HABER MERKEZİ
Önderliğimizin 2013 Newroz’unda ilan ettiği “Demokratik kurtuluş ve özgür yaşam” süreci ikinci yılını doldurdu. Önder Apo, bu yeni mücadele süreciyle, sürece bir müdahalede bulundu. Bu müdahale demokratik siyasete çıkış yaptırmak, siyasete gerçek çözüm gücü kazandırmayı amaçlıyordu.
Bu müdahalenin en stratejik yönü, devletçi-iktidarcı ve egemen erkek sistemi karşısında özgür kadın düşüncesi ve sistemine dayalı yapılanmaları geliştirerek, barış olgusunu siyasal-toplumsal bir harekete, bütün bileşenleri ile demokratik modernitenin çoklu-demokratik ve özgür yaşam arayış zeminine dönüştürmektir.
Bu müdahale, sistemin de hiç beklemediği sonuçları yarattı. Kürt sorununun çözümünü aşarak, kapitalist modernite ile demokratik modernite arasında mücadele zemini haline geldi. Bu en fazla kendisini Rojava şahsında görünür kıldı. Rojava devrimi, Ortadoğu’da yaşanan kriz ve kaoslu ortamda ortaya çıkan ve başarı şansı en yüksek güç olan demokratik modernite gücünü görünür kılmıştır. Bu güç, bu başarı demokratik toplum gücü ve başarısıdır. Önderliğimizin üçüncü yol olarak tanımladığı demokratik modernite çözümü Rojava şahsında böylelikle somutluk kazandı. Tüm bu gelişmeler Kürtleri, sadece bölgesel düzeyde değil dünyada güçlü rol oynayan ve dengeleri çarpıcı bir biçimde etkileyen konuma kavuşturdu. Önder Apo’nun Newroz mesajı ile birlikte geliştirdiği demokratik çözüm süreci Ortadoğu siyasetine Kürtler öncülüğünde yeni bir çıkış sağlatmıştır. Bu çıkış Rojava şahsında bir bütün halkların gerçek çözüm gücü ve iradesine kavuşmuş, özgür yaşam umudunu, mücadelesini güçlendirmiştir.
Tüm bu gelişmeleri hazmedemeyen ve bertaraf etmek için harekete geçen uluslararası güçler ve bölgedeki uzantıları DAİŞ saldırıları ile Kürt Özgürlük Hareketimize yeni bir saldırı konsepti geliştirdiler. Bu konsept görkemli Kobanê ve Şengal direnişi ve onun etrafında büyüyen demokratik ulusal birliktelik ve halkların demokratik birlikteliği ile boşa çıkartılmıştır. Kobanê öz güce, öz iradeye ve öz örgütlülüğe dayalı direnişin zaferini taçlandırarak, bu direniş etrafında Kürtlerin demokratik ulusal birlikteliğini geliştirmiştir. İnsanlık için büyük bir mücadele gücü ve iradesi ortaya koyan Kobanê direnişi etrafında tüm halktan, inançtan, kültürden insanlar da yer aldı. Diyebiliriz ki, çağımızın en görkemli ve örgütlü başkaldırışı Kobanê etrafında gelişti. Gerçek anlamda demokratik toplumlar çağının özgür kadın öncülüğünde yükseleceği, demokratik uluslar biçiminde yaşamanın ve birlik kurmanın zamanı oldu.
Önder Apo’nun 2013 Newroz’u ile geliştirdiği demokratik çözüm süreci, 28 Şubat 2015’de yapılan ortak açıklama ile yeni bir boyut kazanmıştır. Önderliğimiz, siyaseti güncel çıkarlara mahkum etmediği gibi, daha geniş, yaratıcı, Kürt sorunu etrafında her zaman varlık kazanan devletçi çemberleri bilerek ve bunları da aşma tutumu içinde olarak güçlü bir yaklaşım belirlemiştir. Bu anlamda, Önderliğimizin tarihi açıklaması 28 Şubat Darbesi’nin yıldönümünde Türkiye halklarına onlarca yıldır dayatılan darbe sistemine karşı da önemli bir demokratikleşme adımı olmuştur. Önderliğimiz demokratik çözüm sürecinde ısrar etmiş, büyük özveri, sabır, emek ve mücadele ile her zaman darboğazları aşmanın ve zorlu barış yolunun önünü açmanın iradesini ortaya koymuştur. Gelinen aşamada süreç açısından yaşanan tıkanıkları da güçlü değerlendiren Önderliğimiz, demokratik çözüm sürecine ciddiyet ve irade kazandırmanın hamlelerinden birisini yapmıştır. “Bu bir iyi niyet beyanıdır” diyen Önderliğimiz, tıkanan demokratik çözüm sürecinin önünü açmıştır. Önderliğimizin bu çağrısı bu anlamda tarihidir. Halkların demokratik mücadele iradesine ve kararlılığına olan sonsuz güvenini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda böylesine tarihi bir çağrı esasta halklara büyük demokrasi ve barış mücadelesine bir çağrı niteliğindedir. Bundan hareketle seçim süreci esasta demokratik çözüm sürecinin toplumsal mücadele ve müzakere süreci haline getirilmesinin en önemli adımı olmaktadır.
Önderliğimizin bu çağrısı ile demokratik çözüm sürecinin hız kazanacağı kesindir. Bu nedenle, bu süreçte başta kadınlar olmak üzere, demokratik kesimlerin kendi eşitlik, toplumsal barış ve müzakere koşullarını ve taleplerini ortaklaştırması, biçimlendirmesi, kendi demokratik çözüm sürecinin mücadele gerekleri doğrultusunda örgütlenmesi önemlidir. Önder Apo; “kadınların ilk defa bir müzakere sürecinde yer almasını kutluyorum. Tarihsel değerdir” demektir. Kadın hareketi olarak bizlerde coşkulu bir heyecan yaratan Bakurê Kürdistan kadın örgütümüz olan KJA’nın Önderlikle muhatap olmasıdır. Bu resmiyet kadın özgürlük mücadelemiz açısından büyük bir kazanımdır. Bu kazanımları çoğaltarak, ilerletmek kadın hareketi olarak bizim de en temel görevlerimizdendir. Demokratik çözüm sürecinde kadın iradesini güçlendirme ve yaygınlaştırma amaçlı başta geliştirdiğimiz bir takım çalışmalar olmakla birlikte, değişik kadın yapıları-bireyleri üzerinden daha fazla ortaklaşma ve örgütlenme çabası içindeyiz. İçinden geçtiğimiz sürecin de avantajlı durumunu dikkate olarak başta Türkiye olmak üzere bir bütün Ortadoğu’da kadın dayanışmasını, ortaklaşmasını daha güçlü geliştirme arayışını ve çabasını göstermekteyiz. Önderliğimizin belirlediği on maddeyi kadın bakış açısıyla güçlü yorumlamak, güçlü bir yoğunlaşma, inceleme-araştırma ile bunun yaşamsallaşması açısından mücadeleyi geliştirebilmeyi esas almaktayız. Kadın hareketi olarak sürecin de bize yüklediği sorumluluklar temelinde kendimizi örgütlendirip, yapılandırmayı esas alacağız. İnşa çalışmalarını derinleştirmek kadar demokratik çözüm sürecini kadınlar olarak da beslemek ve güçlendirmek açısından daha somut ve sonuç alıcı planlamalar gerçekleştireceğiz.
Önder Apo’nun Türkiye’de geliştirdiği demokratik çözüm süreci Rojava özelde de Kobanê sürecinden kopuk ele alınamaz. Rojava devrimi ve devrimi koruma temelinde gelişen Kobanê ve Şengal direnişleri bir bütün olarak Türkiye’de başlayan demokratik çözüm süreci ile iç içe yaşanan gelişmeler olmaktadır. Bilindiği gibi, Rojava gitgide uluslararası çelişkilerin ve dengelerin de odak noktası haline gelmektedir. Bir tarafta savaş, kıyım ve insanlık dramları yaşanırken diğer tarafta yaşamın, özgürlüğün, demokrasinin ve aslında çözümün nasılına ilişkin bir örnek yaşama geçirilerek, Rojava ile tüm dünyaya tarihi bir mesaj verildi. Bu tarihi adım, halklar ve kadınlar adına gelişen çözüm iradesi ve örgütlülüğü başta Kürt halkı olmak üzere, Ortadoğu ve dünya halklarına büyük bir güç, moral ve umut aşıladı. Kobanê ve Şengal direnişleri bu gücün en fazla açığa çıktığı ve zirveleştiği an’lar oldu. Kobanê başarısı, Ortadoğu’da 21.yüzyılın barış-demokrasi ve özgürlük değerlerinin yükselişinin başarısıdır. Kobanê direnişi, sadece Kürt halkının değil, Ortadoğu’nun hatta dünya halklarının geleceğini belirleyen bir direniş olmuştur. Bu anlamda Kobanê ile başlayan yeni bir süreç ve yeni bir oluşumdur. Özelde Kobanê ancak bir bütün Rojava devrimi tek yanlı, inkarcı, egemenlikli tarih yapımının kırıldığı, yeni tarihin oluştuğu noktadır. Kadim toprakların kadim halkı olan Kürtler çağımızın yeni ve alternatif bir gücü ve iradesi oldular. Ortadoğu, özgür yaşam ve demokratik sistem gelişiminde önemli bir irade ve örgütlülük ortaya koyan Kürtler öncülüğünde biçim kazanacaktır. Kürtler bu anlamda tüm Ortadoğu ve dünya halkları açısından yeni bir ruh, yeni bir mücadele ve yeni bir umut kaynağı oldu.
Rojava devrimi ardından Şengal ve Kobanê şahsında yaşanan kadın direnişi dünya çapında bir kadın uyanışına ve sahiplenişine yol açtı. Tüm bu kazanımlar ve değerler, devrimsel nitelikte olup alternatif kadın eksenli yaşam ve toplum sistem arayışını somutlaştırıp hızla evrenselleşme potansiyelini yarattı. Bir kadın yüzyılı olan 21. yüzyıla Kürt kadını damgasını vuracak düzeyde öncülük misyonunu ortaya koymuştur. Sadece Ortadoğu bölgesinde değil, evrensel düzeyde de kadın özgürlük arayışının odaklandığı ve model alındığı bir kadın toplumsallığı haline geliyoruz. Bu gelişim çizgimiz en fazla da Türkiye’de başlatılan demokratik çözüm sürecini güçlendirdi, besledi. Kobanê direnişi ve başarısı demokratik çözüm sürecinde Önderliğimizin elini daha fazla güçlendirdi. AKP, fiili destek sunduğu DAİŞ saldırıları karşısında zorunlu da olsa bu güçlü direniş iradesini tanıdı. ‘Düştü, düşecek’ denilen Kobanê başarı kazanınca ‘Kobanê’ye selam olsun’ yaklaşımı sergilendi. Kobanê ve Şengal direnişi Kürt özgürlük mücadelemize dünya çapında da büyük bir meşruiyet kazandırmış, uluslararası alanda da PKK’ye dönük büyük bir ilgi gelişmiştir. Tüm bu gelişimler demokratik çözüm sürecinin hız almasına, derinleşerek ilerlemesine neden olmuştur. Kobanê ve Rojava’daki devrimci çıkış ve direniş, Şengal-Kerkük direnişlerinde, uluslararası alanda büyük bir heyecan ve ilgi uyandıran gelişmeler, Türkiye için de demokrasi imkanını ve zeminini güçlendirmiştir.
HPG-YJA Star, YPG-YPJ güçlerinin Rojava, Kobanê, Şengal, Kerkük ve Maxmur’da ortaya koyduğu direniş iradesi ve gücü sadece Kürdistan’da değil, Ortadoğu ve dünyada halkları ve kadınları etkilemiştir. YPJ direnişi tüm kadınlara büyük bir güç, moral ve inanç aşılamıştır. Kadına yönelik geliştirilen tüm saldırı ve yönelimlerin kapsamı ve korkunçluğu DAİŞ şahsında somutlaşmaktadır. Bu çok çirkin, sinsi ve kapsamlı saldırılar aynı zamanda egemen erkek ideolojisinin çöküşü, son çırpınışları anlamını da taşımaktadır. Süreklileşen DAİŞ saldırıları karşısında büyük bir direniş iradesi ve gücü sergileyen YPJ, kadın ordulaşmasının öz savunma temelinde geldiği düzeyin göstergesi olmuştur. Bu düzey ciddi oranda toplumda caydırıcı bir role sahiptir. Öz savunmanın genel olduğu kadar kadın açısından rolü gittikçe daha fazla açığa çıkmaktadır. YJA Star, geliştirdiği örgütlenme ve direnişlerle önemli bir güç, irade ve örgütlülük açığa çıkarmakla birlikte bir bütün toplumsal alanda bu örgütlülüğü yeterince sağlamış değildir. Öz savunma öncelikli olarak bir örgütlenme ve donanım kazanmaktır. Kendini bilmek, var oluşunu anlamak, nasıl yaşadığına karar vermek ve bu temelde nasıl savaşılması gerektiğini ortaya koymaktır.
Ortadoğu’daki bu çatışmalı savaş durumu derinleşerek devam edeceğe benziyor. Bu açıdan öz savunmaya dayalı örgütlenmeleri büyüterek, ilerletmek gerekmektedir. Musul, Şengal katliamları, Kobanê kuşatması ve şimdi de Cîzre Kantonu’na yönelik gelişen saldırılarıyla bir kez daha açığa çıkan bu örgütlülüğün kaçınılmaz olduğudur. Örgütlü halk ve kadın gerçeği, en güçlü mücadele gücü ve iradesidir. Bu bağlamda genel olduğu kadar kadın hareketi olarak da bölgede kadın özgürlük devrimini geliştirme ve kadın sistemini kurarak öz savunma gücünü geliştirmeyi esas almaktayız. Kadın öz savunma tarihinin en örgütlü ve donanımlı gücü olan YJA Star, öz savunmayı toplumsallaştırma ve mücadele tekniklerini inşa etme görevi ile karşı karşıyadır. Öz savunmamız, nerede bir direnç kırılmış ise orada direnç oluşturmaya dayanmaktadır. Kadının direnci toplumsal öz savunma alanında kırılmıştır ve bizim bu alanda direnç örgütlenmesini oluşturmamız gerekmektedir. Öz savunma öncelikli olarak ideolojik bilinçtir. Bu açıdan öz savunma bilincini geliştirme temelinde eğitim çalışmalarına ağırlık vermek kadar buna denk bir örgütlülük içinde olmak da önemlidir. Egemen erkek sisteminin tüm saldırı ve varlığını yok etme biçimlerine karşı, kadın demokratik sistem kuruluşunu ve cins mücadelesini süreklileştirmek de en temel öz savunma biçimimiz olmaktadır.
Gerilla etkin ve yetkin bir öz savunma bilinci ve duruşu içinde, Kürdistan’da ve bölgede yaşanan tüm gelişmeleri etkileyen hatta belirleyen pozisyonunu daha da güçlendirecektir. Paradigmayı bütünlüklü algılama ve uygulama alanında değişim ve dönüşüm mücadelesini güçlendirerek, demokratik toplum sisteminin inşasını öz savunmaya dayalı geliştirecektir. Bu süreçte gelişen yoğun katılımları yaygın ve derinlikli eğitim sistemi ile nitelikli hale getirerek, nicel büyümeyi de güçlendirecektir. Kadın devrimini koruma ve güçlendirme temelinde öz savunmayı yaşamın her alanında geliştirecektir.
Önderlik son görüşme notunda; “AKP otoriterleşmek isterse kendini bitirir. AKP hakiki olmazsa bu sefer gerilla hakiki savaşı başlatır. Anlaşma yok, çözüm yok, barış yok, faşizmi dayatırsa savaş başlar” demektir. AKP, Önderliğimizin iyi niyet beyanından sonra gerekli adımları atma sorumluluğu ve zorunluluğu ile karşı karşıyadır. Gerilla tüm bu olasılıkları da hesaba katarak, olası tüm gelişmelere göre kendini konumlandıracaktır. Ortadoğu’da savaşın bu kadar yaygın verildiği bir coğrafyada gerilla varlığını koruma ve demokratik kurtuluşu gerçekleştirme temelinde direnişi büyüterek, toplumsallaştıracaktır.
Leyla Agirî