zerya, yeni saldırı tehditlerine dair öngörüde bulundu. Türk devletinin son zamanlarda Irak ve KDP ile yaptığı ittifakların bir boyutunun 74. Fermanı sonuçlandırmak üzerinden gerçekleştiği konusunda uyardı. Hêja Zerya, saldırılara karşı varlığını ve özgürlüğünü sağlayacak topyekûn direnişin önemini hatırlattı, “devrimin her tür saldırıya karşı savunulmasının Êzidî inancı, ana-kadın kültürü ve tarihinin korunması ve yaşatılmasıyla ilgili olduğunu” belirtti.
ACILARDAN DEVRİM DOĞURDULAR
Gazeteci Beritan Zagros ise 10 yıllık süreç içerisinde fermana karşı verilen mücadelede kadınların rolünü ele aldı. Êzidî kadınların 3 Ağustos’u ‘femicide’ olarak tanımladığını hatırlatan gazeteci, “Êzîdxan’ın savunulması ve yeniden inşasında kadınlar ve annelerin rolü belirleyicidir” dedi. Beritan Zagros, Êzidî kadınların ağır bedeller pahasına örgütlenerek DAİŞ zihniyetinden intikam aldığını, acılarından yeni bir devrim doğurduğunun altını çizdi.
74. Ferman’dan sonra topraklarını terk etmek zorunda kalan, şimdilerde ise Ezîdxan’a yeniden kavuşan Şengallilerin sevinçlerine tanık olan Gulan Botan, Şengallilerin toprağına dönerek yeniden can bulduğunu, yeniden yeşerdiğini, bedenlerini terk eden ruhlarına yeniden kavuştuğunu belirtiyor. Fermana karşı 9 yıldır verilen toplumsal mücadele ve direnişin kuşları ağaçlara, çocukları sokaklara, insanları topraklarına kavuşturduğunu aktaran Gulan Botan, “Direniş yaşamı, yaşam örgütlülüğü ve özgürlüğü doğuruyor Ezîdxan’da” diyor.
15 AĞUSTOS VE ÖZ SAVUNMA
15 Ağustos Atılımı’nın 40. yıl dönümünü değerlendiren Gönül Kaya, atılımı Kürtlerin öz savunmaya dayalı devrimci halk savaşının başlangıcı olarak tanımladı. Gönül Kaya, Kürt kadınların 15 Ağustos Atılımı zemini üzerinden 1993’ten itibaren kendini ‘eşitlik ve özgürlük ordusu’ olarak örgütlemesinin tarihin ilk kadın öz savunma gücü olduğunu belirtti, “Kadın ordulaşması, her türlü iktidarcı-sömürgeci sistemden hesap sorulması anlamına gelmektedir” dedi.
Newaya Jin, Kürt Özgürlük Hareketi öncülerinden Sakine Cansız’ın 15 Ağustos 2007’de yaptığı değerlendirmeye de yer verdi: “Özgürlüğün ilk kurşunları vazgeçilmez yaşam değerlerine, büyük umuda ve gerçekleşmeye dönüştü. Bir gruptan bir halka, insanlığa uzanan serüven… Hiç kesintiye uğramadan, hiç bıkmadan süren bir yürüyüş.”
Ağustos sayısında “Tanrıçalıktan Tanrılığa Kürtler” kitabının yazarı Fatma İzol ile yapılan röportaj da yer aldı. Kürtçe adıyla Xirabreşkê ya da Girê Miraza olarak bilinen Göbeklitepe’nin tarihini konu alan kitaba dair Aylin Acar’ın sorularını yanıtlayan Fatma İzol, tarihin bu ilk dönemlerinde kadınların başat rol oynadığını hatırlatıyor. Yazar, Ma Ana Tanrıçalık sistemine götüren kitaba dair okuyucuya önemli ipuçları veriyor.
ANTİKAPİTALİST MÜCADELE
‘Genç Kuşak’ kategorisinde, 3 Kasım 2023’te “Gençler Tarih Yazıyor” ağı tarafından Paris’te gerçekleştirilen Birinci Dünya Gençlik Konferansı’na katılan genç kadın delegelerin görüşleri yer aldı.
Antikapitalist ve antipatriyarkal mücadelenin mümkün olduğunu ifade eden gençler, ne için savaşıldığı kadar, neyin inşa edilmek istendiğinin de önemli olduğunu belirtti, “Genç kadınlar olarak gücümüzü birleştirmeli, örgütlülüğümüzü büyütmeliyiz.”
Yeni sayıda, Şervîn Nûdem, ‘Em ê qirkirina jinan çawa bidin rawestandin?’ sorusu temelinde kadın kırımına karşı mücadelenin nasılını irdelerken, Rûken Nexede ‘Li îranê zalimekî din û zilmekî nû’ başlıklı makalesinde dikkatleri, 6 Temmuz’da İran cumhurbaşkanı olarak seçilen Mesûd Pizîşkiyan’ın kadın düşmanı profiline çekiyor.
Dengîr Güneş, ‘Li Botan û Cûdî tofana ekolojîk’ başlıklı yazısıyla Türk devletinin Kurdistan ve Botan’da gerçekleştirdiği ekolojik yıkımı gündeme taşıyor. Elif Berk jineolojî dergisinin serüvenini özetlerken, Fidan Yıldırım ise İran kökenli profesör Shahrazad Mojab’ın biyografisini kaleme aldı.
12 Mart 2008’de Besta’da çıkan bir çatışmada şehit düşen Ekin Sanem kod isimli Esra Bulut’un günlüğünden derlenen anlatı yazısı da Ağustos sayısında yer aldı.