HABER MERKEZİ – HSM Karargah Komutanlığı 18 Ekim’de işgalci Türk devletinin kimyasal silah saldırıları sonucu şehadete ulaşan 17 gerillanın kimlik bilgilerini paylaşmıştı. O gerilallardan biride Zap’ta savaş komutanlığı yapan Şehit Helbest Koçerin.
Şehit Helbest Koçerin’in öncülük ve komutanlık özelliklerine değinen HSM yaptığı açıklamalarda Şehit Helbest’i şu şekilde anlatmıştı;
Helbest yoldaşımız Sêrt’in Dihê ilçesinde yurtsever Sorî aşiretine mensup bir ailede doğmuştur. Helbest yoldaşımız ailesinin düşman baskıları yüzünden Türkiye metropollerine göç etmiş ve metropolde büyümek zorunda kalmıştır. Her ne kadar ülkemiz Kurdistan’dan uzakta yaşamış olsa da hiçbir zaman kendisini var eden Kurdistanî kültür ve değerlerden uzaklaşmamıştır. Yaşadığı şehirde düşman gerçekliğini daha yakından tanıma fırsatı bulan Helbest yoldaşımız, özellikle Kürtçe konusundaki yüksek duyarlılığı ile tüm çevresine örnek olmuştur. Var olan düşman gerçekliğiyle sadece mücadele edilerek özgürlüğün kazanılabileceği hakikatini erkenden fark etmiştir. Helbest yoldaşımız, bu farkındalıkla en etkili mücadele alanı olarak Kurdistan dağlarını görmüş, 2014 yılında gerilla saflarına katılmıştır. Gerilla saflarına katıldığında en çok kadın gerillaların yaşamdaki ve savaştaki öncülük rolünden etkilenmiştir.
Kendisi de öncü ve başarılı bir komutan olma iddiasında olmuş ve bunun için kendisini askeri ve ideolojik eğitimlere yatırmıştır. Aldığı eğitimlerle yetkin bir gerilla olan Helbest yoldaşımız, ilk pratiğine Zap alanında başlamıştır. Yaklaşık iki yıllık Zap pratiğinde gerilla savaş tarzına dair belli bir birikim ve tecrübenin sahibi olmuştur. Daha sonra DAİŞ çetelerinin halkımıza yönelik katliam saldırıları nedeniyle bu çete grubuna karşı verilen mücadelenin savaş cephesindeki yerini almıştır. Savaş sürecindeki cesareti, morali, coşkulu katılımı ve düşman üzerine tereddütsüz gitmesiyle etrafındaki yoldaşlarına güç kaynağı olmuştur. Savaştaki bu hesapsızca katılımı dolayısıyla ilk olarak tim komutanlığı görevi almıştır. Savaş sürecinde birçok hamlede yer alan Helbest yoldaşımız, bir defa ağır şekilde yaralanmasına rağmen kısa sürede yaralarını sarmış, daha kararlı ve güçlü bir şekilde mücadele saflarındaki yerini almıştır.
İşgalci Türk ordusunun Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarını giderek arttırdığı dönemlerde, yüzünü tekrar Kurdistan dağlarına dönen Helbest yoldaşımız, belli bir eğitim sürecinden geçmiştir. Eğitim sürecindeki duruşu ile Önderliğimizin “komutanını arayan savaş” olarak belirlediği hayati ihtiyaca cevap olmak için, öncü bir komutan olma iddiasını bir kez daha yinelemiştir. Bu temelde birlik komutanı görevini üstlenerek Zap’a geçmiştir. Önder Apo militanlığının ve YJA Star gerillası olmanın verdiği misyonla gittiği Zap alanında hızlı bir şekilde savaş sürecinin içerisine dahil olmuş ve özellikle düşmanın Avaşîn alanına yönelik sürdürdüğü saldırılara karşı yoldaşlarının savunmasını yapmak ve düşmana darbe vurmak için büyük bir emek vermiştir. 14 Nisan 2022 günü Zap’a yönelik başlayan işgal saldırılarında da düşmanı ilk karşılayan uzman timlere komutanlık eden Helbest yoldaşımız, düşmana ağır darbeler vuran eylemleri hem koordine etmiş hem de yeni dönemin öncü bir komutanı olarak birebir içerisinde olmuştur. Bu özelliğiyle tüm yoldaşlarına güç kaynağı olmuş, öncü komutan olma misyonunu başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Hem araziye dayalı tim savaşında hem de savaş tünellerinde düşmana karşı amansız bir mücadele yürüten Helbest yoldaşımız, düşmanın vahşice kullandığı yasaklı silahlardan etkilense de sarsılmaz Apocu iradesiyle mücadele etmiştir. İnsanlık değerlerinden nasibini almayan işgalci Türk ordusunun kullandığı kimyasal silah saldırısında şehadete ulaşarak adını halkımızın ve direnen kadınların özgürlük tarihine yazmayı başarmıştır.
Şehit Helbest’in annesi onu şöyle anlatıyor;
“8 çocuğumdan 3’üncüsü, kızların en büyüğüydü. Ben ve babası tektik, hayvanlarımız vardı ve bakmak çok zahmetliydi. Heval Helbest de artık büyümüştü. Evin bütün işlerini o yapardı. Her mitinge, yürüyüşe katılırdı. Ne zaman bir cenaze gelse katılırdı. Güler yüzlü ve akıllıydı. Evin bütün yükü ondaydı. Bütün çocuklarıma o baktı, büyüttü. 5’inci sınıfa kadar okul okudu, sonra bıraktı. Hastaydım, çocuklara bakacak durumum yoktu. O yüzden onun okula gitmesini istemedim. Ama çok çalışkan bir öğrenciydi. Onun gerillaya katılacağını bilmiyordum. Gideceği gün bile beni hastaneye götürdü. Daha sonra eve geldik ‘anne bana bir altın yüzük al’ dedi. Bende ona altın yüzük aldım. Ondan sonra gitti. O yüzükle katıldı. Hiçbir zaman zulüm ve zorbalığı kabul etmedi. O gittikten sonra işsiz kaldık. Artık Eruh’ta kalmak istemedik. Daha sonra geçimimizi sağlamak için Türkiye kentlerine gittik. Tam 4 yıl boyunca Manisa’da kaldık. Helbest şerefli ve namuslu bir insandı. Çok direnirdi. Onunla gurur duyuyorum. Kürt halkının başı sağ olsun. O sadece benim değil, bütün Kurdistan’ın şehididir. Umut ediyorum ki bütün Kürtler sahiplenir. Herkes uyansın artık. Kimse kimyasal silah saldırısını kabul etmemeli. Aylardır toplarla, uçaklarla saldırıyorlar ama başaramadılar. Başaramadıkları için kimyasal silah kullandılar. Heval Helbest çok büyük direndi, ama ihanet onu katletti.”