HABER MERKEZİ –
“Önderlik PKK’nin yeniden inşası olarak örgütün önüne böyle bir görevi koydu. Ve bu görevle yükümlü bir hazırlık komitesinin oluşmasını önerdi. Nuda Yoldaş da oldukça tarihi ve hassas bu çalışmada Viyan Soran arkadaşla birlikte yer aldı. Komitede yer alan arkadaşların kişilik duruşu belirleyiciydi. Kadro yapısına güven veren, militan duruşu güçlü arkadaşlar olması önemliydi.”
“1971 Van- Başkale doğumlu olan Nuda yoldaş (Nazan Bayram) Wan’da büyür. 1992 Şubatı’nda kız kardeşiyle birlikte partiye katılır. Yolda İran pastarları tarafından yakalanır, kısa bir süre sonra bırakılıp Xakurkê’ye gelerek gerillaya ulaşırlar. Nuda arkadaş yeni savaşçı eğitimini daha yeni bitirip birliklere düzenlendiğinde Güney savaşı başlamıştır. Nuda arkadaş, Şehit Berîtan (Gülnaz Karataş) yoldaşın baktığı takımda yerini alır. Berîtan arkadaşın komutasında savaşta yerini alır. Henüz yeni olduğu için doğrudan saldırı eylemlerine verilmez ama mevzilenmeye dahil olur. O dönemde Rubarok eylemi yapılmış, düşman büyük kayıplar vermiştir. Bu eylemin coşkusu tüm gerilla güçlerinde konuşulan tek konudur. Peşmerge ve Türk ordusunun birlikte 1992 yılında gerilla güçlerine karşı başlattığı imha amaçlı operasyon tüm gerilla güçlerinde ihanet ve işbirlikçiliğe öfkeyi büyütür, her bir arkadaşta en etkili cevabı vermek için sabırsızlık yaratır. Bu arkadaşlardan biri de Nuda arkadaştır. Nuda arkadaş Xakurkê’nin Lelîlkan cephesinde yerini alır. Gerillaların raxt taşımak için beline bağladığı ‘şutik’ az olduğundan Nuda arkadaş başındaki kefiyeyi komutan Berîtan arkadaşa verir. Lelîkan cephesinde cephanesi bittiğinde teslim ol çağrılarına uçurumlardan kanatlanarak özgürlük çığlığı olan kadın özgürlük mücadelesi ve özgürlük hareketi tarihimize ismini altın harflerle yazdıran Berîtan yoldaşın cenazesini çok sonradan bulunduğunda, kefiye ve ağız yapısından tanıyan da Nuda arkadaşın kendisi olmuştur.
Hayatı kucaklarcasına bir gülümsemesi vardı
Katıldığı bu savaşta çok şey öğrenir. Daha doğrusu, savaşan gerillada ve gerilla yaşamındaki erdemi gördükçe kendi ruhsal ve düşünsel dünyasıyla tam bütünlük oluşturur. Kalbini sonsuza dek verdiği, kendisini adadığı gerillacılık artık onun için vazgeçilmez bir yaşam olur. Dağları çok sever, çok bağlanır. Evdeyken de sürekli gidip geldiği köylerinin zozanlarının kır çiçeklerinin kokusunu sonradan Kürdistan’ın başka dağ başlarında doyasıya yaşar. Seversen, dikeni gül, acısı bal olur, uçurumları kanatlanmak için var olur. İşte öylesine aşkla sever gerillayı, dağların her şeyini. Acısını, zahmetini, kışını, soğuğunu. Bundan olsa gerek yüzünden hiç gülümseme eksik olmazdı. Öyle yarım gülümsemelerden değildi onunkisi; hayatı kucaklarcasına bir gülümsemesi vardı. Moral, bilinçle yüklü ve erdemliydi. Zaten 1992 sert kışında az biraz naylonla üslenmesini yapan gerilla yoldaşlarına ulaştığında, yaşama hiç zorlanmadan katılır. Hiç şikayet etmeden imkanlar neyse tüm sevecenliğiyle karşılar, mütevazice onlardan biri olur. Katılmadan önce dağ yaşamına hazırlık anlamında kız kardeşiyle ev halkından gizli yaptığı imtihanlar kendisi için ne kadar öğretici olmuştur bilemeyiz ama pratik hazırlıklardan ziyade gönül hazırdır, gönül razıdır, aşkla bağlanmaya. Gönülden sevmişti gerillayı, dağları, yoldaşları, kır çiçeklerini, nehirlerini, sarp uçurumları, yücelikleri. Özgürlüğü sevmişti, özgürlüğe bağlanmıştı. Dağ-gerilla bütünlüğü onun için özgürlüğün tanımıydı.
Dağ yaşamının en güzel yıllarını 5 yıl boyunca yaşadığı Zağros alanında geçirmişti. Orada çelikten iradeye sahip bir gerilla haline gelmişti. Her bir yeni yıl, yeni bir pratik, zorluklar özgürlüğe doğru bir keşif, aynı zamanda kendini keşfetmekti. Tarihe yolculuğun adını kadınca yazacaktı, kadınca yaşayacaktı.
Geleneğin, cinsiyetçi kültürün hakim olduğu aile yaşamını terk etme kararı aldığında biliyordu tek bir gün geriye dönüp aramayacaktı. Ve öyle de oldu, sadece sevdiklerini hep hatırında tutmanın, sevmenin dışında hiç aile yaşamını aramadı. Hatta bir gün telefonla konuştuğu ailesinden birilerinin ‘Rahat mısın, pişman mısın gittiğine’ diye yönelttiği soruya ‘Hiç olmadığım kadar rahatım’ diye cevap verir. On yedi kardeşli, iki anneli büyüdüğü kalabalık ev ortamında varlığını farkıyla yaratmış, en sevilen, aranılan olmayı başarmış, çalışkan, titiz, herkesi kucaklamayı bilen, adil olmayı her zaman başarmış, insan olana her zaman duyarlı olmuş. Bir gün evin kapısına gelen yoksul birine aile fertlerinin geçiştirmeci yaklaştığını görünce öfkesinden oturup ağlar ‘niye daha fazla yiyecek vermediniz’ diye tepki gösterir. Yüreği insan sevgisiyle dolu, merhamet, sadakat, adil, paylaşımcı özelliğiyle nereye giderse erkenden fark edilir. Fedakarlık, emek ve söze bağlılık, amaca bağlılık, karara bağlılık, kendisinden önce herkes için en güzelini isteme, iyilik isteme, yardımsever karakteri ancak bir meleği çağrıştırabilir. Ekonomik olarak varlıklı bir ailede büyümesine rağmen Nuda yoldaş, maddiyattan uzak en mütevazı bir yaşamın sahibi oldu.
Nuda arkadaşın sorumluluk anlayışı emekle yaratmak ve üretmekti
Önderlik sahasından sonra Önderlik tarafından düzenlendiği Avrupa’da kaldığı sürece bu mütevazı, sade militan yaşamıyla hem yoldaşlarının hem halkın, kadınların gönlünü fethetmişti. Kapitalizmin, cinsiyetçti toplumun kirine bulaşmamış, ruhunun saflığını korumuş, tertemiz, duru yüreğiyle gittiği her yere coşku, moral ve çözüm olmuştu. Sevgi bağları, yoldaşlık bağları güçlüydü. Nitekim Nuda yoldaş, nerede zorlanan, çeşitli sorunlar yaşayan arkadaş varsa bizzat yakınına alıp ilgilenirdi. Nuda arkadaş için sorunlarla ilgilenmek, çözmeye çalışmak, sevmenin mütevazıca emeğini vermekti.
Kadın Hareketimizin yönetiminde yine Özgürlük Hareketimizde hep sorumluluk alan Nuda arkadaşın sorumluluk anlayışı, emekle yaratmak ve üretmekti. Komutanlık, yöneticiliği hiç bir zaman yetkiye dayanarak yapmadı. Sade, mütevazı, coşkulu dinamik katılımıyla gittiği her yerde doğal öncü oldu. Partileşme özgür yaşam ölçü ve ilkelerinin zihniyet ve bedene kavuşmasıysa Nuda arkadaş bunu layıkıyla temsil etti. Bu anlamda Nuda arkadaş kadın partileşmemizin özünü, duruşunu temsil eder. Partileşmeyi özde yaşayanlar, şartlar, durumlar ne olursa olsun hiç bir gerekçe ileri sürmeden her daim partili yaşamayı, tutum almayı, çizgiye göre kararlaşmayı ve pratikleşmeyi öncü düzeyde sağlayabilenlerdir. Nuda arkadaş tam da böyle katıldı. Emeğine karşılık bekleyen, partiden hak talep eden olmadı. Partinin kendisine verdiği görevlerin de ötesine geçerek sürekli devrimci çalışmaları çoğaltıp her günü dolu dolu yaşamayı esas aldı. Partiye üreterek değer katan, değer yaratan, parti içindeki değerini emeğiyle oluşturan, bunun görünür olup olmadığını hesaplamayan, yeter ki devrime, parti çizgisine hizmet eder olsun kıstası dışında başka bir kıstas aramayan gerçek partililiği hep yaşadı.
Avrupa’ya gerilla yüreğini ve kadın özgürlük bilincini taşıyacaktı
Önderlik, Nuda arkadaşın sade özünün militanlaşıp kadın özgürlük mücadelesinde rol oynaması için büyük bir emek verdi. Nuda yoldaş da Önderliğin emeğini gördükçe Önderliği bilinçle seven, sevgisini yoldaşlarına, partiye hizmetle bütünleştiren oldu. Özü-sözü bir olarak yaşamaya hep özen gösterdi. Nuda yoldaşın Önderlik sahasında geçirdiği ikinci yılında tarih 7 Nisan 1998’i gösterdiğinde Önderlik, ‘YAJK’ın dağ ve gerilla iradesini Avrupa’ya taşırmak için düzenlemesinin Avrupa’ya olduğunu söylemişti. Şaşkınlık ve hayretler içinde kalan Nuda yoldaşın Avrupa’ya gitmeyi hiç mi hiç yüreğine kabul ettiremiyor, buna gerekçeler bulmaya çalışıyordu. Ama kendisi için ‘yeniden yaradılış’ süreci olarak tanımladığı Önderlik eğitiminin ardından pratik saha için söz verme zamanıydı. Baştan aşağı tüm bedeni ve ruhuyla donanımlı hale geldiğini fark etmişti. Önderliğin kendisi için belirttiği ‘Gizli bir gücün var, onu açığa çıkaracaksın’ perspektifinin pratikleştirme alanı oluyordu Avrupa. Önderlik Nuda arkadaşın Avrupa sahası için isteksizliğine, yazdığı raporundaki kendi belirlemeleriyle karşılık verdi. Nuda yoldaş raporunda her yere hazır olduğunu belirtmişti. Ve Parti de Avrupa’yı uygun görmüştü. Dağlara gitmede ne kadar ısrar etse de artık gidilecek yeni görev alanı belirlenmişti.
Nuda yoldaş, başarı sözleşmesi yaparak Önderlikle sonsuz bütünleşmenin dolu dizgin sevgisiyle yeni bir mücadele sahasına geçti. Önderlik, Avrupa’ya gerilla yüreğinin taşınması ve orada kadın özürlük bilincinin, mücadelesinin köklü örgütlenmesi gerektiğini belirtir. Nuda yoldaş için bu göreve cevap olamama kaygısı, mahçup olmama duygusu Avrupa’ya gidişinden dönüşüne kadar asla bir gün bile kalbinden, beyninden silinmedi. Fakat Nuda yoldaş, Avrupa’da kadın hareketi yönetiminde öncü militan görevlerini hem kadınlara, halka hem de yoldaşlarına karşı layıkıyla yerine getirdi. Avrupa sahasından ayrıldıktan sonra halk ve yoldaşları kendisini çok aradı, çok özledi.
Nuda Yoldaş, Avrupa kapitalist sistem içinde PKK’li, PAJK’lı militan dünyasını hep örgütledi. Sistemin liberal ideolojisine, bireyci, yalnızlaştıran, sevgisiz, maddiyatçı kültürüne karşı kendi kişiliği bir başkaldırıydı. Alternatifti. Daha fazla yurtseverliği, özgürlük bilincini, iradesini kadınlarda, Kürt halkında, gençlerde örgütledi. Sistem içinde sisteme karşı devrimci yaşamın nasıl olması gerektiğini ortaya koydu. Kapitalizmin şerbetini hep elinin tersiyle geri çevirdi, yurdunun toprağının sıcaklığını, yağmurlarını hep avuçlarında hissetti. Şehir yaşamı kendisine aykırıydı. Modernitenin medenileşme adına ehlileştirdiği, evcilleştirdiği ne kadar toplumsal ilişki, duruş varsa ulaşabildiği her yerde sisteme karşı mücadele yürüttü. Söz konusu Önder Apo, Kürt halkı, PKK olunca Avrupa demokrasinin bir demagojiden ibaret olduğunu gördükçe devrimci mücadele azmi daha fazla bilendi. Nihayetinde Önderliğimize karşı geliştirilen Uluslararası Komplo’da rol alan Avrupa devletlerinden ancak devrimci mücadeleyi büyüterek hesap sorulabilirdi. Ve Nuda yoldaş da öncü militan görevlerini büyük kişilik duruşuyla yerine getirerek cevap verdi. Komplocu güçlere karşı öfkesini her zaman zihninde canlı tutarak her dakikasını anlamlı yaşayıp mücadelesini verdi.
Yönünü tekrardan dağlara verdiğinde çok mutluydu. Ancak, Parti yaşamını içten kemiren tasfiyeciliğin tahribatlarını görüp bir taraftan derinden kahrolurken bir taraftan da daha fazla çalışması gerektiğinin bilincindeydi. Her zamankinden daha fazla Parti çizgisine sahip çıkılması, tüm değerleriyle savunulması gereken çetin bir dönemden geçilmekteydi. Parti ölçülerini, ilkelerinin içini boşaltıp anlamsızlaştırmaya çalışan tasfiyeci çizginin komplonun parti içindeki örgütlenme düzeyini fark ettikçe daha yüksel bir tempoyla çalışarak yoldaşlarla tartışarak geçirdi. Nerede zorlanan, tasfiyecilikten etkilenen, kararsız, moralsiz düşen bir arkadaş varsa büyük bir sevgiyle yaklaşıp suçlamadan kucaklamayı ve ilgilenmeyi bildi. Nuda yoldaşın taburunda bazen arkadaşlar arasında esprisi yapılan durum, böyle zorlanan arkadaşları etrafında toplamasıydı.
Hem tasfiyeciliğin bertaraf edilmesi hem de 21. yüzyılın devrimci programını uygulayacak olan partinin yeniden yapılanması gereken bir dönemdi. Düşmana ve düşmandan daha tehlikeli bir düzeye varan hizipçi, bozguncu, revizyonist; kapitalizmin liberal ideolojisinin parti çizgisi olarak örgütlenmesini amaçlayan böylelikle tasfiyeciliği içten örgüte dayatan bu çizgi sahiplerine ve yarattıkları tahribata karşı en tarihi cevap Önderlik çizgisinde PKK’nin ve PAJK’ın yeniden inşasını başarmaktı.
Önderlik PKK’nin yeniden inşası olarak örgütün önüne böyle bir görevi koydu. Ve bu görevle yükümlü bir hazırlık komitesinin oluşmasını önerdi. Nuda Yoldaş da oldukça tarihi ve hassas bu çalışmada Vîyan Soran arkadaşla birlikte yer aldı. Komitede yer alan arkadaşların kişilik duruşu belirleyiciydi. Kadro yapısına güven veren, militan duruşu güçlü arkadaşlar olması önemliydi.
Nuda yoldaş, PKK’de yeniden yapılanma derken yapılmak istenen nedir sorusuna, duruşuyla, kadın militan kimliğiyle cevap oluşturan öncümüzdü. Aynı zamanda Önderliği anlama ve yorumlama bakımından güçlü, derin, ideolojik-politik netliğiyle de dikkat çekmekte ve ilgi toplamaktaydı. Nuda arkadaş en özlü konuşan, özlü katılan, ahlaki ilkelerde yaşamayı esas alan erdemli bir arkadaştı. Nuda arkadaşta kadın özgürlük bilinci son derece derindi. Onun için kadın özgürlüğünü savunmak yaşamın, devrimciliğin, mücadelenin anlamıydı. Zaten bu anlam ve değerlerle yaşayan her kadın, doğal olarak politik-ideolojik-askeri mücadeleyi güçlü yürütür. Tüm ruhuyla kendisini Kadın Özgürlük Çizgisine yatırmıştı. Bu nedenle mücadele sürecinin zor dönmelerinde geriye çekilen, pasif kalan, rahat dönemlerinde öne atılanlardan olmadı. Nasıl bildiyse öyle yaşadı, katıldı. Tutumu hep ilkesel oldu. İdeolojik özle yaşadı. Nuda yoldaş Partinin ideolojik-politik zihniyet dünyasını kendisinde oluşturmada önemli bir düzey kazanmış aynı zamanda askeri savunmanın gerekliliğine göre de örgütlenmiş bir kişilikti.
Kadının geri-geleneksel yaklaşımlarına karşı savaş açtığı gibi egemenlikli, iktidarcı ve parti çizgisiyle çelişen erkek duruşlarına karşı da oldu. PKK İnşa Komite üyesi olduğundan hem genel hareketin hem kadın hareketinin birçok toplantılarına katılıyordu. Her toplantıda sözünü sakınmadan söyleyenlerdendi. Kadın Hareketinin yeniden yapılanma tartışmalarının yoğun yapıldığı dönemde hem KJK sisteminde (dönem itibariyle KJB) yine kadın partisinin yeniden yapılanmasında görüşleriyle etkili bir rol oynadı. Zihni muğlaklaştıran ne denli tartışmalar yapılırsa yapılsın Nuda arkadaşın her zaman düşünceleri duru ve netti. Bu netlik, Önderlik gerçeğiyle bütünleşmesinden, ideolojiye hakimiyetinden ileri gelmekteydi. O dönemler, her yeni bir fikre sorgulamaksızın kapı açanlar, tasfiyeciliği adım adım liberalizm yoluyla geliştirenlerin sözde açılımcı, yenilikçi politik söylemlerin etkisinde kalanlar az değildi. Hatta kendini inkar da denilebilecek denli Partinin ideolojik-politik düşünceleri karşısında ikircikliğe düşenler de vardı. Dogmatik olmayı aşmak isteyenler liberalizme çoktan yelken açmıştı. İlkeli olma adına sekter yaklaşımlar da hayli baskındı. Ancak ağırlıkta yeni özgür yaşam ölçü ve ilkeleri Önderlik çizgisi reforme edilerek yenilik olarak sunuluyordu, savunuluyordu. Bu anlamıyla ideolojik zihniyet bulanıklığı yaratılmıştı. Örgüte bağlı olan kadronun bir kısmı etkisiz duruma gelmişti. Duruma derinlikli bakamayan bir kesim de böylesine karşıt ideolojik argümanlara ya zemin oluyor ya etkileniyor ya da inançsız düşüp kopuyordu. Nicel olarak ağırlıkta örgüte bağlı olan kadro yapısı ise doğru bir öncülük bekliyordu. Nuda yoldaş bu beklentinin ta kendisiydi. Kadın Hareketinin örgütlenmesi için amansız çalıştı.”
Ronahî Serhat