HABER MERKEZİ
14 Eylül 2014 tarihinde, Ortadoğu’nun en vahşi ve insanlık düşmanı en uç versiyonunu temsil eden DAİŞ, on bini aşkın bir güçle Kobanê’ye saldırmaya başladı. Kısa bir sürede Kobanê’nin işgalci Türk devletinin de desteğiyle bütün köyleri ele geçirip, şehir merkezine kadar ilerledi. Bu noktadan sonra şehir savaşı başladı. YPG ve YPJ öncülüğünde halk direnişi başladı. DAİŞ’in bölge ve işgalci Türk devletinin desteğinin yanında, Musul ve Rakka gibi büyük kentlerden ele geçirdikleri ağır silahlarla adeta şehri yıka yıka ilerlemeye başladı. Buna karşı daha yeni kurulmuş olan Kürdistan Özsavunma Güçleri, hem askeri hem de silah konusunda yeterli gücü olmamasına rağmen büyük bir irade savaşı verdi. Bu direniş, 200 ile 300 kişilik bir güçle 20 Ekim 2014 tarihine kadar devam etti. Direniş tamı tamına 40 gün sürdü. Ve direniş Kürdistan Özgürlük Güçlerinin DAİŞ saldırısını kırmasıyla DAİŞ ile savaş yeni evreye geçmiş oldu.
KOBANÊ
Kobanê’nin konumuna bakacak olursak Suruç’la arasında 10 dakika vardır. Sınırlar köyleri ve hatta kardeşleri ayırmıştır. Yani Suruç’u Kobane’deni Kobane’yi de Suruç’tan ayrı düşünmek imkansızdır. Öyle de oldu Kobanê savaşında Kuzey Kürdistan’da gelişen eylemsellik bize gösterdi ki, sınırlar inşaa etmek Kürtleri ayırmak için yeterli olamadı. Bunu gören faşist devletler daha farklı yönelerek işgalci Türk devletinin uzantısı olan DAİŞ’i Kürt’lerin üzerine saldı. Yani Kürtleri ayıran sınırlar gibi bir de çeteleri Kürtlerin üzerine salarak ayırmak istediler. Yani anlayacağız “Kuzey’de Türk işgalcilerii Rojava’da Türk çeteleri…”
Kobanê’de Suruç’ta oturanların akrabası, Suruç’ta Kobanê’de oturanların akrabası vardır. Arada var olan sadece sınırdır. Kürdistan toprakları arasına sınır koyan devletler halkı sadece fiziksel oalrak ayırmıştır. Kürt halkı tek beden , tek inanç ve iradeyle direnmelerinin önüne geçilemedi.
DAİŞ ÇETELERİNİN VAHŞETİ
Kobanê gelişen savaş bildiğimiz savaşlardan değildi. TV’lerden, radyolardan ve internetten canlı yayınlanıyor. Ve sınır hattında binlerce insan savaşı canlı canlı izliyordu. Onlarca sivili katleden çeteler belli ki emirlerini Kürt düşmanlarından alıyorlardı. Katlettikleri çocuklardı ,yaşlılardı, sivil halktı katledilen mesele Kürt olmaktı anlayacağınız. Çeteler öldürdükleri insanlara onları allaha yakınlaştırdıklarını söylüyormuş. Ve sadece öldürmüyor, kaçırıyor, tecavüz ediyor ve satılıyor kadınları. Bu barbarlığın, vahşetin ve katliamın karşısında müthiş bir direniş veriliyordu.
KOBANÊ DİRENDİ
Kobanê direniş kalesi. Kobanê umudun ve isyanın kalesi. DAİŞ saldırılarının başladığı zaman Kobanê bir ateş topuna döndü. Kobanê de Kürt gençleri varıyla yokuyla alanlara doldu. Savaş meydanlarında özgürlük için tek bir sesle bütün Kürtler, Kürdistan’nın ismini haykırdı. Kobanê tarihi yeniden yazdı. Direniş tarihine Kürt gençleri tek sesle bağırdılar: “Em Nadin Kobanê”, Kobanê yeniden birliğin ruhu oldu. Belki Kobanê’nin adını duymamış Kürt gençleri vardı ama Kobanê direnişin de bunların hiçbirinin önemi kalmamıştı. Parçalanmış olması veyahut aralarına sınırların konulmuş olması bir şey ifade etmiyordu. Kürt çocukları katlediliyorsa artık Kürtler durmayacaktı. Ve nitekim de durmadılar. Kobanê’de bir halk küllerinden yeniden doğuyordu. Direniş ateşiyle yaşam yeniden yaratılıyordu. Kimileri için bir halkın irade savaşı, kimileri için ölülerine ağlamayan kent oldu Kobanê. Kobanê de herkes bir şey yaptı. 60 yaşın da cepheye giden amcasından tut gencine kadar herkes bir fedakarlık gösterdi. Kuzey Kürdistan’da Kobanê için sokaklara aktı halk. Sınırlar aşıldı, direniş sınır tanımadı.
GENÇLERİN ÖNCÜLÜĞÜNDE GELİŞEN DEVRİMCİ HALK SAVAŞI
Kobanê’de Kürt gençlerinin öncülüğüyle gelişen direnişte yaşlı, kadın, çocuk herkes alanlarda savaş meydanlarında yerini alıp Kobanê’de savaştı. Onlarca şehit veren Kobanê yeniden Kürdistan’ın oldu. Kürt gençleri yıllardır yok sayılan iradelerine Kobanê’de sahip çıktılar. Kendi toprakları için direndiler. Özsavunma en meşru hak olarak Kobanê’de kullanıldı. YPG ve YPJ öncülüğünde gelişen devrimci halk savaşı dünyaya örnek oldu. Tüm dünya gözlerini Kürdistan’a çevirdi ve Kobanê’yi izledi. Ve Kobanê tüm dünya halklarına örnek olacak direnişi çıplak gözlerle izledi.
ARİN, KOBANÊ’YE DİRENİŞ KATTI
Arîn Mirkan, Kürt kadının fedai ruhu. Arîn, DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yaklaştığını her gördüğünde arkadaşlarından el bombalarını istiyor. Arkadaşları en başta ne kadar kabul etmeseler de, Arîn kararlıdır. Ve bu kararlılıkla yedi el bombasıyla çetelerin için de patlatır kendini Arîn. Yeniden doğurmak için Kürtleri, bedenini patlatır ve son sözleri şöyle olur: “Kanımızın son damlasına, son mermimize kadar direneceğiz.” Yoldaşları Arîn’i, bu eyleminden sonra Kobanê’yi bırakmayacaklarına söz verirler. Ve Kobanê direnişine yeni bir ateş yakar Arîn. Adı gibi ateşin külü yapar kendini, yeniden yakmak için direnişin ateşini ateş topu olur bedeni düşer zalimin üzerine.
KUZEY KÜRDİSTAN’DAN KOBANÊ’YE SES
Kobanê, Kuzey Kürdistan’lılar tarafından sahiplenildi. Türk devletinin uzatması olan DAİŞ çeteleri, Rojava’da halka ne yapıyorsa Türk işgalcileri de aynısını Kuzey’deki Kürtlere yaptı. 6-8 Ekim Serhildanları olarak gündem olan Kobanê direnişleri, Kuzey Kürdistan’da devrim ateşini yakıyordu. Gençler ve genç kadınlar direnişe kalkıyordu. İşgale sessiz kalmayan Yurtsever Kürt halkı evlerin de durmuyor, sokaklara akıyorlardı. Sınır da Kobanê halkını yalnız bırakmayan onlarca genç Kobanê’deki savaş ruhunu Kuzey’de yaşatıyorlardı. Bu direniş hiç şüphesiz faşist sisteme vurulan darbeydi. Eylemsellik geliştiren Kürt gençleri Türk işgalcilerine darbeyi vurdu.
NC/Faraşîn SÎDAR-Andok ÖZGÜR