HABER MERKEZİ- Deutsche Welle’nin (DW) haberine göre; Önder Apo’nun avukatları aracılığıyla yaptığı başvuruda, uluslararası güçler tarafından 9 Ekim 1998’de startı verilen komplo sürecinde Yunanistan’da Önder Apo’ya dönük devreye sokulan uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunu belirtildi. Başvuruda, Önder Apo’nun Türkiye’ye teslim edilmesi, Yunanistan’a iltica başvurusunun incelenmemiş olması, Yunanistan’da kaldığı süre boyunca hukuksal dayanaksız tutulması ve Yunan mahkemelerinde hak aramasına fırsat verilmemesinin AİHS’nin birçok maddesine aykırı olduğu ifade edildi.
Önder Apo, Yunanistan topraklarında bulunduğu dönemlerde (9 Ekim 1998 Atina havalimanı, 29 Ocak-2 Şubat 1999 Korfu adası, 2-15 Şubat 1999 Kenya’daki Yunanistan Büyükelçiliği) fiilen ve hukuksal dayanak olmaksızın tutulmuş olmasının AİHS’nin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci maddesinin ihlali olduğu belirtildi.
Önder Apo, AİHM önündeki süreç öncesinde 4 Aralık 2008 tarihinde Atina İdari Mahkemesine başvurmuş ve hakkında Yunan makamları tarafından 1999 yılında alınan kararların, iki kez iltica başvurusunda bulunan bir kişinin geri gönderilemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu kaydetmişti. Ancak Önder Apo’nun başvurusu 30 Ocak 2017 tarihinde Atina İdari Mahkemesi tarafından reddedilmişti.
İdari Mahkeme’nin gerekçeli kararında, “Yunan hükümetinin izlediği politikanın idari yargı kontrolü dışında kaldığı”, “29 Ocak-15 Şubat arasındaki dönemin Önder Apo’nun iltica başvurusunu incelemek için yeterli bir süre olmadığı” ve “istihbarat elemanlarının hatasından kaynaklanan zarardan devletin sorumlu tutulamayacağı” ifade edilmişti.
TARAFLARDAN GÖRÜŞ TALEP EDİLDİ
AİHM, Önder Apo’nun başvurusunu işleme koyarken, Yunan hükümeti ve Önder Apo’nun avukatlarından görüş talebinde bulundu. Mahkeme, Yunan hükümetine “Abdullah Öcalan Türk devletine Yunan ajanlar tarafından mı teslim edildi?” sorusunu yöneltti. Tarafların mahkemeye görüş iletmek için 12 hafta süreleri bulunuyor. AİHM’nin bu görüşler temelinde Yunanistan’a karşı Abdullah Öcalan davasında gelecek yıl içinde karar açıklaması bekleniyor. Mahkeme bu süreçte duruşma da düzenleyebilir.
AİHM’DEN İHLAL KARARI
Önder Apo, daha önce de Türkiye hakkında davacı olmuştu. Önder Apo’nun AİHM’deki dava süreci, Kenya’dan Türkiye’ye getirildiği 16 Şubat 1999 tarihinde başlamış, avukatları, “yaşamının tehlikede olduğu, kötü muamele gördüğü ve adil yargılanmayacağı” gerekçesiyle Strasbourg yargısına başvurmuştu. Başvuru sonrası İmralı’yı 2 Mart 1999’da ziyaret eden ilk ve tek yabancı heyet olma özelliğine sahip Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi (CPT), “Öcalan’ın işkence ve kötü muamele görmediğine” ilişkin Mayıs 1999’da bir rapor yayımlamıştı.
Önder Apo’nun başvurusunu Strasbourg’da 21 Kasım 2000 tarihinde düzenlenen duruşma sonrasında kabul edilebilir ilan eden AİHM, 12 Mart 2003 tarihinde açıkladığı ilk kararında, Önder Apo’nun Türkiye’deki yargı süreci sırasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanmayla ilgili 6’ncı, özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili 5’inci ve kötü muameleyle ilgili 3’üncü maddelerinin ihlal edildiğine hükmetmişti.
AİHM’de Türkiye’ye karşı ikinci Abdullah Öcalan davası (Öcalan-2) ise 2014 yılında sonuçlanmıştı. AİHS’nin 3’üncü maddesi temelinde yapılan şikayeti inceleyen Strasbourg Mahkemesi, Önder Apo’nun 17 Kasım 2009 yılına kadar olan tutukluluk koşullarında hak ihlali olduğuna hükmetmişti. Mahkeme buna karşılık, bu tarihten sonraki tutukluluk koşullarında ihlal olmadığını belirtmiş, cezaevi ziyaretleriyle ilgili başvuru için “ihlal yok” iddiasında bulunmuştu. AİHM, yine AİHS’nin 3’üncü maddesine dayanılarak, “umut hakkı (şartlı tahliye olasılığı olmaksızın ömür boyu hapis cezası)” temelinde yapılan başvuruda da ihlal kararı vermişti.