HABER MERKEZİ
Karadeniz’in, devrimci ruhlu çocuğu Kazım Koyuncu. Hayatı ve yaşamıyla devrimcilikten vazgeçmeyen devrimin arayışçısı. Karadeniz’in isyancı ruhunu 33 yıllık yaşamına sığdıran Kazım’a dair söylenecek o kadar çok şey var ki. Kazım, 7 Kasım 1971, Artvin’de dünyaya gelir geleneksel Karadeniz müziği ile Rock’n’Roll müziği sentezleyerek kendi tarzını yaratan Laz müzisyen. 33 yaşında akciğer kanserinden gözlerini kapatır. Kazım, 33 yıllık ömrüne o kadar çok şey sığdırır insanlığa dair o kadar güzel şeyler düşünür ki, güzel insanların gidişiyle bir kez daha hüzünlenir insan.
Kazım, müziği ile devrimciliğini yaşatan, hırçınlığı ile bilinen Karadeniz’in içinde büyümüş bir çocuk. Kazım müzik yapmaya başladığında her zaman sistem içinde yok olmaktan korkmuş ama sistemin içinde devrimciliği ile yaşamayı başarmış. Kazım herkesi yutan sistemin içinde devrimci bir çıkış yaratan müzisyen idi. Kazım insanlıktı, umuttu, kimseye sırtını dönemeyen, insanlığa aşık bir müzisyen idi.
Kazım, devrimi kendine yol bilmiş bu yolda müziği ile fark yaratmış bir kişilikti. Kazım 33 senelik yaşamının sonuna geldiğinde sadece Karadeniz değil, herkes, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da yaşayan herkes şair ceketli çocuğun ardından, onun yaşam şiirine ve şarkılarına sarılmışlardı.
Kazım’ın mücadelesi
Kazım’dan bahsedeceksek eğer birde mücadelesinden bahsetmek gerekir. Kazım kanserle savaştı, savaştı kanser sıradan bir kanser değildi. Çernobil facisasından sonra Karadeniz’de her evde bir kanser hastası vardı. Kazım’da kanserle mücadele eden bir gençti ama Kazım’ın mücadelesi sadece kanserle değil bu faciaylaydı, Kazım’ın derdi yaratılan, adaletsiz ve faşist sistemle idi.
Kazım’ın katili bu kanser hastalığı değil, Çernobil faciasından sonra ayak üst üste atarak çayını yudumlayan, sistem uşakları idi. Kazım, müziği ile facia ve talana isyan edenlerdi. Kazım, devrimi müzikle arayan bir devrim arayışçısı idi.
Dağların çocukları’ndan sana selam olsun Deniz’in çocuğu
Amed’e konsere geldiğinde çoğu kesimden tepki toplamış kabul görmemişti ama Kazım Artvin gerçekliği ile Amed’in gerçekliğini birbirinden ayrı görmemiş, karşısında durmaları gereken mücadele etmeleri gerekenin bir olduğunun farkında olanlardandı. Konserden bahsetmek istiyorum, Amed halkına, dağların, ateşin, güneşin çocukları olarak seslenen Kazım’ın konserde söylediği şu kelimeler ise Kürdistan’a dair bir tabuyu daha yıkacak nitelikte idi, ” Özellikle Diyarbakır’la ilgili duygularımı çok insan bilir.Ben çok seviyorum Diyarbakır’ı. Newroz’a, festivale falan gittim kaç kere.Kürtlerin müziklerini bi kere çok severim ben. Heyecanlarını falan özel bir sempatim vardır.Bunu dünya alemde biliyor.”
Evet Kazım Koyuncu gerçek bir devrimci, halkların sanatçısı idi. Kürt halkı tarafından ne mücadelesi ne de Karadeniz’in bu asi deniz çocuğu unutulmayacaktı. Karadeniz müziği için önemli olduğu kadar Kürtler içinde önemli bir sanatçı idi.
Erken gitti, ama bizlere çok şey bıraktı Kazım. Tarih 25 Haziran 2005’i gösterdiğinde Kazım aramızdan ayrılacak, ama dağlar ile denizlerin çocuklarını ortak bir acı da birleştirecek, gidişi bile birlik ve devrim ruhu olacaktı.
NC/Faraşîn Sîdar