HABER MERKEZİ
Ortadoğu genç kadınlar öncülüğünde diktatörlere başkaldırılıyor.
Raqqa’da DAİŞ işgalci çetelerinden kurtulan kadınlar çarşaflarını yakmıştı. Raqqa’nın özgürleştirilmesini hatırlayacağınız üzere YPJ güçleri açıklamıştı. DAİŞ’in fiziksel olarak bitirilişine de öncülük eden YPJ’nin Raqqa zaferine dair açıklaması ise şöyleydi: “Artık kadınlar, siyasi, toplumsal, kültür ve askeri alanlarda kendini sömürgeci erkek rejiminden kurtararak büyük bir güç ile sorunlara çözüm oldu. Kadınlar izlenimleri ile yaşamın güzelliği ve ahlakın inşacısı oldu. Kadın ordusunun kuruluşu Suriye’de bulunan güçlere bir cevaptı. Bilindiği gibi Ehrar El Şam’dan El Nusra ve son olarak DAİŞ’e karşı kadın ordulaşması Suriye halkları için büyük bir adım oldu.”
Ortadoğu’lu kadınlara özgürlük umudu veren YPJ’li kadınlar, Kürdistan ve Ortadoğu devriminde öncülüğünü yapmaktadır. Genç kadınlar öncülüğünde gelişen bu isyanlar, yeni dünya düzenine geçişin özgür bir dünyasının yaratma başlangıcı sayılmaktadır. Kadın özgürlük mücadelesi gün geçtikçe büyümekte, “Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı ise dünyanın dört bir yanında dile gelmektedir. Kadın öncülüğünde erk zihniyetle oluşturulmuş düzenin yok edilmesi ve yine kadınların yarattığı yeni dünya düzeni soluk soluk yayılmakta. Rojava ve Kuzey Suriye şahsında gelişen “Kadın Devrimi” Ortadoğu’lu kadınlara cesaret vermekte ve kadınlar artık “Bu kavga da bizde varız” demektedir.
İran faşist rejiminin ise kadınlara karşı geliştirdiği politikalar bellidir. Buna karşın geçen sene İran’da rejim karşıtı gelişen isyanlarda genç kadınlar kendi renkleriyle meydanlardaydı.
1979 yılında, tüm kadınların başörtüsü takmak zorunda olduğu ilan edildikten bir gün sonra binlerce kadın işe gitmemiş, grev yapmış ve kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirmişti. Bundan sonraki süreçte feminist hareketten pek çok kadın tutuklandı. Her ne kadar pasifize edilmeye çalışılsalar da kadınlar gerek iş gücüne katılmaktan gerekse rejimin bu baskıcı yasaklarına karşı seslerini çıkarmaktan geri durmadılar. Kadınların direnişi, son yıllarda düzenlenen bazı sosyal medya kampanyalarıyla daha görünür hale geldi ve alan kazanmış oldu. Başörtüsünü sallayan kadının ardından başka kadınlar da bu eylemi canlandırmaya başladı. Bununla birlikte, başörtüsü zorunluluğu ve kadınlara dönük diğer baskıcı yasalar karşısında, kadın düşmanı hükümet istemediklerini dile getiren kadınların mücadelesinin, mevcut direnişteki sınıf talepleriyle iç içe geçmiş durumda olduğunu söyleyebiliriz.
Bir kadın gösterilerden birinde şunları ifade ediyor: “İşçiler işten atılıyor. Fabrikalar işçilere ücretlerini ödemiyor. Neden susacakmışız?” Bütün gün çalıştıklarını, aylardır maaş alamadıklarını söyleyen başka bir kadın şunları söylüyor: “Geç kaldık ama buradayız. Dün bir genç ‘Bu dindar rejimi iktidara siz getirdiniz’ dedi. Şimdi biz hatamızı düzeltmek için eylem yapıyoruz. Vücudumu sizin için kalkan olarak kullanacağım. Böylece sokağa çıkıp eylem yapabileceksiniz.” Başka bir kadınsa açlık koşullarında yaşadıklarını anlatarak doğrudan Hamaney’e sesleniyor. Yine başörtüsünü çıkararak Tahran Üniversitesi’nin önünde eylem yapan bir kadın, uğradıkları biber gazı saldırısına rağmen dayanışma sloganları attığını, orada olmaktan gurur duyduğunu anlatıyor ve kadınların sesinin çok gür ve cesurca çıktığını söylüyor. Kadınlar korkusuzca çevik kuvvet polislerinin karşısına dikiliyorlar.
Afrika ülkesi Sudan’da hayat pahalılığına karşı aralık ayında başlayan ve 30 yıllık Devlet Başkanı Ömer el Beşir’in istifası talebiyle başlayan protestoların başını kadınlar çekiyor. İsyanın simgesi haline gelen 22 yaşındaki Alaa Salah olduğu dünya medyası ve sosyal medyada öne çıktı. Buzzfeed sitesinin ulaştığı Salah, Uluslararası Hartum Üniversitesi’nde mühendislik okuduğunu söyledi. Devrim diye haykıran bu genç kadın dünya medyasını sallarken bir kadının neler yapabileceğini dünyanın gözleri önüne seriyor. Sudan hükümeti düştü ve bütün siyasi tutsaklar serbest, evet bu beyaz elbisesiyle devrimi haykıran Alaa’nın isyanının sonucudur. Kadınlar hep bir ağızdan haykırıyor şimdi ‘Devrim’ diye!
Ortadoğu gün ben gün özüne dönüyor. Kadın gözyaşı akıtmıyor, intikam ve isyan ruhuyla mücadele ediyor, devrime öncülük ediyor. Alaa’nın dediği gibi, “Mermi değil sessizlik öldürür.”
Bitirmeden önce yine hatırlatmak gerekir ki kadınlar, “Kavgalarda artık bizde varız açıldı gözlerimiz!” diyor. Baskıcı, sömürü zihniyeti artık kadınların ayakları altındadır.
NC/Faraşîn SÎDAR