Komalên Ciwan Koordinasyonu Üyesi Ronî Baz, Avrupa gençliğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Baz, Avrupa gençliğine çağrıda bulunarak, “Örgütlenelim, eyleme geçelim ve başkaldıralım!” dedi.
HABER MERKEZİ – Komalên Ciwan Koordinasyon Üyesi Roni Baz’ın Ajansımıza verdiği röportajın, Avrupa gençliği üzerine yaptığı değerlendirmelerin olduğu üçüncü bölümünü yayınlıyoruz.
Komalên Ciwan Koordinasyonu Üyesi Ronî Baz ile Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliğinin durumu ve özgürlük mücadelesindeki rolü üzerine açıklamalarda bulundu. Tevgera Ciwanên Şoreşger’in kuruluş kongresi üzerine değerlendirmelerde de bulunan Ronî Baz, hata kabul etmeyen bir süreçten geçtiğimizi ve Kürdistan gençliğinin artık daha fazla örgütlenip daha fazla eyleme geçmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Avrupa’da yaşayan Kürdistanlı gençler Ekim ayında kuruluş kongrelerini gerçekleştirdiler. Bu kongre hakkında neler söylemek istersiniz?
Avrupa gençliğinin güçlü bir özeleştiriye ihtiyacı vardı
Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliği, Avrupa’da hareketimize gönüldaşlık yapan devrimci sosyalist birçok gencin ortak yaptığı bir gençlik kongresi oldu. Biz bu vesileyle bu kongreyi selamlıyoruz. Çalışanları, emeği geçenleri, mücadele sahibi olanları selamlıyoruz tekrardan, kutluyoruz. Sonuçları basına yansıdı kongrenin. Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliği hangi tartışmaları yürüttüğünü, planlama olarak önlerine ne koyduklarını ve bundan sonra mücadele sürecine nasıl katılacaklarını basına yayınladılar. Biz de o vesileyle öğrenmiş olduk. Kongrenin güçlü bir eleştiri ve özeleştiriyle geçtiğine eminiz. Çünkü Avrupa Kürdistan gençliği için, Avrupa’da yaşayan devrimci gençlik açısından güçlü bir özeleştiriye ihtiyaç vardı. Bu süreçte elbette ki büyük emek sahibi oldu, mücadele saflarını hiçbir zaman eksik bırakmadılar. Ama insan şunu da söyleyemiyor; yeteri düzeyde, faşizmi yıkacak, tecridi kıracak düzeyde bir mücadele düzeyini ortaya koyamadılar. O nedenle güçlü bir özeleştiriye ihtiyacı vardı.
Kongrede yürütülen tartışmalar ve özeleştiriler doğrultusunda, sizce Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliğinin bundan sonra neye yoğunlaşması gerekir? Mevcut süreç karşısında Kürdistan gençliğinin tutumu ne olmalıdır?
Güçlü bir eğitim süreci başlatılmalı
Buradan, Avrupa’da mücadele halinde olan tüm Kürdistan gençliğine, tüm devrimci yurtsever gençliğe ve bunların öncülüğünü yapan, öncü durumunda olan bütün Kürdistan gençliğine şunu söylemek istiyoruz: Sıcak savaş sürecini iyi anlamak gerekiyor, yani içinden geçtiğimiz süreci iyi anlamak gerekiyor. Tehlikelerini ve avantajlarını iyi görmek gerekiyor. Bu nedenle iyi bilinçlenmek, güçlü bir eğitim çalışması başlatmak gerekiyor. Kapitalizmin merkezi olan bir yerde yaşıyor yoldaşlar. Elbette ki kolay değildir, yani günlük olarak kapitalizmin bütün ideolojik saldırılarıyla karşı karşıya kalıyorlar. Yine aynı şekilde, Türk faşizmine karşı daha güçlü bir mücadele yürütmek için özellikle tarihsel konulara, tarihsel tecrübeye, tarihsel hafızaya tekrardan dönmeliler. Özellikle Avrupa’daki devrimci geleneği iyi analiz etmeliler. Mesela 1990lı yıllarda Kürdistan gençliği Avrupa’da mücadelemiz açısından nasıl bir öneme sahipti ve bu misyonu nasıl yerine getirdi, bunu iyi tartışmak lazım.
Avrupa’da avantajlı bir durumdayız
1990’lardan daha büyük imkanlara sahibiz, özellikle Avrupa’da. Niye? Şu anda PKK hareketi tüm dünya hakları arasında büyük bir umut, büyük bir alternatif olmuş durumdadır. Eskiden PKK hareketi Avrupa halkları arasında bu düzeyde tanınmıyordu. Neden? Çünkü Kobanê Direnişi oldu. Neden? Çünkü Efrîn Direnişi oldu. Neden? Çünkü DAEŞ’i yendi YPG ve Kürdistan mücadelesi. Bu gelişmeler bütün halklar arasında PKK’yi daha iyi tanıma, halkları iyi tanıma, Rojava’daki YPG ve YPJ mücadelesi vesilesiyle Kürdistan Özgürlük Hareketi’ni iyi tanıma durumunu ortaya çıkardı. Peki o zaman soru şu: Kürdistan gençliği olarak Avrupa’da biz bu prestiji ne kadar değerlendirebildik? Bu prestiji ne kadar örgütleyebildik, ne kadar çok insanı bu vesileyle çekebildik? Elbette ki bazı gelişmeler var, fakat yetersizdir, yani mücadelemizin düzeyini karşılayacak bir durumda değildir. Bunu açıkça belirtmekte yarar var. Biz bu kongreyle bunun aşılacağına inanıyoruz. Zaten ismi de Tevgera Ciwanên Şoreşger oldu. Devrimci ölçülerle hareket edeceklerini, devrimci kararlılıkla, iddia sahibi olarak bundan sonra mücadeleye katılacaklarını söylediler. Yine aynı şekilde YXK çalışmaları, bunların hepsi bir bütündür.
‘Ülkeyle bütünleşmek’, Avrupa gençliği açısında çok önemlidir
Bizi iç gündemlere boğacak bütün tali gündemlerden sıyrılmak lazım. Bu süreç hata kabul etmeyen bir süreç; bu süreç daha çok fedakarlık isteyen bir süreç. O nedenle kongrede öne çıkan kavramlardan bir tanesi üzerinden birkaç şey söylemek istiyorum; o da “ülkeyle bütünleşmek”. Süreç değerlendirmeleri ülkeyle bütünleşmek üzerinden yapıldı. Yine örgütsel, ideolojik durum değerlendirmelerinin tamamı ülkeyle, halkımızla bütünleşmek üzerinden yürütülmüş. Çok açık yani; ülkeyle bütünleşmek, ülkede yürüyen sıcak savaşın en önde birer savaşçısı birer neferi haline gelmektir. Ülkeyle yaşamak, sonuna kadar halkımızın hem öfkeleri, hem umutları hem de mücadele kararlılığına bağlı olmak, o bağlılıkla yaşamak ve mücadele etmektir. Ülkeyle yaşamak, liberalizmin her türlü yaklaşımına karşı ciddi ve kararlı bir radikal duruşu ortaya koymaktır. Ülkeyle yaşamak, eski süreçleri aşacak, yaratıcı, etkili, özellikle Avrupa devletlerini zorlayacak bir eylem çizgisini ortaya koyabilmektir. Ülkeyle yaşamak budur. Ülkeyle yaşamak, ülke dağlarında yaşamaktır, ülke için mücadele etmektir, ülke için nefes alıp vermektir. Bunun dışında her şey haramdır. Kürdistan gençliği için bu böyledir. Mücadele dışında alınabilecek her nefes haramdır bizim için. Özellikle Önderliğimiz esaret altındayken. Mücadele dışında başka alternatifimiz yoktur, başka onurlu yaşam durumu yoktur, başka özgür yaşam yolları seçenekleri yoktur. Bahsedilen bazı özgürlük seçenekleri falan, bunların hepsi kapitalizmin oyunlarıdır; bunların hepsi sömürgecilerin oyunlarıdır. Kürdistan gençliğini özgürlük değerlerinden koparmak için uydurulan bazı laflardır, ideolojik yaklaşımlardır, ideolojik saldırılardır. Bunun bilincinde olmak gerekiyor. İşte ülke ile yaşamak denilecekse, sorgulanacaksa, bunlardır.
Sizin de bahsettiğiniz gibi, ideolojik saldırıların çok yoğun olduğu, kapitalist modernitenin merkezi olan Avrupa’da Kürdistan gençliğinin hem kendisini koruması hem de faşizme karşı özgürlük mücadelesinin etkili bir parçası olması için ne yapması gerekir?
Avrupa gençliği, tarihe damgasını vuracak imkan ve düzeye sahiptir
Bunun için, özellikle Avrupa’da yaşayan tüm Kürdistan ve devrimci sosyalist gençliğinin iki noktada seferber olması gerekiyor: Bir, örgütlenme seferberliği; iki, eylem seferberliği. Bunun yanında, tabi örgütlenme çalışmalarından bahsettiğimiz, işte bunun içerisinde olan bir de eğitim-bilinçlendirme çalışmaları var. Bu iki hususta mutlaka sıçrama yaratacak, mutlaka önemli gelişmeler yaratacak, damgasını vuracak. Nasıl ki dün YCK döneminde, Avrupa’da Kürdistan gençliği hem tarihe hem de mücadelemize damgasını vurmuşsa, bugün de Kürdistan gençliği Avrupa’da tekrardan damgasını vurabilecek imkanlara ve düzeye sahiptir. Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliğinin böylesi bir düzeyi de vardır, tecrübesi de vardır. Bugün bütün dünyaya umut olan bir APOcu felsefeye, bir APOcu savaş düzeyine, bir APOcu ideolojik alternatif sisteme sahibiz. Bunu bilmek gerekiyor. O yüzden Kürdistan gençliği kendisine güvenmeyecek de kim güvenecek? Kürdistan gençliği her zamankinden daha fazla kararlı olmayacak da kim kararlı olacak? Düşünebiliyor musunuz, tarihte ilk defa bir özgürlük hareketi, bir Özgürlük Önderi tüm dünya içerisinde bir özgürlük umudu haline geliyor. Bundan daha büyük gurur var mı? Bundan daha büyük bir onurlu yaşam çizgisi olabilir mi? Bundan daha büyük bir şeref yolu olabilir mi? Bunun dışındaki her şey haramdır, her şey köleliği ifade eder. Hatta çok derin ve pis bir köleliği ifade eder. O nedenle, kendi ideolojisine inanan, güvenen, özgüveni olan, yine bunun yanında akıllıca hareket eden – öyle rastgele, günlük hareket eden değil – akıllıca hareket eden, plan programı olan, sistemli bir şekilde yaşayan, çalışma yürüten ve mücadele eden bir gençlik örgütünün oluşacağına inanıyoruz.
Avurpa gençliği, muhalefet ittifakını güçlendirmeli ve birlikteliğini oluşturmalı
Bir de Avrupa’da Êzidî gençliği var, Alevi gençliği var. Yine aynı şekilde, Rojavalı gençler var, Başûrlu gençler var, Rojhilatlı gençler var. Objektif olarak bakıldığında biraz parçalı bir durumda görünüyor. Çok hızlı bir şekilde bu ittifakı, gençlik muhalefet ittifakını güçlendirmeleri ve birlikteliğini oluşturmaları gerekiyor. Yine aynı şekilde, enternasyonalist yoldaşlar var. Bunların hepsini bir araya getiren, faşizme karşı tek direniş bloğunu oluşturan, tek direniş safını, cephesini, mevzisini oluşturan bir çalışmayı artık büyütmek gerekiyor. Kürdistan gençliğinin örgütlülüğünü belki de Avrupa’da biraz zorlayan bu; parçalı bir durum var, bu parçalılığı aşmak lazım. Türk faşizminde bir parçalılık ortaya çıkıyor mu? Savaş dönemleri parçalılık kabul etmez. İdeolojisi ne olursa olsun; bir gencin faşizme karşı mücadele etmesi için illa ki APOcu ideolojiye sahip olmasına gerek yoktur. Bizi bir araya getiren bir husus vardır, o da antifaşizmdir, antikapitalizmdir. İstiyorsa sosyalist olur, istiyorsa başka bir ideolojiye sahip olur. Tek bir ilkemiz var; faşizme karşı mücadele. Bunun dışındaki ideolojik farklılıklar, dönemin gerekli kıldığı ölçüler değildir; tam tersine, dönem dışıdır, süreç dışıdır. O nedenle, ideolojisi, halkı, toprağı, ülkesi, kim olursa olsun, nereden geliyorsa gelsin; hepsini devrimci bir gençlik hareketi mevzisi içerisinde örgütlemek ve harekete geçirmek önemli. Bunu yapacak olan da devrimci bir gençlik hareketidir. Bunu yapacaklarına inanıyoruz, böylesi bir güçleri vardır. Beklentimiz bir tarafa, ki bu sadece beklenti de değildir, biz Kürdistan gençliğinin bunları yerine getireceğine inanıyoruz. Bizim beklentimizin dışında, halkımızın beklentileri var, ülkemizin beklentileri var, halklarımızın beklentileri var.
Avrupa’da yaşayan Kürdistan gençliğine bir çağrınız var mı?
Şimdiye kadar gerçekten de büyük bir özveriyle gerilla saflarında mücadele eden, şehit düşen, Avrupa’dan katılmış birçok yoldaşımız var. Öteden beri bu mevziyi hep güçlü tuttular ve bundan sonra da daha da güçlü bir şekilde dolduracaklarına inanıyoruz. Diğer parçalarda bu kadar yoğun bir savaş sürerken, akın akın gerilla dağlarına, gerilla saflarına katılacaklarına inanıyoruz biz. Yine aynı şekilde bu eylem ve örgütlenme çizgisini esas alacaklarını düşünüyoruz. Son olarak şunu söylüyoruz Avrupa gençliği için: Örgütlenelim, eyleme geçelim ve başkaldıralım!