HABER MERKEZİ
Rojava Devrimin üzerinden 7 yıl geçti. Rojava Devrimi ilk gün ki gibi yeniliğini ve canlılığını koruyor. Rojava Devrimi demokrasi ve eşitliğin renkleriyle gelişen bir çiçek.
Devrim şehitleri ise bu devrimde en çok emekleri olanlardan. 18 Mart’ta DAİŞ çetelerine karşı Baxoz’da mücadele ederek şehit düşen, Şehit Tekoşer Piling (Lorenzo Orsettinun) arkadaşlarının onun için kaleme aldığı bir yazıyı sizlerle paylaşacağız.
“Rojava devriminin yedinci yıl dönümünde, Kapitalist Modernitenin merkezinde Floransa’da doğup büyüyen ve bu sistemden koparak Rojava’ya gelen Lorenzo’yu anmak gerekir.
Tekoşer kendisinde ve pek çok genç insanda, bir neslin acı çektiğini, sermayenin çıkarına eğilip topluma dayatıldığını gördü. Rekabeti dayatan, bireyci, insan ve doğanın sömürülmesi ve ataerkil kökeni olan yaşam türüydü dayatılan yaşam. Sınırlarımızı ihmal ederek, ülkemizdeki çalışma koşullarından dolayı binlerce insanı öldüren, binlerce insanın hayatını olduğu gibi, dünyamızı da tahrip eden sahte barış adına insanların hayatını mahveden bir sistem. Bizim ülkemizde yaşamak için herhangi bir sorunumuz yoktu ancak savaştan ya da yoksulluktan kaçan insanlar ya sömürülür ya da denizler de ölüme terk edilirler.
Orsetti’nin ezilenlerin reddeden bu sisteme karşı ezilenlerin yanında yer aldı. Çevresindeki genç insanlarla komşusu ve kentindeki farklı örgütleme biçimleri kurdu ve mücadele etti. Bu, Rojava devrimi ile buluşana kadar devam etti. Rojava Devrimi Ortadoğu’daki DAİŞ ve Türk devleti tarafından temsil edilen, faşizme karşı yedinci yılına ulaşan bir devrimdir.
Devrim, ekolojideki ilkeleri gören ve farklı bir değer taşıyan aşağıdan yukarıya bir demokrasi süreci yaşıyor, ataerkil tahakkümle mücadelede temel ilkelerden biri.
Lorenzo bunları tanıdı ve benimsedi. Partizan karakteristiğimiz de de olan aynı değerleri, partizan direncimiz olarak kabul etti. Bu direnç binlerce genci, 70 yıldan daha uzun bir süre önce, Nazi parti rejimine karşı savaşmak için dağlara çekildiler, şehirlerini terk etmelerine neden oldu. Orsetti, örneklerini izleyerek, ayrılmaya, sınırlarının diğer tarafında savaşan yoldaşlarını hayatlarıyla tanışmaya karar verdi.
İçinde derin hissettiği, adalet ve eşitlik fikirleriyle hareket eden Kuzey Suriye’deki devrime desteğini bir yıldan fazla bir süredir Rojava’da, YPG koruma hareketlerinin bir parçası olarak hayata geçirir. Yolunu öğrenmek, ayrılmanın ve devrimin bir parçası olmanın ne demek olduğunu anlar.
Avrupalı bir adamın içerisindeki sınırlama ve çelişkilerin üstesinden gelmek için sürekli olarak eleştirilen yoldaşlarla dolu bir devrim idi bu. Ataerkillik ve sömürü ile savaşmanın ne demek olduğunu tecrübe etti ve rekabete dayanmayan, komünaliteye dayanan bir toplulukla tanıştı.
Rojava ile İtalya arasında bir köprü oluşturmak için kişisel deneyimlerinden başlayarak, Rojava’da olanları anlatmayı asla bırakmadı. Tekoşer, devrimi, insanlığın bütününe verilen bu kadar yoldaşın fedakarlığıyla mümkün olan bir devrim olasılığını savunmak için, bu devrimi yıkmak isteyenlere karşı savaştı. Bu yüzden Êfrîn’de Türk işgaline karşı savunmaya, son olarak da DAİŞ’in eline geçerek Derezor’da şehit oldu.
Tekoşer’in hayatı ortak bir miras olmalı. Kendimize devlete teslim etmememiz, kendimizden başlayarak değişimin kahramanı olmamız ve bu gerçekliğin değişimini, etkinliği bir örnek.
Hafızada, mücadele, ve yaşamda, şehitler asla ölmez.
Yaşasın Rojava’nın partizanları!
Yaşasın devrim!
Sehid Namirin! ”
Mücadele Arkadaşı Egid