HABER MERKEZİ – “SESSİZLİK ÖLDÜRÜR” başlıklı ayrıntılı dosyamız, işgalci Türk ordusunun Kürdistan dağlarında gerillalara karşı işlediği savaş suçlarını ele alıyor. Dosyanın dördüncü bölümü, faşist AKP-MHP’nin kimyasal silahlar ve yasaklı bombalarla işlediği savaş suçlarının destekçilerinin rolünü ele alıyor. Bu bölümde sadece işgal operasyonu sırasında gerillalara karşı savaşta aktif rol alarak defalarca gündeme gelen KDP ve Barzani aşiretinin rolü değil, aynı zamanda sessizliği ile Irak topraklarının Türk devleti tarafından işgal edilmesine ve gerillalara karşı kimyasal silah ve yasaklı bombaların kitlesel olarak kullanılmasına izin veren Irak hükümetinin rolü de irdelenmiştir.
HPG günlük raporlarında, emperyal hegemonik güç NATO’nun destekleyici rolüne defalarca dikkat çekildi. Sadece “terörle mücadele” adına sessiz kalarak ve “yapmalarına izin vererek” faşist AKP-MHP ikitidarına izin vermekle kalmadılar, aynı zamanda NATO’dan gelen silahlar ve araçlar Türk işgalci askerleri tarafından kullanıldı.
NATO, Ukrayna konusunda kamuoyunu ayağa kaldırırken ve her gün Rusya’nın savaş suçlarına dikkat çekerken, NATO üyesi Türkiye, Kürdistan’ın güneyinde Kürdistan dağlarındaki gerillalara karşı hiçbir insan etiği gözetmeden hareket ediyor ve Kürdistan özgürlük gerillalarına karşı işlenen bu savaş suçlarında uluslararası sessizliğin yanı sıra teknik savaş ekipmanlarıyla da aktif bir şekilde destekleniyordu.
- 4.3 NATO’NUN ROLÜ
KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karasu ANF haber ajansına verdiği bir söyleşide NATO’nun işgalci TC devletine verdiği desteğe değinerek şunları söyledi;
“Türk ordusu, NATO’nun tüm imkanlarını kullanmaktadır. Bu yönüyle savaşımız bir yönüyle NATO’ya karşı savaşmaktır. Türk devletinin zaman zaman ABD ve NATO ile ilgili eleştirileri tamamen bu güçlerin desteği ile yürüttüğü savaşı sanki kendi gücüyle veriyormuş gibi göstermek içindir. Esasta da kendisi Kürt halkına, PKK’ye ve gerillaya karşı nasıl bir savaş yürütüyorsa bu güçlerin de kendisi gibi savaşın içinde olmasını istemektedir. NATO ve ABD desteğini almazsa bu savaşı sürdüremez ve kısa sürede yenilir. Türk devleti, soykırımcı sömürgeci, gerici ve demokrasi düşmanı karakterini bu güçlerin desteğiyle sürdürmektedir. Yoksa mevcut gerici TC sistemi dağılır; demokrasi güçleri ve Kürt halkının özgürlük mücadelesi karşısında duramaz.”
(Kaynak: https://www.nuceciwan117.xyz/tum-haberler/karasu-tc-her-alanda-kriz-yasiyor/)
HPG’nin 15 Temmuz 2022 tarihli raporuna göre: “İşgalci Türk ordusu direniş alanlarını obüs ve havan toplarıyla binlerce kez bombaladı, saldırı helikopterleri ve savaş uçaklarıyla bombaladı ve NATO tarafından sağlanan silahları kullandı.” Ayrıca, HPG 17 Ağustos 2022’de şunları bildirmiştir: “Faşist Türk ordusu NATO’nun tam desteğiyle en alçak yöntemleri kullanmaktan ve savaş suçları işlemekten çekinmemiştir. Yine de bu planlar gerillaların kırılmaz iradesi nedeniyle başarısız oldu.” 18 Eylül 2022’de HPG yine şu açıklamayı yaptı: “Türk hükümeti yasaklanmış bombalar ve kimyasal silahlarla ağır bombardımanlar gerçekleştirmesine rağmen Kürdistan Özgürlük Gerillası’nın tarihi direnişi devam etmektedir. İşgalci Türk ordusu, NATO’nun imkânlarını her şekilde kullanarak, insanlık ahlakından uzak bu savaş suçlarını işlemektedir.” Bunun yanı sıra 01 Ekim 2022 tarihinde: “NATO’nun en gelişmiş teknik imkanlarını kullanarak bu savaşı sürdürmeye çalışan işgalci Türk ordusu, gerillalarımızın fedakar ruhu ve çelikten iradesiyle ortaya koyduğu direnişi kıramamakta ve her geçen gün artan bir şiddetle yasaklı bombalar ve kimyasal silahlar kullanmaktadır.”
15 Ekim 2022’de HPG şu açıklamayı yaptı: “Savaş suçlusu Türk devleti, belgelenen bu savaş suçlarına yanıt verilmemesinden ve NATO’nun desteğinden cesaret alarak yasaklı bombalar ve kimyasal silahlarla saldırılarını aralıksız sürdürmektedir.” HPG’nin 6 aylık bilançosunda “Nisan 2022’de Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik işgal saldırısı başladığında, büyük bir cesaret ve fedakârlıkla mücadele eden arkadaşlarımızın direnişi karşısında amacına ulaşamayan ve ağır darbeler alan işgalci Türk ordusu, savaş uçakları, taarruz helikopterleri, obüsler, havan topları, tanklar ve toplarla direniş alanlarına on binlerce kez saldırmıştır. Bu dönemde KDP tarafından aktif olarak desteklenen ve aynı zamanda Bakur Kürdistanı ve Suriye’den devşirdiği paralı çete kesimlerini savaşta aktif olarak kullanan Türk ordusu, NATO’nun sunduğu tüm savaş tekniklerini, savaş imkanlarını ve silahlarını seferber ederek on binlerce kez saldırmış, ancak yine de yoldaşlarımızın tarihi direnişi karşısında istediği sonucu elde edememiştir.”
PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan 15 Ağustos’un yıldönümünde Medya Haber TV’ye konuk olduğu Özel Program’da NATO’nun bu suç ortaklığını şöyle dile getirmiştir:
“Savaş suçu işliyorlar. Onların varlığı zaten bir suçtur. Onların Kürdistan’daki varlığı bir suçtur. Onlar işgalci, onlar soykırım yapıyorlar. Kan döküyorlar; bu suç teşkil eden bir durum. Ancak bunun da ötesinde, savaş suçu işliyorlar. Suç silahları kullanıyorlar, kimyasal silahlar kullanıyorlar, fosfor bombaları kullanıyorlar, taktik nükleer bombalar kullanıyorlar. Tünellere karşı 1,532 kez kullandılar. Düşünelim; 1,532 saldırı yaptılar. Hepsi NATO ülkelerinden gelen savaş suçu niteliğindeki silahlarla. Bazılarını parayla satın aldılar ama silahların çoğunu NATO’dan aldılar.”