Ve başlar insanın içinde bir özgürlük tutkusu alır götürür bilinmez diyarlara, özgürce savrulmak istersin rüzgarın götürdüğü yere
HABER MERKEZİ– Rüzgarların güzergahında doğanın ritmiyle vücudun doğaya cevabıdır Dans.
Bazen isyan, bazen hüzün, bazen anarşist olur bedenin doğanın ritminde. Başlarsın ruh ve bedenin içindeki birikmişlikleri dökmeye.
Bazen yüreğindeki birikmişliklerin yansımasından yeniden bir yaşama adım atar ve yürürsün özgür dansların olduğu alanlara.
Dans ruhun bedende dil bulması değil midir. Özgürlük savaşçısı en özgür dansçıdır. Özlemlerini, hasretlerini, hayallerini, en iyi örgütleyen en iyi pratikleştiren değil midir?
Özgür alanların olduğu yerde özgür danslar vardır.
Özgürlük kokan bütün alanlara doğru yürürken yüreğindeki özgürlük aşkını rehber edersin kendine ve başlarsın yürümeye işte o zaman başlar özgürlük savaşın.
Kürtlerin özgürlük yürüyüşü hiç bir zaman bitmedi. Her çağda özgürlük aşkını kendilerine rehber ederek farklı yollardan yürümeye devam ettiler. Kürtlerin özgürlük yolları hep kapatılmaya çalışıldı ama her kapanan yollarda binlerce yol yaratarak devam ettiler yürüyüşlerine.
Kürtler Her kapatılan yolda binlerce yol açtı
Kapatılan ve engellenen yollar Kürtleri daha çok yol bulmaya açmaya yöneltti.
Bu gün yaşananlara baktığımızda Kürtlerin kendi topraklarında açtıkları binlerce yol kapatılmaya çalışılırken, her kapanan yollarda binlerce yolun açılması dünya sistemlerinin dengesini bozdu.
Kapitalist sisteminin dengesizleşmesi ve bitime doğru gitmesi emperyalist güçlerin çıkar savaşlarını daha da çok derinleşmeye götürdü. Çünkü sadece ellerindeki sistemi korumak ve bu sistem etrafında oluşturdukları çıkarlarını korumaktır. Alternatif bir sistem yaratamayan güçlerin Kürt halkına yönelik bu hırçın politikasını daha anlaşılır kılmaktadır.
Kapitalist sistemin çöküşü demek yeni bir sistemin yaratılması demektir ki şuanda alternatif bir sistem bulunmamaktadır. Kürtlerin kendi sistemlerini yaratmak istemeleri bütün dünya güçlerini büyük bir korkuya sürüklediğini görüyoruz. Bu korkuyla birlikte Kürtler üzerindeki komplo ve planlarda devreye girmiş durumda.
Her çağda kendi rengiyle direnen Kürtler bu günde Dört parçada direnişlerini devam ettirirken her taraftan da saldırıya ve katliamlara maruz kalmaktadırlar.
Tarihten günümüze kadar TC’nin Kürtlere yönelik katliamları devam ederken Rojava direnişinde Kürtlerin statü sahibi olmaya başlamasıyla birlikte saldırılar gittikçe yoğunlaşmaktadır. Kapitalist ülkelerin çıkar ilişkileri bu dönemde derinleşen bir kaosla ortaya çıktığını görüyoruz.
Türk Devletinin Hırçınlaşması Kaybedişindendir
Türk devletinin hırçınlaşması demek kaybetmeye mahkum olduğu anlamına da gelmektedir. Kendini sadece savaş üzerinde yaşatan bir devlet sistemi var ortada. Bunun için savaş argümanları bittiğinde kendini yaşatacak başka bir sistem bulamayacağı da ortadadır. Türk devleti 1915’te Ermenileri soykırımdan geçirdi. Türk devletinin istediği tek renk, tek din, tek bayrak, tek millet ve tek düşüncedir. Kendisi gibi düşünmeyi aşağılama yoluna gitmiş ve farklı asimilasyon politikalarıyla yok etmeye çalışmıştır.
Kürtlerin statü elde etmesi emperyalist güçleri korkutmuştur
Evet her ne kadar Kürtleri asimile etmeye çalışmışsa da Kürtler kendi değerlerini koruyarak bu güne gelmiştir. Hiç bir güç Kürtleri yok etmeye gücü yetmeyeceği bilinmelidir. 1988’ de Saddam attığı gaz bombasıyla 5 bin Kürt katledildi. Saddam’ın Kürtleri katletmesi Kürtleri bitirdi mi? Tabi ki hayır Kürtler daha da çoğalarak büyüme devam etti. Türk devleti 1937-38’inde Dersim ve 23-24 Aralık 1978 de Maraş’ta binlerce Alevi Kürdü katletti peki Kürtler yok oldu mu? Tabi ki hayır hatta verdikleri direnişlerle bu gün Rojava’da kendi statülerini elde etmiş durumdadırlar. Kürtlerin kendi statülerini elde etmesi Türk devleti başta olmak üzere emperyalist güçleri korkutmuştur. Bunun için Kürtler üzerinde hırçın bir politika yürütülmektedir.
Evet Kürtler kendi danslarını kendi özgür iradeleriyle yarattı ve yaratmaya devam ediyor. Özgürlük dansları dağların en zirvesinde devam ederken, nice özgürlük dansçıları bedenlerinde binlerce beden yaratarak kokularını dansların ritmi yaparak binlerce Özgürlük Savaşçısı yarattı.
Sara Gulan