HABER MERKEZİ
Büyük zorlukların, acıların yaşandığı ve özgürlük için ağır bedellerin verildiği bir halk gerçekliğinden geliyoruz. Genelde halk, özelde de kadın olarak yaşadığımız ve bin yıllara varan;
egemenlerin ezen, yok eden politikalarına karşı geliştirdiği büyük kahramanlıklarla yaratılan direniş geleneği, bugün mücadelemizin kendisini her gün yeniden aşması ile devam etmektedir. Bin yılların direniş geleneğini bir potada toplayarak kadının ve tüm Ortadoğu’nun kurtuluş umudu haline getirmeyi başaran mücadelemizin geldiği aşama, dünyada eşine ender rastlanan bir kadın ordulaşması düzeyidir. Bugüne kadar verilmiş tüm mücadelelerden deneyimler kazanan ve bu deneyimlerden ders çıkarmayı bilen kadın kurtuluş mücadelemiz, kadının tarihte düşürüldüğü durumdan, yok sayılmasından, ezilmesinden, elinden tarihinin çalınmasından ve tüm değerlerine el koyulmasından sorumlu olan erkek egemen sistemden hesap sorma sorumluluğundadır.
Bugün kadın özgürlük hareketinin ulaştığı örgütlü düzeyi ve yarattığı gelişmeyi daha doğru anlamak için dönüp tarihe bakmamız, sahip olduğumuz değerlerin daha fazla bilincine varmamızı sağlayacaktır. Tarihimize baktığımızda bir kez daha anlayacağız ki bizim mücadelemiz yaşadığı her acıyı, zorlanmayı bir örgütlemeye dönüştürmüş, bu örgütlenmelerle zorlanmalarını aşmış, kendisine yönelen tüm gerici, sömürücü, imhacı güçlerden intikam almıştır. PKK’nin kurulmasından tutalım, ordulaşmaya, kadın partileşmesine ve ordulaşmasına kadar da bu hep bu şekilde olmuş, olmaya da devam edecektir.
Binlerce kahraman kadının görkemli mücadelesiyle yaratılan kadın ordulaşması, özünü Bêrîtan arkadaşın tüm gericiliklere rağmen teslim olmayan, onlarla amansız mücadeleyi kendisine esas alan mücadeleci tarzından alıyor. Bêrîtan’ın teslim olmayan ruhu, Zilan’ın intikam hırsı ve Sema’nın keskin duruşu kadın özgürlük ideolojisini güçlendirmiş, ordulaşarak büyük ivmeler kazanmasına yol açmıştır. Özü güçlü bir bağlılığa ve bilince dayanan, cesaret ve fedailik gerektiren bu duruşlar zamanla yayılarak tüm özgürlük hareketine ve halka mal olmuş, toplumsal alanda da devrim niteliğinde olan bir sosyal dönüşümü sağlamıştır. Tüm zorlu zamanlarda yaşanan tıkanmayı aştıran güçlü militan duruşlar da kaynağını bu direniş ruhundan almıştır. Bu direniş ruhu aynı zamanda, özelde kadına genelde de halklara karşı geliştirilen imha ve inkar politikalarını boşa çıkartarak kadının ve halkların kendisini her türlü saldırı karşısında savunmasının yollarını göstermiş, araçlarını geliştirmiştir. Binlerce kahraman yoldaşın kanı, canı, duruşu ve fedakarlığı ile oluşan özgür kadın ordusu, Kürt kadını şahsında gerçekleşmiş bir ilktir. Bu ilk, dünya kadınlarının da kendisini ifade edebilmesinin zeminidir. Çünkü Kürt kadınları şahsında oluşturulan özgür kadın ordumuz, ulusal, sınıfsal, etnik farklılıkları göz ardı etmeden kendini örgütlemekte ve tüm kadınların özgürlüğünü esas almaktadır. Militarist ideoloji karşısında savaş yürüten ordumuz, kendisini meşru savunma çizgisi esasında örgütleyerek mücadele yürütmektedir.
Meşru savunma çizgisi özellikle Bêrîtanlar’ın, Zilanlar’ın, Gulanlar’ın, Rukenler’in, Binewşler’in, Rojinler’in vb. birçok yoldaşın kendisini ideolojik yönden geliştirerek, özgür yaşamı esas alan, bu uğurda savaşan militanlar şahsında gelişerek büyük kazanımlar elde etmiştir. Bu kazanımlar her eylemde kendisini en somut şekliyle açığa çıkarmıştır. İdeolojik, askeri kadın örgütlülüğünün güçlü olduğu alanlar her zaman sonuç alıcı olmuştur. Binlerce kadın kahramanın emekleriyle yaratılan bu meşru savunma çizgisi olmasaydı, kuşkusuz kadına dayatılan imha, katliam, kimliksizleştirme, tecavüz, şiddet vb. uygulamaları aşmamız ve milyonlarca kadını bugün özgürlük iddiasıyla sokaklara taşırmamız söz konusu olamazdı.
Kadının savunma alanında kazandığı tecrübe ve geldiği aşamanın asla klasik anlamda askeri hakimiyet olarak algılanmaması gerekir. Her şeyden önce kazanılan yeni bir kadın kimliği, özgür irade ve kişiliktir. Mücadelemizin temel amacı özgür kadın kişiliği yaratarak toplumsal özgürlük düzeyini geliştirmektir. Özgürlük hep arzulanan bir olgudur. Bunun elde edilmesi ise sanılanın aksine zorludur. Öyle klasik devrimsel mücadeleler tek başına yeterli olmaz. Bunlar tek başına erkek egemen sistem karşısında ayakta durmaya yetmez. Bugün kadın ordulaşması olmasaydı, kesinlikle ne özgürlük hareketi ne de Kürt kadınları ulaştıkları düzeye ulaşabilirlerdi. Bu da bizlere bir kez daha gösteriyor ki, kadının kendi örgütlemesini yaratması ve bu temelde mücadele yürütmesi onu sistem karşısında nihai zafere ulaştıracaktır.
YJA Star, kadının bin yıllardır saklı tuttuğu gizli gücünün açığa çıkmasıdır. Yalnız erkek zihniyeti karşısında erkeğe karşı değil, erkek egemen zihniyetin tesirinde kalmış, kendisini bu zihniyetle var etmiş kadına karşı da mücadele eder ve onu kazanmayı esas alır. Kadın Kurtuluş İdeolojisini kendisine esas alan YJA Star, bu ideolojiyle mücadelesini yürütür. Kopuş teorisi ile bu mücadeleyi daha da keskinleştirir. Kopuş teorisi ile kadın öz gücünü tanımakta, kendi iradesiyle savaşmaktadır. Kadının öz iradesini, öz gücünü, kendi cinsini tanıması ve bunu bilince çıkartabilmesi için erkek egemenlikli zihniyetin etkilerinden kurtulması gereklidir. Bunun için kadının özgün örgütlenmesini bir ihtiyaç düzeyinde ele alıyoruz.
Kadın ideolojik alanda olduğu kadar askeri alanda da özgün örgütlenerek kendi savunmasını hem toplumda hem de dağda oluşturdu ve bu örgütlenmeyi geliştirmeye devam etmektedir. Tarihten günümüze kadar kadınlar birçok orduda, harekette ve değişik alanlarda yer aldılar ama her zaman erkek egemenlikli zihniyet ekseninde bu alanlarda yer aldılar. Bu örgütlenmelerde kadın özgünlüğü ya esas alınmamış ya da ikinci plana atılmıştır. Ama Önderliğimizin geliştirdiği kadın kurtuluş ideolojisi ekseninde kadınlar dağlarda, askeri alanlarda da örgütlendi. YJA Star ile kadın askeri alanların en zor koşullarında bile özgünlüğünden hiçbir zaman taviz vermeden, hem Kürt halkının özgürlüğü için savaşıyor hem de erkek egemenlikli zihniyete karşı savaşıyor. Aslında kadın en çok YJA Star örgütlenmesi ile öz iradesini ve gücünü açığa çıkarttı. Çünkü kadınlar YJA Star ile; “Kadınlar bunu başaramaz, güçleri yok, biyolojileri buna uygun değil, kadının silahlanıp savaştığı nerede görülmüş, bunlar kadın işi değildir vb.” birçok yargıyı yıkarak kadının asıl gücünü, özlü kadının nasıl olduğunu, kendi öz iradesiyle gösterdi. Bugün, bu dağlarda kadının özgünlüğünün olmasında, kadının kadın eksenli bir mücadele yürütmesinde, canını bu mücadelenin yükselmesi için adayan şehitlerimizin payı göz ardı edilemez.
YJA Star aynı zamanda toplumdaki kadının üzerindeki erkek-devlet terörüne karşı da kadının savunma gücüdür. Devletin kendi adamları kadına karşı her türlü saldırıda yer alıyorken devletten kadını koruması ya da kadın için herhangi bir yasa çıkartması beklenemez. Özellikle Türk devletinin polis ve askerleri, Kürt kızlarına yönelmekte, onları tecavüz, işkence gibi yöntemlerle her türlü kirli işlerde kullanmaya çalışmaktadır. Kadına karşı bu ve buna benzer her türlü yönelimi kırıp bunlara karşı mücadele edebilmek için tarihten beri parçalanan kadının güçlü bir örgütlenmeye ihtiyacı vardır. Çünkü ancak örgütlü bir kadın gücü, özgür bir toplumu yaratabilir. Nasıl ki HPG halkın savunma gücü ise HPG içerisinde YJA Star da halk ve kadının savunulması için olmazsa olmazdır. Irkı, soyu, rengi, dili fark etmeksizin tüm kadınların savunma gücüdür. YJA Star kadının en örgütlü ifadesidir.
Bêrîtan çizgisi temelinde, kadın kurtuluş ideolojisi esaslarına göre örgütlenmiş kadının meşru savunma gücü olan YJA Star, gerçekten de tüm Ortadoğu ve dünya kadınlarının moral kaynağı konumundadır. Ortadoğu’da kadın olarak meşru savunma temelinde örgütlü bir güç olmamız, sadece halkımız ve bölge insanı için değil, tüm dünya kadınları ve insanlık de için büyük güç kaynağıdır.
YJA Star örgütlülüğü kendisini mümkün olduğu kadar tüm alanlarda, esasta kadrolaşma, özgür militan ölçülerinin felsefesini geliştirme misyonunu omuzlamış ve halkımızın özgürlük ihtiyaçlarına cevap olma, bunun için engel olan geri geleneksel özelliklere karşı mücadele etme misyonuyla da kendi örgütlülüğünü oluşturmuştur.
İçinden geçtiğimiz süreçte kadının meşru savunma çizgisindeki öncülük rolü daha da önem kazanırken kadın, demokratik siyasetle geliştirilmek istenen bu süreci, kendi öz yaratımlarıyla ve değerleriyle daha da geliştirebilecek ve süreci daha sağlıklı ilerletebilecek zemine yine YJA Star örgütlülüğüyle sahiptir. YJA Star sahip olduğu birikimi, tecrübeyi bilince dönüştürdüğü oranda toplumun genelini etkileyecek bir dönüşümü yaratacak ve içinden geçtiğimiz bu süreçte doğru rolü oynayabilecektir. 30 yılı aşan mücadelemizin, başta kadında olmak üzere toplumda yarattığı değişimi süreklileştirmek ve yaşamın her alanında sürdürebilmek için Önderliğimizi doğru anlamak ve geliştirdiği Kadın Kurtuluş İdeoloji’sini derinleştirmekle mümkündür. Bugün coğrafyamızda yaşanan toplumsal değişimin sancılarını görerek bu değişimin gerçekleşmesindeki rolümüzün önemine uygun sorumlukla yaklaşmamız gerekmektedir. Bu sorumluluğu kararlılığımızın ve özgür yaşamda ısrarımızın bir göstergesi olarak görüp onun gereklerini yerine getirerek, görevlerimizi doğru sahiplenme gücüne ulaşabiliriz.
Demokratik değerlerin önem kazandığı ve kalıcı bir sonuca doğru evrildiği bu süreçte, bir kez daha başta kadınlar olmak üzere tüm halklara karşı yürütülen savaşa karşı; insanlığın geleceğinin karartılmak istendiği gerçeğini görerek, tarihten gerekli dersi çıkartmalı, bu temelde mücadele etmeliyiz. Daha da önemlisi örgütlülüğümüzü en iyi şekilde oluşturup, Önderliğimize dönük her yönelime karşı, hamlesel çıkışlarla karşılık vermek direniş tarihimize ve tüm kahraman şehitlerimize karşı olan bağlılık görevimizdir. Bize düşen de bu bağlılığın gereklerini yerine getirmek ve güçlü, etkin bir kadın duruşuyla sürece cevap olmaktır.
Ruken Jîrki