BEHDİNAN – Komalên Ciwan Koordinasyonu Özgür Şerker, Medya Haber’in Özel Programı’nda gazeteci Ronahî Karahan’ın sorularını yanıtladı.
2019 yıllını gençlik cephesinden değerlendiren Özgür Şerker, “Tecridi Kıralım Faşizmi Yıkalım Kürdistanı Özgürleştirelim” hamlesinin 2019 yıllı mücadele çizgisine doğrultu verdiğini belirterek düşmanın topyekün saldırıları bu hamle kapsamında gerçekleşen mücadele ile boşa çıkarıldığını söyledi.
Sözlerine 2019 yıllında şehit düşen yoldaşları anarak başlayan Şerker,” Açlık grevi direnişçileri gençliğin ne yapması gerektiğini gösterdi. Nasıl ki düşmanın her yönden tasfiye saldırıları olduysa buna karşılık özelde gençlik hareketimiz ve kadın hareketi öncülüğünde genelde de yediden yetmişe herkes mücadele verdi. 2019 yıllında PKK hareketi 41. yıllında düşmanın tüm planlarını boşa çıkardı. Düşmanın evdeki hesap dediği tasfiye planı mücadelenin ortaya koymuş olduğu direniş ile beraber boşa çıkarıldı. Ve bu hesap tarumar edildi. Bu yönüyle de 2019 yıllı mücadelemiz açsından büyük kazanımların olduğu büyük direnişin sergilendiği bir yıl oldu” dedi.
“ÖNDER APO’NUN DİRENİŞİ”
2015 Nisan ayından itibaren Halklar Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik bir tecrit var. Yine son süreçte disiplin cezasının verildiği bildirildi. Genel olarak 2019 yıllında en büyük direniş İmralı da yürütüldü diyebiliriz. İmralı’nın mücadelesini nasıl değerlendirmek gerekiyor. Ve buna karşı gençliğin duruşu nasıl olamalı?
Öncellikle mücadelemizin temeli Önder Apo’dur. Mücadelenin başından beri bu gerçeklik hiç bir şekilde değişmedi. Belki 2019 yıllında açlık grevleri gündemi üzerinden Önder Apo’nun özgürlük eksenli yürütülen mücadele çizgisi belirgin hale geldi. Sonrasında işte Rojava’da yürütülen işgale karşı özgürlük direnişi ortaya çıktı. Ama tüm yıl boyunca düşmanın en fazla hedeflediği ve merkezine aldığı mesele bu oldu. Faşist TC her zaman Önderlik üzerinden mücadeleye bir seyir vermeye çalışmıştır. Bunun karşısında en büyük mücadele de İmralı’da yürütüldü. Faşist TC tüm süreçlerde son dönemde dahil olmak üzere tecrit politikasının uygulamasındaki temel amaç her zaman bu oldu Önder Apo’yu Kürdistan özgürlük mücadelesinde kopartmak soyutlamak mücadeleyi Önderliksiz hale getirmek, mücadeleyi ondan kopardıktan sonra da artık tamamen onun üzerine imha etmeye çalışıyor. Ama şöyle bir gerçeklik var: Önder Apo mücadelesi İmralı da soluk soluğa devam ettiği bugün de yürütülen mücadele buna borçludur. Önderliğin çizgisi aslında bugün tüm alanlarda direnen esas irade ruh olmuştur. eğer bugün Rojava’da direniliyorsa, bu Önder Apo’nun ruhudur. Eğer bugün Bakur dağlarında şehirlerinde ovalarında direniliyorsa bu Önder Apo’nun ruhudur. PKK mücadelesine doğrultu kazandıran da her zaman Önder Apo’nun ruhu olmuştur.
Düşman bunu çok iyi bildiği için bunu ortadan kaldırmak istiyor. Tecrit üzerinden unutmamızı sağlamaya çalışıyor, unutturmak istiyor. Halkın böyle bir gerçeklik yokmuş gibi davranmasını istiyor. Mücadelenin artık Önderliksiz yürütülmesi gerektiğine dair özel, psikolojik savaş ile birçok politikayla planlamayla bunu dayatmaya çalışıyor ama 2019 mücadelesi bunun boş bir uğraş olduğunu göstermiştir. Önderlik direnişi TC’nin tüm planlarının altüst etmeye devam ediyor.
Önderliğimizin İmralı’daki direnişi tüm Kürdistan’a ve dünyaya mal olmasını biliyor. Ve bugün çok rahat diyebiliriz ki PKK mücadelesi önderliğinde yürütülen devrimci direniş bir döneme kadar belki Kürtler’le sınırlıydı ama bugün küresel bir gerçeklik haline gelmiştir. Yani Önder Apo bugün sadece Kürtlerin önderi değildir, sadece Ortadoğu halkların önderi değildir, bugün Önder Apo, tüm dünyanın kabul ettiği, benimsediği özümsediği fikirlerini kendisine esas aldığı o fikirler üzerinden tüm dünya ülkelerinde o modeli oluşturmaya çalıştıkları ve o şekilde dünyaya bakmak istedikleri bir bir model önderlik haline gelmiştir. Bu gerçekliği kimse saklayamaz TC faşizmi ne yaparsa yapsın bunu bu gerçekliği karalayamaz. Bu gerçekliği ortadan kaldıramaz. TC faşizminin hazmedemediği temel gerçek bu budur.
Gençlik hareketi açısından da eğer bir mücadele yürütülüyorsa eğer bugün gençler akına akın düşmanın tüm baskılarına yönünü özgürlük dağlarına veriyorsa bu Önder Apo’nun sayesindedir. Bu açıdan 2019 yıllı mücadelesine damgasını vuran Önder Apo’nun direniş olmuştur. Gençlik hareketi olarak kitlendiğimiz temel nokta Önder Apo ile Özgür Kürdistan’da yaşamaktır, başka bir hedef, başka bir gündemimiz yoktur.
“TC DEVLETİ ÖZEL SAVAŞSIZ YAPAMAZ”
Yıl boyunca değerlendirilen bir başka konuda Türk devletinin özel savaş konseptleridi. Birçok yol denendi, bir çok şeyi sizde daha önceki açıklamalarınızda teşhir ettiniz. Genel olarak Türk devletinin 2019 yılında uyguladığı özel savaş politikalarıyla ne boyuta ulaştı ya da sonuç aldı mı? Bunun karşısında nasıl bir mücadele yürütüldü genel bir şekilde değerlendirebilir misiniz?
Bu yıl pratiği içerisinde aslında şu şu söylenebilir faşist TC soykırımcı devleti özel savaş ve psikolojik savaş da zirveyi yaşadı. 41 yıllık mücadelede dönem dönem işte en fazla bilinen süreçler Tahsun Çiler, Mehmet Ağar, Doğan Güreş çete ekibinin bulunduğu dönemde yürütülen özel savaş faaliyetleri olmuştur. Ama bu TC faşizmi zaten kuruluşundan itibarın kendisinin harcında özel savaş vardır. Zorbalıkla sistematik işkenceyle, katliamla kendisini inşa eden bir devlet mantığı zihniyeti olduğu için bunun dışında bir mücadele bunun dışında bir politika yürütecek durumda değildir. TC devleti özel savaşsız yapamaz, TC devleti TC faşizmi psikolojik savaş yürütmeden kendisini psikolojik savaşın zeminlerini argümanlarını dayandırmadan bir gün bile yaşayamaz.
Bu sadece Kürtler üzerinde yürütülen bir şey değildir. Bunu kendi halkına da eğer kendi halkı olarak görüyorsa ya da o halk onların kendi devleti olarak görüyorsa, onlara karşı da uyguluyor. Bunu Ortadoğu’daki tüm halklara uyguluyor. Varlığını buna dayandıran bir güçtür. Zorbalıkla despotizm ile diktatörlükle yürütme dışında bir bir gelenekleri yoktur. Bu dönem boyunca da ortaya çıkan gerçeklik bu oldu.Nasıl ki 90’larda Tansu Çiller gibi bir özel savaş elemanı nasıl bir rol, misyon biçimi ise bu dönem AKP ile beraber de tavan yapmış durumdaydı. 2019 yılında bu anlamda her açıdan bunu daha fazla geliştirdikleri, her açıdan derinleştirmeye çalıştıkları bir politika oldu. O dönem Tansu Çiller vardı şimdi de bulunduğu konum itibariyle Süleyman Soysuz diye bir kontra, yaşamının hepsini özel savaşa, psikolojik savaşa harcamış faşist TC ve Erdoğan’ın tüm kirli işlerini yürüten bir kişilik var.
Her ağzını açtığında tek gündemi var o da PKK. Tüm toplum üzerinde aslında yürütülen özel, psikolojik savaş merkezinin sorumluğunu üstlenmiş pozisyondadır. Ağzından çıkan her şey yalan yani bir insan ancak bu kadar yalancı düzenbaz olur. Mesela dikkat edin 2016’nın sonlarında dedi ki 2017 Nisanı ile beraber PKK ismini kimse duymayacak artık kimse ağzına almayacak ne hikmetse en fazla PKK ismini kullanan da yine kendisi oldu. Sonraki süreçlerde de PKK’yi bitirdik ima ettik artık olmayacak şimdi de PKK diye bir örgüt kalmayacak dedi. Sonrasında onu çevirdi PKK’ye 2020 yılında pes ettireceğiz dedi. Sonuç ne oldu? PKK her zamankinden daha güçlü.
“GÜCÜNÜZ YETİYORSA KENDİNİZ GELİN ALIN”
Halk üzerinde çok incelikli bir şekilde inancını zayıflatmayı tamamen iradi olarak teslim olmak ve o zihniyeti tüm toplumda mücadele edemezsiniz anlayışını oturtmak isteniliyor. 24 saat boyunca bunun bombardımanıyla her yerden televizyonlardan, gazetelerden her türlü kitle iletişim aracından bunu pompalamaya çalıştı. Bir süredir de işte bir siyasi partinin önüne toplamışlar insanları. İşte aileler örgüt içerisindeki çocuklarını istiyorlar gibi topluma böyle bir ideolojik bombardıman çocuklarınızı getirin, çocuklarınızı toplayın gibi dayatmaları yapıyorlar. Eğer bu kadar becerikli iseniz bu kadar marifetli iseniz kendiniz gelin! 41 yıldır aynı safsataları milletin önüne çıkıyorlar. Şimdi de sanki bunlar hiç denenmemiş yöntemlermiş gibi tekrardan Amerika’yı icat der gibi o insanlar oraya toplamışlar onun üzerinde acite ediyorlar onun üzerinden kirli faaliyetleri içerisine giriyorlar. Buradan bile medet bulmaya çalışan bir devlet.
“BAKUR GENÇLİĞİNİN MÜCADELESİ ALTIN DEĞERİNDEDİR”
Yoğun geçen süreç içerisinde yine en fazla Kürdistan halkının gündeminde olan hareketinizin de en fazla değerlendirdiği parçalardan biri de Bakurê Kurdistandı. Kayyumların atandığı, işgal saldırılarının olduğu gözaltı furyalarının yoğun olduğu bir yıl geçirdi Bakurê Kurdistan. Buna karşı bazı gençlik birimleri Tolhıldan Birimleri olarak kendilerini adlandırdılar. İllegal tarzda eylemselikler gelişti. Faşizme karşı direniş vardı, bunları yeterli buluyor musunuz?
Bakur mücadelesi gerçekten 2019 yılı açısından önemliydi. Faşizmin bu kadar kendisinin örgütleyip kurumsallaştırmaya çalıştığı bir dönemde bakur zemininde mücadele etmek, faşizme karşı direniş içerisine girmek mücadelede esas belirleyici noktalardan biriydi. Faşist TC sadece fiziki olarak bir mücadele yürütmedi, yani bu bahsettiğimiz özel savaş, psikolojik savaş ve fiziki savaşın dışında da tüm toplumu bir cendereye almak istedi. Kuzeyde belki de önceki dönemlerle kıyaslanmayacak şekilde bu cendereyi sıklaştırmaya çalıştı, her yönüyle kendi boyunduruğu altına almaya çalıştı. İnsanlar işkence edildiği tüm Türkiye açık bir cezaevine dönüştürüldü. Gençler üzerinde çok ciddi faaliyetler yürütüldüğü. Ajanlaştırmaya, kimliksizleştirme yönelik çalışmaları yoğun yapıldı. Sadece TC devletin yürüttüğü bir faaliyeti değildi kapitalist sistemin kendisi de zaten birebir yürüttüğü bir saldırı politikası var. Bakur gençliğinin yürüttüğü mücadelede bu sürece katılım için çok önemliydi. Bir düzeyde direniş ortaya çıkartıldı. Özellikle açlık grevi direnişiyle beraber bir potansiyel açığa çıktı. Ama bu potansiyeli yürütülmesinde yetersizlikler yaşandı. Bu potansiyelin daha örgütlü bir mücadele çizgisine çekilmesinde, yaşanan yetersizlikler, istikrarlı bir mücadele yürütülmesi neden olmuştur.
Ama şu söylenebilir: gerçekten TC devletinin Kuzey Kürdistan’ın da yürütülen mücadele üzerindeki planlamaları politikaları çok daha derinliklidir. Öyle sadece göründüğü gibi değildir. Aile, aile denetim altına alma çabaları var. Bu açıdan Bakur gençliğinin mücadelesi altın değerindedir.
Bakur mücadelesi sadece tabii halk cephesinde yürütülen bir mücadele değildi, özellikle de gerilla mücadelesi gerçekten tüm mücadelemize yön veren bir çizgiye sahip oldu. Ona dönük de çok yoğun saldırılar bitirme arayışları ifade edildi. Ama gerillanın da yürütmüş olduğu mücadele en fazla halka cesaret verdi.Gençlik mücadelesinin önünü açtı ve gençliğin Kürdistan özgürlük mücadelesindeki yerinin daha doğru daha derinden anlamasına yol açmıştır diyebiliriz. Kürdistan gençli en azından 2019 ile beraber şunun farkına vardı: Bir faşizm var, bir faşist diktatörlük rejimi var, buna karşı direniş dışında başka bir yol yöntem yoktur. Kendisinin abartı kadar şişirdi kadar bir gücün olmadığı, kendisini böyle ifade ettiği gibi her şeye hakkım olamayacağı her şeyi denetim altına alamayacağı gerçeği ortaya çıktı. Bakurê Kurdistan mücadelesi açısından ortaya çıkan en önemli gerçeklik bu oldu. Mücadele dışında hiçbir yöntemin faşizmi geriletemeyeceği anlaşıldı. Kürdistan gençliğinin yürüteceği mücadele, direniş çizgisi bu faşizmin yıkılmasındaki esas belirleyici husus olacaktır.
“BAŞUR GENÇLİĞİNİN TUTUMU KUTLANMALI”
Yıllın sonlarına doğru Rojava’da görkemli bir direniş sergilendi. Türk işgal saldırılarından sonra bu güne kadar devam eden bir direniş var. Sürecin ilk başladığı günden itibaren hem Bakur, Başûr hemde Avrupa’dan Kürt gençleri grup grup Cenga Rojava Direnişine katıldılar. Gençlerin attığı bu adım ulusal birlik için önemli bir adımdı. Sizin Gençlik olarak ulusal birlik için bir çalışmanız var mı?
Rojava işgal saldırılarına karşı özelde Başûr ve Rojhilat gençliğinin tutumu gerçekten kutlanması gereken bir tutumdu. Öncü düzeyde katıldılar. Rojava dönük işgal saldırısı aslında o genel tasfiye konseptinin bir parçası olarak devreye sokuldu. Bu konsept daha önce her ne kadar diğer alanlarda ağırlıklı yürümüşse de Rojava ile beraber tüm Kurdistan üzerinde savaşın ve direnişin yaşandığı bir süreç içerisine girmiş olduk. Rojava ile beraber TC faşizminin hedefi şu idi: sadece bir parçada değil, Kürtlük, özgürlük adına mücadele yürüten her alanı hedef alan bitirmeye çalışan bir zihniyetle başlatıldı. Dikkat edersek saldırını planlandığı tarih 9 Ekim. Önderliğimize dönük yapılan devletlerası komplunun yıl dönümünde yapıldı.
Belki gençlik kesimleri açısından değerlendiriyoruz ama tarihten bu yana hep sömürgecilerin Kürdistan üzerinde yürütüğü böl, parçala, yönet sonrada her türlü hakimiyeti kurma politikası bu direnişe beraber tuzla buz oluştur diyebiliriz. Ulusal birlik aslında mücadele saflarında yaşandı, gençliğin içine girmiş olduğu tutum aslında tam da ulusal birliğin göstergesiydi.
Gençlik cephesinden dört parça Kürdistan gençliğinin zaten ruhta özgürlük, özgürlük doğrularında değerlerinde bir araya geldi zaten ispatlamıştır. Bunun pratiği zaten hayata geçti. Bunu daha güçlü hale getirebilmek bunu gerçekten daha örgütlü bir tutum haline getirebilmek daha keskin bir duruş olarak faşizme yönlendirebilmek bizim meselemiz ve yeni yıl içerisinde de yeni mücadele yılında da bizim gençlik hareketi olarak da çalışmalarımızı birisi ulusal birlik anlamında bizim üzerimize düşen tüm Kürdistan gençliğini bir çatı altında toplayabilmek.
“GENÇLİK HAREKETİ, 2020 YILLINA ÇOK DAHA BÜYÜK BİR MÜCADELEYE KENDİSİNİ HAZIRLAMIŞTIR”
Yoğun geçen bir yıl geride bırakıldı. Yeni bir mücadele yılına giriliyor. Gençlik hareketi 2020 yıllına nasıl hazırlandı?
2019 yılı açısından yürütülen direniş çizgisi şüphesiz devam edecektir. Gençlik hareketi ve mücadelemizin öncü gücü olarak bu mücadele içerisinde yerini alacaktır. Gençliğin bundan sonraki süreçte daha fazla odaklanması gereken zemin topyekün mücadeleyi örgütleyecek yürütecek, buna öncülük yapacak çizgidir. Faşizmin gerçekten bir bütünen yıkılmasında gençlik öncülüğünü yapacaktır. Bizim mücadele çizgisi olarak tüm Kürdistan’da Devrimci Halk Savaşı stratejisiyle mücadele yürütme mücadeleyi burada zafere ulaştırma hedefinde gençlikte her alanda kendisini buna göre örgütleyerek yürütmek zorundadır. 2019 yılında başlatılan hamle her ne kadar zaman zaman istikrarlı bir şekilde yürütmede sorunlar, sıkıntılar yaşanmış olsa da 2020 mücadelesiyle şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, gençlik hareketi çok daha büyük bir mücadeleye kendisini hazırlamıştır.
Kendisini çok daha büyük mücadele eden bir çizgiye kavuşturacak ve en önemlisi Devrimci Halk savaşı stratejisinde bulunduğu her yerde geliştirerek bunun öncülüğünü yaparak öncelikle keskin bir tutumu ortaya koyarak aslında düşmana son darbeyi vuracak faşizmi ortadan kaldıracaktır.
Bu yönüyle de gençliğin, şimdi bu kadar ortaya koymuş olduğu direniş şüphesiz kendisi içerisin de büyük bedeller verilmiş olmasına rağmen biz sadece bununla yetinen bir pozisyonda değiliz sadece kendimizi işte direniyoruz bu bize yeterdir bununla avunalım gibi yaklaşım içerisinde değiliz.
Nasıl ki mücadelemizde Devrimci bir karakteri varsa ve bunu 24 saat tüm mücadele alanlarında hakim hale getirme arayışında ise bunun mücadelesini yürütüyorsa Gençlik Hareketi aslında bu çok daha geçerlidir. Mücadelenin yenilenmesinde daha güçlü, dinamik, ısrarlı ve kendisini gerçekten tüm düşman dayatmalarına saldırılarına karşı başarı yaratıcı yaratan bir örgüt çizgisine getirecektir. Bu konuda bizim inancımız tamdır ve yaşanan süreç itibariyle de büyük dersler çıkarıldığı açıktır.
Ve şuna inanıyoruz ki, düşmanın 2020 yılı itibariyle bitireceğiz dediği pes ettireceğiz dediği süreçle beraber Kürdistan gençliği Apocu gençlik bu faşist sürülerine en önemli cevabı verecektir, onların pes edeceğiz dedi yerde biz onları pes ettireceğiz. Ve bu temelde de tüm Kurdistan gençliğini 2020 yıllı itibari ile devrimin zafere götürüleceği Önderliğimiz ile özgür Kurdistanda yaşayacağımız ve halkımızla buluşacağımız bir yıl olması üzerinden tüm Kurdistan gençliğini Kurdistan dağlarına çağırıyoruz.