HABER MERKEZİ
Kan kusuyor geceler, sessizliğin kuyularında.
Bir yürek yakarışı bir yakarış olarak asılı kalıyor gökyüzünde
Gül yüzlü güneşin çocukları aç dün, bugün
Belki de sessizlik devam ederse aç olarak tanışacaklar toprakla.
Bu açlık bedensel bir açlık değil zulme karşı ses olan bedenlerin, sesinin duyulmasına karşı duydukları hasretin açlığıdır.
Gelin bugün kenetlenelim, büyüyelim açlığı doyuran toplumsallık olalım. Ana kadın bereketli süt veren göğsü olalım. Kadın, erkek, çocuk demeden tek bir seste birleşelim. Tek bir kimlikte ses vererek insanlaşalım. Yoksa ölüm sadece bedenini açlığa yatıranlar için değil, bizimde kapımızda bekliyor. İlk son nefes verildiğinde bizde öleceğiz, ses vermediğimiz veremediğimiz için…
Tecrit sadece Kürt halkının Önderliğin üzerinde değil tüm halklara, inançlara, kadınlara, gençlere uygulanıyor. İmralı üzerindeki tecridin dozajının artmasıyla beraber halkların üzerindeki baskı zulüm cenderesi de sıklaşmaktadır. Tecride karşı sessiz aldığımız her saniye bu cenderenin dişleri arasında sıkışıp kalıyoruz. Ölmekten beter bir hal alıp, sadece nefes alan varlıklara dönüşüyoruz. Tecrit sadece savaşı değil kendi insanlık değerlerinden uzaklaşmayı da getiriyor. Önderlik Toplumsallıkla birlikte hakikati bu toprağa eken kişidir. Bir halk uyanışının ebesidir. Binlerce genç kadının, gencin kendi Xwebûn olmasının ebesidir.
Tecrit yoğunlaştıkça gençlik ve kadın kimliğinin özgürleşme sorunları artıyor, adeta tecridi uygulayanlar tarafından özgürlükten ve düşünceden uzaklaştıran kapanlar kuruluyor. Bu kapanlar şamanın kurduğu, avcılığın ve tuzakların geliştiği kapanlardan daha tehlikeli. Çünkü liberalizmin suyuna bulanıp, sahte özgürlük yalanları ile iyi kamufle edilmiş bir tuzak ve hile çarkı dönüyor. Bu çarkın içinde boğulmakta olan kadın ve gençliğin bileşkesi olan genç kadınlar, 17 Şubat’ta Amed’te genç kadın konferansıyla bir araya geldiler. Tecridi yaratan eril faşizmin tüm etkilerini ruhlarında ve düşüncelerin de karşı savaş açarak bir araya geliş yaşandı. Özgürleşen genç kadının yaşamdaki estetizminin en güzel yansıması olduğu duyguda düşüncede ve fizikte açığa çıkan direniş duruşunun büyütülmesi temel duruş oldu. Genç kadınlar konferans salonunda Tek bir sloganla “Be Serok Jiyan nabe’ ile İmralı’ya ses olup aktılar. Kürsüye çıkan her bir genç kadın tecridi kınayıp, kırmaya dönük güçlü bir inancın sembolü olma kararlılığını değerlendirmelerine yansıttılar… Tecridi kırma amacıyla başlatılan açlık grevlerinin, genç kadınların öncülük yapması bu konuda kimliğinin verdiği tüm özgü yanları tecridi kırmaya dönük akıtması gerektiği vurgulandı. Eril faşizmin bir yansıması olan taciz tecavüz ve şiddetin ne olduğunu ve bunun karşısında özsavunma’nın ne olması gerektiği tartışıldı.
Bir araya gelen her bir genç kadın, o gün HDP il kapısında bekleyen korkuyu salmaya çalışan TC’nin faşist polisine karşı dik bir duruş sergileyerek yöresel kıyafetlerle, amaçlarının ne olduğunu vurgulayan sloganlarla bir araya geldi. Halayları gelecek isyanın, seriıldanları’nın haberciliğini yapan nitelikte coşku moral ve aşk ile idi. Konferansın 17 Şubata komplonun yıldönümün tarihine denk düşmesi, genç kadınların komploya cevaplarının özgür kadın bilinciyle örgütlenmek ve mücadeleyi örgütlemek olduğunun göstergesiydi.
Açığa çıkan konferans sonuç bildirgesinde, genç kadınların önümüzdeki sürece öncülük pozisyonun gereklerini yerine getirerek doğru bir öncülük yapacağının işaretini verdi. Tecrit ve tecridi kırmaya dönük başlatılan açlık grevlerinin temel gündem haline getirildiği genç kadın konferansında sesin yankısı, ve güzelliğine tanık olduk. Bu sesi çıkaracak karanlığı parçalayacak olan genç kadın ve gençliktir. HDP genç kadın konferansında açığa çıkan kararlı duruş ,sesi alıp toplumsallaştıracak, toplumsallaştırdığı oranda karanlığı kendi tililileri ile parçalayacak. Direnmekten başka bir seçeneği olmayan bir halkın genç kadınları olarak, şarkımızı söylemeye başladık, ne erkek faşizmi ne devlet faşizmi ne de kapitalist modernite’nin inceltilmiş faşizmi kendisini amaca yatıranlar karşısında duramaz. Tek bir ağızdan zaferi haykırıyoruz.
Karanlığı parçalayacağız,
Dikenli telleri göğüs kafesimize ekmeye çalışan
Bizi güneşten uzaklaştıranlara karşı.
Gül yüzlü güneşin çocuklarıyla
Karşılayacağız bugünü, yarını
Bugün yarın ölümün kol gezdiği
Bir nefes değil,
Yaşamın genç kadın öncülüğünde
Jiyan olduğu
Bir gün olacak…
NAZELİN KORKUT