HABER MERKEZİ – İşçi tugaylarının çağrısına yanıt veren Helîn Hevî, enternasyonalist heyetin bir parçası olarak iki aydır Rojava’da bulunuyor. Heyet Rojava’daki devrimde gençliğin rolünü araştırarak, devrimde aktif rol oynayan birçok gençle konuşuyor.
Haber ajansımıza deneyimlerini aktaran Helîn Hêvî, özellikle kendisi için bu çalışmadan çok şey öğrendiğini belirtti. Almanya’da daha somut adımlar atmasına neyin engel olduğunu ve Rojava’daki gençlerle yaptığı tartışmaların onda neleri tetiklediğini kapsamlı bir şekilde anlatıyor.
Enternasyonalist genç kadın Helîn Hevî şunları anlattı:
“Ben Helin, Almanya’lıyım. Almanya’da toplumda gördüğüm sorunlara bir cevap arıyordum. Bu yüzden sosyal bilimler okumaya başladım, bu yüzden çeşitli siyasi gruplarda aktiftim. Kendimi solda politize ettiğim zamanların başında, solcu insanları nasıl hayal ettiğime, solcu örgütlenmeyi nasıl hayal ettiğime dair çok net bir resmim vardı ve sonra solcu hareketlerin buna cevap olmamasına şaşırdım. Birbirimizle dayanışma, yardımlaşma, saygı ve evet, birbirinizi bir yerde sevmek olmalıydı.
Daha sonra bunları daha çok içinde bulduğum Kürt hareketini tanıdığımda gördüm. Kürt hareketinden arkadaşlarda, bu ssaydıklarımın yaşandığını gördüm. Buraya gelmem uzun zaman alsa da, bu beni buraya getirdi.
Gençlerle ilgili bir araştırma projesi için Kuzey-Doğu Suriye’ye geldim. Devrimci hareketlerde örgütlü gençlik, araştırma projesi. Avrupa’daki gençlere örgütlenmiş, özgürleşmiş bir toplum inşa etme perspektifi sunmalı ve böylece umut vermeli. Ama devrimci bir şekilde örgütlenmenin, umut sahibi olmanın, gençlik ruhuna sahip olmanın gerçekte ne anlama geldiğini gerçekten hissederek, sadece burada fark ettim. Gerçi ben Almanya’dayken bundan bahsetmiştim. Kürt hareketini tanıdığımı ve bir yerde bize umut verebilecek bir şey olduğunu anladım diyebilirsiniz. Ama bunu hissedemiyordum.
Birkaç haftadır farklı yapılardan birçok gençle görüşüyoruz ve hikayelerini dinliyoruz, neden yıllardır savaş halinde olan bir bölgede burada kalıyorlar, neden örgütleniyorlar, neden toplumları için savaşıyorlar ve ne için savaşıyorlar? Peşinden gittikleri bir toplum hayali için mi? İşte o zaman gerçekten umut hissetmeye başladım.
Buraya gelmeden önce kendimi ölü gibi hissediyordum. Yani gerçekten hayatta değildim. Şu an burada birlikte olduğum arkadaşlarımla kendimi çevrelemiş olsam da mutluluğu hissetmek çok zordu. Basitçe kim olduğum, hayatımın amacının ne olduğu, siyasi örgütlenmenin amacının ne olduğu konusunda tamamen kayboldum ve hiçbir yerde umut bulamadım.
Ama neredeyse iki aydır buradayım ve bir avuç arkadaşımla yaşıyorum. Komünal yaşam inşa etmeye çalışıyoruz ve elbette bu mükemmel değil. Birçok sorunumuz ve çatışmamız var ama kısa sürede bende çok şey değişti. Çok, çok uzun zamandır burada olduğum kadar mutlu olmamıştım. Bu yüzden çok minnettarım.
Avrupa’da uzun süredir işler benim için iyi gitmiyordu ve sorunun ne olduğunu tam olarak belirleyemedim. Kürt hareketi aracılığıyla öğrendiğim şeylere rağmen, Almanya’da işlerin benim için neden bu kadar kötü olduğunu hiçbir zaman tam olarak anlayamadım ve buraya geldiğimde anladım ki ben – ve sanırım birçok insan bunu hissediyor. Almanya’da bir ayağımla devrimci olmaya çalışırken, sistemin öngördüğünden farklı bir yol seçmeye, özgürleşmiş bir toplum inşa etmek, kendimi değiştirmek, çevremdeki insanları değiştirmeye çalışırken diğer ayağımla sistem yaşamını yaşamaya çalıştım. Bireycilikle, onunla birlikte gelen egoizmle ve bu, buraya geldiğimde şok edici bir hızla benim için netleşti. Çok çabuk belli oluyordu.
Bunun yerine, sorunları analiz etmeyi ve ortak bir çıkış yolu bulmayı burada öğrendim. Pek çok şey kendiliğinden çözüldü çünkü böyle bir komünal yaşamanın otomatik olarak seni daha iyi hissettirdiğini fark ettim.
Ve burada devrimci gençlerle karşılaşmam, sorumluluk almanın gerçekte ne anlama geldiğine dair büyük bir anlayış sağladı. Çevremdeki insanlar için, aynı zamanda tüm insanlık için. Bu bana gençlerin bu öncü rolünün aslında ne anlama geldiğini gösterdi. Buradaki genç insanlarda bunu gerçekten görebiliyor ve onları kendime rol model olarak kabul ediyorum.
Avrupa gençliği hepimizin savaşmak istediği Kapitalizmde büyümenin aslında ne anlama geldiğinin farkına varmaya cesaret etmeli ve Rojava’ya gelmemek için gösterdiğimiz nedenlerin büyük çoğunluğunun kapitalizmde büyümekten kaynaklanan bahaneler olduğunu görmeli. Aslında doğrudan geliştirmemiz gereken bu devrimci pratiğin bir parçası olarak mutlaka buraya, Kuzey-Doğu Suriye’ye gelmesi gerekiyor.”