HABER MERKEZİ –
“Kendi içerisinde büyük bir çözülme ve tıkanıklık yaşayan kapitalist modernite 21. Yüzyıl içerisinde yeni savaşlar soykırım ve imhalar geliştirerek kendini yaşatma ve süreklileştirme çabası içerisine boğulmaktadır. Dünyada Ortadoğu’da ve özelde de Kürdistan’da hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı gayet açık ve nettir. Ulus-devletler eliyle yaşama sokulmak istenen kirli tüm politikalar Kürdistan özelde olmak üzere tüm Ortadoğu’da büyük tıkanıklıklar yaşamaktadır. Geçtiğimiz günlerde Gare’de ki gerilla zaferi de bu şekilde ele alınmalıdır. Gare’ye yönelik gerçekleştirilen işgal girişimini sadece bir askeri operasyon olarak ele almak büyük bir yanılgıdır. Gare zaferi’nin sonuçlarının hem Kürdistan özgürlük gerillası için hem de faşist soykırımcı Türk devleti için yeni bir aşamaya girildiğini ve yeni bir mücadele tarzının açığa çıkmasının başlangıcı olduğunu bilmek gerekiyor.
Gare de verilen savaşın apucu modern gerilla ve kapitalist modernite arasındaki bir savaş olduğunu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Gare saldırısının uluslararası komplonun 22. yılında gerçekleşmesi asla tesadüf değildir. Dünya halkları, ezilenleri ve işçi sınıfı için alternatif yaşam modeli olan demokratik modernitenin yaratıcısı başkan Apo’nun tüm halklara ve bölgeye karşı geliştirdiği yeni Özgür yaşam modeli bütün Ulus devletlere ve yerel işbirlikçilere büyük bir korku salmıştır. 22 yıl önce bunun intikamını almak için başkan Apo’nun eşi benzeri görülmemiş bir komplo ile esaret altına alan sömürgeci güçler komplonun 22. yılında da Gare de askeri bir başarı elde ederek bu komployu devam ettirmek istemişlerdi. Kürdistan’a yönelik geliştirilen tüm askeri operasyonlardan eli boş dönen soykırımcı Türk devleti bugünde başkan Apo üzerinde insanlık dışı bir tecrit uygulayarak yenilgisinin intikamını almak istemektedir.
Başkan apo’nun büyük emekler ve zorluklarla yarattığı Kürdistan özgürlük hareketi ve Kürdistan özgürlük gerillasının verdiği mücadele artık mutlak zafere yaklaşmıştır. Bunu çok iyi gören kapitalist güçler Kürdistan devriminin dünya halkları üzerindeki etkilerini çok iyi bildiği için imralı tecridini derinleştirerek, Rojava’ya dönük işgal saldırı yaparak, Güney Kürdistan’da yerel işbirlikçiliği geliştirerek Gare saldırısı ile beraber paralel bir şekilde yeni konsepti devreye sokmaya çalıştı. Faşist AKP MHP Ergenekon iktidarı uluslararası tüm devletlerin ve yerel işbirlikçilerin desteğini de arkasına alarak Gare şahsında özgürlük gerillasına yönelik imha ve tavsiye planını uygulamaya sokmak istedi. Fakat Zap’taki Oremar’daki Haftanin’de ki çelikleşmiş Apocu iradenin Gare’de pratiğe geçmesiyle Nato’nun en büyük ikinci ordusu olan faşist Türk ordusu büyük bir bozguna uğrayarak Kendi cenazelerini bile bırakarak kaçıp gittiler. AKP faşizmi özellikle Türkiye’deki Şoven kitlesine ayakta tutmak ve kendi iktidarının prestijini kurtarmak için bu sefer bütün dünya kamuoyuna “biz aslında oraya esirleri almaya gittik fakat PKK esirleri katletti”gibi tarihi bir yalana sarıldılar. Yakın tarihimizde görülen Zap direnişi nasıl ki Ordu’nun vesayetinin kırılmasına sebep olmuşsa Gare zaferide faşist AKP MHP iktidarının sonunun başlangıcı oldu. Peki onlarca savaş uçağı ve tam teşhisatlı savaş tekniğine rağmen Gare zafer’i nasıl elde edildi?
Burada anlamamız gereken en önemli şey başkan Apo’nun “insan en iyi tekniktir” belirlemesidir. Aynı zamanda Şehit Atakan Mahir yoldaşın “bizler Mesih çağının değil uzay çağının gerillasıyız” sözleri bizleri bu sorunun cevabına götürmektedir. Kürdistan’da özellikle özyönetim sürecinden bugüne Afrin işgaline, Serekaniye ve Gırêsıpi saldırılarına kadar sömürgeci Türk devleti kesin sonuç alacağına inanıyordu. Bu anlamda Gare’ye yönelik işgal hedefi bu soykırım Savaşı’nda ulaşılan Zirve olacaktı. Tüm planlar böyle hesaplandığı için başkan Apo üzerindeki tecrit daha da ağırlaştırılarak halkta ve Gerilla da büyük bir moralsizlik ve yenilgili ruh hali yaşatılmak istendi. Başkan Apo’nun “burada esir olan sadece bedenimdir ben ruhen özgür bir insanım” belirlemesi devreye girdi.
22.yüzyılın en ağır ve en zorlu savaş koşullarına göre yeniden yaratılan Kürdistan özgürlük gerillası, Apocu fedai ruh bütünlüğünde daha da derinleşerek Gare’ den İmralı’ya adeta sarsılmaz bir direniş köprüsü kurdu. Bu zafer aynı zamanda Kürdistan gerillasının modern çağ ve en büyük tekniğe karşı nasıl yaşamalı ve nasıl savaşmalı sorularınada cevap oldu.
Özellikle Ortadoğu’da hiçbir askeri ve siyasi gelişme geçmiş yıllardan ayrı ele alınmamalıdır; bu bağlamda gare zaferi’nin Önder apo’nun komploya karşı geliştirdiği görkemli direnişinin bir yansıması olarak görmek Hayati önemdedir 22 yıl önce güneşimizi karartamazsınız şiarıyla önderlik etrafında ve Kürt halkının üzerinde geliştirilen imha saldırılarına karşı “Güneşimizi karartamazsınız” diyerek sürecin sorumluluğunu alan fedailere şahit olmuştuk. Bu fedailerin mesajı 22 yıl sonra Gare mevzilerinde büyük bir zaferle karşılık buldu. Doğru anlaşılması gereken bu zafer’in sadece Türk devletine karşı değil NATO, ABD Avrupa ve diğer karanlık güçlerin yanı sıra Yerel işbirlikçilere karşı alınmış olan bir zafer olduğudur.Bundan sonraki sürece cevap olabilmek ancak ve ancak Gare zafer şehitlerinin mücadelesinin, ideallerini ve amaçlarını doğru anlaşılması ile olacaktır. Bugün dünya üzerinde 1000 yıllar geçmesine rağmen insanlar halen Spartak’üslerden ,300 spartalılardan bahsedebiliyorsa yüzlerce yıl sonrada insanlar Kürt özgürlük gerillasının ve bunun yaratıcısı olan başkan Apo’nun insanüstü direnişinden bahsedilecektir. Zaten egemenlerin de en büyük korkusu şudurki; Başkan Apo’nun fikir ve düşüncelerini yayılmasıdır. Dünya tarihine bakıldığında ilk köle isyanlarından Hz.İsa’lara kadar, İspanya direnişinden Paris kominine kadar, Ekim devriminden İtalya’daki köylü direnişlerine kadar Vietnam’dan Küba direnişine kadar bitmek bitmeyen özgürlük ve hakikat arayışı Kürdistan özgürlük hareketi ile birlikte küresel çapta bir ivme yakalayarak sosyalist bir dünya ve özgür insan zafere ulaşmak üzeredir.
Kürdistan üzerinde bu çapta büyük ve kirli planların devreye sokulmak istenmesinin en büyük sebebi Apocu felsefenin tüm Dünya halklarına bir örnek olması ve Doğru partileşme , doğru militanlaşma ve doğru savaşma hakikatidir. Bu anlamda özelde Gare olmak üzere Kürdistan özgürlük hareketine ve Kürdistan’a yönelik tüm saldırıların altında bu gerçeği iyi görmek gerekiyor.”
Munzur Serhat