HABER MERKEZİ –
Önder kişilikler farklı kişiliklerdir genelde önder kişilikler değerli bir toplumsal gerçekliğin içinde şekillenip o toplum adına bir eylem başlatsalarda sadece 1 toplumun temsili değildirler. Esasta bütün bir insanlığı temsil eder ve ya bütün insanlık adına hareket ederler. Çözümleri sadece bir halkı bir ulusu ilgilendiren çözümler olmanın ötesinde bütün insanlığı kapsamına alır. O açıdan da yerel değil, evrenseldirler. Dar değil, kapsamlıdırlar. Yüzeysel değil, derinliklidirler. Çözümleri genelde kesinlikle böyledir. Bu Kürdistan gerçeği açısından da böyle. Mesela diyelim siz Önder derseniz sadece başlığına Kürt Halk Önderi olarak tamamlarsanız. Bunu sadece Kürt gerçekliği içerisinde hapsederseniz eksik bir tanımlama yapmış olursunuz. Fakat tabi daha sonra üzerinde duracağız. Kürtlüğü, gerçeğinin içerisinde derinliğine sorguladığınız zaman kendi içinde tabii her halka olduğu gibi bir özgünlüğün olduğunu ama bu özgünlüğü içerisinde gerçekten bir evrenselliğin de yattığını görürsünüz. Kürdistani olan çoğu zaman evrenseldir.
Gerçek anlamda Kürdistani olan aynı zamanda evrenseldir. Biz bunu doğal toplum gerçeğinde, neolitik devrim gerçeğinde çok daha çarpıcı bir biçimde görebiliriz. Bu açıdan arkadaşlar mesela lider çerçevesi ile önder çerçevesi arasında fark var. Lider bir sınıfın lideridir, bir ulusun lideridir, bir toplumun lideridir, bir cemaatin lideridir ve ama Önder esas itibari ile bütün insanlığa hitap eden biridir. Bütün bir insanlık adına hareket eden, onlar için seçenekler sunan, bütün bir insanlık için yeni bir ahlak oluşturan, yeni bir toplumsal düzen, bir sistem oluşturan kişiliktir denilebilinir. Önderlik gerçeğimiz de bunu somut olarak görebilirsiniz. Yaşam biçimleri var arkadaşlar, nedir? Kendiliğindendir, günlüktür. İnsanlar günlükler, güncel yaşıyorlar. Yani dün yok, yarın yok. Onun için yarının ne getireceği çok fazla da bilinmiyor. Mesela diyelim köle bile olamayacak bir yaşamın gerisindeki bir yaşam tarzı ama insanlar yinede o yaşama şükrediyor. Allah’a şükür bugün de karnınız doydu diyor.
Önderlik onu neye benzetiyordu? Mesela Kürdistan toplumsal zemini diyordu. Biz de bir ölüler yatağı var, bir ölüler yatağı. Bugünün koşullarını gerçekten Kürdistan’daki toplumsal zemin bir ölüler yatağıydı, bir ayakta gezen ölüler topluluğu insanlar. Adeta bir bataklıkta yüzüyorlar. Yatan yaşam bütün kirli suların aktığı bir bataklıkta yaşamaya orada konumlanmaya, orada soluk almaya benziyor. İnsanlar gırtlağına kadar bataklığın içinde yüzüyorlar. Orada yaşam sürdürüyorlar, oradan su içiyorlar. Üstelik Önderliğin kendi deyişiyle ifade ediyorum. “Oh be ne temiz suymuş su içtik” diyorlar. Şimdi Önderlik buna bakıyor işte buna bakıyor diyor ki; en ölü yaşam. Diğeri ise bu yaşamın içerisinde sadece mesela o yaşamın akıntılarına kapılmış olmakla yetinmiyor, bunla kalmıyor bir de o yaşamı en iyisi belliyor. Ya öyle sunuyor; yarabbi şükür Allaha şükür geçinip gidiyoruz, yuvarlanıp gidiyoruz. Tanımlama esas itibari ile böyle. O zaman Önderliğin vardığı sonuç şu: Yaşam böyle olamaz. Eğer böyle değilse o zaman yaşama ihanet edilmiştir. Yaşam ihanete uğramıştır. Birileri yaşama ihanet etmiştir. Ve mevcut özellikleriyle bu yaşamı yaşamak mümkün değil. Yani böyle bir ortamda arzu edildiği gibi yaşamak olanaksızdır. Dolayısıyla yapılması gereken öncelikle bu yaşamı reddetmektir. Ben böyle yaşamayacağım demektir. Bu mevcut toplumsal sistemi reddetmek anlamına geliyor. Onun içine girmeyi reddetmek anlamına geliyor. Hayır ben böyle yaşamayacağım diyor.
Ama yinede yaşamak yine de yaşamak gerekir. Nasıl yaşayacaksınız eğer öyle yaşanmıyorsanız. Yani o toplumsal ortamın size sunduğu yaşam tarzını benimsemiyorsanız onun dışında kalıyorsanız. Ona tümüyle aykırı düşüyorsanız o zaman yine de bir yolunu bulup yaşamanız gerekiyor. Nasıl yaşayacaksınız? Öncelikle alternatifini bularak. Bir alternatifini kurarak yaşayabilirsiniz, iki diyelim ki kuramadınız ne ile yaşarsın? Soyut yaşarsınız. Soyut yaşamayı tercih edersiniz. Nedir soyut yaşamak? Yani bir maddi zemine dayanmadan yaşarsınız. Mesela İmralı’da soyut yaşanır. Bir örnek arkadaşlar, en çarpıcısı o değil mi? Yani somut yaşanır mı? Hangi olanağa, hangi şeye dayanarak yaşıyorsunuz. Her günü birkaç ölüme bedel. Ama yaşıyorsunuz. Orada nasıl yaşıyorsunuz? Orada özgür insan yaşatıyorsunuz ve özgür insanı savunuyorsunuz. Önderlik savunmasının başlığınıda onu koydu. Özgür insan savunması.
Yaşanabilir, neye dayanarak. Elbette anlamın gücüne dayanarak. Aslında soyut yaşamak idealarla yaşamaktır. İdealar dünyası yani bir amaç dünyası, bir düşünce dünyası bir mükemmel olarak tasvir edilmiş bir dünya. Oraya doğru gitmek. Yani mükemmele doğru yürüyüşü esas almak. Buna yönelirsiniz ve bunu esas alırsınız. Kirlenmiş bir somuta karışmamayı, ihanete uğramış bir yaşamı mevcut haliyle kabul etmemeyi, yaşamı ihanetten kurtarmayı, ihanete uğramış olmaktan kurtarmayı. Dolayısıyla yaşamı savunmayı esas alırsınız. Yaşamı savunmak orada ihanete uğramış yaşama bulaşmamak. Önderlik bir yaşam savunucusu, Önderlik bir yaşam ustasıdır. Özgür yaşam ustasıdır. Bir özgür yaşam bilgesi, bir yaşam bilgisidir. Belkide böyle daha çarpıcı olarak söylemek gerekir.