HAMBURG – “Dünyamızı Geri İstiyoruz” sloganıyla Hamburg’da dördüncü kez düzenlenen “Kapitalist Moderniteye Meydan Okumak” konferansı, dört gün süren yoğun tartışmalar, fikir alışverişleri, ağ oluşturma ve konferansların ardından büyük bir coşkuyla sona erdi.
Konferans öncesinde Anayasayı Koruma Dairesi, Hamburg Üniversitesi üzerinde baskı kurarak konferansı engellemeye çalışmış, bunun sonucunda da üniversite kısa süre içinde binasını kullanıma açmaktan vazgeçmişti. Kısa vadede, Alman devletinin bu baskıcı önlemleri, konferansın Wilhelmsburger Bürgerhaus’un odalarında yapılmasıyla engellenebildi.
“Jin, Jiyan, Azadî” sloganlarıyla sona eren konferansa dünyanın dört bir yanından 1300 civarında katılımcı katıldı. Haber ajansımız da oradaydı ve konferansa katılanlarla görüşleri hakkında konuştu. Görüştüğümüz yedi kişi de konferansın güçlü etkisini ve önemini açıkça ortaya koydu. Katılımcılar haber ajansımıza şunları söyledi:
Dünyayı açıyor…
Meksika’da Sosyoloji dersleri veren ve konferanstan duygusal anlamda çok etkilendiğini belirten siyaset bilimci John Holloway ile konuştuk: “Benim adım John Holloway, Meksika’da yaşıyorum ve Puebla Üniversitesi’nde ders veriyorum ve buraya Konferans için geldim ve geldiğim için çok mutluyum. Uzun bir yolculuktu ama buna çok değdi, çok heyecan verici bir Konferans. Atmosfer çok güzel, çok rahat, misafirperver, arkadaş canlısı ve her şey çok farklı yerlerden gelen pek çok farklı insanı bir arada görmek için çok teşvik edici. Benim için bu çok teşvik edici çünkü Avrupa ve Latin Amerika tartışmalarına çok alışkınım ve Kürt hareketinden ve aynı zamanda diğer yerlerden gelen fikirleri görmek çok teşvik edici… bir nevi dünyayı açıyor”
Devrimi yaymak
Hamburg’dan Katjana şunları söyledi: “Merhaba, ben Katjana, burada konferanstayım ve çok etkilendim ve gençlere çok fazla güç diliyorum ve hepimiz burada Hamburg’da ağ kuruyoruz ve devrimi buraya getirip yayıyoruz.”
“Konferans dünya çapında birçok aydının, entelektüelin katılımıyla gerçekleşti”
Hamburg Üniversitesi’nden insan hakları profesörü Necmettin Türk haber ajansımıza konuştu: “Konferans dünya çapında birçok aydının, entelektüelin katılımıyla gerçekleşti. Bu şüphehiz bir çok tecrübenin paylaşılması, alternatif hareketlerin, başka bir dünyanın mümkün olabilirliğine dair, mevcut kapitalist moderniteyi aşmanın tartışması verimli geçti. Olumlu geçti.
Tabi bazı teknik aksaklıklar oldu. Üniversitenin yasak kararı, konferansın kriminalize çabaları oldu. Bunu da anlamak lazım en nihayetinde. Çok deli dolu, sağlıklı, heyecanlı bir çıkış var. Tam da onlara karşı çıkış var. Onlar da kendi açılarından, kendi pozisyonlarını alıyorlar. Benim edindiğim izlenim bu çok güçlü bir enerjiye, güçlü bir paylaşıma, tecrübe, bilgi paylaşımına yol açtı. Ve gittikçe büyüyecek, gittikçe genişleyecek, gittikçe de somutlaşacak projelerle dünya cephesinde, buna Rojava’da dahil, Zapatista bölgesi de dahil, Latin Amerika’da dahil birçok bölgede alternatif yaşam alanlarının, yönetim modellerinin, yönetim sistemlerinin inşasına da başlanabilecek ve alternatif dediğimiz şeyin hayal olmadığı gerçekleştirilebilir, sürdürülebilir, elbirliğiyle, dayanışmayla, uluslararası bir dayanışma ağıyla mümkün olabilirliğini göstermek açısından son derecede önemli buluyorum.”
Nasıl tanımlayacağımı bile bilmiyorum
Benim adım Marco, burada ‘Alternatif Bir Arayış için Ağ Konferansı’ndayım. Çok yoğun geçiyor, farklı yerlerden pek çok fikir ve insan, pek çok dil ve kültür, farklı ideolojiler, deneyimler birbirine karışıyor ve paylaşılıyor. Eminim diğer pek çok kişinin de bahsettiği gibi aksamalar oldu ve organizatörleri bize bunu söyledikleri için takdir etmek zorundayım çünkü aksi takdirde bunu fark edeceğimizi sanmıyorum, çünkü çok akıcıydı ve devlet kontrolüne meydan okumanın gerçek bir ifadesiydi.
Bu çok iyi bir metafor ama metafor bile değil çünkü gerçekten oluyor, nasıl tanımlayacağımı bile bilmiyorum. Gerçekten de bunun somutlaşmış hali. Bu da oldukça güçlü, hatta tekil konuşmacıların ya da gösterilen kavramların ötesinde.
Bence böyle bir Konferansta en önemli şey, insanları birleştirmesidir ve bunun iyi bir göstergesi de bunun bitmesini istememe duygusudur ve burası bir tür topluluk, bir köy gibi hissettiriyor. Sanırım birçoğumuz kendi yerlerimize döndüğümüzde aynı kayıp ya da özlem duygularını paylaşacağız çünkü böyle bir şey birçoğumuzun başına çok sık gelmiyor ama gelmesini diliyoruz, bu yüzden bize bu fırsatı veren herkese teşekkür ediyoruz.
Konferans inanılmaz keyifliydi
Benim adım David ve bugün bu Konferansa katıldım çünkü Demokratik Konfederalizm hakkındaki gerçekten geniş teoriyle ilgilenmek istedim, dünyanın dört bir yanındaki insanlar tarafından takdir edilmeyen çok şey var, bu yüzden kişisel olarak buna yaklaşmak ve özellikle arkeoloji alanında ve bu disiplindeki ataerkillik ve milliyetçilik biyografisini nasıl kaldırabileceğimiz konusunda kendi katkımı yapmak istedim.
Konferansın kendisi inanılmaz keyifliydi, daha önce duyduğum veya internetten takip ettiğim ya da hiç tanışmadığım birçok insanla konuşma fırsatım oldu, bu açıdan da harika bir fırsattı.
Sonuç olarak, bence bu Konferansın gerçekten ifade ettiği şey, dünyanın her yerinde, merkezden çevreye, bu idealleri sembolize eden ve bunları hem pratiklerinde hem de ideolojik görüşlerinde somutlaştıran gerçekten büyük bir uluslararası hareket var ve bu nedenle buna katılma fırsatına sahip olduğum için gerçekten mutluyum.
Bir kadın olarak burada çok şey öğrendim
Bir Kürt genç kadın olan Zehra bu konferansa ilk kez katıldığını ifade ederek şunları söyledi: “Merhaba ben Zehra. Şuan katılımcı olarak Hamburg Konferansı’ndayım. Bu konferans “Dünyamızı Geri İstiyoruz” şiarıyla gerçekleşti. Bir kadın olarak çok fazla şey öğrendim burada. Dünyanın birçok ülkesinden insanlar gelmişti.”
Bu konferansla birlikte büyük bir umuda sahibiz
Hamburg Meclisi’nde yer alan ve Konferansa büyük umutlar bağladığını belirten Salih Amed bunu şu şekilde ifade etti:
Bu 4. Konferans. Benim için çok önemliydi. Çünkü ilk defa bu konferansa katılıyorum. Çok etkili bir şekilde geçti. İnanıyorum ki ilerleyen süreçlerde daha fazla katılım olacaktır. Dünyanın dört bir yanından insan, solcu katıldı bu konferansa. Bu gerçekten bir örnektir. Kürt halkının ideolojisi içinde çok önemli olduğunu gösteriyor. Önder Apo’nun yarattığı fikir ve felsefe bu sistemde adımlarını gösteriyor. Demokratik Modernite nasıl inşa ediliyor bu şekilde gösteriliyor. Bu hisler bize umut veriyor. 1400 kişi kalılım gösterdi. Tabi yaşamlarıyla hisleriyle ideoloji sahipleridirler. Gelecek için çok büyük umutlar veriyorlar.
Dünyanın dört bir yanından gençler geliyorlar. Tabi okumuşlar, bilinçliler. Kısa sürede Demokratik Konfederalizm temelleri atılacaktır, değişimler ve gelişimler olacaktır. Bu umudu veriyor bize. Bu dördüncü konferans ve her konferansta katılım artıyor. Buda ideolojimizin etkisini pratikte ispatlıyor.
NC// Seher Deniz