İşgalci Türk devletine ve ona bağlı DAİŞ çetelerine karşı 2014-2015 yılında yaşanılan Kobanê savaşında kalan Barin Kobanê yaşadıklarını anlatırken Kobanê savaşının normal bir savaş olmadığını ve orada yaşananların hiç bir zaman unutulmayacağını söyledi.
HABER MERKEZ – Tarihi direnişin sürdüğü dönemde Mayıs 2015 tarihinde Cizîr Kobanê koridorunu açmak amacıyla giden grup içinde yer alan Barin Kobanê, savaşın artık biz namus meselesi olduğunu ve orada savaşan herkesin coş ve moral içinde olduğunu, bu moralinde zaferi getirdiğini dile getirdi.
Kobanê Cizîr koridorunu açmak için gitmiştik;
Savaşa dahil olmasından itibaren yaşadıklarını anlatırken, ilk geldiklerinde Kobanê şehrinin içine girdikleri ve Kobanê ile Cizîr arasında koridoru açmak için gittiklerini söyleyen Barin 24 saat boyunca Kobanê şehrinin içinde kaldıklarını daha sonra köylere geçtiklerini anlattı. Barin konuşmasına şu şekilde devam etti; ”Şehrin içinde DAİŞ vardı ama yerleri belli değildi. İlk önce Berken köyüne geçtik orada iki saate yakın kaldık Sêvê köyüne giden yolu öğrenmemizle beraber Sêvê köyüne geçtik. Üç dört güne yakın da orada kaldık. O dönemde DAİŞ, üçer dörder gruplar şeklinde saldırıyorlardı. Biz daha o dönemde mevzi ya da sığınak yapmamıştık. Bulunduğumuz köyün ön kısmında hepsi DAİŞ vardı. Biz yavaş yavaş ilerleyerek buraları çetelerden temizledik.”
Araziyi ve köyleri iyi tanımıyorduk;
Barin savaşın yoğunlaşmasıyla beraber ilerlemenin olduğunu ve Sevê köyünden sonra Baxbatanê köyüne vardıklarını dile getirdi. Barin konuşmalarına şöyle devam etti; ”Biz ilk gittiğimizden kaynaklı araziyi ve köyleri daha tam tanımıyorduk. Ama yaptığımız küçük operasyonlarla ilerlemeye başlıyorduk. Bizim grubumuz 6 kişiden oluşuyordu. Gittiğimiz yani ele geçirdiğimiz yerlerde bazı arkadaşlar kalıyordu diğerleri ise ilerlemeye devam ediyordu. Tabi baxbatanê köyünde katliam yaşanmışt,ı hem bulunduğumuz köyde yaşanmıştı hem de aynı şey şehir de yaşanmıştı.”
Çatışmalar hiç durmuyordu;
Barin DAİŞ’in saldırma tarzının farklılaştığını ve bizim elbiselerimizi giyip bize saldırdıklarını söyleyerek saldırıların hiç durmadığını ve bazen gece iki-üç’e kadar devam ettiğin, anlatarak şu şekilde devam etti; ”Biz her zaman hazır bekliyorduk, tedbirlerimizi alıyorduk. Bulunduğumuz bölgede çocuklar, anneler bütün halk şehit düşmüşlerdi. Biz o köyden ilerleme esaslı bir operasyon başlattık ve o operasyon sonucunda YPJ köyüne vardık. YPJ köyünde DAİŞ arabalarla gelip saldırıyorlardı, tabi biz saldırılara cevap olup kırıyorduk, hatta saldırılar sonrasında cenazelerini ve yaralılarını almaya gelirken bile izin vermiyorduk darbe vuruyorduk.
Köye havanlarla saldırıyorlardı;
Çok yoğun çatışmalardan sonra ilerleme kaydettiklerini ve en son Keberepne köyüne vardıklarını söyleyen Barin, uzun bir süre o köyde kaldıklarını ve DAİŞ çetelerinin bulundukları köye hep havanlarla saldırdıklarını belirtti. Barin yaşadıklarını anlatırken konuşmasına şöyle devam etti; ”O köyde üç, dört arkadaşımız yaralanmıştı ama içimizdeki coş ve moral bizi savaştırıyordu. Biz bir seferinde köye yakın Rohılat tepesine gittik. Gittiğimiz gece DAİŞ çeteleri tepeye saldıracaklardı. Saldırıları öncesi öncelikle tepenin etrafına mayın yerleştirdiler, daha sonrada tepenin etrafını sardılar. O saldırıda normal bir çatışma yaşanmadı saat gece 11’de başlayan çatışmalar sabaha kadar sürdü. Biz o zaman ne olursa olsun şehitlerin intikamını alacağımızın sözünü vererek çatışmalara başladık. O geceki çatışma sabah vakti DAİŞ’in geri çekilmesiyle sona erdi.”
Uyumamak için gözlerimize tuz koyuyorduk;
Barin yaşadıklarına dair ne dile getirilse de eksik kalacağını ve Kobanê’de çok muhteşem bir savaşın yaşandığını anlatarak orada ki savaşanların hep bir coş ve moral içerisinde olduğunu dile getirdi. Barin konuşmalarına devam ederken bu coş ve moralin sebebi de aslında Kobanê’nin bir artık bir namus meselesine dönüştüğünden kaynaklı olduğunu vurguladı. Barin konuşmasının sonunda Kobanê savaşındaki zafer kaynağının moral olduğunu vurgulayarak bu moralin de savaşçıların birbirinden aldığına değinerek şunları dile getirdi; ”Orda ki savaşanlar eğer yanlarında bir arkadaşları şehit düşer ya da yaralanırlarsa daha da moral alıp mücadele ediyorlardı düşmana karşı kin ve öfkeleri daha da artıyordu. Mücadele öyle bir seviyeye gelmişti ki, artık savaşanlar DAİŞ saldırılarına karşı uyumamak için gözlerine tuz koydukları bile görülüyordu. Göğüs göğüse yapılan bir savaştı buda bir başarıyı ve zaferi getirdi.”
NC/ Andok ÖZGÜR-Nuda ELEFTİRYA