HABER MERKEZİ
Nurhak dağlarının efsanevi gerilla komutanı olarak adını Kürt özgürlük tarihine yazdıran gerilla Xorto; 3 Nisan 1994’de direnişin simgelerinden biri olur.
Halil Şahin (Xorto), Maraş’ın Elbistan İlçesinin Kistik Köyü’nde Alevi bir ailenin üçüncü çocuğu, 1969 yılında dünyaya gelir. Ortaokula kadar köyde okuyan Xorto, çevikliği ve kıvrak zekasıyla okulda en başarılı öğrencilerden biri olur. Bölgede PKK hareketinden önce Türk solundan iki devrimcinin şahadetleri, bölge halkı üzerinde büyük bir etki yaratır. Bu nedenle Xorto daha küçük yaştayken Türkiye devrimcileriyle tanışır ve onlara sempati duyar. Bu yıllarda ekonomik nedenlerden dolayı ailesiyle birlikte şehre göç eder. İçerisinde her türlü yoz ve tüketici ilişkileri barındıran şehir yaşamı, kendisi için ölümü ifade etmektedir. İnsanlar arasındaki ilişkiler, çıkar ve bireyselliğe dayanmaktadır. İnsan ya eriyip yok olur, ya da güçlü bir çıkışla kendisini kurtarır. Xorto, güçlü bir çıkışla kendisini kurtaranlardan olur.
Gerillayla buluşma
Çalışmak için Trabzon’a giden Xorto, burada yurtsever gençlikle tanışır. Kısa bir süre sonra Kürdistan’a döner. Bölgede gerilla gruplarının köylere indiği haberini alır. Hemen köye gider. Bir kaç gün bekler. Gerillaların köye gelir. Hemen yanlarına giderek, gelen gerilla grubuna saflara katılmak istediğini söyler. Gerillalar; bölgeyi iyi tanıdığı için Xorto’ya orada milislik faaliyetlerini yürütmesini isterler. Her ne kadar gerillaya katılmak istese de gerillanın önerisinden sonra o artık gerillanın milisliğini yapar. Maddi, manevi desteklerinin yanı sıra gerilla saflarına katılmak isteyen birçok gence yol gösterir. Yaptığı işleri büyük bir titizlik ve dikkat ile yapar ve verilen görevlere hizmet anlayışıyla yaklaşır. Bu hizmete layık olmaya çalışır.
‘Şehitlere bağlılık emekle olur’
Verilen her görevi laikiyle yerine getiren Xorto dağlara, gerillaya katılmanın hayalini hep taze tutar. İki yıl milislik yaptıktan sonra 1992 yılında gerillaya katılır. Kısa bir zaman da gerilla yaşamının zorluklarını aşar. Artık yeni bir yaşama adım attığı bilinciyle hareket eder. İyi bir militan olmak için çabalar. Şehitlere bağlılığın emekle olacağını anlayışıyla hareket eder. Bu nedenle kendisini hiçbir görevden geri çekmez, aynı zamanda herkesi göreve teşvik eden özellikleriyle bilinir.
‘Yanı başımızda eksilmeyen can yoldaş’
“İyi bir ajitatör olduğunu daha sonra gerillaya geldiğinde öğrenecektim” diyen bir mücadele arkadaşı Xorto’ya ilişkin şunları aktarıyor; “Oldukça emekçi, fedakar, girişken, usanmadan çalışan, sorunlar karşısında yılmayan Xorto yoldaş, nasıl ki önce toplumda halkın yüreğinde büyümüş ise gerillada da giderek gelişen biriydi. Milislik dönemlerinde dinamikliğiyle, çalışma azmiyle halkının sempatisini kazanan Xorto yoldaş, gerillaya gelince de bu özelliklerini koruyarak her çalışmaya aktif bir şekilde katıldı. O halkının özgürlüğü için durmadan çalışan biriydi. Alanda sorunlarımızı çözen, öncü militandı. O bizim gözümüz kulağımızdı. O bizim yanı başımızda eksilmeyen can yoldaşımızdı.”
Büyüdüğü topraklarda gerilla
“Bir gün Xorto’nun doğduğu Kistik Köyündeyiz” diye başlıyor söze mücadele arkadaşı ve devamında; “Kistik ve komşu köylerin ticaretle uğraştıklarını bilmiyordum. O ise detaylarıyla bilendi. O gün uzak yerlerden köyü ziyarete yaşça büyük insanlar ve birazda zengin diye bilinenleri gelmiş. Xorto yoldaş bizim parti için yardım toplamamız için uygun fırsat olduğunu söyledi. Ben yörede yabancı bir simaydım. Köye Pazarcıklı bir öğrenci olarak girecektim. Ne de olsa yöre dilimiz aynı, kültürel olarak Elbistan’la yakınlığımız var. Xorto yoldaş zaten yöre halkının evladıydı. Halkı tarafından tanınan, halkıyla büyüyen gerillaydı. Xorto yoldaşın verdiği bilgiler temelinde köye gittim. Akşama doğru Xorto yoldaş da gelmişti. Köylüler karşılarında gerilla elbiseleriyle Elbistanlı bir genci görünce etkilenmişlerdi. Sonra Xorto yoldaş genişçe bir konuşma yaptı.“
Xorto halkı etkiler. Onun olduğu tüm işlere yöre halkı kayıtsız katılır. Her yerde Xorto’nun adı bir efsane gibi dolaşır. Xorto ile birlikte Nurhak ve Engizek dağlarındaki gerillalık daha da canlanır. Her zaman Türk devletinin baskılarına maruz kalmış olan yöre halkının gerilla ile kendine olan güveni gelişir. O yıllarda yöredeki gerillalık hiç de kolay değildir. Hem imkanlar azdır hem de Türk ordusunun sürekli operasyonları vardır. Türk devleti her yerde hem gerillaya yönelik hem de halka yönelik saldırılar geliştirmeye çalışır. Böylesi bir ortam içerisinde Xorto tüm arkadaşları için gerekli olan imkanları yaratır ve çalışmalarını da tempolu bir şekilde yürütür. Birçok yere açılımlar yaparak gerillanın hareket alanını genişletir.
Operasyonlara ağır darbeler vurur
Elbistan ve yöresindeki gerilla hareketliğini ve çalışmalarını Türk devleti de takip eder. Devletin otoritesinin sarsıldığını hisseden devlet daha kapsamlı operasyonlara başlar. Devlet Xorto’dan haberdar olur. Xorto nereye gidiyorsa operasyonlar da o alana yönelir. Birçok defa çatışmalara giren komutan Xorto ve arkadaşları Türk ordusuna ağır darbeler de vurur.
Türk ordusu Xorto ve arkadaşlarından aldıkları her darbe sonrası daha fazla saldırır. Operasyon üstüne operasyonlar yapar. Kayseri ve Malatya’da özel askeri birlikler takviye edilir. 3 Nisan 1994 günü Nurhak dağlarına yapılan bir operasyonda şiddetli çatışmalar yaşanır. Türk ordusu zorlandığı andan itibaren ağır silahları devreye koyar. Havadan ve karadan bölgeyi bombalar. Tüm teknik yoğunluğa rağmen gerillalar amansız bir direniş gösterir. Saatlerce süren çatışmada Xorto ve Fidan yoldaşların cephanesi tükenmeye başlar. Her iki gerilla da tüm geri çekilme yolları tutulduğu için bombalarını kendilerinde patlatarak yaşama göz yumarlar.
Gençler mirasını devraldı
Xorto ve Fidan’ın Türk ordusuna karşı göstermiş olduğu amansız direniş yöredeki halkı etkiler. Yörede bir efsaneye dönen Xorto’nun ismi direnişi ile daha da efsaneleşir. Onun adını ve direnişini duyan yöre gençlerinin gerillaya katılımları katbekat artar. Gerilla saflarına katılan her bir genç Xorto’nun mirasına sahip çıkmanın çabası içinde mücadele yürütür.
Tanrıça Ale’nin Xortosu
Komutan Xorto gerillalığın yanı sıra şiir yazmada da maharetlidir. Kürdistan dağlarında yaşadığı birçok anı şiirleriyle anlatmaya çalışmış. Gerilla yaşamına olan aşkını şiirlerine döken Xorto; özgürlük hareketini, kadın özgürlüğünü ve ülke sevgisini işler. Şiirlerini sürekli yanında taşıdığı defterine yazar. Yaşamın içerisinden, yüreklere işleyen tüm özlemleri, sevgileri, arayışları, hınçları, tepkileri, haykırışları, kinleri, nefretleri bir yudumda dile getiren bu şiirlerde Ale anaya da yer verir. Bölgede yiğitliğiyle tanınan Ale Ana, Xorto’un çok sevdiği annesidir. Yazdığı birçok şiirinde Ale Ana’yı anlatır. Emekçi analara da birer çağrı ve mesaj niteliği taşıyan bu şiirlerinin birinde bu görkemli duygularını şu sözlerle dile getirir;
“Bir gün atarlarsa cenazemi köy meydanına
Ağzı burnu kesilmiş, bedeni paramparça
Dönüp bakma yerde yatana, orada yatan ben olamam
Yıldızlara ve güneşe bak, ben oradan gülümseyeceğim sana
Sana oğulluğumun verilecek hesabı budur anne.“
JİYAN AMARGÎ