BEHDİNAN – Kuzey Kürdistan’da 2015-2016 tarihinde yaşanan tarihi şehir direnişleri sürecinde gençliğin öncülüğünü yapan ve aynı süreçte işgalcilerle savaşıp, topraklarını korurken şehit olan Muazzez Moğol ve Hikmet Çark’ın süreç hakkındaki düşünceleri;
Gençlik Açısından Süreci Nasıl Değerlendiriyorsunuz?
Şehit Hikmet (Felat Arkadaş): Sürecin devrime evirilmesi konusunda gençlik bir öncülük misyonunu kendine biçmiştir. Yani duruşu, tarzı, çalışma yöntemini, örgütleme düzeyini buna göre belirleyip bir arayışa girmiş ve bu arayışlar neticesinde sürece cevap olabilecek bir tarz yakalayabilmiştir. Ancak biz süreç açısından şunu belirtebiliriz; aslında bu sürecin 45-50 yıldır savaşla gelen, kimi yerlerde devlet şiddetinin aşırı bir şekilde geliştiği bu sürecin çözüme evirilebilmesi, çözüm konusunda var olan sorunların aşılabilmesi için toplumsal kesimlerin en öncü gücü olan gençliğin kendini tam katması, katarken de yani çözüm konusunda alternatif yaratabilmesi hususunda kimi yetersizlikler bugüne kadar yaşanmıştır. Çözümün oluşabilmesi için özünü, var oluşumuzu kabul eden bir yapıda olması gerekir Türkiye’nin. Ancak süreci bir bütün olarak ele aldığımızda, biz sürece kendi bakış açımızla şöyle bir misyon yüklüyoruz; Sürecin toplumun beklemiş olduğu çözüm noktasına evirilmesi hususunda gençliğin örgütlü yapısı son çözüm konusunu ortaya koyacaktır. Fakat şöyle bir nokta var. Alternatif yaratma konusunda gençliğin bir enerjisi var. Bu enerjiyi ilkeye dönüştürme noktasında herhangi bir sıkıntısı bulunmamaktadır. Ancak bir bütünen kapitalist-modernist sistemin yönelimlerinden kaynaklı bu sürecin alternatiflerini yaratırken çözüm geliştirip ortaya koyma hususunda yani sistemin yedeği haline gelme yetersizlikleri bugüne kadar yaşanabilmekteydi. Fakat bugün gençlik arayışı böyle değildir. Kesinlikle bizim yaklaşımımız da bu temelde değildir ve bu temelde ele alıp değerlendirmiyoruz. Bizim bugün ki yaklaşımımız şudur; Kapitalist-modernist sistemin temsilci güçleri, paramiliter güçleri çözüme gelse de gelmese de biz kendi alternatif gücümüzü örgütlü bir düzeye getirip, çözüm alternatiflerini yaratarak, bu süreci alternatif süreçleri toplumların sistemi haline getirmeyi planlıyoruz. Bizim böyle bir iddiamız var! Bizim bu iddiaya denk bir arayışımız, bir örgütlülüğümüz var. Kapitalist sistem kendi içinde büyük bir kriz yaşıyor. Bu krizi aşabilmesi için toplumun en dinamik gücü olan bir kesimi kullanıp, bu kesim üzerinden yarattığı kaos ortamından beslenerek kendisini yeni bir alternatif güç olarak sunabilmesi gerekmektedir. Ondan kaynaklı tüm yönelimlerini, eğilimlerini özel savaş politikaları neticesinde gençlik üzerinden sürdürüyor. Dediğim gibi altenatif Özerk bir Kürdistan ise biz her zaman bunun için hem savaşmaya hem inşaya hem de sürecin bütün yüküne, öncülüğüne hazırız.
Şehit Muazzez Moğol (Nuda Arkadaş): Mesela gençliğin sürüklenme gibi bir durumunun gerçekleşmesi bile misyonuna aykırı bir duruştur. Sürükleyecek olandır gençlik. Mesela gençliğin dinamik bir yapısı vardır. Toplumun dinamikliğini oluşturan bir duruşu vardır. Yeni oluşumlara açık, yeni oluşumları geliştiren, bu yeni oluşumlara hamleler tarzıyla cevap veren bir yapısı vardır. Süreçte sürüklenmek bir defa gençliğin kimliğine aykırı bir şeydir. Özellikle mesela genç kadın boyutuyla da ele alsak bu yine aykırı bir şeydir. Kendi biyolojik yapısına bile aykırı olan bir durumdur açıkçası. Genç kadınlar şu anda her alandalar, insanlığa karşı olan her şeye karşı mücadele edecek genç kadınlardır. Perspektifleri var mı gençliğin, tabi ki de var. Gençlik gözlemleyen, ele alan, gençlik boyutuyla yapması gerekenlerinin takipçisi olandır. Zaten gençliği bir yapı olarak Önder Apo şöyle belirtiyor; misyon olarak, öncülük olarak, bu sürecin, bu dönemin öncüsü rolünü belirtiyor yani Önderliğin bu belirlemesiyle bile gençliğin ne kadar dinamik bir inançla sürdüreceğini açıkça belirtiyor zaten.
Gençlik Bu Süreçte Nasıl Bir Hareket Tarzına Sahip Olmalıdır?
Şehit Hikmet: Gençliğin coşkusundan ve enerjisinden bahsettik. Ölçü koyan, ilke yaratan kesimdir dedik. Dolayısıyla bekleyen insan genç olamaz, biz özellikle bu noktayı açık bir şekilde ortaya koyalım. Beklemek, beklentili olmak; gençliğe aykırı bir durumdur. Gençlik; devrimin bizzat yürütücüsü ve yaratıcısı olacaktır. Hem bu sürecin hem toplumsal sürecin hem de yaşam oluşturulacak anlamlı yaşamın öncülüğünü yapacak olan gençliktir. Dolayısıyla gençlik bu sürecin bir bekleyeni değil, bir bütünen bu sürecin içinde olan kesim olarak değerlendireceğiz. Mevcut gençliğin pozisyonu, özelde Kürt gençliğini değerlendirirken beklemekten daha çok bunun öncülüğünü üstlenen kesim olarak nitelendirdik ve bizim yaklaşımımız budur. Eğer gençlik gerçekten bekleyen bir pozisyonda kalıyorsa gençlik genç olmaktan çıkmıştır. Biz ona gençlik diyemeyiz, denilemez gerçekten. Enerjisine, ruhuna, coşkusuna, toplumsal ruhuna ters bir durumdur. Dolayısıyla gençlik bekleyen değil yaratan ve yürütendir.
Politik Ve Ahlaki Bir Toplumu Yaratacak Güç Var Gençliğin Elinde. Peki Bu gücü Nasıl Açığa Çıkarmayı Planlıyorsunuz?
Şehit Hikmet: Bu noktada şunu belirtelim; aslında nasıl yaşamalı derken, buna nasıl cevap olunması noktasında gerekli ipuçları da görebiliriz. Ahlaki politik toplum gerçek toplumdur. Hakikat arayışı olan toplumun gerçekliğidir. Şimdi gençlik bunun öncülüğünü yaratmak için nasıl bir rol oynayacak? Bu toplum var olan bir toplumdur. Doğal, komünal, kolektif değerlerini özünde taşıyan tüm toplumsal kesimler ahlaki-politik toplumun bir parçasıdır. Kısaca gençlik buna öncülük yaparak öze dönüş anlamında, özle bütünleşme anlamında bir misyon oynayacaktır. Yeniden bir toplum yaratmak değil; gerçek değerlerinden uzaklaştırılan toplumu olması gereken değerleriyle bütünleştirecektir. Gençlik şimdi ne yapacak bu noktada? Gençlik inşa süreçlerinin hepsinde baştan sona kadar öncü rolü oynayacaktır. Gidecek mahallesinde, köyünde komünlerini oluşturacaktır. Kesinlikle ahlaki-politik toplumun oluşabilmesi için bunlar kaçınılmazdır. Yani ilk önce ahlaki-politik toplum kültürünü oturtabilmesi, oturtulmadan önce bir zihniyet devriminin oluşturulması gerekir. Az önce Demokratik Ulus’u yaratma gibi bir arayışımızın olduğunu belirttik. Önderlik diyor ki: “Demokratik Ulus ruhtur, Demokratik Özerklik onun bedenidir” Bizim bu ruhu Rönesansçı zihinsel bir devrim yaratarak oturtabilmemiz ve gerçekleştirebilmemiz gerekiyor. Bugün 40-50 yıllık bir mücadele gerçekliğiyle beraber biz bunu yaptık, onlarca Rönesans sitemi yaptık biz. Bu hareket 40-50 yıllık mücadele tarihinde onlarca zihinsel devrim yarattı.
Demokratik Ulus’u Gençlik Kendinde Nasıl Oturtacak Ya da Komün Yaşamı Nasıl Bir Sistem İle Yaşamsallaştırılacak?
Şehit Hikmet: Şunu belirtelim: Demokratik Komünalite’nin oturtulabilmesi için, var olan Demokratik Ulus bilincinin olması gereken düzeye taşınabilmesi için ilk önce Demokratik Siyaset’in oturtulabilmesi gerekir. İşte gençlik demokratik siyaseti doğrudan radikal demokrasi biçimleriyle kendi içinde örgütleme düzeyi yaratarak yani kongreleşerek, kongreleşmeden konferanslarını yaratıp yeniden yapılanmalara gidilerek bir bütünen tüm gençliği bir çatı altında bir araya getirerek, ahlaki politik toplumun öncülüğünü üstlenirken bunu oturtma mücadelesine girişecektir. Bunun öncülüğünün yapılabilmesi için örgütlü gücün oluşabilmesi gerekiyor. Örgütlü güç de gençliktir. Gençlik bu örgütlü gücünü ve kendisini tekrar gözden geçirerek ters giden, daralan, çok emek veren, koşup, gidip-gelen fakat emeği oranında yaratamayan, sınırlı kalan tarzını aşarak, bu tarza cevap olma mahiyetinde yeni örgütleme biçimini, yani yaptığı her emekte ürün yaratabilen bir düzeye taşırarak kendi örgütünü yaratacak ve bu örgütlülükle ahlaki-politik toplumu oturtacaktır. Biz bu noktada şunu açıkça biliyoruz: toplumun ahlaki-politik temelde özgürleşebilmesi için örgütlenmesi gerekiyor. Mevcut toplum, örgütlü toplum değildir. Kapitalist modernite, toplumu parçalamak, dağıtmak için neredeyse yapmadığı kirli savaş politikası kalmamıştır. Kapitalist modernitenin böyle bir yönelimi var dolayısıyla buna karşı aynı düzeyde ideolojik anlamda politik bir duruşun gösterilebilmesi, politik bir örgütlülüğe ortak olunabilmesi gerekiyor. Eski tarzın aşılması, yeni tarzla birlikte yeni alternatifleri yaratarak demokratik siyasete dayalı örgütlülüğün sürdürülmesi ahlaki-politik toplumu yaratacak temel etken olacaktır. Gençlik bundan sonraki süreçte kendi öncülüğünü bu şekilde oynayacaktır.
Son Olarak Gençliğe Herhangi Bir Çağrınız Var mı?
Şehit Nuda: Büyük inanç ve kararlı direnişimizle güzel Kürdistanımızı devrimle taçlandırmaktır amacımız. Bunu yapacak olan da gençlik ve genç kadındır! Buradan verebileceğimiz en büyük çağrı da şudur: Artık gerçekten bu devrime sahip çıkma, devrimin oluşumunu sahiplenilerek gelişeceğini belirtmek gerekiyor. Artık evlerinden dışarıyı gözetleyen bir gençlik değil de Önder Apo’nun felsefesiyle bütünleşmiş, felsefesiyle hareket eden bir genç kadın, gençlik kimliğiyle beraber bu devrime öncülük etmenin vaktidir. Artık durup yerimizden bakacağımız bir süreç değildir. Önder Apo’nun özgürlüğü temelinde tüm Kürdistan devrimine sahip çıkma zamanıdır. Bu temelde genç kadın ve gençlik kimliğine sahip olan arkadaşları bu mücadeleye davet ediyoruz.
Şehit Hikmet: Öncelikle şunu belirteyim; İşgalci güçler Kobanê’de yenildiler. Orda örgütlü halkın iradesi karşısında yenildiler. Çağrımız: eğer bu savaşı gerçekten bitirmek istiyorsanız be devrimde en ön safta yerinizi alınız. Gençlik bunun bilincinde olsun ki gençlik şahsında aslında Kürdistan’ın tüm toplumsal- kültürel değerleri, toplumsal-kültürel hafızası yok edilmek isteniyor. Tüm işgalciler de gelse de tüm işgalcilere karşı bu mücadelemizi yürüteceğiz. Aslında biz yeniden Kobanê’yi inşa ederken, tüm işgalcileri Kobanê’den söküp atarken, bununla hesaplaşırken biz tüm işgalci zihniyeti Kürdistan’dan söküp atıyoruz. Aslında bir bütünen sömürgeciye, işgalciye yani vahşi-işgalci devlet anlayışının son bulması için bir duruş söz konusudur. Bizim de gençliğe çağrımız yani Xwedî Derkeve diyoruz. Kürdistan’da ki tüm gençliğin buna cevap olabileceğine inanıyoruz. Bu temelde de tüm gençliği Kürdistan’a davet ediyoruz.”
Laleş Rênas