İSTANBUL – Halklar Önderi Abdullah Öcalan 8 yıl aradan sonra 2 Mayıs tarihinde Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Rezan Sarıca ve Newroz Uysal ile yaklaşık bir saatlik görüşme gerçekleştirdi. Avukat Rezan Sarıca, görüşmeye dair ayrıntıları Nûçe Ciwan Haber Ajansına anlattı..
- Genel olarak kısaca görüşmenin hukuki çerçevesini açabilir misiniz?
21 Temmuz 2016 tarihinden bu yana kesintisiz olacak şekilde mahkeme kararları ile hukuka aykırı yasak kararları alınıyordu. Öncesinde ise fiili olarak engelleniyordu. En son 13 Mart 2019 tarihinde alınan yasak kararına karşı itirazımız üzerine 17 Nisan’da Bursa Ağır Ceza Mahkemesi yasağı kaldırdı. Ve bize de 22 Nisan’da tebliğ edildi. Devam eden başvurularımız neticesinde, 2 Mayıs günü görüşme başvurusu yapan dört avukattan ikisinin görüşme yapabileceği tarafımıza bildirildi ve görüşme gerçekleştirildi. Yasak kararını kaldıran mahkeme kararına baktığımız vakit, önceki yasak kararlarının da herhangi bir hukuki kurala ve delile dayanmadığı ortaya çıkıyor. Bugün yasağı kaldıran hukuksal gerekçeler, geçen yıl da, ondan önceki yıl da mevcuttu. Bu anlamda İmralı’daki tecridin hukuken açıklanamayacak siyasi bir durum olduğunu belirtmemiz gerekiyor.
- Görüşmeye dair izlenimler nelerdir?
Görüşme için rutin prosedürlerden geçtikten sonra bekleme salonunda beklerken avukat görüşme odasından Sayın Öcalan’ın güçlü sesi geliyordu. Avukat görüşme odasına geçtiğimizde ise hazırdı. Ayakta bizleri karşılayıp selamladı. Elinde de kamuoyuna paylaştığımız duyuru metni bulunmaktaydı.
Tarihi önemde bir görüşme olduğunu belirtmem gerekiyor. Aylardır süren açlık grevlerinin bir başarısı olarak görmek gerekir. Tabi Sayın Öcalan’ın barışçıl pozisyonunun da ne kadar kararlı olduğunu göstermesi açısından çok önemli bir görüşme oldu. Şu an yürütmekte olduğu tartışmanın geçmiş tartışmaları da içeren daha derinlikli bir tartışma olduğu anlaşılıyor. Özal döneminden bugüne 24-26 yıldır aynı tartışmayı yapmakta aynı mücadeleyi yürütmektedir. Yapmış olduğu değerlendirmelerin herhangi bir idare ile siyasi parti ile ilgili olarak anlaşılmaması siyasi gelişmeler ile de sınırlı yaklaşılmaması gerekmekte, zira daha derin, daha tarihi bir tartışma söz konusu. Devlet ve demokrasi ile ülke ve bölge ile ilgili yoğunlaşmalar. Bu durum geçmiş yıllardan daha güçlü bir yoğunlaşma düzeyini ifade ediyor. Genel olarak görünümü de iyi, moralli ve güçlüydü. Düşünce olarak güçlü olduğunu, zihnen kendisini daha da güçlü hale getirdiğini ifade ediyordu.
- Açlık Grevleri ile ilgili Öcalan’ı bilgilendirdiniz mi?
Zaten bildiği bir durumdu. Ancak yine de bizlere son durumu sordu ve biz de kendisini, hapishanelerde ve dışarıda süren açlık grevleri ve talepleri ile ilgili bilgilendirdik.
- Basın metninde sadece Öcalan’ın adı yoktu, diğer tutsakların da ismi vardı. Acaba Öcalan diğer tutsaklarla görüşüyor mu?
Görüşmeye başlarken diğer müvekkillerle birlikte söz konusu duyuruyu hazırladıklarını altına imza attıklarını ifade etti. Kendileri ile görüşme koşullarını sorduğumuzda, onlarla görüştüğünü, sağlık durumlarının iyi olduğunu ifade etti. Ancak bizlerin onlarla görüşmemize izin verilmedi.
- En son olarak da 8 yıl aradan sonra Öcalan ile görüştünüz. Bu görüşmenin sağlanmasında açlık grevi direnişinin rolü var mı?
Bu sorunun cevabını Sayın Öcalan verdi, kamuoyuna duyurulan metinde bu konuya özel bir paragraf ayırmışlardı. Açlık grevleri ile ilgili grevcilerin iradelerine saygı duyduğunu, 82 döneminden bu yana tavrının belli olduğunu, kendi bedenlerine zarar vermemeleri, tahribat ve ölüm sınırına gelmelerini istemediğini söyledi. Bununla birlikte duyurunun bir sebebinin de grevler olduğunu, grevlerin de etkisi olduğunu dile getirdi. Bu anlamda hepsine teşekkür ettiğini söyledi.
NC/Aldar DİREN