HABER MERKEZİ –
Dersim İsyanından, Maraş Katliamına, Amed’de küçük bir köy evinde duyurulan bir yürüyüş çağrısına… Her üçünün ruhunu taşıyor bu kelebekler. Hem isyankar, hem direnişçi ve zalimliğe tanık, hemde umudun son kertesinden bir yudum içerek filizlenmiş bir gerçek..
Sara, Rojbin ve Ronahi… Her biri kendinden bir heybe taşıyor sırtında. Ülke’den uzak bir hasretle, ülkeyi taşıyorlar dünyaya. Ekmek ve torak gibi, kimi ise su gibi.. Açlığını doyuruyorlar bu uzaklığın, sancısını dindirmeye çalışıyorlar tarihin inleyişlerinin. Her biri bir renk, her biri bir özün içinde öylece. Öyle ki, kendilerinden alıp götürüyorlar kendilerine…
Zamana Hükmetmiş Bilge ‘’Hakikat Bir Bütündür, Parçalanamaz’’ der. Yalancı ve zalim erkekliğe rağmen yaratılan özgür kadın hakikatini kim inkar edebilir, her üç kadına şahit olunca… Kim inkar edebilir savaşan kadının, özgürleşip, güzelleşip, sevildiğini Sakine’nin yani dağlı adıyla Sara’nın kızıl saçlarına tanık olunca. Zarife ve Bese’lerin ruhunu giyen Sakine o. İsyankar, boyun eğmez, Mazlum ve Kemal’in yoldaşı. Voltada Gezgör’ün şiirini dinleyen de, Esat Oktay Yıldıran’ın yüzüne tüküren de Sakine’dir. Ayakkabısını çıkarıp ihanetin başına çalanda, yanında düşmeye ramak birine el uzatıp kaldıranda Sakine’dir.
Sakine Cansız diğer adıyla Sara yoldaş 1958 yılında Dersim’de, 8 çocuklu alevi bir ailede dünyaya gelir. Henüz çocukken dik başlı ve herşeyi çabucak kabullenmemesiyle, yanlışa taviz vermemesiyle öne çıkan Sara yoldaş, sol-sosyalist düşüncelere eğiliminin erken olmasıyla da yaşama çabucak atılma cesaretine sahiptir. 1971 muhtırası ve Kızıldere katliamından daha fazla etkilenmesiyle, gelişen bu olaylarla birlikte henüz adı olmayan, ancak mücadelenin tohumlarını atmaya başlayan Özgürlük Hareketi ile tanışır. Daha sonraları hem anaya, hem aileye, hemde toplumun tabularına karşı çıkan Sakine, bunun yaratıcısı olan sisteme karşı mücadele etmeye başlar. Bu minvalde de PKK’nin kurucu üyeleri arasında yer alır. 27 Kasım’ın 1978’in de, Lice’nin Fis köyünde caddeye yakın bir köy evinde, uyumuş gerçeği uyandıran bir evde, heyecanlı ve devrimci duruşuyla toplantıda yer alanlardan bir tanesi de Sakine’dir. Bundan sonra Ankara, Bingöl ve Elazığ’da çalışmalara dahil olan Sakine Cansız, 1979 yılında bir grup arkadaşı ile birlikte Elazığ’da yakalanır. 12 Eylül 1980 darbesinin sirenleri 5 nolu zindanında çaldığında, Sakine’de orada bulunmaktadır. Mazlum’ların, Dörtlerin ve Kemal’lerin direnşlerinin yanında Esat Oktay Yıldıran’ı adeta çileden çıkartan bir iradedir Sakine Cansız. Bugün ki Özgür Kadın Mücadelesinin direniş geleneğini yaratmış, aynı zamanda zindan direnişçiliğinde kadın olarak simge haline gelmiştir. Zindandan çıktıktan sonra Önderlik sahasına gitmiş, yine burada duruşunu belli etmiştir. Kendisinin yazmış olduğu ‘’Hep Kavgaydı Yaşamım’’ kitabında da belirtildiği üzere yaşamla kavgası bitmemiştir Sakine’nin. Suriye sahasından, Botan’a, Zap’a, sonra dünyaya yayılan Sakine yoldaş yaşamla kavgada ısrarlı ve istikrarlı duruşundan taviz vermemiştir. Dolayısıyla bu duruşu erkek egemenlikli sistemi, ona hizmet edenleri korkutmuştur. Çünkü Sakine gerçeği yaymaktadır. Gerçekte, korkutmaktadır kandıran ve parçalayan her şeyi. Bu yüzden çalışmalar için gittiği Fransa’nın Paris kentinde Fidan ve Leyla yoldaşlar ile birlikte 9 Ocak 2013 yılında MİT ve gizli güçler kontrolünde katledilmişlerdir.
9 Ocak 2013’ün soğuk gecesinde Sakine’nin yanı başında Fidan Doğan yani Rojbin yoldaşta vardır. 1982’nin 17 Ocağın’da Elbistan’da doğan Fidan yoldaş 9 yaşına kadar burada yaşamını sürdürdükten sonra Fransa’ya giderek göç ile yüzleşir. O, bu göç durumundan çok etkilenmiştir. Nitekim Fidan, Kürdistan’dan gelen o sıcak, girişken ve dinleyen Kürdistan’i yönlerini kendiyle birlikte götürecektir. Alevi ve aynı zamanda yurtsever bir ailede yaşamanın verdiği bir avantaj ile hem alevi kültürünü yaşıyor, hemde mücadeleyi takip ediyor ve tanıyor. 1999’un Şubat’ından her yurtsever ve her Kürt gibi Heval Fidan’da etkilenir. Güneşimizi Karartamazsınız diyenlerin ışığında Rojbin olmaya karar verir. O artık Rojbin olarak yola koyulur. Gençlik, kadın ve diplomasi alanlarında çalışma yürüten Rojbin yoldaş, özellikle diplomasi çalışmalarında büyük bir etkiye sahiptir. O, salt diplomasi alanına çalışma alanı olarak bakmamış, insani ve yoldaşlık ilişkilerinde de dinleyen, çare olan, yöntem sunan öncü kadın rolü ile girdiği çalışmada dikkatleri üzerine toplamayı başarmıştır. KNK(Kürdistan Ulusal Kongresi) Paris temsilciliği yaptığı süreçlerde, oda her iki yoldaşı ile birlikte katledilmiştir.
Henüz 24’ün de bir genç kadın. Gözleriyle yaşamı taşıyan, coşkusuyla halaya duran, harekete geçiren genç öncülerden Leyla Şaylemez diğer adıyla Ronahi… 1 Ocak 1989 yılında Mersin’de dünyaya gelen heval Leyla, 7 çocuktan üçüncüsüdür. Aslen Amed Lice’li olan Leyla yoldaş, Kürt olduğu ve onurulu durduğu için göçe zorlanan birçok ailenin o dönem merkez olarak toplandığı bir yer haline gelen Mersin’e gitmek zorunda kalmıştır. Burada da yaşamlarında engel tanıyan ve zorbalığını eksiltmeyen TC devlet faşizmi Leyla ve ailesinin bir sürgün daha yaşamasına neden olmuştur. Her bahsedişinde gözleri hüzünle parlayarak ülkesini anlatan Leyla, Almanya’da yeni ve uzak bir yaşama adım atmıştır. Burada kendi kültür ve değerlerini yaşatmak ve unutmamak için direnen Leyla, folklör grubunda yer alır. Arayışları süren ve bu arayışlarını sonuca ulaştırmaya iddialı Leyla 2008 yılında gençlik çalışmalarına dahil olur. 2 yıl bu çalışmalarda kaldıktan sonra Kürdistan dağlarına yüzünü dönen Leyla, bir süre sonra gençlik çalışmaları için Avrupa’ya tekrar dönmek durumunda kalır. Genç olmanın ve kadın olmanın enerjisini çalışmalarına var gücüyle aktaran Ronahi bugün dağlarda ve bütün sahalarda direnen genç kadınların komutanı olmuştur. Ronahi, direnmenin, genç olmanın, kızıl ile morun bileşkesinin simgesidir.
Heybesinde kendilerinden taşıyan kadınlar demiştik. Heybesinde yaşamın anlamını ve an’ın heyecanını yitirmeyenler onlar… Onların aramızdan ayrılışının 10. Yılı… Onlardan sonra Ronahi’ler Rojava’da direndi ve haykırdı, Rojbin’ler güldü, çoğaldı ateş başlarında, Sara’lar dağlılaştı, kavgalaştı, isyan etti çirkinliğe. Onları her andığımızda artacağız. Artmak ve onları taşımak, haykırmak güzelleşmeye bir adım daha yakın olmaktır. Onların kavgasında yeşermek, toplumda filizlenmenin adı olacak! Özgür yaşamın ebedi temsilcileri özgür kadınlar olacak!
Feride Tolhildan