HABER MERKEZİ –
“İnsanlar isyan meydanlarında Özgürlük, adalet ve hasiyet peşinde.” S. Zizek*
“23 yıldır İmralı’da Önder Öcalan’a uygulanan tecritin bir örneği yeryüzünde yok. Aile görüşü, Avukat görüşü, haftalık telefon hakkı vb. temel insani haklarından tümden yoksun bırakılmış durumda. Bir tasfiye ve yok etme konsepti İmralı’da faal bir şekilde devrededir. Sayın Öcalan’ın yaşamı üzerinde geliştirilen soykırım tehdidi, Kürt halkı başta olmak üzere tüm Ortadoğu halklarına direk yansıması olacak gelişmeleri de tetikleyecek büyüklüktedir. Peki İmralı’da neler oluyor? Bu telefon görüşmesi adı altında yaratılmak istenen TC özel savaş algısını Kürt halkı olarak kabul etmiyoruz. Sansür ve tecrite karşı çıkıyoruz. Önder Öcalan’dan sansürsüz ve şüphe götürmeyecek bir canlı aile ve avukat görüşmesini acilen talep ediyoruz. Avrupa’dan gelen yumuşak mesajlara ve “endişeliyiz” rutin açıklamalarının samimiyetine de artık inanmıyoruz. Somut icraatlar bekliyoruz. CPT’nin son Türkiye ziyaretinde İmralı’yı es geçmesi, yine TC medyasında Sayın Öcalan’ın sağlığına dönük geliştirilen iddialar Kürt halkındaki var olan endişeleri zirveye çıkardı. Bugün Sayın Öcalan’ın ailesiyle telefonla yaptığı kısa konuşmanın içeriği de var olan bu kaygıları gidermediği gibi endişeleri en üst seviyeye çıkardı. İmralı tecrid rejimine karşı Sayın Öcalan ve arkadaşları büyük bir direniş içerisindeler. Kürt kamuoyunun seferberlik ruhuyla bunu aşacak yol ve yöntemleri acilen yaratması gerekiyor. Gün bekleme günü değildir. Tehlike büyüktür ve bıçak kemiktedir. Sayın Öcalan’ın Ortadoğu da ki hassas dengesi üzerinde İmralı tecridini aşan Küresel ölçekte hesapların varlığı sezinleniyor!
İki yüzlü bu çıkarlar ve şantajlar dünyasına Kürt halkının çokta bel bağlamaması gerekiyor. Ülkelerini talan eden, onları öldüren sonrada perişan eden zalim zihniyet üç milyon savaş mağduru mülteciyi bile bir şantaj aracına dönüştüren mekanizma da uygulayıcısı konumunda. Mülteciler rehine, ucuz iş gücü ve şantaj aracı. Korkunç bir ikiyüzlülük ve vidansızlık denkleminde Kürt halkı çıkış arıyor. HDP’nin 6 milyon oy talanı ve bölüşümü de bu konseptin bir parçası. Kürt sorunun kangrenleşmesinde ve Türk faşizminin yükselişinde rol alan üst akıl çok büyük bir provokasyon peşinde. Önder Apo özgül toplumsal ağırlığı üzerinde tecridi aşan hesapların varlığı şüphe götürmez bir gerçekliktir. Tehdit büyük sessizlik ise o ölçüde ürkütücü. Şiddet sarmalı ise Kürt halkının yaşadığı her yerde.
Cevaplarının yakıcı bir şekilde kendisini dayattığı hayati sorularla yüz yüzeyiz!
Sayın Öcalan’ı en son Ağustos 2017’de avukatları ziyaret etti ve Nisan 2020’de tek bir telefon görüşmesine izin verildi. Önder Öcalan’ın ailesiyle telefonla yaptığı bugünkü kısa konuşmanın içeriğide aslında bir toplumsal direniş çağrısıdır Kürt halkına ve dostlarına. İmralı tecrit rejimi çok kapsamlı bir NATO Guantanamo konseptidir. Bu tecrid içinde tecrid rejimini ve amacını bir tanıma kavuşturmak bile zordur. 120 gündür Türkiye cezaevlerinde İmralı tecridine karşı açlık grevleri sürüyor yine KCK’nin İmralı’da Sayın Öcalan’ın sağlığına dönük geliştirilen söylemlere eğer Sayın Öcalan’dan haber alınmazsa “Yol ve yöntemler farklı olur” diyen dikkat çekici uyarısı hakkında gerçekte ne düşünmeliyiz? Garê operasyonunun bu tecrit konseptindeki rolü nasıl okunmalı? Ortadoğu’da Rojava ekseninde ağırlıklı bir Kürt jeopolitiği oluşurken İmralı eksenli yapılan karşı hamleleri nasıl yorumlamalıyız? Bu denklem de Nato genişlemesinin Kürdistan coğrafyasına getirdiği artı ve eksiler nelerdir? Yeni Ortadoğu şekillenmesinin İmralı tecrit rejimine yansımalarını aslında nasıl okumamız gerekiyor?
Yine Sayın Öcalan’ın paradigması Ortadoğu’da ABD-RUSYA çıkarları ekseninde neden bir tehdit olarak görülüyor? Rojava ekseninde bu küresel güçlerle uzlaşı noktaları konusunda gelen olumlu sinyaller ne kadar samimi? Nasıl bir ilişki- çelişki diyalektiği Ortadoğu’da işliyor? AB içinde TC’ye meydan okuyan Fransa’nın ani “U” dönüşü ve Kürt halkına yönelimi, bununla birlikte AB zirvesinde beklenen TC yaptırımlarının yumuşatılması ne anlama geliyor? KDP’nin kamuoyundan saklanan ve Mesut Barzani’nin katıldığı Selahattin toplantısı gizemi ve Katar-KDP Hewler görüşmesi bu konseptin neresinde? Bu bağlamda M.Rubin yeni yayınlanan makalesi oldukça geniş bir perspektifte Sayın Öcalan’a dönük çözümlemeler içeriyor; “Demokratik konfederalizm”i verimli çalışmalar olarak yorumluyor, yine “Kobane’den Kirmanşah’a kadar Kürt toplulukları arasında PKK Lideri’nin geniş kabulünü inkar etmek imkansız. Kısaca; PKK çok gelişti” diyor. Bunun yanı sıra Sayın Öcalan’ın sağlığına dönük korkuları ve kaygıları arttıran imalarda da bulunuyor? Sayın Öcalan sonrası hesapların konuşulduğu anlaşılıyor. Bu zamanlaması bir hayli ilginç makaleden çıkarmamız gereken sonuçlar neler olabilir? Makalede devamla “Türkiye ve AB/ABD ticaret ortakları, “PKK sorununun” Öcalan ile ortadan kalkmasını dileyebilir ama bu böyle olmayacak. Şimdiki durum aslında hem Türklere hem de Batı’daki ortaklarına duruşlarını yeniden gözden geçirme fırsatı veriyor.” Deniliyor bu ince mesajlara nasıl yaklaşmalıyız?
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Sayın Duran Kalkan sürece dönük ‘Apo ve PKK’ye hayır, Apo ve PKK’nin yarattığı değerlere evet’ diyorlar. Kimse işte PKK zayıfladı, gücü yoktur, biz ondan ortaya çıkartılmış değerleri çalarız hesabı yapmasın. Öyle yapanlar kaybeder, kötü kaybederler hem de.” uyarısını yaptı. Bu açıklamanın süreç açısından önemi ve kimi çevrelere verdiği cevap dikkatlice not edilmelidir. Yürürlükte olan Kürt soykırım konseptine karşı bu seneki mahşeri Newroz kutlamalarında Kürt halkı bir özgürlük referandumu formu çerçevesinde irade beyanında bulundu. Newroz’da Kürt halkı tecrid uygulayan TC başta olmak üzere bu tasfiyede yer alan herkese tarihi mesajlar verdi. TC cezaevi direnişlerini kırmak, Newroz’da ki büyük desteği ve talebi gündemden düşürmek için kurguladı bu son aile telefon görüşmesini. Sayın Öcalan’a dönük talepler sadece aile ve avukat görüş talebi değildir. Zira bu zaten onun doğal hukuksal hakkıdır. Asıl talep Reber Öcalan’ın nihayi özgürlüğüdür. TC Önderliğe yaklaşımda ölçüyü düşürmek ve kamuoyunda sürekli bir beklenti yaratmak bunuda bir tehdit ve şantaja dönüştürmek isteniyor. TC şunu çok iyi anlamıştır Kürt Halk Önderi’ne olumsuz bir yaklaşım geri dönülmez sonuçlar yaratır. Bundan kaynaklı Kürt halkının önünde kesintisiz bir direniş ve örgütlülüğe dayalı uzun bir toplumsal seferberlik süreci var.
Döneme, koşullara, konjonktüre, sürece denk bir ilkesel ideolojik-politik duruşa ihtiyaç vardır. Emperyalizme bel bağlama ve beklentili bir ruh hali felaketler getirir Kürt halkına. Kürt halkı Önderliğine, fedailer ordusu PKK’ye ve öz gücüne sırtını dayıyor. Başkalarının tanımladığı başka başka PKK ve Önderlik algısı sadece onları deşifre ediyor. Bunuda Kürt halkı çok iyi görüyor ve sinsi hesapları iyi okuyor! Onun için milyonlar hep bir ağızdan ”PKK’yi yaratan Öcalan’a bin selam diyor.”
Serdem Amed