HABER MERKEZİ – Newaya Jin’ın Mart Sayısı ‘Kadın devrimi an’da oluşuyor’ manşetiyle çıktı. 8 Mart perspektiflerinin yer aldığı 204. sayıda, kadınların birçok alandaki başarıları ile mücadelelerine yer verildi. Direniş filmleri, kadınca sanat ve edebiyat, Jin Ma projesi, ‘Kadın Arşivi’ yeni sayıda yer alan içeriklerden birkaçı.
Zozan Sima, 8 Mart içerikli makalesinde kadın devriminin bir sosyal-kültürel devrim olduğunun, Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi’nin 8 Mart’a yüklediği anlamlardan anlaşıldığını belirtiyor. 8 Mart’ın Kürtler’in ulusal bayramlarından birine dönüştüğü tespitini yapan Sima, bu günün aynı zamanda kadın devrimi hedefi ekseninde sonuç alıcı mücadele stratejilerinin ve gündemlerinin belirlenmesi anlamını taşıdığını ifade etti.
DÜNYA KADINLARINI BEKLEYEN MÜCADELELER
Son bir yılın kadınlar açısından pozitif ve negatif sonuçlarını analiz eden Nazan Üstündağ da Ortadoğu’dan Asya’ya, Amerika’dan Afrika’ya kadınlara yöneltilen saldırılar ile kadınların direnişlerine dair detayları paylaştı. Üstündağ, kadınların hala dünya çapında örgütlenecek büyük bir kadın hareketinin hasretini çektiğini vurguladı.
Nîlufer Koç da dünya ve Ortadoğu çapında kadınların büyük baskı ve sorunlarla yüz yüze olduğunu hatırlatarak, bundan dolayı 8 Mart 2022’nin Kürt kadın hareketine ağır sorumluluk yüklediğini dile getirdi. Nîlufer Koç, dünya kadınlarının özgürlük mücadelelerinde başarılı olabilmeleri için güçlerini birleştirmeleri gerektiğini belirtti.
KÜRDİSTAN’DA KADINLARIN MÜCADELESİ İVME KAZANDIRDI
Yurdusev Özsökmenler ise, 8 Mart 2022’nin çatışmaların sürdüğü, derinleşen ekonomik krizin faturasının emekçilere ve en çok da kadınların sırtına yıkılmaya çalışıldığı, erkek egemen zihniyetin, cinsiyetçiliğin, milliyetçiliğin ve kadına yönelik şiddetin arttığı bir dönemde karşılandığına dikkat çekti.
“Birbirini destekleyen, önünü açan kadın yoldaşlığını tam olarak yaşayabiliyor muyuz?” sorusunu yönelten yazar, Kürdistan’da kadınların bütün alanlardaki mücadelesinin Kürt özgürlük mücadelesine ve kadınların özgürlük mücadelesine büyük ivme kazandırdığını hatırlattı.
Gazetenin yazarlarından Hêja Zerya, 8 Mart’a anlam kazandıran direnişi derinleştirme, kadın emeğini görünür kılma, cins bilinci, sevgisi, örgütlülüğü ile kendini yaratmada Kürdistan kadın özgürlük mücadelesi ve militanlığının katkılarının büyük olduğunu hatırlatırken, Berîtan Zagros ise Başûrê Kürdistan kadınlarının yüz yüze olduğu risk ve avantajlara dikkat çekti.
KADINLAR DİRENİŞLERİNİN FİLMİNİ ÇEKİYOR
Mart sayısında dikkat çeken ve heyecanla okuyacağınız içeriklerden biri de son dönemde kadın yönetmenler tarafından çekilen film ve belgeselle dair tanıtım makalesi. Medya Doz, tanıtım içeriğine dair kaleme aldığı yazıda sanatın gücüne vurgu yaptı.
Son yıllarda Rojava, Kobanê ve Şengal’de kadınların eşi benzeri olmayan büyük savaşların, büyük direnişlerin öncülüğünü yaptığını vurgulayan Doz, şimdi de bu direnişlerinin filmini çektiklerini, romanını yazdıklarını, yaşadıkları tarihi belgelediklerini aktardı.
Medya Doz, “Rûpelê Sor”, “Hêza”, “Kobanê”, “12 Suvari”, “Nujiyan” gibi film ve belgesellere dair merak edilen detayları ilk kez Newaya Jin’da paylaştı.
JIN MA, YÖNÜNÜ KADIN TARİHİ VE DİRENİŞİNE VERİYOR
Ma Müzik akademisi hocası ve aynı zamanda Jin Ma üyesi Evîn Tiryaki, akademi, Jin Ma ve Zarok Ma projelerine dair Roza Metina’nın sorularını yanıtladı. Her ulusun diliyle varolduğu hatırlatmasını yapan Evîn, Kürt halkının ana dili için büyük mücadele ettiğini hatırlattı.
Toplumsal gerçekliğe vakıf olmadan sanatın icra edilemeyeceğini belirten Evîn, Jin Ma’nın da bugün sanatını icra ederken yönünü kadın tarihi, direnişi ve rolüne döndüğünü ifade etti.
Sanatçı Berfîn Demir’in dil, kültür ve sanata dönük saldırılara karşı çoklu mücadele yöntemlerine dair makalesini de bir solukta okumak mümkün.
‘DOĞU İSVİÇRE’DE KADIN-CİNSİYET VE SOSYAL TARİH ARŞİVİ
Doğu İsviçreli kadınlar, geçmişe dair kaynaklar/belgeler olmadan tarihin anlatılamayacağı/araştırılamayacağı fikrinde buluşarak bir ‘Kadın Arşivi’ için 1990’lı yıllarda kolları sıvadı. Öncelikle bir Dokümantasyon Merkezi ile işe başlayan kadınlar; kütüphanelerden, eyalet ve şehir arşivlerinden bölge kadınları hakkında bulabildikleri her şeyi topladı. Ve böylelikle tarihi aktörler, ağlar ve kuruluşları tespit ederek, 1999’da “Kadın -Cinsiyet- ve Sosyal Tarih Arşivi”ni açtı.
Projeye dair Newaya Jin’ın sorularını yanıtlayan Arşiv Müdür Yardımcısı Judith Grosse, “Şayet tarih yazılacaksa arşivlere ihtiyaç var” dedi.
‘SAY NO MORE’
Hollanda’daki kadınların yarısından fazlasının cinsel tacize uğradığı bilgisini edindiklerini paylaşan Emma De Miranda, sokaklarda ve toplu taşımalarda cinsel tacize karşı harekete geçerek ”Say No More” (Daha Fazlasına Gerek Yok”) platformunu kurdu. Platform süreci deneyimini paylaşan Emma, konuyla ilgili ihbar başvurularının buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu aktardı. İlgili mekanizmaların sorumluluğu başkalarının üzerine attığını vurgulayan Emma, konuyu siyasi gündeme taşımak istediğini dile getirdi.
KADIN DEVRİMİNİN TARİHSEL TEMELLERİ VE GELECEĞİ
204. Sayıda Jineoloji Akademisi tarafından basımı yapılan “Kadın Devriminin Tarihsel Temelleri ve Geleceği” kitabının tanıtımı da yer alıyor. Şervin Nûdem tarafından yazılan kitap, 12 ila 14 bin yıl gerisinden gelerek kadınların ve Kuzey ve Doğu Suriye topraklarındaki konumlarını irdeleyip Rojava Devrimi’nin temellerine odaklanıyor.
DAHA FAZLASI…
Yeni sayıda, Sarah Marcha tarafından kaleme alınan Jineoloji Merkezi tanıtımı, Tekoşîn Axîn’in anı yazısının yanı sıra portre, mizah, sağlık ve bilime dair içeriklere de yer verildi.