AMED – Bugüne kadar Bakurê Kurdistan ve Türkiye metrepollerin de çeşitli eylemler düzenleyen Devrimci Gençlik Hareketi’ne (DGH) ulaştık.
DGH üyesi Bawer, gençliğin dönemdeki rolünü, artan faşizme karşı eylem hattını ve daha bir çok konuyu ajansımıza anlattı. İki bölüm halinde paylaşacağımız röportajın birinci bölümünü paylaşıyoruz.
Uzun bir süredir size ulaşmaya çalışıyorduk, bu konuda kimi zorlamalar yaşasakta size ulaşabildik. DGH olarak örgütlülüğünüz neyi ifade ediyor. Şuan ki süreci nasıl ele alıyorsunuz? Ve buna karşı mücadeleniz nasıl olmaktadır?
Öncelikle DGH örgütlenmesi uzun bir süredir kurulmuş. Aslında YDG-H’ın kökleri üzerinde yine Özyönetim ve YPS direnişinin bir sonucu ve eylem kararlığı ile oluşan bir yapılanmadır. Bir ihtiyaç, bir mecburiyet sonucu açığa çıkan bir örgütlenmedir. Başta yurtsever Kürt gençliği olmak üzere tüm devrimci, demokratik gençliğin bir yansıması olarak DGH kurulmuş diyebiliriz. Böylesi bir örgütlenmeye ihtiyaç olduğu açıktı, bu temelde de bir DGH örgütlenmesine gidilmiş durumda. Şimdi DGH örgütlenmesine neden ihtiyaç var?
“HÜCRE YAPILANMASI VE DGH”
Bu gün yaşanana soykırım savaşı belkide tarihin gördüğü en ciddi ve çarpıcı bir şekilde kendini açık ortaya koyduğu bir süreç olmaktadır. Faşizm koşularında açıktan legal alanda siyaset var olan sistemin hukuk çerçevesinde bir mücadele yürütülemeyeceği açıktır. Bu temelde hücre yapılanması bu temelde illegal eylemseliklere ihtiyaç vardır. Her ne kadar beli bir boyuta halk örgütlenmesi belli bir halk direnişi olsa da halkın öncü gücü durumunda olan gençliğin bir örgütlenme düzeyi ve eylem kararlığı açığa çıkmalıdır. Bunu yapacak olan DGH örgütlenmesi altındaki gençlerdir. Bunun içerisinde de öncülüğü Yurtsever Kürt gençliğidir. Yapacak olan bunlardır.”
“SİSTEM İÇERİSİNDE YAŞAM KALMAMIŞTIR”
Bir halkın varlığı yokluğu tartışılmakta. Bir halkın üzerinden soykırım savaşı yürütülmektedir. Gençlik buna karşı tabi ki kendisini örgütlemeli ve eyleme geçmelidir. Yoksa bunun karşısında gençlik sadece üniversiteye gidip sistemi, devletin, düşmanın okulların da okuyacak bir şansı yoktur, kalmamıştır. Sistem içerisinde yürütebileceği herhangi bir koşul kalmamıştır. Artık eyleme geçme zamanı gelmiştir.
“ONURLU OLMAK ÖLDÜRÜLMEK İÇİN BİR SEBEP”
Şuan da Akp-mhp faşizmi faşist şef Erdoğan Kürdün ölüm fermanını imzalamış durumdadır. Kendi varlıklarını Kürdün yokluğunda görmekteler. Kürdün her şeyine yönelmekteler. Kendisine karşı en ufak bir refleks gösteren her insana, her devrimciye karşı bir yok etme politikası yürütüğü çok açıktır. Bunun için ile de PKK’li olmasına gerek yoktur. Kürt olması, devrimci olması hatta ve hatta normal insani değerleri bile taşıması onun zindana atılması, öldürülmesi için yeterli bir sebep haline gelmiştir.
“BİZLER TARİHE DİRENİŞÇİ OLARAK GEÇMEK İSTİYORUZ”
Bu gerçekliği bütün gençliğin görmesi gerekir. DGH örgütü olarak biz buna sessiz kalamayız. DGH gençleri olarak Kürt gençleri olarak yurtsever demokratik gençler olarak biz buna karşı cevap vermeden duramayız. Tarih bu günleri çok çarpıcı bir şekilde ele alacak ve değerlendirecektir. Bu süreci yargılayacaktır. Bu süreçte kimler başkaldırdı? Faşizme karşı kim durdu? tarih bunu yargılayacaktır. Bu temelde biz DGH örgütü, birimleri olarak tarihe direnişçiler olarak geçmek istiyoruz.
“DGH BİR İNTİKAM HAREKETİDİR”
DGH bir intikam hareketidir. TC faşizminin Kürdü, yurtseveri demokratı, öldürmesine karşı bir harekettir. Bunu herkese açık bir şekilde ilan ediyoruz. Yoksa sadece bazı gençlerin bir araya gelerek kimi eylemler yaptığı kimi bir topluluk değiliz bunu iyi kavramak gerekir tarihsel bir olaydır. DGH, YDG-H ve YPS’nin öz yönetim direnişinde direnen gençlerin bir direnme mücadelesinin sonucunda oluşan bir harekettir. DGH buna sahip çıkan bu mücadeleyi geliştirmek ve zafere ulaştırmak isteyen bir harekettir.”Dedi.
“YAPTIKLARIMIZ YAPACAKLARIMIZIN GÖSTERGESİDİR”
Bugün Kürdün varlığından bahsediliyorsa, hala kimi insani değerlerden bahsediliyorsa bunu en başta mücadelesiyle açığa çıkartan APOCU Gençliktir. Bir gurupla başladı ve bugün günümüzde milyonlara kadar ulaşmış bir hareketin sonucundadır ama öncü her zaman gençlik olmuştur. DGH birimleri olarak biz bu sürece ve bu faşizmi kabul etmediğimiz reddettiğimizi bunlara karşı en ciddi, radikal eylemsellikler içinde olacağımızı belirtiyoruz. Yaptıklarımız yapılanlar aslında yapacaklarımızın bir göstergesidir. Bunu anlatmaya çalışıyoruz.
“HER DEVRİMCİ, YURTSEVER, DEMOKRAT GENÇ KENDİSİNİ DGH’li HİSSETMELİ”
Yıllardır süren bir direniş var, yıllardır süren bir mücadele var bu mücadele ışığı altında ve bu mücadele zafere ulaşana kadar DGH örgütlülüğü devam edecek ve zaferi getireceğine inanıyor ve getireceğiz. Bu temelde DGH örgütlülüğünü biz bu şekilde ele almalıyız. Bu temeller üzerinde ortaya çıkmış ve kesinlikle önüne koyduğu tek şey zaferdir zafer dışında Kürt gençliği yurtsever gençlik kesinlikle kabul etmemeli. Amacı ve örgütlenme şeklide bu şekilde gelişecektir. DGH örgütlülüğü bütün gençlerindir. Her demokrat, yurtsever, devrimci bir genç doğal bir DGH üyesidir kendisini böyle ele almalıdır.
“PERSPEKTİF BEKLEMEDEN HER GENÇ EYLEME GEÇMELİ”
DGH Üyesi Bawer son olarak gençliğin hiç kimseden bir perspektif almadan direk eyleme geçmesi gerektiğini belirterek şunları belirti:”Faşizm karşısında bir direniş göstermek için herhangi bir yerden talimat gelmesine perspektif gelmesine yahut birilerinin bir şey söylemesine ihtiyaç yoktur. Var olan koşullar şartlar zaten bizi harekete geçirmelidir. Bunu bu şekilde ele almalıyız. Yani hangi gencin elinden ne geliyorsa onu yapmalıdır. Kendisini DGH örgütlülüğü içinde ele almalıdır. Bunun resmiyetle herhangi bir alakası yoktur. Önemli olan bu faşizm koşullarında düşmanı ne kadar darbeleyebildiğimizdir. Her genç elinden ne geliyorsa ne yapabiliyorsa bundan uzak durmamalı. DGH öyle çok dar, çok küçük birimler şeklinde örgütlenmeleri vardır. Ama dediğimiz gibi genel olarak tüm yurtsever, demokrat gençleri DGH çatısı altında birleşmeye de çağırıyoruz. Bunun için herkes elinden ne geliyorsa, herkes ne kadar katkı sunabiliyorsa, faşizmi zayıflatabilecek bir darbede bulunabiliyorsa kesinlikle bulunmalı ve buna karşı mücadeleye geçilmelidir.
NC/Osman Çapan