HABER MERKEZİ- Ortadoğu Gençlik İnisiyatifi Koordinasyonu yayınladığı yazılı bir açıklama ile başta işgalci Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye topraklarına yönelik saldırılarına dikkat çekerek Suriye halkının hiçbir şekilde Türk devleti politikalarına inanması gerektiğini ve Türk devletinin gerçek yüzünü tanımaları gerektiğini vurguladı.
Milliyetçi dinci, cinsiyetçi ve pozitivist uygulamalara karşı durmanın tek yolunun tüm din ve inançlara saygılı, onları kapsayan demokratik proje olduğu vurgulanan açıklamada, “Onlar için inanç ve özgür irade geliştirerek özgür demokratik bir toplum inşa etmenin yolunu açabiliriz” denildi.
Açıklama şu şekildedir:
“Ortadoğu bölgesi büyük bir tarihi süreçten geçiyor, bu bölge dünyanın gözü önünde çünkü yerel ve uluslararası tüm güçlerin kontrol etmeye çalıştığı maddi ve manevi pek çok tarihi gerçekle dolu. Orta Doğu gücünü ve etkisini arttırıncaya kadar etkili olmaya çalışan, yıllarca tarih üzerinde kalmaya çalışan ve tarihin derinliklerine inildiğinde Ortadoğu’nun medeniyetlerin beşiği ve insanlığın doğuş yeri olduğunu anlarız. Fakat bütün bu anlattıklarımıza rağmen, İngiltere, Fransa ve müttefiklerinin başını çektiği emperyalist devletler, son iki yüz yılda, 1923 Lozan Antlaşması ile ortak isteklerini yerine getirmek amacıyla, Arap halkını 26 parçaya bölerek kendi aralarında paylaştırdılar. Bölgedeyi şiddet ve kanla birçok katliam ve talandan geçirdiler.
İsrail’i tanıyan ilk ülkenin Türk devleti olduğunu unutmayın
Buradaki önemli soru, bu devletlerin Ortadoğu’yu neden bölme ihtiyacı duyduğudur? Bu soruya cevaben, ulusal, dinsel ve inançsal farklılıklara rağmen halkların, yakın tehlikelere, her türlü işgale ve adaletsizliğe birlikte göğüs gererek, temeli ortak yaşam olan konfederasyonlar kurarak varlıklarını korudukları söylenebilir. Taktik ve stratejik anlaşmalar, vizyonlar ve tarih, bu anlaşmalardan açıkça söz eder ve bu tür deneyimlerle doludur. Ama bu bölgeyi ulusal devlet modeliyle bölerek ve her millet için kendi birliğini inşa ettikleri yanılgısıyla bu hareket, temelde bu bölünmelerin ardındaki gizli amacın halkı kontrol etmek, işgal etmek, yağmalamak ve mahrum bırakmak olduğunu gösteriyor.
Geçtiğimiz yıl Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta düzenlenen Gençlik Konferansı’nda bir araya gelerek birleşen Ortadoğu ve Kuzey Afrika gençleri olarak halkımıza ve dostlarımıza birkaç gerçeği açıklamak istiyoruz:
1923 Lozan Antlaşması’ndan sonra Türk devleti Amerika’nın, İsrail’in ve İngiltere’nin ilk milli devleti ve ilk ajanıdır ve her zaman onların emperyalist hizmetine kullanılmaktadır. Türk devletine şiddetle karşı çıkmalıyız. İsrail’in Gazze, Lübnan ve Suriye’ye yönelik saldırılarına devletin müdahil olduğu ve bu saldırılar sonucunda halkımızın birçok kız ve erkek çocuğunun katledildiğini biliniyor. Ayırca burada İsrail’i tanıyan ilk ülkenin Türk devleti olduğunu hatırlatmakta fayda var.
Gazze’ye yapılan saldırı sırasında kendisini Filistin halkının dostu olarak göstermeye çalışan Erdoğan, her geçen gün kendi kontrolünü ve Türkiye’yi genişletmek amacıyla, İsrail ile arasındaki ticaret hatlarını kapatmadı ve Osmanlı İmparatorluğu’nu yeniden kurmaya çalıştı. Yerel halka yönelik acımasız ve benzeri görülmemiş saldırılara karşı sessiz kaldı.
Merkezi olmayan Demokratik bir Suriye inşa edelim
Son dönemde diktatör Baas rejiminin devrilmesinin ardından Erdoğan ve Türk devleti, Türk devletine bağlı çeteler aracılığıyla bugün Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırıyor ve Suriye’yi Türkiye’nin kontrolü altına almaya ve tamamen işgal etmeye çalışıyor. Oradaki halkı yok etmeye yönelik saldırılar, Alevi halkını da birçok ihlal ve katliamla karşı karşıya bırakmış, bu saldırılarla Suriye halkını yaşam hakkından mahrum bırakmıştır.
İstediğimiz en önemli şeylerden biri Suriye Demokratik Cumhuriyeti’nin inşa edilmesidir. Kadın ve erkek yurttaşların eşitliği ve birliğiyle oluşan bir devlet olmadan, halkın merkezli demokratik sistemine girmeyene kadar Baas döneminin kalıntılarından çıkamayız.
Bu nedenle Ortadoğu ve Kuzey Afrika Gençlik İnisiyatifi Koordinasyonu olarak bölgemiz halkına yönelik bu saldırıları kınıyoruz ve Suriye’deki halkın ve inançların yok edilmesini ve yeni Suriye hükümetinin bu eylemleri engellemesi gerektiğini belirtiyoruz. Eğer bunu yapmazsa Esad rejiminden hiçbir farkı kalmayacak ve istikrarsız olacaktır. Ayrıca Türk devletinin niyetlerine aldanmamalıyız; çünkü her iç çatışmanın arkasında Türk devleti vardır.
Suriye halkı şunu bilmeli ki, milliyetçi Türk devlet sistemi herkesin ortak düşmanıdır ve bu milliyetçi dinci, cinsiyetçi ve pozitivist politikalara karşı durmanın tek yolu tüm din ve inançlara saygılı, onları kapsayan demokratik proje olduğunu vurguluyoruz. Onlar için inanç ve özgür irade geliştirerek özgür demokratik bir toplum inşa etmenin yolunu açabiliriz”
Orta Doğu ve Kuzey Afrika Gençlik İnisiyatifi Koordinasyonu