HABER MERKEZİ
Kobanê serhildanları işgalci TC devletine ağır darbe vurduktan sonra, Akp faşizmi yeni bir soykırım planına başlayacaktı. Kuzey Kürdistan’da şehir şehir, mahalle mahalle, sokak sokak başta gençler olmak üzere Kürt halkına yönelik yok etme, zindanlara atma, soykırıma uğratma siyasetini insanlık dışı tüm faşizmi ve vahşetiyle bir üst aşamaya taşıyacaktı. NATO’nun bilmem kaçıncı büyük ordusu, YPS’li gençler karşısında hezimete uğrayacaktı. Bunun karşısında tüm özel savaş ve yalanlarıyla, arkasına bakmadan kaçan askerlerinin katliamlarını süsleyecek ve insanlığa kör sağır olan çukur medyasında yayınlatacaktı.
Dolmabahçe Mutakabatı olarak adlandırılan bir diğer oyalama hareketinin ise Erdoğan tarafından yalanlanması artık saldırıların artacağını gösteriyordu.
İşgalci Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İşgal işleri Bakanı Efkan Ala’nın, HDP’lilerle birlikte Dolmabahçe Sarayı’nda açıkladıkları 10 maddelik mutabakatın ardından, faşist Erdoğan da bir açıklama yaptı. Erdoğan, 28 Şubat 2015’teki Suudi Arabistan ziyareti öncesinde Atatürk havalimanında yaptığı açıklamada, “Bu, hasretle beklediğimiz bir çağrıdır” dedi.
24 Nisan 2016 – Faşist Erdoğan, Adana’da toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bugün terör örgütlerin sırtını sıvazlayanlar aynı kuyuya kendileri düşecekler. Dün biri çıkmış Dolmabahçe mutabakatından bahsediyor. Böyle bir mutabakat yok. Bu iktidarın terör örgütüyle bir mutabakatı söz konusu değildir” dedi.
Erdoğan’ın bu açıklamalarından sonra bir kez daha şahit oluyorduk ki halk YPS ile birlikte özsavunmasını almazsa Akp’nin yok etme ve soykırım politikalarıyla yüz yüze kalacaktı.
Buna karşın mahalleler meclislerini ilan edecek ve her mahalle her sokak kendi nöbetini tutmaya başlayacaktı. Direniş büyüdükçe halk, mahallelerin korunması için kazdığı hendekleri korumaya nöbet tutmaya başlamıştı. 24 Temmuz 2015’te Medya Savunma Alanlarına yapılan saldırının ardından 10 Ağustos 2015 tarihinde Şirnex Halk Meclisi’nin “Demokratik Öz Yönetim” ilanın ardından peş peşe ilan edilen “Demokratik Öz Yönetimlere” saldırarak Kürt halkının imhasını hedefledi. Özyönetim ilanları ve direniş gün be gün Kürdistan’ın her şehrinde büyütülüyordu, Varto, Hezex, Şırnex, Cizir, Nisêbîn, Sur, Gever, Qoser, Bismil, Farqin… direnişi büyütüyor her geçen gün Akp faşizminin geliştirdiği yok etme ve soykırım projelerini boşa düşürüyordu.
Peki bu süreçte Akp ve Erdoğan faşizmi neler dedi ve Kürt düşmanlığını nasıl harladı?
7 Haziran sonrası HDP’nin barajı geçmesi üzerine Erdoğan ve Akp, Kürt halkına karşı bir savaş açmıştı. Bu savaşta neler olacağının ve daha önce de Akp’nin yalan politikalarıyla karşılaşan Kürt halkı özsavunmasını alıyordu. Buna karşın Akp faşizmi Kürdistan şehirleri üzerinde yeni planlar ve yıkım politikaları geliştiriyordu. 5 Haziran’da Amed’de gerçekleşen patlama ise başlayan savaşın habercisi idi.
O dönemde Akp’nin maşası Davutoğlu idi. Davutoğlu, tüm faşizanlığı ve aldığı emirler doğrultusunda Kürdistan’da soykırım politikaları yürütmekten geri kalmıyordu. 7 Haziran’dan sonra Akp faşizminin hile politikalarına bir yenisini ekleyip 1 Kasım seçimlerine neden olacaktı. 1 Kasım seçimlerinde yine HDP’nin kazanmasıyla artık imha politiklarına hız katacak ve Kürdistan’daki şehirlerin sokaklarına girmeye çalışacaktı. Karşısında büyük bir direnişle karşılaşınca neye uğradığını şaşıracak.
Çöktürme planı adın altında MGK’dan çıkan planın özü Kürdü bitirme, direnişi kırma ve Kürdistan Özgürlük Hareketini tasfiye etme planı idi.
Çöktürme planı:
“Basına yansıyan bilgilerde, hükümetinizin talimatıyla Eylül 2014’te Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nca hazırlanarak Genelkurmay Başkanlığı’na sunulan ve “Genelkurmay Strateji Plan Dairesi, Strateji Şube Müdürlüğünün “Çöktürme” planı adını verdiği “gizli” ibareli eylem planının hazırlandığı iddia edilmektedir. Bu savaş simülasyonunun Sri-Lanka hükümetinin Tamil ülkesinin bağımsızlığı için mücadele eden Tamil Kaplanları örgütüne karşı uyguladığı yok etme harekatı modelinin Türkiye’de de Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) karşı uygulanmasını hedef aldığı iddialar arasındadır.
Basında yer aldığına göre bu planda: “Özel Polis Kuvvetleri ve özel askeri komandolar eşliğinde, ordu güçleri şehirleri kuşatarak, mahallere ve yerleşkelere operasyonlar düzenleyecek. Saldırıların komuta merkezi il Jandarma Komutanlıkları olacak, gereklilik halinde helikopter ve yine gerekirse savaş uçakları İl Jandarma Komutanlığı emrine verilecektir. Ablukaya alınan yerleşkelerde, yaşamsal alanlar tahrip edilerek geri dönüş koşulları ortadan kaldırılacak. Kitlesel imhalar, tutuklama ve boşaltmalarla yerleşkeler huzura kavuşturulacaktır. Yapılacak bastırma operasyonlarında 10 bin ila 15 bin imha, 8 bin civarı yaralı, 5-7 bin arası tutuklama, bombalanmış küçük ve büyük yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesi planlanmakta.
Yapılacak ablukalarda terör örgütünün ülkenin batısında girişebileceği kalkışmalara karşı da, değişik tedbirler üzerinde çalışılmaktadır. Bölgeye daha önce görev yapmış bölge coğrafyası ve bölge halkını iyi tanıyan üst rütbeli personelin acilen atanması tamamlanmalıdır. Sivil kamu personelinin söz konusu alanlardan çekilmesi, hastanelerin 24 saat kuralına göre olası ve acil güvenlik personelinin ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi, bazı kamu binalarının boşaltılarak operasyonel güçlerin konumlanmasına göre, önceden hazırlanması önem arz etmektedir. Sınırlarımız içinde ve ötesinde yürütülen operasyonlara ara verilmeden devam edilmesi Kamu Düzeni ve Güvenliği açısından hayati öneme haizdir.
Sivil kamu personeli belirlenen bölgelerden çekilmeli, hastane ve sağlık birimleri teyakkuzda tutulmalı ve tecrübeli doktorlar her an bulundurulmalı. Yerel yöneticilerin (Vali, kaymakam ve üst rütbeli askerlerin) terör örgütünün uzantısı malum parti vekilleriyle ve diğer sivil kuruluşlarla teması kesilmelidir. Med Nuçe, Sterk TV, Newroz TV, Ronahi TV, MMC TV, DİHA, Özgür Gün TV, İMC TV kanalları ve Özgür Gündem gazetesinin ekarte edilmesi, yasal dayanaklardan yoksun bırakılması acilen gerekmektedir. Terör örgütünün medyasının alan, bölge, yerleşkeye sokulmamasına özen gösterilmeli, adı geçen alan, bölge ve yerleşkelerin etrafında tank ve zırhlı araçlar uygun yerlerde konumlandırılmalı, giriş ve çıkışların tümü kapatılmalıdır. Elektrik, gaz ve su şirketlerinin tüm faaliyetlerini operasyon yetkilisi emri dahilinde sürdürmeleri ve verilen emirlere harfiyen uymaları sağlanmalı. Ambulans, itfaiye araçlarının alanlara uygun görülürse izinli ve askeri personel eşliğinde sokulması sağlanmalıdır” ifadelerinin yer aldığı iddia edilmektedir.”
Her şekliyle gün geçtikçe insanlık dışı bir hal alan özel savaş politikaları özyönetim direnişinde kendini daha net gösterecek, barış beklentisi oluşturmuş Akp faşizmine kanmayan Kürt halkı ise cadde ve sokaklarını korumaya devam etmiştir. Sur’da 103 gün boyunca NATO’nun bilmem kaçıncı ordusuna kan kusturacak olan gençlerin direnişi başlayacaktı. Cizir’de baş edemedikleri gençleri yakmakta bulacaklardı çözümü… Nisêbin işgalci Türk ordusunun korkulu rüyası olacaktı. Böylesi bir direnişin devam ettiği bu süreçte, Davutoğlu Mêrdîn Artuklu Üniversitesin’de işgalci TC devletinin Kürdistan ve Ortadoğu’daki planlarını açıklayacaktı.
Planlara bakacak olursa:
1) Psikolojik
-Eylem planımızın birinci unsuru psikolojik unsur. Millet ve devlet arasındaki farkları tamamen ortadan kaldıracağız.
2) Kamu düzeni
-Planın ikinci önemli ayağı kamu düzenini inşa etmek. Kamu düzenini kim tehdit ederse etsin mutlak surette durdurulacak ve engellenecektir.
3) Demokratik reform süreci
-Planın üçüncü ayağı kapsamlı bir demokratik reform süreci.
-Ne istiyorsanız Ankara’da konuşacak zemin var, gencecik çocukları hendeklere koyarak bir şey elde edemezsiniz.
4) Sosyal seferberlik
-Planın dördüncü unsuru terörle mücadelede oluşan yaraları sarmak için sosyal seferberlik ilan ediyoruz.
– Her aileye tek tek destek sağlayacağız. Evinden çıkmak zorunda kalan kardeşlerimize kira yardımı yapılıyor ve yapılacak, ihtiyaçları karşılanacak.
– Terörden etkilenen öğrencilerimize yurtlarda barınma imkanı sağlayacağız, gençlik ve kardeşlik kampları kuracağız.
5) Bölge ekonomisi
– Planın beşinci unsuru; 13 yılda ayağa kaldırdığımız bölge ekonomisini daha da güçlendireceğiz. Vatandaşımızın kaybını telafi edeceğiz.
– Esnaf ve sanatkarlarımızın çiftçimizin bütün ödemeleri ertelenecek, hepsine kredi sağlanacak. İstihdamı artırmak için yeni hamle başlatacağız.
6) Yeniden inşaa
– Planın altıncı önemli ayağı, mekanın yeniden inşaası olacak. Buna kentsel dönüşüm diyorlar, ben öyle tanımlamıyorum.
7) Etkin bir iletişim stratejisi
– Planın yedinci ayağı; etkin bir iletişim stratejisi uygulayacağız. Algı operasyonlarına karşı iletişim birimleri oluşturacağız.
8) Yerel yönetimlerin yetkileri
– Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilecek ama yapılan her harcama da etkin bir şekilde denetlenecek.
9) İstişare meclisleri
– Artık muhatap halkın ta kendisidir. Herkesin saygı duyduğu kişilerden istişare meclisleri kurma talimatı verdim.
10) Kapsamlı ruh hareketi
– Planın onuncu unsuru tüm Ortadoğu’da kapsamlı ruh hareketi başlatıyoruz.
Kısaca bu plandan anlayacağız. Psikolojik ve ruhsal savaş artacak, Toki adı altında Kürdistan toplumu özünden uzaklaştırılacaktı.
Ortadoğu’da amaç ise yine Kürtler’di. Yani tek amaç vardı Rojava’da gelişen devrime müdahale etmek ve Kuzey Kürdistan’ı yok etmek. Tolarado hayallerinin gün yüzüne çıkışı ise bunu gösterecekti. Ama gelişen büüyn soykırım ve yok etme politikaları cevabını alacaktı. Ne Tolarado hayalleri ne de Kürtleri yok etme hayalleri yerini bulamıyacaktı.
Özyönetim Direniş Nerede, Ne Kadar Sürdü?
VARTO İLE ŞEHİR DİRENİŞLERİ BAŞLADI
Şehir direnişleri olarak Kürt tarihinde yerini alan sürecin ilk merkezi Mûş’un Varto ilçesinde başladı. 15 Ağustos 2015 tarihinde başlayan Varto Direnişi 17 Ağustos 2015 tarihine kadar sürdü. İki gün süren Varto Direnişi’nde Türk devleti, Kürt gençlerinin direnişi karşısında ağır kayıplar verdi. 17 işgalci Türk askerinin öldürüldü.
CİZRE DİRENİŞİ
25 Ağustos 2015 tarihinde Şırnex’in Cizîr ilçesinde başlayan Kürt halkının direnişi, 3 Mart 2016 tarihine kadar sürdü. Yaklaşık 7 ay süren Cizîr Direnişi’nde büyük kayıplar veren işgalci Tc devleti sivil katliamlar gerçekleştirdi. 25 Ağustos 2015 tarihinde Türk devleti, Cizîr’in Nur Mahallesi’ni tank, top, havan ve obüslerle bombalayarak Kürt halkına yönelik imha saldırısının startını verdi. Ardından işgalci Türk devleti 4-13 Eylül günleri arasında Cizîr’in Yafes, Cudi, Sur ve Nur mahallerindeki sivil halka yönelik saldırılar geliştirdi. Bu saldırılarda 21 yurttaşın yaşamını yitirmesinin ardından işgalc Akp’nin imha saldırılarına karşı Kürt gençleri tarafından Kürt halkının savunması için oluşturulan YPS (Sivil Savunma Birlikleri) ve YPS Jin (Sivil Savunma Kadın Birlikleri) direnişle cevap verdi. 4 Aralık 2015 tarihinden sonra YPS ve YPS Jin karşısında başarılı olmayan Türk devleti, bu sefer tüm Cizre kentini kapsayan imha saldırılarını başlattı. Türk devletinin gerçekleştirdiği bu katliam saldırılarında 5’i bebek olmak üzere 170 yurttaş katledildi. Cizîr Direnişi, 3 Mart 2016’ya kadar devam etti. İşgalci Türk devletinin büyük kayıplar verdiğinin altını çizen YPS Genel Komutanlığı, 161 işgalci Türk askerinin öldürüldüğünü ve 117 işgalci askerin de yaralandığını duyurdu. İşgalci Türk devleti günlerce süren bu direnişi kıramayınca tüm askeri tekniği ve insanlık dışı imha saldırılarıyla bodrumlarda günlerce direnen 213 sivili diri diri yakarak, bedenlerini tanınmayacak hale getirdi.
DİMDİM KALESİ: SUR DİRENİŞİ
5 Eylül 2015 tarihinde Sur gençlerinin Sur’u savunmaya başlamasıyla birlikte, 28 Kasım 2015’te zirveleşen tarihi Sur Direnişi, 15 Mart 2016 tarihine kadar devam etti. Dört Ayaklı Minare, Emniyet Fırını, Karadeniz Sokak, Süleyman Nazif ve Mardinkapı İlköğretim Okulları, Kurşunlu Camisi ve Yoğurt Pazarı’ndaki 7 mevzide Kürt gençlerinin sürdürdüğü direniş karşısında işgalci Türk devleti tüm teknik imkanlarına rağmen, tarihi Sur kentinde büyük kayıplar verdi. 408 işgalci Türk askerinin öldürüldüğü ve 115 işgalci askerin yaralandığı Sur Direnişi’nde 6 yurttaşın yaşamını yitirdiğini ve 5’i çocuk olmak üzere 8 yurttaşın yaralandığını duyurdu.
İDİL DİRENİŞİ
Eylül 2015’ten itibaren İdil’de başlayan yer yer çatışmalar, 16 Şubat 2016 tarihinde zirveleşerek 8 Mart 2016 tarihine kadar devam eden Hezex Direnişi’ne dönüştü. Çeko Çatak komutasında başlayan Hezex Direnişi’nde Türk devleti Kürt gençlerinin aylarca sürdürdüğü direniş karşısında bir adım bile ileri atamadı. Kürt gençlerinin direnişi karşısında büyük kayıplar veren işgalci Türk devleti ve ordusu, sivil katliamlara başlayarak 21 yurttaşı katletti. Hezex Direnişi’nin bilançosu ise 83 işgalci Türk askerinin öldürüldüğünü ve 39 işgalci askerin yaralandı.
SİLOPİYA DİRENİŞİ
Eylül-Ekim 2015 arası Türk devletinin Silopiya’ya yönelmesi ile birinci Silopi Direnişi başladı. Ardından 14 Aralık 2015’te ikinci kez başlayan Silopi Direnişi, 7 Ocak 2016 tarihine kadar sürdü. Kürt halkına yaşam hakkı tanımamak için Silopi’yi aylarca tank, top ile bombardımana tuttu. Bu şekilde başarı elde etmek isteyen işgalci Türk ordusu, 112 kayıp, 87 yaralı vererek Kürt gençlerinin tarihsel direnişi karşısında yenilgi aldı.
GEVER DİRENİŞİ
24 Temmuz 2015 tarihinde işgalci Türk devletinin Kürt halkına ve Kürt Özgürlük Hareketi’ne yönelik başlattığı imha operasyonlarıyla birlikte Gever’de başlayan direniş, 13 Mart 2016 tarihinde işgalci Türk ordusunun ablukası ile zirveye ulaşarak, 20 Nisan 2016 tarihine kadar sürdü.
İşgalci Türk devleti, tüm bu yönelimlerine rağmen Kürt gençlerinin tarihsel direniş ruhu ile karşılaşarak büyük kayıplar verdi. Aylarca süren Gever Direnişi’nde, 117 işgalci Türk askeri öldürülürken, 32 işgalci asker de yaralandı.
Direniş karşısında çaresiz kalan işgalci Tc devleti çareyi teknikte ve özel savaşta buluyordu. Aklında var olan Kürdistan’ın tarihsel ve sosyo-kültürel yapısını bozma işlemine hız verecek bunun karşısında dağın ve şehirlerin direnişi her geçen gün bir ateş misali harlanarak devam edecekti. Özyönetim Kürt halkı ve gençleri için direnişte bir üst seviyeye sıçrama ve devrime bir soluk daha yaklaşmak idi. Akp faşizmi tüm dünya gözü önünde sergilendi. Buna karşın dünya devletleri ve Akp yandaş medyası bu direniş gizlemeye çalışsa da bir dalga misali bütün dünyaya yeni soluk kazandıran direniş,şanlı direniş tarihinde yerini aldı.
Bitti..
NC/Faraşîn SÎDAR
ÖZEL DOSYA- Akp’nin Kürtler Üzerindeki İki Yüzlü Siyaseti: Kobanê- III
ÖZEL DOSYA- Akp’nin Kürtler Üzerindeki İki Yüzlü Siyaseti: Yalanlarla Dolu Çözüm Süreci – II
ÖZEL DOSYA- Akp’nin Kürtler Üzerindeki İki Yüzlü Siyaseti – I