HABER MERKEZİ
Dîrok Amed (İshak Katar), ‘Roj îro ye sibê dereng e – Gün bugündür yarın geç olabilir.
Bakurê Kurdistan’da Sûr, Cizîra Botan, Gever, Nisêbin, Farqîn ve daha birçok yerde öz yönetimler ilan edilmiş bu temel de müthiş direnişler sergileniyordu. Kürdistan gençliği öncülüğünde tarih yazılıyordu. Varlığını Kürt halkının soykırımı üzerinden sürdüren faşist işgalci Türk devleti barbarca şehirlere saldırıyor, önüne gelen her şeyi yakıp yıkıyordu. Bu talancılara karşı Kürdistan’ın kahraman çocukları canlarını ateşten bir kalkan yapıp siper oluyorlardı. Zilan’ın takipçileri korku salıyordu faşist düşmana. Tarihe adını bırakan kahramanlardan biri de Dirok Amed’di.
DAYATMALARA KARŞI ÖNDERLİĞİ OKUR
Amed’in yaz sıcaklığını yüreğinde taşıyan Dirok 1986 yılında Amed’in Çınar ilçesinin Sergelga köyünde dünyaya gelir. Yurtsever bir ailede doğup büyüyen Dirok küçük yaş’ta çalışmak için Türkiye metropollerinde gider. Sistemin dayatmalarına Dirok Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okuyarak karşı koyar. Dirok düşman gerçekliğini en iyi 2006 yıllında tanır. İşgalci Türk devletinin zorlamasıyla askere gider. Burada Kürt ve yurtsever olduğu için sürekli bir baskıyla karşılaşır. Disiplin cezaları hemen hemen her hafta verilir, fakat Dirok kararlığından vazgeçmez her vakit Kürt olduğunu söyler.
“PARTİ BENİM BİR PARÇAM OLMUŞTU “
2008 yıllında katıldığı bir etkinlikten dolayı işgalci Türk devlet tarafından tutuklanan Dirok kısa bir zaman içinde bırakılır. 2009’da bir kez daha tutuklanır bu sefer 1 yıla yakın Amed D tipi cezaevi’nde kalır. Cezaevi süreci onun için büyük bir tecrübe ve aydınlanma dönemi olur. Cezaevinden çıktıktan sonra artık yol almanın vaktinin geldiği anlar. Düşmanın imha ve yok etme politikalarına karşı onurlu mücadelenin nerede verildiğini görür ve özgür dağlara doğru yola koyulur. Bu kararlılıkla 2011 yıllında Gerillaya katılım sağlar. Dağlara geldikten sonraki o dönemden şöyle bahseder: “2008’de bir etkinlikte yakalandım ve serbest bırakıldım. 2009’da yine yakalandım. Bir yıla yakın Amed D Tipi Cezaevi’nde kaldım. Burada ciddi bir yoğunlaşma yaşadım. Her ne yaptımsa parti benim bir parçam olmuştu. Bu çalışma beni tatmin etmiyordu ve katılım yapma kararı verdim.”
DİROK BAGOK’TADIR
2015 yıllında Bakurê Kurdistan’da Özyönetimler ilan edildiği zaman Dirok Bagok’tadır. Burada devrimin ayak seslerini duyar. Farqîn, Cizîra Botan, Sur, Gever, Nisêbîn de direnişler başlatılmış faşist Türk ordusu Kürdistan gençliğinin eylemleri sonucu darmaduman olmuştur. Faşist düşman ne yapacağını bilemez bir halde tanklarla, toplarla saldırır. Buna karşı canlarını siper yapan nice fedailerin takipçisi olmak ister Dirok. Fedai eylem yapma düşüncesinin kendisinde bir yıldan beri var olduğunu belirten Dîrok Amed, bunu şu sözlerle dile getiriyor: “Eylem gerçekleştirmenin bilincinin, ciddiyetinin ve sorumluluğunun farkındayım. Önderlik için, parti için, halk için yapacağım en güzel şeydir. Bir anlamda Zilanlaşmaktır. Dêrik, Sûr, Cizîr, Silopi direnişlerinden gerçekten çok etkilendim. Cizîr, Sûr vb. alanlarda yaşanan vahşettir. Tekrar yaşanmaması için fedai eylem yapmak istiyorum. Parti bana bu şansı verirse bu eylemi başarıyla yapacağıma söz veriyorum. Bu konuda inançlı ve iddialıyım.”
“ROJ ÎRO YE, SİBE DERENG E”
İşgalci Türk Devleti’nin Kuzey Kürdistan’a yönelik sergilediği vahşete karşı fedai eylem ile cevap veren birçok fedaiden biri olan Dîrok Amed’in genel yoğunlaşmalarını yazdığı mektubun devamı ise şöyle;
“Böyle bir süreçte bu eylemi gerçekleştirmenin tam zamanıdır. Roj îro ye, sibe dereng e. Bu eyleme hazır olduğumu tüm samimiyetimle belirtiyorum. Önderliğin deyimiyle anı anında yaşamak gerekir. O anın bu an olduğunu ve gecikmek istemediğimi ısrarla vurguluyorum. Tereddütsüz fedai eylem yapmaya hazırım. Zafer sarhoşu olan düşmanın kalbinde patlamak ve Nûsaybîn’deki yoldaşlara nefes olmak istiyorum. Yapacağım eylemin duygusallık ve çaresizlikten kaynaklanmadığını belirtiyorum.
Savaşın, barışın, yaşamın ve yoldaşlığın tüm sırrı kadım yoldaşlarla doğru yaşandığında Önderlikle yaşam mümkündür. Savaşın ve barışın kadın gücüyle yaratıcılığıyla olacağına inanıyorum. Kadın arkadaşları düşünmekten çok, hissederek anlamak, düşünce ve hissine ortak olmak gerekir.
Ailem için; Öncelikle silahım yerde kalmamalı. Babam ve annem başta olmak üzere tüm aileyi en içten duygularla selamlıyorum. Hepinizin benim üzerimde emeğiniz var ve hepinizin anı ve hatıralarına sahip çıktım. Sizden son bir isteğim olacak. Çocukları Kürt kültürüyle büyütün ve eğitin. Her çocuğa Önderlik ve Kürdistan gerçeğini tarihini anlatın. Size karşı bir saygısızlığım olmuşsa kusuruma bakmayın. Size özeleştirimi veriyorum. Hepinizi ayrı ayrı seviyorum ve en içten sevgi ve selamlarımı gönderiyorum. Benim yerim Bagok şehitliğidir. Beni oradan almayın ve sakın ağlamayın. Bir düğün gibi olmalı.
Ve an gelmiştir Dirok için yıllardır biriktirdiği intikamını kusacağı andır. Yüreği hiç olmadığı kadar sevinçle doludur. Zaman artık fedailiğe ayarlanmıştır. Ötesi yoktur. Dirok Bagok’tan Mêrdîn’in Midyat ilçesine bir volkan gibi düşer. Tarih 8 Haziran 2016 saat 11:00 sıraları. Yaz sıcaklığı hafif bir ter bırakır Dirok’un yüzüne. Zilanlaşmaya doğru adım adım ilerlemekte. Bir güvercin yuvasından uçarcasına, bir umut büyütülecektir birazdan, birazdan intikam sesleri arasında düşmanın ortasına bir volkan düşecektir…
Arhat BA