HABER MERKEZİ – Şakran Kadın Kapalı Cezaevinde tutsaklara karşı insanlık dışı uygulamalar devam ediyor. Ajansımıza ulaşan mektupta faşist TC’nin cezaevi politikaları bir kez daha gün yüzüne çıkıyor.
Şakran Kadın Kapalı Cezaevinde rehin tutulan Kübra Filiz’in kaleme aldığı mektupta, gardiyanların koğuşlara baskın düzenlediği, tüm eşyaların dağıtıldığı, istekleri dışında koğuşlarından çıkarıldıkları ve başka koğuşlara sürgün edildikleri belirtildi.
Kabul etmedik, bizi parçalamak istediler
Geçen ay, gece düzenlenen bir operasyonla koğuşlarımızdan çıkarıldık. Aynı cezaevi içerisinde sürgün edildik diyebilirim. İki Koğuşuz, ayrıca hastaneye gidiş gelişler için iki tane de karantina koğuşumuz vardı. Düzenlenen operasyonda koğuşlarımızı ayrı bloklara koyma talimatı aldıklarını söylediler. Kabul etmedik, bizi parçalamak istediler. Koğuşları illaki boşaltacaksınız dediler. Biz de ‘’ Eğer bizi buradan çıkaracaksanız, aynı koğuşa koyun’’ dedik. Uzun uğraşlar sonucu kabul ettiler. Aslında müdahale etmeye hazırlarmış. Robokoplar gelmişti, zırhlı ve coplulardı. Onlarca gardiyan görevlendirilmişti. Saatlerce taşındık. Tüm eşyalarımızı önce XR cihazına götürdüler. Sonra bizi yeni koğuşumuza götürdüler. Hasta yaşlı arkadaşlarımız vardı, onları gözetmek zorundaydık.
Havalandırmasının üstü kafesti ve kamera vardı
Yeni geçtiğimiz koğuşta kapımız kapandığında saat 03: 00 olmuştu. Saat sabaha karşı 3 olmuştu ve koğuşta adım atacak yer yoktu. Öylesine baskı uyguladılar ki neredeyse kırılmayan eşyamız kalmadı. İki arkadaşın bağlaması kırıldı, çoğumuzun eşyaları kaybedildi. Ahır gibi bir koğuşa koydular bizi. Leş gibi kokuyordu. Bu gittiğimiz yeni koğuşta temizlik namına bir işleme uğramamış. Giderler tıkalı ve duvarlar küfürlü yazı içinde. Neredeyse üst üste uyumak zorunda kalıyorduk. Karantinada arkadaşlarımız olmasına rağmen bulunduğumuz odaya sığmamız mümkün değildi. 2 ,3 hafta bu şartlarda yaşadık. Tabi her günümüz temizlik yapmakla geçiyordu. Duvarlardaki yazıları arkadaşlar çamaşır suyu ile tek tek temizledi. Tek kişilik odalarda 3-4 kişi kalıyoruz, aynı yataklarda uyuyoruz. Bu sırada yanımızdaki koğuş hazırlanıyordu. Söylediklerine göre 1 yıldır kimse kalmamış. İşlemler bittikten sonra bizden bir grup önceden gidip koğuşu temizledik. Bizi koydukları o koğuşu kabul etmeyişimiz sadece temizlikten dolayı değildi. Havalandırmasının üstü kafesti ve kamera vardı. İnsanın akıl sınırlarını zorluyor düşündükçe. İnsanlara nasıl bu kadar vahşice muamele edilebilir diye.
Temizlediğimiz yeni koğuşa geçtik. Bu sırada karantinadaki arkadaşlarımızı başka koğuşa yerleştirmişler. Geçici bir süre olduğu için bir şey demedik. Bu arkadaşlarımızın da lavaboları tıkalı olduğu için su taşıyarak bulaşıklarını aylarca havalandırmada yıkadılar.