AMED – HDP Gençlik Meclisi 26 Aralık günü “Şimdi Gençlik Zamanı” şiarıyla Amed’de 3’üncü Olağan Kongre’sini gerçekleştirdi. Yüzlerce gencin katıldığı kongrede gençler ve genç kadınlar coşku, moral ve sloganları ile direniş mesajları verdi.
HDP Gençlik Meclisi’nin gerçekleştirdiği 3’üncü Olağan Kongre’de Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması, zindanlarda siyasi tutsaklara dönük işkence ve katliam, gençlere ve genç kadınlara dönük fuhuş, ajanlaştırma gibi özel savaş politikaları öne çıktı.
Kürt gençlerinin ve Türkiye gençliğinin Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünde kendi özgürlüğünü gördüğüne dikkat çeken HDP Amed Milletvekili Dersim Dağ, kongrede AKP-MHP faşist rejiminin tecrit politikasıyla amaçladıkları şeyin sonuç vermediğini vurguladı.
Özellikle HDP Gençlik Meclisi üyelerinin kaçırılmaları gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, ajanlık dayatmalarına maruz kaldıkları bir süreçte böyle bir kongrenin gerçekleştirildiğini belirten HDP Amed Milletvekili Dersim Dağ, 2022 yılı örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi büyüterek başarıyla sonuçlandıracağımız bir yıl olacak dedi.
Dersim Dağ ile HDP Gençlik Meclisi’nin gerçekleştirdiği 3. Olağan Kongre’ye ilişkin yaptığımız röportajın tamamı şöyle:
1 – HDP Gençlik Meclisi olarak 26 Aralık’ta 3. Olağan Kongrenizi gerçekleştirdiniz. AKP-MHP faşizminin tüm baskılarına rağmen kongreye katılan binlerce genç nasıl bir mesaj verdi?
Gerek kongre çalışmalarımızı yürüttüğümüz de gerekse bir bütünen aslında süreci değerlendirdiğimizde gençlik üzerine yoğun baskıların saldırıların olduğu bir süreçten bahsedebiliriz. Özellikle HDP Gençlik Meclisi üyelerinin kaçırılmaları gözaltına alınmaları, tutuklanmaları, ajanlık dayatmalarına maruz kaldıkları bir süreçle karşı karşıyayız. Bizler de aslında kongre hazırlıklarımızı yürütürken tam da işte bu baskılarla, gözaltılarla bir kez daha karşı karşıya kaldık. Gerek çalışma yürüten arkadaşlarımızın çalışmaları engellendi, gerekse kongremize gelmek isteyen onlarca genç yollarda engellerle karşı karşıya kaldı. Ama tüm bu saldırılara rağmen tüm bu engellemelere rağmen onlarca genç Amed’de 3’üncü olağan kongremizde bir araya geldi. Aslında bu kadar binlerce gencin biraraya gelmesi ve binlerce gençle kongremizi gerçekleştiriyor oluşumuz, Kürt gençleri şahsında Türkiye’de direnen bir gençliğin olduğunun, bununla beraber aslında bu gençliğin direnen gençliğin HDP’yi sahiplendiği, HDP gençlik meclisleri sahiplendi ve tüm saldırılara karşı mücadelede ısrarcı olduğununda mesajı verildi. Kongre’de onlarca mesaj verildi. ‘Hükümet istifa’ sloganları atıldı. Öcalan lehine sloganlar atıldı. Bununla beraber cezaevlerindeki siyasi tutsaklar için siyasi tutsakları sahiplenildi.
2 – Kongreye genç kadınların yoğun katılımı dikkat çekti. Faşist iktidarın hedefinde olan, özel savaş elemanlarının taciz, tecavüz saldırılarına rağmen genç kadınların kongredeki talebi ne oldu?
İmralı’da başlayan tecrit sisteminin tüm zindanlara yayılmasıyla beraber aslında bir bütünen siyasi tutsaklara tecrit uygulamasını önüne geçilmesi için ve bununla beraber cezaevlerindeki hasta tutsakların sahiplenilmesi için sık sık sloganlar atıldı. Cezaevlerindeki siyasi tutukları sahiplenme, bununla beraber Öcalan üzerindeki tecritin kaldırılması ve bir bütünen aslında bugün ülkeyi tecrit altına alan, tecriti bir yönetim biçimi haline getirmiş olan iktidarın istifa etmesi gerektiğinin mesajı verildi. Gençlik bir bütünen AKP-MHP faşist ittifakına karşı 3’üncü olağan kongremizde direniş mesajı verdi, mücadele mesajı verdi ve aslında tüm saldırılara karşı da HDP’yi sahiplendi.
Gençlik üzerinde özel savaş politikaları yürütülüyor ama en çok bu özel savaş politikalarına maruz kalan kesim genç kadınlar oluyor. Genç kadınlar uyuşturucudan tutalım. Işte fuhuşa sürüklenme, fuhuş çeteleriyle asker ve polislerin aslında aşk, sevgi adı altında düşürmesi ile yüz yüze kalıyor ve iradeleri teslim alınmaya çalışılıyor. Son zamanlarda yürüttüğümüz ‘Bağımlılığı kıralım yeni yaşamı kuralım’ diye bir kampanya vardı. Özel savaş politikalarına karşı mücadele çağrısı yaptığımız özel savaş politikalarını teşhir ettiğimiz bir kampanyaydı. Aslında biz bu kampanya kapsamında onlarca genç kadına da ulaştık. Genç kadınların özel savaş politikalarına karşı özsavunmaya geçme, bununla beraber bilinçlenme durumu da başladı diyebiliriz. Özel savaş politikalarından rahatsız olduklarını ve iradelerini teslim alınamayacağını da kongremizde belirtiler bir kez daha. Genç kadınların kongremize akın etmesi, genç kadınların yoğun katılımı, bir yerde de özel savaş politikalarına bir mesajdı.
Özel savaş politikalarıyla genç kadınların iradesi teslim alınmak isteniyor. Genç kadınlar şahsında toplum yozlaştırılmaya çalışılıyor. Ama tüm bu özel savaş politikalarına karşı genç kadınlar, aslında direniş mesajı verdi. Özel savaş politikalarına karşı direniş ve teslim olmama mesajı verdi. Genç kadınların aslında Kongre’deki en büyük mesajı, özel savaş politikalarına karşı Beritan ruhuyla, Zarife’lerin ruhuyla direnişti diyebiliriz. Onu teslim almaya çalışan iktidara, iradesini teslim almaya çalışan ve özünden koparmaya çalışan devlete karşı özünü, daha fazla sahiplenme, kültürünü daha fazla sahiplenme ve halkının öncüsünün öncüsü olma rolünü, misyonunu daha fazla yerine getirme talebi ile kongremize katıldı. Ve genç kadınların kongrede sık sık dile getirdiği “Çizgimiz Beritan” sloganıydı. Çizgilerinin Beritan olduğunu, çizgilerinin direniş çizgisi olduğu, direniş hattı olduğu genç kadınlar tarafından sık sık dile getirildi. Genç kadınlar şahsında gençlik kongremizde direniş mesajı verdi de diyebiliriz.
3 – “Bağımlılığı kıralım, yeni yaşamı kuralım” kampanyasıyla aylardır çalışmalar yürütüyorsunuz. Kampanyanızın kongreye yansıması ne oldu?
Elbette ki kampanyamızı biz Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir tarafında yürüttük, onlarca gence ulaştık, onlarca aileye ulaştık. Bununla beraber fuhuş çetesine bulaşmış veya madde bağımlısı olan onlarca gençle iletişime geçtik. Bu politikaların nasıl ilerletildiğinin, hangi amaçla yürütüldüğünün ve neden Kürt gençlerinin hedeflendiği üzerine defalarca tartışmalar yürüttük. Atölyeler gerçekleştirdik bu politikaları teşhir etmeye dönük ve bilinçlenmeye dönük. Çalışmamızı yürütürken de bir bütünen toplumun böyle bir çalışmayı beklediğini ve toplumun bir bütünen yürütülen özel savaş politikalarından rahatsız olduğunu da gördük. Bu kampanya kapsamında onlarca gence dokunduk, onlarca gençle temas kurduk. İletişime geçtiğimiz, temas kurduğumuz gençlerin kongremize katkısı da oldu. Çünkü bizim yürüttüğümüz politikayla sadece HDP Gençlik Meclisi değil bir bütünen HDP’yi de anlattık. HDP’nin neye karşı mücadele yürüttüğünün, HDP Gençlik Meclisi’nin çalışmalarının ne olduğunun, neye karşı çalışmalar yürüttüğünü, neye karşı mücadele ettiğinin veya niye mücadele ettiğini, mücadele tarz ve yöntemlerinin neler olduğu üzerine de tartışmalar yürütüldü. Bu kadar gencin HDP Gençlik Meclisi’nin 3’üncü Olağan Kongre’sine katılması, aynı zamanda HDP’nin yürüttüğü çalışmaları HDP Gençlik Meclisi’nin yürüttüğü çalışmaları benimseme, bu çalışmaları kabul görme, bu çalışmalara ihtiyaçları olduklarını ve bu çalışmanın yürütülmesi gerektiğini de belirtiyordu.
Onlarca gence dokunduk bu kampanya çerçevesinde. Hem HDP Gençlik Meclisi’nin çalışmalarını aktardık hem de aslında HDP Gençlik Meclisleri gençlik üzerinde yürütülen politikaları teşhir etti. Gençler bizim “Bağımlılığı kıralım yeni yaşamı kuralım” kampanyasıyla devletin, iktidarın, gençlere yaklaşımının ne olduğunu bir kez daha gördü. Bu politikaların nasıl yürütüldüğü, neden yürütüldüğünü daha iyi kavrayabildi. Bu anlamda yürüttüğümüz kampanyada kongremize güç kattı. Bundan sonraki süreçte de kampanya sürecimiz devam edecek. Kampanyaya dönük çalışmalarımız da devam edecek. Gençlerle temas kurmaya, köy köy dolaşmaya, sokak sokak dolaşmaya ve toplantılar gerçekleştirmeye, atölyeler, gerçekleştirme ve bilinçlenme çalışmalarımıza devam edeceğiz.
4 – Kongreye Halklar Önderi Abdullah Öcalan damgasını vurdu. Gençler kongre boyunca “Öcalan’a özgürlük” talebini haykırdı. Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü neden önemli?
9 Ekim komplosundan bugüne kadar devletin yapmak istediği şey Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı Kürt halkına unutturmak ve Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etmek. Son yıllarda derinleşen bir tecrit var. Mutlak bir tecrit yürütülüyor. Bu tecrit de komplonun devamı olarak ilerletiliyor. Amaç aslında Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etmek, Kürt Halk Önderini Kürt halkına unutturmak. Ama Kürt gençleri kongrede sık sık Kürt Halk Önderine dönük sloganlar attı. Önderi’ni sahiplendi Kürt gençleri.
Biz bu kongrede bir kez daha gördük ki hem komplo boşa düşürüldü, hem de aslında yapmak istedikleri Kürt özgürlük mücadelesini tasfiye etme yani tecrit politikasıyla amaçladıkları şeyin sonuç vermediğini tam tersi aslında Kürt halkının, Kürt gençleri şahsında önderliğini büyük bir sahiplenme durumunda olduğunu gördük. Kürt gençlerinin ve Türkiye gençliğinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünde kendi özgürlüğünü gördüğünü, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan kendi özgürlüğünü sağlayamayacakları, istihdam alanının yaratılamayacağı veya anadilde bilimsel, akademik bir eğitim alamayacakları ve Ortadoğu’da huzurun sağlanmayacağını düşünüyorlar. Dayatılan geleceksizliğe karşı geleceklerini sahiplenmeleri için, geleceklerini elde etmek için huzurlu, mutlu bir gelecek ve onurlu bir gelecek için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesi gerektiğini biliyorlar ve sık sık Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı sahiplenen, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne dönük sloganlar atıldı. Bu aslında komplonun bir kez daha boşa düşürülmesiydi.
Kürt halkının Kürt gençleri şahsında Kürt Halk Önderini kendi önderini sahiplenmesi, bu kadar saldırıların bu kadar özel savaş politikalarının yoğun olduğu bir süreçte, tecritin bu kadar ağırlaştırıldığı bir bütünen hakların her yerde nefessiz bırakılmaya çalışıldığı bir süreçte Kürt Halk Önderine büyük bir özlemin ve aynı zamanda büyük bir sahiplenmenin de olduğunu gördük. Bu kongrede bir kez daha Kürt gençleri şahsında açığa çıktı. Aslında AKP-MHP iktidarı da bu mesajı iyi okumalı. Yürütmeye çalıştıkları tasfiye politikalarından vazgeçmeleri ve bununla beraber tecrit politikasının sonuç vermediğini görmeleri ve Kürt gençleri şahsında Kürt halkının verdiği bu mesajı iyi okumaları gerekiyor.
5 – Kongredeki coşku sokaklara, alanlara taşınır mı?
Kongremiz yoğun saldırılar altında gerçekleşti ama buna rağmen büyük bir coşkuyla gerçekleşti. Büyük bir heyecan vardı. Bu da gençliğin mücadelede ne kadar ısrarcı olduğunu da gösterdi ve direniş mesajını taşıdı. Elbette ki Kongre’den aldığımız coşkuyla, bundan sonraki süreçlerde de sokaklarda olmaya, sesimizi yükseltmeye ve mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. 2021 yıl boyunca her an sokaktaydık, sesimizi yükselttik. Ama 2022 yılı örgütlülüğümüzü ve mücadelemizi büyüterek başarıyla sonuçlandıracağımız bir yıl olacak. Kongreden aldığımız coşku ve kongreden aldığımız güçle ve milyonlarca gencin bizlerle beraber yürüdüğünün bilincinde, farkında olarak ve bunun getirdiği moralle 2022 yılını örgütlülüğümüzü büyütme, mücadelemizi büyütme ve bu mücadeleyi zaferle taçlandıracağımız bir yıl haline getireceğiz.
NC//Niştiman Amed