BEHDİNAN – PKK Merkez Komite Üyesi Kasım Engin ile yaptığımız röportajın ilk bölümünü dün paylaşmıştık. Engin, röportajın ikinci bölümünde Özel Savaş ve Sanal Medya konularını değerlendirdi.
PKK Merkez Komite Üyesi Kasım Engin, “Sanal Medya ile beraber basının dördüncü güç olmaktan çıkıp birinci ve en etkili güç olduğunu belirterek: “Bunu bilerek her Kürdistanlı genç, asimilasyona karşı da son derece duyarlı olarak Sanal Medya’da Özgür Kürde düşman olanları teşhir edebilir ve özgürlükçülüğü önce Kürdistan’a, sonra Ortadoğu’ya ve tabi sonra da tüm Dünya’ya, Dünya’mıza yayabilir” dedi.
Değerlendirmenin ikinci bölümü şöyle:
Özel Savaş’ın en etkili olduğu yer de Sanal Medya’dır ve şu anda Sanal bir gençlik ortaya çıkmış durumda. Özel Savaş Sanal ortam da nasıl bir görev üstlenmiş? Ve bu görevi hangi yol ve yöntemlerle uygulamakta?
Yukarıda ifade ettiğimiz güdülere hitap etme en çok Sanal dünyada görüyoruz. Sanal medya ile hayali olarak gençliğin cinselliği tahrik edilmekte, tüketime özendirilmekte ve bir bireyin sadece kendisini düşündüğü bir yaşam empoze edilmektedir.
Üstelik bu sanal dünya bireyi hiç fark etmeden tüm toplumdan bir tekniğin başına geçerek kopartılmasının da en rahat olanı oluyor. Yine sanal dünya üzerinde yeni bir yaşam vaat edilerek, birey hem kendisinden kopartılıyor hem de toplumundan kopartılarak, korkunç bir bireycileşmeyi geliştiriyor. Kapitalizmin özü de esasta toplumda kopartılmış bir birey yaratmaktır. Bu bağlamda Sanal Medya ya da Sanal dünya eşittir kapitalist sanal dünya demektir.
Kürt Halk Önderliği: “Toplumsal olgular inşa edilen olgulardır” dedi. Yani bir toplumun oluşmasında insan emeği var dedi. Bu şu demektir; insan inşa edebilir. İnsanı etkileyebilir, insanı yönlendirebilir. Tabii tersinden insanı kendinden alarak manipüle edebilir, yani insanı insan olmaktan da çıkartılabilir.
İşte bunu en çok Sanal Medya yapabiliyor. Bunu TC’nin stratejistleri bildikleri için Kürtlere ve özelde de Kürt gençlerine karşı en etkili bir şekilde kullanılan bu silah olmaktadır.
Sanal dünya ismi üstünde sanaldır, yani sahtedir. Egemenlerin bir amacı da sahte ve kendisi olmayan bir gençliği ortaya çıkartma istemleridir. Yaşamla bağı kopmuş bir nevi olmayan bir yaşamla bağlarını kurarak, gerçeklerden kopartılmalarıdır. Bunun için sanal dünya kendilerini kaptıranlar yaşamın gerçekleri ile kopartıldıkları için söz ile eylemleri bir olmamaktadır. Yine sanal dünyada yaşayanlar, doğası gereği bir sadece bir ekranla ilişki halinde oldukları için yaşamın insanı güçlendirici ve irade kılıcı yaşam tecrübelerini edinemediklerinden dolayı iradeleri son derece zayıf kişilikler ortaya çıkartmaktadır.
Dikkat edersek bugün Türkiye’de milyonlarca Türk genci işsiz, aç. Yine açlık sınırında seyreden milyonlarcası var. Yaşam giderek çekilmez hale geldiği için tek bir karşı ses çıkmamaktadır. Çıkan karşı seste sanal çıkmaktadır.
Halbuki İran’da benzine zaman yapıldı halk meydanlara aktı. Şile’de hırsızlık yapıldı halk meydanlara döküldü. Lübnan’da işsizlikten dolayı meydanlar inledi. O meşhur Arap Baharı’da genç üniversiteli Muhammed’in ekmeğe Tunus’ta yapılan zamma karşı bedenini ateşe vererek başlamıştı.
Dünyanın birçok yerinde insanlar ekmeğe zam yapıldığında ayağa kalkarken, Türkiye’de zam yapılmamış ve insanın satılmadığı bir şey kalmadığı halde Türk halkından tık çıkmıyor. Bunun böyle olması elbette bu dile getirilen özel savaştır. Yaratılmış olan hayali, yalan, sahte ve sanal dünyadır. Ve tabi bir de suni olarak yaratılmış olan Milliyetçiliktir, Dinciliktir yani Yeşil Türkçülüktür. Bunun da bire bir Özel Savaş ile bağı olmadığını kim inkâr edebilir?
Özel Savaşın bir alt başlığı olarak algı yaratma ve yönlendirme olarak şu anda Türk devleti müthiş bir çalışma oluşturmuş. Oluşturduğu onlarca birimle bunu Sanal Medya’daki farklı kılıklardaki (faşist, KDP, yurtsever vb.) binlerce hesapla (Twitter, Facebook, İnstagram vb.) yapmakta buna karşı bilinçlenme ve bilinçlendirme tarzı nasıl olmalı ve neler yapılmalı?
Nedir Algı yönetimi: ”Algı yönetimi; Kitlelerin duygu, düşünce, amaç ve mantık yapılarını etkileyerek seçilmiş bilgilerin yayılması veya durdurulmasıdır. Bu yolla davranış ve düşüncelerinin istendiği gibi yönlendirilmesidir. Algı oluşturma yönetimi, çeşitli yolları kullanarak gerçeklerin istenen bölümünü görünür kılma, operasyon güvenliğini sağlama, gerçeği gizleme ve psikolojik operasyonları kapsamaktadır. Bu yönüyle yapılanların diyalektik bir bağ içinde ve bütünlüklü olması şarttır.”
Ve tabi bu algı yönetme işi en çokta da iletişim sahasında etkili bir şekilde kullanılmaktadır.
Bu bağlamda: ”Algıyı yönetmek iletişimi yönetmektir. Hedef kitleleri ikna etmek ve bu kitlelerin tüm gelişmelere ÖZEL SAVAŞ yürütücülerinin gözlerinden bakmalarını sağlamaktır. Algı yönetimi, toplum mühendisliği, psikolojik harekât, ikna etme, propaganda gibi terimler altında uygulanmaktadır. Algı yönetimi, genel anlamda hedef kitleye/kamuoyuna verilecek mesajların belirlenen amaçlar doğrultusunda üretilmesi, yeniden üretilmesi ve yönetilmesidir.”
Özel ve psikolojik savaşın en temel amacı insanın ruhsal sahasına müdahale ederek manipüle etmeye çalışmasıdır. Ve bu manipülasyonla da bireyi ve toplumu devletin bir yedeği haline getirmeye çalışmasıdır. Temel hedef bu bağlamda devleti, birey ve toplum haline getirmektir. Bir yerde birey ve toplum devlet haline getirilmiş ise orada insanlık bitmiştir.
Dikkat edersek Türk toplumunu özel savaş önemli oranda özümsemiştir. Yani bir nevi yutmuştur. Dünyanın neresine gidersek gidelim, o kadar yalan, o kadar hırsızlık, o kadar küfür, o kadar kan emici ve o kadar insanı küçümseyen bir rejim bir dakika bile ayakta kalamaz. Hele ki, o kadar toplum aç bırakılmışken, günlük olarak insanlar açlıktan ya ölürken ya da intihar ederlerken. Ancak bunlar yaşanırken de birileri de Saraylarda devasa masalarda Bitlis’ten Büryan getirerek zevk û sefa içerisinde yaşıyorken!
Gerçekten de dünyanın hiçbir yerinde hiçbir halk böyle insanların onuruyla oynayan bir rejimi yani bir iktidarı bir dakika bile taşıyamaz. Ancak Türk halkı bu iktidarı tam 18 yıldır taşıyor, hem de çoğu zaman taparak. Üstelik sözde bu iktidara muhalif olduklarını söyleyenler de dahil.
İşte bu gerçeklik neyle açığa çıkartıldı? Ya da Türk faşizmi Türk toplumun nasıl bu hale getirdi? Açık ki, büyük Özel ve Psikolojik Savaşla. Devasa Özel Savaş Medyasıyla. Bugün bu Özel ve Psikolojik Savaş medyası bir ajan olarak her gencin cebindedir. İslam’ın o meşhur deyimiyle, Özel Savaş şah damarı kadar insanı yoldan çıkarmaya yakındır. Geçmişte bireyleri etkilemek için özel savaş birçok insanı örgütleyerek o insanların peşine takarken şimdi gençler ceplerinde özel savaş aletleriyle özel savaşa tümden açık haldedirler.
Örneğin onlarca yıl Kürtleri asimile etmek için uğraştılar. Bu asimilasyon ve soykırıma karşı devasa bir direnişle, bu asimilasyon ve soykırım durduruldu. Nitekim bunu en çok Kürtçe konuşmakta ve Kürtçe yazmakta gördük. Ancak şimdilerde Sanal Medya ile her gencin cebinde gönüllü taşıdığı bir asimilasyon ve soykırım aleti ceplerindedir. Ve dikkat edersek, bu bilinçli yönlendirilen Sanal Medya ile hiç olmadığı kadar Kürtler asimile edilmeye başlanmışlardır.
İlginçtir ki benzer bir durumu Güneyde Behdinan sahasında da görebiliyoruz. Örneğin bir kesim insan zenginlik üzerine zenginlik elde ederken halkın bir kesimi ise perişan. Yine kimi zaman güneyde örneğin Süleymaniye’de kıyamet koparken bakıyoruz ki Behdinan’da tek ses yoktur. Halkın tümü bu iktidarın yaptığını kabul ettiğini söylemek zordur. Behdinan’da halkın böyle olmadığını Şeladızê Direnişi’nde gördük. Ancak bıçak kemiğe dayandığında bu durumlar ortaya çıkabilmektedir. Ancak günlük olarak TC devleti ile içli dışlı olma temelinde onlarca gerillanın yeri verilerek katledilmelerine rağmen, kimi zaman ses ve seda yoktur.
Bunun da elbette nedenleri vardır. Bir toplum ne kadar devlet haline getirilmiş ise orada o kadar toplumun refleksleri ölmüş demektir. Ya da bir toplum o kadar bir toplum olmaktan çıkmış demektir. Bunu da hiç şüphe yok ki baskı, zor, korkutma ve aç bırakmanın yanı sıra boğazı kontrol etme yani Bio-İktidarla yapılmaktadır. Ve tabi son yıllarda da en fazla tümden birer bombardıman temelinde geliştirilen Sanal dünya ile yapılmaktadır. Adeta anlık olarak Türk halkına AKP ve rejimi sanal yollardan insanları bombardımana tabi tutarak su da haşlanmış kurbağa haline getirmektedir.
Bir kurbağayı sıcak bir suya direk atıldığında hızla refleks gösterilerek kendisini dışarıya atacaktır. Ancak ılık bir suya kurbağa bırakıldığında refleks gösterip kendisini dışarıya atmayacaktır. Bu suyun ısısı çok az fark edilecek tarzda yükseltilirse, bir yerden sonra kurbağanın refleksleri öleceği için dışarıya sıçramayacağı gibi, o sıcak su onun felç olma ölümü ve olacaktır.
Sanal dünyanın gençlik üzerinde felç etkisine en iyi örnek belki de Haşlanmış Kurbağa misali vermektedir.
Dikkat edersek, Sanal Dünya ile ya da Sanal Medya ile dil konusunda asimilasyona son derece kapalı olan bir güney var iken şimdilerde herkes orijinal olan Kürtçe’nin içerisine onlarca İngilizce kelime katarak, Kürtçeyi tehlikeye attığını görmüyor bile. ”Fly Cancel bû, sykoloji, past bike, information, Familly Mall” gibi dil kullanmaları esasta bir dilin giderek nasıl bozulduğunu gösteren işaretler olmaktadır.
Tüm bunlar olurken o zaman Özel ve Psikolojik Savaş’a karşı nasıl durulacaktır?
Dahası Sanal Medya’ya karşı tedbir ya da karşıt mücadele nasıl yürütülecektir? gibi birçok soru sorulabilir.
Yapılacak elbette çok şey vardır, ancak ilk elden yapılması gerekli olan doğal olan yaşama insanın dönmesidir. Birey olarak kendi zayıflıklarını görerek buna karşı nefsini terbiye etme temelinde mücadele etmesidir. Ruhsal yani psikolojisini güçlendirmesidir. İçi ile dışı bir olacak tarzda bir yaşamı kendisine seçmesidir. Dahası ciddi bir şekilde bilinçlenme temelinde kendisini güçlendirmesidir. Kendisi olmasıdır.
Ve tabii yapabilecekler daha fazlasını yaparak Sanal Dünya üzerinde etkilenebilecek gençlere ulaşarak Özel ve Psikolojik Savaşı boşa çıkartacak yayınlar yapmasıdır.
Örneğin AKP’de KDP’de çok yaygın bir şekilde Troller kullanmaktadır. Troll ne demektir? Troll bir merkezden binlerce insanın bir konu üzerinden bir yere yönlendirerek baskı oluşturmasıdır. Bunu gerçekten de AKP müthiş yapıyor. Karşıtlarını aslı astarı olmayan hususlarda bir bombardımanla gündeme koyarak ya teslim alıyor, teslim almasa bile korkutarak geri adım attırıyor, bunlar olmasa bile, teşhir ediyor. Benzerini KDP’de yapıyor.
Şimdi özellikle Gençlik Basını sanal medya’da oldukça güçlü durumda. Doğruları her yere, binlerce mesajla, saat başına, günlük olarak dünyaya yayarak bu sahte ve yalan olanın üzerine gidebilir ve bunları teşhir edebilir. Ve tabi bir de Kürt düşmanlığını yapan, Ulusal Birliğine helal getiren, karşı duranları da her yönüyle binlerce bombardımanla teşhir edebilirler.
Eskilerde basını dördüncü güç olarak tanımlarlardı ancak Sanal Medya ile birlikte artık basın dördüncü güç değil, birinci ve en etkili güçlerin başında gelmiştir. Bunu bilerek her Kürdistanlı genç, asimilasyona karşı da son derece duyarlı olarak Sanal Medya’da Özgür Kürde düşman olanları teşhir edebilir ve özgürlükçülüğü önce Kürdistan’a, sonra Ortadoğu’ya ve tabi sonra da tüm Dünya’ya, Dünya’mıza yayabilir.
NC//Arhat BA
https://www.nuceciwan40.com/2020/01/11/ozel-engin-genclik-oozel-vee-psikolojik-savasa-karsi-bilinclenmelidir/