QAMIŞLO – İşgalci Türk devleti ve çetelerinin 9 Ekimden bu yana Rojava Kurdistan’ı ve Kuzey Suriye’ye yönelik işgal saldırıları devam ediyor. Ajansımız ilk saldırıların yoğun olduğu Qamişlo kentindeki Kültür ve Sanat Merkezini ziyaret etti. Kadınların gittiği, sanat merkezinde işgal saldırılarına dair görüşlerini aldık ve provalarına katıldık.
Berav Hasan isimli genç kadın hem tiyatro bölümünde öğretmenlik yapıyor hemde yönetim olarak sanat merkezinde yerini alıyor. Berav günümüzde gelişen işgal saldırılarını tarihsel olduğunu belirtti ve şu sözlerle konuşmasına başladı: “Belli bir zamandır işgal saldırıları altındayız bu yeni bir durum değil 2019’da başlamadı. Yüzyıllardır Kürt halkının üzerinde bu savaş yürütülüyor. Bunu yapmalarının nedeni Kürt halkının direngen bir halk olmasıdır. Türk devleti ilk olarak DAİŞ ve El Nusra örgütlerinin eliyle saldırdı. DAİŞ ve El Nusra dini olarak saldırdı ilk olarak. Din, dil, kıyafet… bunların hepsi kültüre bağlıdır ve halkın kimliğidir. Kürt halkını zorla müslümanlaştırmakta istediler, oysa Kürt halkının dini Zerdüştlüktür. Kürt halkı bunu kabul etmediğinde ise Kürt halkını kökten yok etmek istediler.”
KÜRT GENÇLERİ OLARAK KÜLTÜREL SALDIRILARA CEVABIMIZ OLMALI
Konuşmasının devamında bir halkı yok etmek isteyenlerin ilk olarak kültürlerinde saldırdığı belirten Berav, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Kürt halkı üzerinde birçok soykırım politikası uygulamaya çalıştılar son olarak Til Rifat katliamını gerçekleştirdiler. Bu katliamlar fiziki olarak yapıldı. Ama birde psikolojik ve kültürel savaş var. Bir halkı yenmek istiyorsan ilk olarak kültürlerinden başlayacaksın çünkü halkın kimliği kültürüdür. Kürt halkına bunu yaptılar, biraz Türkiye’ye, biraz İran’a, Irak’a, Suriye’ye kadar Kürt halkını yok edebileceklerini düşündüler. Kürt halkı diğer halkların içinde yok edilmeye çalışıldı. Ama bu kültürü en çok koruyan kadınlar oldu. Örneğin yemeklerinde, kıyafetlerinde, daklarında bu kültürü korudular. Yaşamları ile kültürün koruyucu haline geldiler. Şimdi ise gençlerimiz buna bir gerilik gibi biz bunlar nasıl giyeriz diyorlar. Köylerimize bile baktığında eskisi gibi olmadığını görebiliyorsun. Tandur kültürü kalmadı örneğin artık fırınlarda ekmek yapılıyor. Her evde her şey için teknolojik bir alet var. Teknolojinin gelişmesi güzeldir ama iyi düşünürsek teknolojinin bizi nasıl gerilettiğini göreceğiz. Gençlerimizin hepsini bir kalıba sokmuşlar. Dünya’da ne olduğu, ülkelerinde ne olduğunun farkında değiller. Bizler gençler olarak bu duruma karşı ayağa kalkmalı ve kültürel soykırıma karşı mücadele etmeliyiz, eğer mücadele etmezsek yok olup gideriz.”
SANATIMIZLA SAVAŞÇILARIMIZIN YANINDAYIZ
Rıhav Zılfo isimli genç kadın ise hem Kevana Zerin yönetiminde yerini alıyor hemde Müzik bölümünde çalışma yürütmekte. Rıhav, saldırılar karşı sanatımızla savaşçılarımızı yanında yer almalıyız dedi ve devam etti, Rıhav ” Bu katliam tarihten günümüze kadar devam ediyor. Halepçe katliamı gibi, Kuzey ve Doğu Suriye’deki katliamlar ise bunun devamıdır. Gün geçtikçe işgalci Türk devletinin kirli yüzü ortaya çıkıyor. Faşist Türk devleti bu saldırıları ile Osmanlı imparatorluğunu Ortadoğu’da bunu yeniden kurmak istiyor. Her şekilde Kürt kültürünü ve tarihini yok etmek istiyorlar. Her halk, tarihi, kültürü ve diliyle vardır. Bunun için kültürel olarak bu milleti yok etmek istiyor. Bakurê Kurdistan’da bile kültür merkezleri kapatılıyor ve üzerlerin de büyük baskı var. Bizlerde genç kadınlar olarak kültürel katliamlara karşı sonun kadar mücadele edeceğiz. ‘Sanat, hakikat arayışıdır.’ sözünde dediği gibi genç kadınlar olarak bizlerde savaşçılarımızın yanında sanatımızla ve sanat ürünlerimizle yer almalıyız.”
KÜLTÜRÜMÜZ VARLIĞIMIZDIR
Kevana Zerin’de yerini alan müzik alanında kendini geliştiren Zelal Musa ise şunları dile getirdi: “Kürt halkı olarak tarihi bir süreçten geçiyoruz. Savaşımız sadece siyasi ve askeri savaş değildir, kültürel bir savaşın içerisinden de geçiyoruz. Düşmanımız her yerden bizi yok etmek istiyor. Kürtleri için varlık yokluk savaşı yaşanıyor.” Zelal son olarak her Kürt gencinin kültürünü koruması gerektiğini belirtti.
İŞGAL SALDIRILARI ÇALIŞMALARIMIZI ENGELLEYEMEZ
Civin isimli genç kadın Kevana Zerin’de müzik çalışmalarında yer alıyor ve gitar çalıyor. Civin yaratılan kültür soykırımının Kürtlere karşı yürütülen bir katliam olduğunu belirtti. Efrîn’de yıkılan tarihi eserleri örnek veren Civin şunları belirtti: “İşgalci Türk devleti hem fiziki olarak bizi yok etmek istiyor, hemde kültürümüzü yok etmek istiyor. Fiziki bir savaştan önce özel savaş uyguluyor halkımız üzerinde. İnsan psikolojisi ile oynuyor. Bunu en çokta basın yoluyla yapıyor. En yakın örneği ise Serêkaniyê’dir. Henüz Serêkaniyê’ye girmeden önce girdiklerini söylediler.
Efrîn’de bir çok tarihi yer yıkıp yaktılar. Bunun nedeni Kürtleri yok etmek istediler. Gençler olarak her zaman direneceğiz, ahlakımızı ve kültürümüzü yok edemeyecekler. Yaşam tarzımızı bozarak kültürümüzü yok ederek, kültürümüzü yok etmek istiyorlar. Kültür ve sanat çalışmalarımız devam ediyor. İşgal saldırılarının çalışmalarımıza engel olmasına izin vermeyeceğiz.”