HABER MERKEZİ
Gün geçmiyor ki Kurdistanda ki Savaşta işgalciler özgürlük savaşçılarından darbe yemiyor olsun. Gerillanın bir bütün olarak yürüttüğü devrimci savaş karşısında işgalcilerin tüm yöntemleri artık işlevsiz kalmakta .
Amed Zindanında Mazlum, Kemal ve Hayrilerin çağrısına ; devrimci, yoldaşlık ve inançla cevap veren Özgürlük Savaşçıları, Fermandar Egid’in yolunda yürüyerek 35.yılına giren askeri mücadelede artık dünyada kendini ispatlamış bulunuyor.
Amed zindanında işgalci Türk devletinin bir generalinin Kemal Pir ile aralarında geçen bir diyalogda ; “ Hani nerede orduların ? Ordularını getir de, görelim “sözlerine Kemal Pir’in; “Gün gelecek ordularımızla da karşılaşacaksınız” diyerek karşılık vermesinden sonra aradan geçen 37 yıl içerisinde ordulaşan ve profesyonelleşen gerilla , günümüzde çağın en son tekniği ile geliştirilmiş , vahşi saldırıları boşa çıkarmakta ve zafere daha da yaklaşmakta.
15 Ağustos 1984 askeri atılımının üzerinden geçen 35 yıl içerisinde, işgalci ordunun generallerince defalarca kez tekrarlanan “bitirdik, bitiriyoruz, sonları geldi “ söylemleri artık bozuk plakın verdiği sesten öteye bir durumu ifade etmemekte. Çünkü gerçekler ve söylemler arasındaki uçurum her geçen gün daha da büyümekte. Elindeki teknikle sadece kendini korumaya çalışan işgalci ordunun bu durumu farklı göstererek “ başarılı operasyonlar” yaptığını iddia etmesinden kısa bir süre sonra yaşananlar tarihi bir an dır aslında. İşgalcilerin gerilla alanlarında yoğun tekniğe dayalı işgal saldırıları yaptıkları sırada gerilla Amed’de, Merdin’de, Botan’da, Zagroslar da, Medya Savunma Alanlarında işgalcilere karşı keskin vuruşlar yapmış ve onlarca işgalci şahsında tüm işgalcilerin sonlarının ne olacağını göstermişti. Gerillanın yaratıcı ve profesyonel eylemleri karşısında psikolojileri bozulan asker ve polislerin listesi tutulmaya kalkınca klasörler dolusu listeler oluşuyor.
Hal bu olunca evdeki hesap çarşıya uymayınca ve her geçen gün cep ten yiyen işgalci ordunun bu durumunu en iyi gören ve yaşayanlar olan generallerinde de yaşanan kırılmalar bunun bir ispatı olmaktadır. İşgalci Özel Savaş Merkezi tarafından her birine yönelik yazılan kahramanlık senaryoları artık etkisiz kalmakta ve gerçekler karşısında kırılmaları saklayamaz duruma gelmişlerdir. Gerilla tarafından yedikleri darbeleri ile artık sahada işlevsiz kalan ordunun sahadaki komutanları mutlak sonu gördüklerinden olsa gerek istifa etmişlerdir. Özel savaş merkezince ani den gelişmiş bir durum gibiymiş yansıtılmaya çalışılan bu istifalar gerilla karşısında yaşanan hezimetin bir dışa vurumudur. 6 işgalci Generalin istifası ardından sonra bunun daha da yaygınlaşmaması için işgal bölgelerinde olan generaller bir anda Türkiye tarafına çekilmiş yerlerine başka generaller gönderilmişti.
Ancak her zaman ki gibi özel savaş medyası bu yaşananları hiç bir şey yokmuş gibi vererek geçiştirmeye çalışmaktadır. Ancak hakikat o dur ki işgalci ordunun gerilla güçleri karşısındaki kırılmaları sonucu durumu artık yama tutmaz bir hal almıştır. Özel savaş basınınca yazılan senaryolar ile pohpohlanan askerlerden geriye ise içler acısı durumda olan halk gerçekliği hikayeleri çıkmakta. Tabutlara konulacak cenazesi olmayan askerler için yapılan törenler , ellerine tutuşturulan para ile susturulan aileler ve törensizce sessiz bir şekilde gömülen askerler gerçekliği ise işgalci basın tarafından hiç görülmek istenmese de her gün bir çok şehirde bu tür durumlar yaşanmaya devam ediyor.
Harun XWEZA