HEFTANİN – Evet, Cenga Heftanîn bu işgalci zihniyete karşı ve işbirlikçi-hain Kürt düşmanlarına karşı onurlu bir direnişin duruşu olarak başladı ve halen de devam ediyor.
İşgalci Türk ordusunun Heftanîn’ e başlatmış olduğu operasyonların bir yılını doldurmasına birkaç gün kaldı. Aynı zamanda destansı Cenga Heftanîn direnişinin bir yılı da. Eğer biz bu savaşın direnişinin gerçekliğini tüm incelikleriyle ele alırsak roman da yetmeyecektir. Biz de bu savaşın içerisindeyiz ve siz de Cenga Heftanîn okuyucuları ve takipçileri olarak takdir edersiniz ki tüm bunların incelikle yazılması için zamanımız yok.
Evet, burada öz olarak bu işgal operasyonunun yöntem ve amacı üzerinde durabiliriz. Malum bu 40 yılda olduğu gibi halen işgalci Türk devleti ve özel savaş şefi Tayip Erdoğan öncülüğündeki AKP-MHP faşizmi hikayelerini tekrarlıyor ve diyorlar ki, biz PKK’yi ya da onların deyimiyle terörü bitireceğiz. Burada söylenmesi gereken öncelikli şey sudur, aceba siz 40 yıldır söylediğiniz yalanlara doymadınız mı? Ama biz biliyoruz ki işgalci zihniyet enerjisini yalanlarından yaratarak alıyor ve varlıklarını bu şekilde sürdürmek istiyorlar. İşte işgalci Türk devletinin gerçekliği de budur. Bu yüzden de işgal operasyonlarına bir yenisini eklemek istediler. Heftanîn’in hedef seçilmesi de tesadüf değildir. Kürdün soykırım anlaşması olan Lozan’a her adım yaklaşıldığında işgalci devleti büyük bir telaş sarıyor. Çünkü Ortadoğu işgalcilerinin eliyle ve işgalci hegemonik güçlerin Kürdistan’ı dört parçaya bölüp işgalci güöler arasında paylaştıran bu kirli anlaşma 2023 te sona eriyor. Bu anlaşmadan sonra günümüze kadar, Kürt toplumunda birçok şey değişti. Yaklaşık yarım asırdır Önder APO-PKK öncülüğünde özgürlük mücadelesi devam ediyor ve işgalci güçlerin içte ve dışta olan tüm hesaplarını alt üst etmiştir. Kürt halkı artık başsız ve öncüsüz değildir ve Kürt de eski Kürt değildir ki üzerinde her oyun denensin ve o buna anlam vermesin, önünü alamasın. Bu yüzden Kürdistan işgalcileri, Kürdistan’ın ellerinden gitme hayaline tahammül edemiyorlar ve bunu büyük bir beka sorunu olarak görüyorlar. Ya da Türk işgalci devletinin varlık ve yokluğunu var olan statüyü korumada görüyorlar. Fakat elindekini kaybetmemek için hesaplarını genişleterek fazlalaştırmaları gerekiyor. Bu yüzden özel savaş şefi Erdoğan artık sağlıklı düşünemiyor. Her gün Türk Cumhuriyeti lideri Mustafa Kemal’e lanet ediyor. Yine başta Rojava ve Güney Kürdistan olmak üzere birçok komşu ülke için işgalci hesaplar içerisine giriyor.
Bu yüzden de bir yandan saldırılarını Erdoğan ve DAİŞ çetelerine karşı tüm dünyada ses getiren büyük bir başarı elde eden Rojava devrim değerlerine yöneltti. Ama gözü sadece Rojava’da değildi. Halep başta olmak üzere Suriye’nin yarısında kontrolü ele almak istiyor. Aynı zamanda diğer taraftan da yıllardır PKK karşıtlığı yapan Başûr gücü olan PDK ile beraber 40 tan fazla askeri üs ile Güney Kürdistan’a yerleşmiş durumdadır. Aynı zamanda Güney’in petrol ve ekonomisini kendi çıkarları açısından yeniden dizayn etmiştir. “Parastin” işbirlikçiliğiyle Türk istihbarat ordusunu Güney’e yerleştirdi ve açlıkla terbiye ettiği birçok Kürdü kendi ihanet tuzağına düşürerek kendisi için kullanıyorlar. Kısacası bu durumun hikayesi oldukça uzundur. Ama kısaca diyebilirim ki Güney Kürdistan’da kale içten fethedilmiştir. Burada içerden hiçbir engelle karşılaşmadılar tam aksine PDK ihanetinden tam destek aldılar. Burada her açıdan kendi varlığını Güney’de kabul ettirmek isteyen ve Güney Kürdistan’ı kendisinin bir parçası yaparak yüzyıllık hayali olan Musul-Kerkük petrollerini garanti altına almak isteyen işgalci güçlerin önündeki tek engel sadece ve sadece PKK’dir.
Birincisi, Önder APO fikir ve felsefesiyle bugüne kadar gelen PKK, ulusal kültür ve ideolojiye sahip ve Kürt ve Kürdistan tarihinden büyük dersler çıkaran ve attığı her adımda ulusal onur ve değerlerine sahip çıkandır. PKK çıktığı günden bu zamana kadar, dört parça Kürdistan’da büyük bir fedakarlık ve ağır bedellerle kendi toplumuna ve toplumunun değerlerine sahip çıktı. PKK anyalışında Kürdistan 4 parça değil tektir. Bu yüzden özgürlük Gerillaları sadece Kuzey Kürdistan’da zorlu bir savaşın içerisinde değiller. Aynı zamanda bir direniş alanı ve Gerilla savaşı, Güney Kürdistan halkının değerlerini korumak içindir ki bu kazanımlar için binlerce şehit verilmiştir. Bu toprak, bütün değerler ve Güney Kürdistan sınırlarını 30 yılı aşkındır koruyan en eylemsel güç Gerilla dır ve onlar bu yurtseverlik ve ulusallık görevini bütün güç ve fedakarlığıyla sürdürecektir. Bu da işgalci güçlerin hesapları ve çıkarları açısından en büyük tehdittir ki şüphesiz bu güçlerin başında işgalci Türk devleti geliyor.
İkincisi, işgalci Türk devletinin saldırıları onların ve işbirlikçi güç olan PDK nin dediği gibi “Medya Savunma Alanları nda özgürlük Gerillaları varlığını sürdürdüğü için” değildir. Saldırıların çok ufak bir sebebi bu olsa da esas ve köklü sebebi, Gerillanın Güney Kürdistan değerlerinin tümden işgaline büyük bir engel durumunda olması ve işgalci güçlerin hesaplarını alt üst etmesidir. Son 6 yıldır Medya Savunma Alanları üzerindeki yoğun saldırıların sebebi de budur. Bu 6 yıldır aralıksız bir şekilde ben Kuzey Kürdistan’da Gerillayı bitirdim ve bitiriyorum diyor. Bu 6 yılda Gerilla sadece Kuzey Kürdistan da bitirilemedi. Aynı zamanda Gerilla Akdeniz’den Botan’a kadar etkili eylemler gerçekleştirdi. Bugün de Gerilla eylemleri sadece dağ ve ovada değil, tüm Türkiye şehirlerine yayılmış durumdadır. Ama gücümüzün reva görülmemesi için bir yandan medya üzerinde sansür uyguluyor diğer yandan da özel savaş propagandasıyla PKK bitme noktasındadır diyerek kendi toplumunu kanırıyor veya kandırmak istiyor. Ya da bitiyor diyerek bu gerçekleri tam tersi göstermek istiyorlar. Eğer gerçekten de PKK bitme noktasındaysa veya bitecekse AKP-MHP için bu ne kadar büyük bir korku ve paniktir ki iki söylemlerinden biri beka sorunuyla ilgilidir.! Bu da AKP-MHP rejimi için başlı başına bir psikolojik analiz sebebidir. Bu analizin takdirini de değerli okuyucu ve takipçilere bırakıyorum.
Üçüncüsü, bu analizler çerçevesinde neden Heftanîn? Şüphesiz Heftanîn iki taraflı önünü temizleyip Güney Kürdistan’a girmenin esas kapısıdır. Doğrudur, Heftanîn Medya Savunma Alanları ve Botan arasındaki sınırın sıfır noktasındadır. Ama Heftanîn üzerindeki yoğun saldırıların temel nedeni bunlar değildir. Çünkü Heftanîn’in bu özelliği işgalci Türk devleti tarafından yeni bilinen bir şey değildir. Zaten işgalci devlet bunu yıllardır biliyordu. Diğer taraftan da onlar çok iyi biliyor ki Gerilla alternatifsiz değildir ve kendisini Kuzey Kürdistan’a ulaştırmak için her türlü yolu bulabilir. Biz burada dedik ki Güney Kürdistan’a girmenin iki temel nedeni vardır.
Devamı Gelecek…
Batufa Çekdar
https://www.nuceciwan50.com/2020/09/08/ozel-cenga-heftanin-savas-koordinesi-direnis-ve-savas-anlari-1/