HABER MERKEZİ –
Tarih 8 Mart 1857’yi gösteriyordu. 40 bini aşkın kadın, tekstil fabrikasında haklarını istiyor ve kenti inleterek haykırıyordu; Daha iyi koşullarda çalışmak istiyoruz. Evet, hiçbir iktidar yüzüne hakları için, özgürlüğü için haykıran tek bir kadının bile yaşamasına tahammül edemez. Erk zihniyet katletmek, yoketmek, sesini kısmak için o gün bir kere daha kadına saldırdı.
Kadınlar fabrikaya kilitlendi. Bin yıllardır kadına reva görülen kilitler o gün bir kere daha takılmıştı. Ve evet, o gün New York’un orta yerinde bir tekstil fabrikasından yükselen dumanlara kadınların binlerce yılın acısını yüreklere işleten çığlıkları karışıyordu. Tarihin köklerinde kaybettirilmeye mahkum kılınmış kadınların çığlıkları yükseliyordu.
Ama kadınlar unutmadı, tarih unutmadı… Kadınların o gün yükselen çığlıkları, büyük direnişleri yıllar sonra bayraklarını devralan kadınların direniş sebebi oluyordu. O çığlıklar kadınların öfkesi, direnişi, ayaklanması ve kilitlerinin kırılan sesleri oluyordu. Her yerde kırılan zincirlerin sesleri geliyor. Kadınlar artık her yerde düşmanlarının yüzüne Özgürlükleri için haykırıyor.
Evet erk zihniyet bugün yine Gare’de, Zap’ta, Avaşin’de, Metina’da bir kez daha saldırarak kadınları kilitlemek ve diri diri yakmak istedi. Ama mahsur bırakıldıkları fabrikada diri diri yakılarak ölüme terkedilen kadınların çığlıkları bugün Zap’ta, Avaşin’de, Metina’da özgürlük türküsünü söyleyen kadınların direniş zılgıtlarına dönüşüyor.
Zap, Avaşin, Metîna ve Medya Savunma Alanlarından dünyaya yayılan eşsiz direnişe öncülük eden kadınları anlatmak en iyi Önder Apo’nun sözleri ile mümkün. Önder Apo 8 Mart mesajında kadınlara ve dünyaya şunları söylüyordu:
“Kadın kurtuluş ideolojisini kendilerine temel alan özgürlük arayışçısı kadınların kendi güzellikleriyle yaratacakları yeni özgür yaşam, tüm insanlara güzelliği verebilecek bir dünyanın garantisi olacaktır.”