HABER MERKEZİ – Kürt sanat ve kültürünün gün geçmeksizin tüketilmesi, modern kültürün etkisi altına gelindiği görmekteyiz. Müzik ise bunlardan biridir. Müzik insanların duygu ve düşüncelerini dile getirdikleri bir alandır. Özellikle Ortadoğu ve Kürdistan’da isyanları, direnişleri, aşkları… Anlatan insanların yaşam şekli haline gelmiştir. Buna karşın bugün anlam dünyaları ve duyguları boşaltılmaya çalışan kapitalizmin kültür’süzlük saldırısı ile karşı karşıyadır.
Bu akım kendini tüketmek gibi bir sona mahkumken, Kürt kültür ve sanatı ilk gün ki canlılık ve anlamlılığını koruyor. Kürt kültür ve sanat tarihine geçen sanatçılarımızı her gün yeniden hatırlamalı ve sanatlarına sahip çıkmalıyız. Kadın toplumun özünün korunmasında en etkili olgulardan biri iken bu durum sanat ve kültür içinde geçerli olmaktadır.
Kürt sanat tarihine ilk plak çıkaran kadın ses sanatçısı olarak geçen Meryem Xan ise sanat ve müzikle yaşamını yoğurmuş kadınlardan biri.
Her ne kadar Mihemedê Ehmedê Botî’nin kızı olarak geçse de her yerde Meryem Xan sesiyle Kürt kültürüne ve müziğine adını kazımış bir kadındır. 1904’te Şirnex’ın Dêrgol köyünde dünyaya geldi. Meryem Xan, sanat eğitimini yayla, şahî, köy, kent Ve dengbej toplumu içinde aldı .
Meryem Xan 10 yaşına geldiğinde Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı, bölgede isyanların, Ermeni ve Süryani katliamlarının ve sürgünlerin yaşandığı bir dönemdir. Meryem Xan’ın ailesi de böyle bir ortamda Qamışlo’ya göç eder. Burada Kürt dili, edebiyatı ve siyasetine katkılarıyla Kürt tarihinde önemli bir yere sahip olan Bedirxan ailesiyle tanışırlar.
Meryem Xan bu dönemde divanlarda şarkı söylemektedir. Mehmet Bedirxan ile evlendikten sonra Bedirxan, Meryem Xan’ın şarkı söylemesine karşı çıkar. Meryem Xan, “Şarkı söylemeden yaşayamam. Kanımda sanat ve şarkılar var” diyerek ikna etmeye çalışsa da başarılı olamaz. Bedirxan, “Ya aşık olduğunu söylediğin ben ya da sanat” diyerek Meryem Xan’ı bir tercihe zorlar ve Meryem Xan da “Ben sanatsız yaşayamam. Sanatsız yaşarsam ölürüm” diyerek bu ilişkiyi bitirme kararı alır.
BÜTÜN RUHU VE BEDENİYLE MÜZİĞİ YAŞATAN BİR KADIN
O dönemde İngiliz müzik şirketleri Bağdat’a gelerek Kürtçe, Arapça, Farsça, Ermenice ve Süryanice şarkıları toplayıp kayda alarak plak çıkarırlar. Bölgedeki birçok sanatçı da Bağdat’a sesini kaydetmek için gider. Meryem Xan da sesini kaydettirmek ister ve “Bağdat’a gidip sesimi kaydedeceğim. Sesimi kaydedeyim, o an öleyim” der, fakat 1936 yılında Bağdat’a gidene kadar 12 yıl Zaxo’da kalır. Bağdat’a geldiğinde amcasının kızı Elmas Xan ile birlikte yaşamaya başlar. Elmas Xan’ın evi aynı zamanda dönemin aydın, sanatçı ve siyasetçilerinin buluştuğu bir yerdir. Böylece Meryem Xan, Mihemed Arîf Cizrawî, Hasan Cizrawî, Nesrîn Şerwan (Şirnaq), Alî Merdan, Tahîr Tofik, Saîd Axayî Cizîrî, Fewzîyê Mihemed gibi birçok müzisyenle tanışma imkanı bulur ve onlarla birlikte söylemeye başlar. Kısa sürede Bağdat’da tanınan ve sevilen bir ses olur. İngiliz plak şirketleriyle ilişkilenerek ilk plağını çıkarır ve Kurmancî dilinde plak çıkaran ilk kadın ses sanatçısı olarak ismini tarihe kazır.
Meryem Xan müziği kendine bir yol bilir ve bu yolda başı dik birkadın oalraka yürümekten geri adım atmaz. Kürt kadınlarının içinde sesiyle iz bırakır. İdeallerinden vazgeçmez ve sonuna kadar hayallerinin peşinden gider.
1939 yılında açılan Bağdat Radyosu bir ses yarışması düzenler. Meryem Xan’ın da başvurduğu bu yarışmaya çok sayıda ünlü sanatçı katılır. Meryem Xan bu yarışmada birinci olur ve Bağdat radyosunda kadrolu olarak çalışmaya başlar. Bu dönemde birçok klam derler. Radyoda seslendirmiş olduğu klam sayısının 200 olduğu söylenir. Mihemed Arîf Cizrawî Bağdat radyosuna verdiği bir röportajda Meryem Xan’ı: “Meryem Xan’ın elbiseleri moderndi. Ama ruhu, yaşamı, sanatı gelenekseldi, Kürtçe’ydi. Kürt adetlerine bağlıydı. Şarkı söylerken içten ve gönülden söylerdi. O an tüm bedeni şarkı ile dolardı” diyerek anlatır.
KÜRT SANATIYLA YOĞRULMUŞ BİR YAŞAM SAHİPTİ
Bir kadın olarak yaşamına kendi yön verir ve ilkleri ile tarihe kazınan Meryem Xan’ın sesinde duruluk ve içtenlikle Mezopotamya kadınlarına büyük bir miras bırakır.
Üretken sanat yaşamının ardında birçok beste ve derleme şarkı bırakarak hayata çok erken yaşta veda eden Meryem Xan’ın, 1947 yılında Musul hastanesinde, bir rivayete göre de 1949 yılında Bağdat’ta vefat ettiği ve cenazesinin büyük bir merasimle Şex Maaruf Mezarlığı’nda Bağdat’ta toprağa verildiği söylenir.
NC/Faraşîn SÎDAR