AMED – Halklar Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecride karşı DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlatılan açlık grevi eylemleri ve sonrasında dört parça Kürdistan ve dünyaya yayılan açlık grevi direnişleri sonucunda 2 Mayıs tarihinde Halklar Önderi Abdullah Öcalan ile avukat görüşmesi yapılmıştı.
8 yıl aradan sonra yapılan avukat görüşmelerinde Halklar Önderi var olan krizlerin çözümünün 3. yol çizgisini vurgulayarak bunun geliştirilmesi gerektiğini belirtti.
Halklar Önderi Öcalan’ın avukat görüşmelerinde altını çizdiği 3. Yol çizgisini, işgalci Türk devletinin Başurê Kurdistana yönelik saldırılarını ve 8. yıllına girdiğimiz Rojava devrimini HDP Meclis Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Özlem Gündüz ile konuştuk.
Üçüncü yol ile Türkiye’nin hem iç hem de dış sorunlarında ki tıkanıklıkları aşacağını belirten Özlem, “ Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın biliyorsunuz uzun zaman sonra görüşmeler yapıldı, özellikle Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve tüm cezaevlerinde, hatta Türkiye’den Kürdistana Ortadoğudan ve dünyanın her yerine yayılan açlık grevleri ile birlikte o eylemlerin sonucunda direnişin sonucunda Kürt Halk Önderi ile bir görüşme gerçekleştirildi. Bunun esası tabii ki öncelikle açlık grevlerinin bitirilmesine dönüktü, oradan gelen avukatların getirdiği bilgi ile açlık grevleri bitirildi ama orada vurgulanan çok önemli gündemler konular vardı. Bunlar aslında Kürt halk önderinin yeni ortaya çıkardığı ya da ilk defa söylediği şeyler değildi. Üçüncü yolun hem Türkiye’nin kendi iç siyasetinde, hem de dış politikaların da içerisine girdiği kriz hali, kaos hali sürekli kutuplaştıran ötekileştiren haline de halkların yaşadığı baskıya dönük de bir çözümü aslında yani halkların, bütün toplumun, her kesimle, her kültüre, her dine, her inanca karşı inanılmaz bir baskı var Türkiye’nin kendi iç siyasetinde” diye belirtti.
“ÜÇÜNCÜ YOL YENİDEN HATIRLATILDI”
İktidar olarak da faşizmin halklara dayatan bir iktidar bloku var buna karşı özellikle halkların İstanbul seçimlerinde de ortaya koyduğu aslında alternatif bir yol arayışı bu da tam da Kürt halk önderinin ortaya koyduğu üçüncü yoldur. Halkların kendi sorunlarına çözüm üretebilen bir noktada bir araya gelmesi bütün demokrasi güçlerinin bir araya gelerek seslerini yükselttiği bir sonuç çıktı İstanbul seçimlerinden. Bu üçüncü yol tam da belirtilen noktada budur aslında bunu böyle okumak böyle görmek gerekiyor. Bunu Kürt Halk Önderi yeniden hatırlattı. Hem HDP fikriyatında olan hem de genel olarak halkların lehine çözüm getirebilecek yol bu üçüncü yoldur.
“İKTİDAR SAVAŞ POLİTİKASI İZLİYOR”
Türk devletinin görüşmelerden hemen sonra başlattığı operasyonlarda sivillerin vurulduğunu belirten Özlem, “ Halkları kutuplaştıran belli ittifaklara sıkıştıran bir politikadan ziyade halkların gerçekten ne istediğini, sorunlarını nasıl çözeceğimize de dönük bir arayış içerisinde olmamız gerektiğini ve çözümün de bu olduğunu yeniden hepimize hatırlattı. Türkiye’nin dış politikada, özellikle bu görüşmelerin hemen üzerine işte başlattığı bir operasyon adı altında işte terörle mücadele adı altında yürüttüğü bir operasyon var. Orada sizde biliyorsunuz sivil halkı da hedef alan bir iki gün öncesinde de yine Mahmur’da sivil halkın buradaki savaştan kaçıp giden, halkın bulunduğu bir kamp alanı meşruluğu olan Birleşmiş Milletler bünyesinde ve meşruluğu olan bir alana dönük saldırı oldu. Türkiye dış politikada da önüne savaşı koydu. Halklara, kültürlere dönük yok savaşı koyduğu bir politika izliyor. Bu politikanın kaybettireceğini, yani iktidarın zaten bu politikayla aslında kendi içerisinde ciddi bir çözülme yaşadığını, kendi sonunu getirdiğini gören bir yerden yapılan değerlendirmelerdi ve bu değerlendirmelerin ciddiye alınması gerekiyor hem Türkiye hükümeti tarafından hem de bütün toplumlar tarafından dikkate alınması gerekiyor. Şuanda demokrasi güçlerinin savaşa karşı barışı talep eden bütün halkların bir araya getirip bu haklarla birlikte ortak bir çözüm arayışı içerisinde olmaya dönük bir politika izlenmekte. Savaşa karşı savaşı istemeyen, bunu demokratik siyasetle çözme yönünde arayışı olan ciddi bir kesim var. Bu kesimi bir araya getirip birlikte nasıl yol alabiliriz? Nasıl bir politika belirleyebiliriz üzerinden de yine HDP’nin yürüttüğü belli çalışmalar var.
GÖRÜŞMELER HER KESİME NEFES ALDIRDI
Halklar Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin her kesime rahat bir nefes aldırdığının altını çizen Özlem, ” Bundan sonrasında önemli olan bu görüşmelerin devam etmesi yani Kürt halk önderiyle yapılan görüşme bir nefes aldırdı, herkes kesime bir nefes aldırdı ama şuan tekrar görüşmeler durdurulmuş. Bu görüşmelerin durması demek tekrardan bir kaos halinin savaş halinin aslında devam etmesi demektir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın da öngördüğü için aslında bunları başta da belirtirken üçüncü yolu bize hatırlattı. Demokratik siyaset, onun onurlu barış ve toplumsal uzlaşıdan bahsetti. Bunlarla toplumsal uzlaşıyla onurlu barışla aslında bu yaşanan Türkiye’de Ortadoğu’da ve dünyada yaşanan kaos halinin kriz halinin bu şekilde çözülebileceğini yeniden hatırlattı ve bunda rol oynayacağını belirtti ama şuan maalesef bu görüşmeler tekrar kesilmiş durumda. Türkiye’nin yine operasyonları hızla devam etmekte, bu haliyle çözümün gelişmeyeceğini de savaş ortamının derinleşeceğini hepimiz biliyoruz. Toplumun tüm kesimleri de aslında bu durumdan kaygılı bunları halkların bir araya geleceği platformlar oluşturarak engellenebilir. Bunlar nelerdir? Mitinglerdir, Demokratik Halk buluşmalarıdır, bu tür yol ve yöntemlerle halklar gerekli mesajları olması gerekeni, yeni alanlar da verecektir” ifadelerini kullandı.
SALDIRILAR ROJAVA DEVRİMİNE DÖNÜKTÜR
Son olarak bu gün devam eden saldırıların rojava devrimine oradaki kazanımlara dönük olduğunu belirten Özlem, “ Aslında bu saldırıları şöylede ilişkilendirebiliriz. Bu saldırılar Rojavada’ki kazanımlara dönük saldırılardır. Rojava devrimi diye tanımladığımız gerçekten orada hakların, faşizme karşı orada yaratılan tüm saldırılara karşı halklar bir irade ortaya koydular ve kadınlar öncülüğünde bir Rojava devrimi gerçekleştirdi, bu devrime tahammülü olmayan yine egemen güçlerin egemen zihniyetin saldırıları o kazanımlara dönük saldırılardır. Bugün devam eden bu saldırılar, aslında Rojava devrimi ile oradaki kazanımları oradaki mücadeleye dönük saldırılardır.”
iSMAİL BARDAKÇI